ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ-TÜRKOLOJİ ARAŞTIRMALARI MERKEZİ |
Anasayfa | Makale Bilgi Sistemi | Konu Dizini | Yazarlar Dizini | Kaynaklar Dizini | Makale-Yazar Listesi | Makale Sayısı-Tarih Listesi | Güncel Türkoloji Kaynakçası |
Atatürk Araştırmaları || Çukurova Araştırmaları || Halkbilim || Dilbilim || Halk Edebiyatı || Yeni Türk Dili || Eski Türk Dili Yeni Türk Edebiyatı || Eski Türk Edebiyatı || Dil Sorunları || Genel || Tiyatro || Çağdaş Türk Lehçeleri |
ÇİZGİYİ AŞanlar: Cİlle
TÜRK MİTOLOJİSİNİN ÇİZGİ FİLMDE KULLANILMASI ve
ÇİZGİ FİLMLE AKTARILMASI
Türk Dünyası incelemeleri Dergisi/Journal of Turkish World Studies, XI/1 (Yaz 2011), s.107-119.
Türk mitolojisi başta olmak üzere, mitolojik sembollerin kullanıldığı “Cille" adlı
çizgi film, TRT Çocuk kanalında yayınlanmaktadır. Türkiye’deki çizgi film sektö¬
rünün önemli bir parçası olan Cordoba Animasyon tarafından hazırlanan Cille
çizgi filmi, iki ırkın ezeli savaşını ve bu savaşı sona erdirmek için üç çocuğun
yaptığı yolculuğu anlatır. Çizgi filmin esasında misket veya bilye oyununa ben¬
zeyen bir oyun da yer alır.
Bu makalede, Türkiye’deki çizgi film sektörünün mitoloji ile ilişkisi “Cille’’
adlı çizgi film örneğinde değerlendirilecektir. Burada “Cille’’ adlı çizgi filmde yer
alan Türk mitolojisine ait unsurlar tespit edilecektir. Bununla birlikte mitolojik
sembollerin çizgi film alanında nasıl ve niçin kullanıldığı soruları ise doğu ve batı
mitolojileri göz önüne alınarak cevaplanacaktır. Bu sorular cevaplanırken sadece
çizgi filme odaklanılmayacak, aynı zamanda metin, doku ve sosyal çevre ve şart¬
lar da göz önüne alınacaktır. “Cille’’ adlı çizgi film yani “metin", çizgi filminin
senaryosu yani “doku" ve “sosyal çevre ve şartları" oluşturan izleyici ve Cordoba
ekibi bir bütün olarak kabul edilecektir.
Anahtar kelimeler: Cille, Misket, Mitoloji, Çizgi Film, Oyun
The cartoon movie is called “Cille" where the mythological symbols used
especially Turkish mythology has been playing on TRT Kids Channel. “Cille"
cartoon movie tells about the swore war between two racial groups and three
kids adventure in order to end this war, was created by Cardoba Animation
which is the very important part of the cartoon movie sector in Turkey.
Originally, the game what they called marble or ball took place in the movie.
In this article, the relationship between “Cille” cartoon movie and Turkish
Mythology will be evulated. The facts will be determined how “Cille" cartoon
movie is related to Turkish mythology. In this with, the questions will be
' Yrd. Doç. Dr., Ege Üniversitesi, Türk Dünyası Araştırmaları Enstitüsü, Türk Halk Bilimi
Anabilim Dalı Öğretim Üyesi, pdonmez41@hotmail.com.
answered how and why mythological symbols used in the cartoon movie’s in
regards of east and west mythologys’. The movie is not going to be only main
focus, on the other hand, the subject, texture and background and social
conditions will be considered, to answer on these questions. The “Cille” cartoon
movie’s senario which, the“subject”, the “texture" and the “backgroud and social
conditions’’ will be counted as a whole with the components of the audience of
the movie and Cordoba team.
Key Words: Cille, Marble, Mythology, Cartoon Movie, Play
Çocuğun karakterinin belirlendiği, temel insanî değerlerin ve kültürel yapının çocuğa
aşılandığı, ailenin ve toplumun doğru bildiklerini ona en yoğun şekilde aktardığı “çocukluk”
adı verilen süreci etkileyen pek çok unsur vardır. Bu dönemde algı ve öğrenme o kadar hızlı
ve yoğundur ki, hemen her şey öğrenme ve eğitim sürecine dâhil oluverir. Çocuğun eğitim
sürecinde yer alan önemli unsurlardan biri de çizgi filmdir. Çizgi film ve eğitim ilişkisi daha
çok masal ve eğitim ilişkisine benzer. Muhsine Helimoğlu Yavuz, masalın eğitimsel işlevle¬
rini ortaya koyduğu çalışmasında; “İnsanoğlu kendi yaşam gerçeğini çözüm önerilerini bek¬
lentilerini masal olaylarına ve masal kahramanlarına yükleyerek anlatmış ve yüzyıllar boyu
bu yolla gelecek kuşakları uyarmaya eğitmeye yaşamın zorluklarına karşı onları donatmaya
çalışmıştır. Çünkü masal kahramanlarının karşılaştıkları sorunların hemen hepsiyle yaşamın
gerçekleri arasında koşutluk kurulabilir ve o masallarda tanık olunan toplumun yaşam ger¬
çeğine ulaşabilinir. Çünkü toplumu eğiten temel öğelerden biri de masaldır!’1 demektedir.
Çizgi filmin de eğitimde işlevsel etkisi olduğu muhakkaktır.2
Çizgi film ve masal, eğlence ve eğitimi birlikte kullanmak açısından benzerdir. Eğlen¬
ce ve eğitim ilişkisinin yer aldığı bir diğer tür de “oyun’dur. Alan Dundes, 1964 yılında
“New York Folklore Quarterly’de yayımlanan “On Game Morphology: A Study of the
Structure of Non-Verbal Folklore (Oyunun Biçimbilimine Dair: Sözsüz Folklorun Yapısı
Hakkında Bir Araştırma)” adlı makalesinde, masallar ve oyunların ortak noktası olan teker¬
lemelerden hareketle masal ve oyunun yapısal benzerliklerini ortaya koyar.3 “İnsan oynayan
varhktif şeklinde de ifade edebileceğimiz “Homo ludens” teriminin kâşifi Johan Huizinga
ise “uygarlık oyun içinde ve oyun gibi açığa çıkat’ der.4 Bu durumda “oyun’un insan olma
yolunda önemli bir rehber olduğunu söylemek mümkündür. Oyunun eğitici işlevini ortaya
çıkaran didaktik yapısıdır ve aynı durum masal ve çizgi film için de geçerlidir. Ancak masal,
oyun ve çizgi filmin yolu sadece didaktiklikte kesişmez, bu türler kurgusal üslupta da ortak¬
tırlar. Kuru bir ahlâk dersi kişinin canını sıkar, oysa masalın güzelliği ahlak dersinin kurulu¬
ğunu yok eder5 düsturunca üçü de bir kurgu içinde didaktiktirler ve aslında çocuğa öğretme
ve aktarma noktasında kurguyu etkili bir şekilde kullanırlar.
Kurgunun didaktik bir amaçla bireysel ve toplumsal eğitimde kullanılmasına oyun,
masal ve çizgi film dışında bir başka örnek ise “mit”tir. William R. Bascom’a göre; mitolojik
sistem, aynı zamanda eğitim sistemidir.6 Buradan hareketle masal, oyun ve çizgi film arasın¬
daki ilişkiye mitolojiyi de eklemek mümkündür.
Bu makalenin konusunu oluşturan “çizgi film” ve “mitoloji”, yukarıda ele alınan eği¬
tim ve eğlence çerçevesinden değerlendirildiğinde, aslında bu türlerin birbirinden farklı
olmadıkları görülür. Bu durumda, çizgi filmde mitolojiye yer vermek ya da ilhamı mitoloji
olan çizgi filmler yapmak tam olarak “geleneğin güncellenmesi' ifadesinde kendini bulur.
Metin Ekici, “eski şişede yeni şarap veya yeni şişede eski şarap” benzetmesindeki gibi gele¬
neğin güncellenmesinin gelişme anlamında bir değişme olduğunu ifade eder.7 Gelişme, de¬
ğişme, eskilik ve yenilik kavramlarıyla ilgili bu ifadeler; sözlü kültür ortamının parçası olan
mitlerin, elektronik ortamın bir parçası olan çizgi film sektöründe nasıl hayat bulabileceği
ve çizgi filmde mitolojinin işlenmesinin ne tip bir yararının olacağı sorularının cevabına
işaret etmektedir.
Bu makalenin amacı temelde bu iki soruya cevap aramak ve Türkiye’deki çizgi film
sektörünün mitoloji ile ilişkisini Cordoba Animasyon tarafından yapılan ve TRT Çocuk ka¬
nalında yayınlanan “Cille” adlı çizgi film örneğinde değerlendirmektir. Doğu ve batı mitolo¬
jisinden pek çok sembolün “Cille”de yer aldığını söylemek mümkündür. Ancak bu sembolle¬
rin analizi, dönüşümü ve çizgi filmle ilişkisinin doğu ve batı mitolojilerinde izini sürmek
yerine, bu makale belki de böylesi bir çalışmanın birinci basamağıyla sınırlandırılmıştır.
Burada “Cille” adlı çizgi filmde yer alan Türk mitolojisine ait unsurlar tespit edilecektir. Bu¬
nunla birlikte mitolojik sembollerin çizgi film alanında nasıl ve niçin kullanıldığı soruları ise
doğu ve batı mitolojileri göz önüne alınarak cevaplanacaktır. Bu sorular cevaplanırken sade¬
ce çizgi filme odaklanılmayacak, aynı zamanda metin, doku ve sosyal çevre ve şartlar da göz
önüne alınacaktır. “Cille” adlı çizgi film yani “metin”, çizgi filminin senaryosu yani “doku”
ve “sosyal çevre ve şartları” oluşturan izleyici ve Cordoba ekibi bir bütün olarak kabul edile¬
cektir. Dolayısıyla bu makalede; 26 bölüme ait senaryo, çizgi filmin halihazırda yayınlanmış
olan 14 bölümü, Cordoba ekibinden Muhammed Musab Gündüz ve Hasan Aşık ile yapılan
görüşme ve Cille izleyicisinin aktif olarak yer aldığı Facebook sayfası kullanılmıştır.8
Burada öncelikle Cordoba Animasyon ekibi ve Cille hakkında kısa bilgi vermek yerin¬
de olacaktır.
Cordoba Animasyon ekibi; “Nane Limon” ve “Tek Haber Cankurtaran” adlı çizgi film¬
lere, “Kafkas İslam Ordusu 1918”, “Fotojen” ve “Toplu Hayat” adlı yapımlara imza atmıştır.9
2011 yılı Ocak ayında TRT Çocuk ekranında yayınlanmaya başlayan Cille’nin izleyici¬
si; “http://www.facebook.com/Cille.TRT” adresi başta olmak üzere internet ortamında cille
oyunu oynamaya ve Cille karakterlerinden hazırlanmakta olan kartlarla da çizgi filme konu
olan oyunun bir türevini bilfiil oynamaya başlamıştır.
Cille çizgi filminin konusu şöyledir:
“ Çok çok eski zamanlarda insanlar ve Ezakiler arasında süregelen bir savaş varmış. Bir
gün iki ordu Demirci Vadisi ’nde karşı karşıya gelmiş. Fakat bu sefer insanların lideri Kadu ve
Ezakilerden lideri Zend barış yapmak için öne çıkmış. Çünkü aralarındaki savaş iki ırkı da
tüketiyormuş. İki kral kadim ağacın gölgesinde ant içmişler. Böylece ‘Hazar Devri’ başlamış.
Fakat Ezakilerin lideri Zend ölünce yerine geçen kötü kalpli Zigat barışa son vermiş ve sava¬
şı tekrar başlatmış. Bütün umutların tükendiği o anda Yaşlı Kral Kadu, Demirci Vadisindeki
İkivak ağacına tekrar sığınmış. Ağaç ona halkını kurtaracak sırrı açıklamış. Dört elementin
güçlerini temsil eden kadim zamanlardan kalma on iki yaratık efsanesi ve cillelerin gücü.
İşte sır buymuş. Kadu, bir kum ocağında kimisini suyla, kimisini havayla, kimisini toprakla
ve kimisini de ateşle terbiye ettiği on iki cille yapmış. Efsanevî cilleler ağaca teslim edildi¬
ğinde, İkivak derin uykusundan uyanmış ve görünmez bir duvar, insanlarla Ezakilerin dün¬
yalarını birbirinden ayırmış. Kadu, cillelerin bulunmaması için dört kitap oluşturmuş ve
bunları ayrı ayrı sadece kendi bildiği gizli yerlere saklamış. Çünkü sadece cillelerin hepsi bir
araya geldiğinde boyut kapısı açılabiliyormuş.
Yıllar sonra araştırmacılar tarafından bulunan cilleler, Ezakilerin diyarına geçişi sağ¬
lar. Cillelere sahip olan Ezakiler, araştırmacıları tutsak eder ve diğer tarafa geçerek kapıyı
açıp savaşı tekrar başlatmak için eksik cilleleri aramaya koyulur. Durumu fark eden Müdrik,
kayıp cilleleri bulmak ve Ezakilerin ellerindekileri de geri almak amacıyla Kayra ve arkadaş¬
larını yanma alarak yola çıkar. Zorlu bir yolculuk sonunda insanlar ve Ezakiler her şeyin
sonlandığı yerde bir kez daha bir araya gelirler.”10
Cille adlı çizgi film; Ezaki ve insanlar arasındaki mücadele, cillelerle ilgili efsane,
cilleleri arama serüveni, cille oyunu gibi birden fazla anlatmanın iç içe yer aldığı bir kurguya
sahiptir. Bu anlatmaları derleyen toplayan bir çerçeve anlatma vardır ve bu çerçevede bir
yolculuk anlatılmaktadır. Cille öncelikle; “Kayra”, “Solin” ve “Talu” adlı üç çocuk ve “Müd¬
rik Amca”nın cilleleri bulup savaşı engellemek amacıyla yaptıkları zorlu ve maceralı bir
yolculuk başlı başına bir anlatmadır. Burada işe bir efsane karışır ve Ezaki adlı ırk ve insanla¬
rın anlatması yolculuğa dâhil olur. Bu anlatmada yer alan birkaç sembol üzerinde durmak
gerekmektedir. “Demirci Vadisi”nde yer alan demirci, mitolojide önemli bir simgedir.
Firdevsi’nin Şehname’de yer verdiği Demirci Kava (Gave) karakteri ise bu sembollerin en
meşhurudur.11 Çizgi filmde sükûnet ve barış dönemini temsil eden “Hazar devri” ise Hazar¬
ları hatırlatmaktadır.12 Bu bir savaşın anlatmasıdır. Aslında kahramanlarımızın yolculuğu¬
nun sebebi bu efsanedir, ancak çizgi filmde kesintisiz olarak kahramanların yolculuğu izlen¬
diği için, yolculuk bu çerçeve anlatmayı oluşturur. Kayra, Solin, Talu ve Müdrik’in karakter¬
leri dahi başlı başına bir anlatma özelliği gösterir. Bununla birlikte, yolculuğa dâhil olan
veya yolda rastlanan her kahramanın kaçınılmaz olarak kendi maceraları ve tabi anlatmaları
da kurguya dâhil olur. Bütün bu karmaşayı başlatan ise, "kadim” ve "yeni” olmak üzere iki
şekilde oynanan bir oyundur. Kadim oyun ve oyuncaklar (cilleler) anlatmayı, yeni oyun ise
kahramanların macerasını başlatır. Tahmin edileceği üzere oyun, kahramanları yol boyu
bırakmaz ve “bir sahnede bir silah varsa o mutlaka patlamalıdır” diyen “Çehov’un silahı”
kuralına uygun olarak her şeyi başlatan oyun, her şeyin sonuçlanmasına da sebep olur. Başka
bir ifade ile oyun kaosun müsebbibi, kozmosun da mimarıdır.13
Cille adlı bu oyunun kadim şekli şöyledir:
“Savaşçılar sahip oldukları yaratıkları, yuvarlak bir arenada (dairenin içinde) dövüştü¬
rür. Arenanın ortasında bir çukur vardır. Cillesini çukura ilk sokan, ilk saldın hakkını elde
eder. Müsabakadaki amaç, diğer yaratığı dairenin dışına atmaktır. Müsabaka yaratıklardan
birinin saha dışına atılmasıyla biter. Yalnız, bu kurallara göre savaşmak çok tehlikelidir.
Çünkü saha dışına atılan yaratıkla savaşçının gönül bağı ’ kopar. Bu bağın kopması onları
birbirinden ayırır ve yaratık diğer savaşçıya geçer.;”14
Yeni oyun ise, bu kadim oyundaki kural değişiklikleriyle ortaya çıkmıştır. Çünkü
Ezakiler tarafından bulunan bu savaş oyunu, çok riskli olduğu için insanlar tarafından değiş¬
tirilmiştir. Oyunun yeni şeklinde yaratığın diğer savaşçıya geçmesi mümkün değildir. Bu
değişiklik sayesinde cille, artık zararsız bir oyun haline gelmiştir.
Cordoba Animasyon ekibinin çizgi film için kurguladığı ve “Cille” adını verdiği oyun
“kadim” ve “yeni” olmak üzere iki oyundan oluşmaktadır. Kadim ve yeni oyun terimleri;
ritüel ve oyun, büyü ve oyun gibi ikili terimleri akla getirmektedir. Metin And’ın “Oyun ve
Bügü” adlı eserinde derinlemesine tartıştığı bu terimler ve bunlar arasında kurduğu açık ve
kapalı ilişkilere bir göz atmak dahi cillenin kadim oyununda bulunan ve yeni oyunda kaldı¬
rılan kısmın ritüelden oyuna, çocuk oyununa geçiş süreci olduğunu açıklamak için yeterli-
dir.15 Zaten “kadim” oyun ve ondan doğan “yeni oyun” dahi geçmişle ve bugünün ilişkisini
kurmak için yeterlidir. Kadim oyundaki “gönül bağı”nı koparmak yasaklandıktan sonra
oyun, yeni halini alır. Tam bu esnada Ezaki ve insanlar birbirinden ayrılmış, toplum ve tarih
de yeni bir hal almıştır. Bu iki değişim birbirini etkilemiş ve bu karşılıklı etkileşim ise, yeni
bir anlatma/yolculuk doğmasına neden olmuştur. Oyundaki ve tarihteki değişim kahraman¬
larımızın yolculuğunu ve macerasını yaratır.
Macera veya yolculuktan önce, yola çıkan kahramanların isimlerine öncelik vermek
gerekir. Çünkü ilk tanışma isimle olur. Yukarıdaki çizgi film özetinde verildiği üzere “Cille”
oyununun kuralları Anadolu’da eskiden çok yaygın olan, bugün hepimizin adını bildiği, bir
kısım çocuğun hala oynadığı ve ama hepimizin babalarının mutlaka oynamış olduğu “mis¬
ket” veya “bilye” adlı oyunu hatırlatır. Petek Ersoy ve Öcal Oğuz16, Nebi Özdemir17, Mevlüt
Özhan,18 Bekir Onur19, Ali Atalar20 ve Metin And’ın21 eserlerinde misket veya bilye oyunun
nerede, nasıl, neyle, kimler tarafından oynandığını ve dolayısıyla Cordoba ekibi tarafından
kurgulanan “Cille” oyunu ile ilişkisini görmek mümkündür.
Bu çizgi filmde sadece oyun, misket veya bilyeyi hatırlatmaz. Zaten çizgi film, “Cille”
adını da “bilye” ya da “misket”in “Bursa” ağzındaki şeklinden alır. “Türkiye’de Halk Ağzın¬
dan Derleme Sözlüğü”nde “Cam bilye”nin Bursa ağzında “Cilli” olarak adlandırıldığı belirti¬
lir.22 Bu oyun ve oyuncağın adı Antep ağzında “gülle” olur.23
Cille adlı çizgi filmdeki kahramanların veya karakterlerin isimleri ve anlamları da
Türk kültürüyle yakından ilişkilidir. İsimler sadece anlamla sınırlı değildir. Türk kültüründe
ismin ardında bir gelenek yatar: Ad verme geleneği. Ad vermek başlı başına bir serüvendir.
Türk kültüründe ad verme geleneği pek çok çalışmada incelenmiştir.24 Şükrü Elçin’in “Adlar,
insanı büyüleyen, renkli, canlı, duygulu, düşündürücü minyatür eserlerdir. ” şeklindeki ifa¬
desi, meselenin özünü açıklar. İsmin anlamını açıklarken, ismin verilme geleneğine de bak¬
mak gerekir. O isimle sahibinin arasındaki ilişki kadar, ismi veren ve ismin ait olduğu kültü¬
rün de katkısını unutmamak gerekir. Şükrü Elçin bu konuyu da veciz bir şekilde ifade eder
ve isimlerin, bireyi olduğu kadar aile ve toplumu da yansıttığını ve de toplumsal ve bireysel
birikim ve değerlerden ilham alınarak seçildiğini vurgular. İnsana isim verilirken bunlar
gözetilirken, eşyanın damgalanmasında da aynı ruh halinin bulunduğunu ve eşya adlarının;
toplum, kültür ve ahlaki değerlerle yakın ilişkili olduğunu Ayvalık Limanı’na bağlı deniz
araçlarının adlarını inceleyerek gösterir.25
Cille adlı çizgi filmdeki karakterlerin isimleri, insan ismi olma vasıflarıyla ele alın¬
malıdır, fakat aynı zamanda insan yapımı eşya misal çizgilerin adı olmasıyla da Şükrü El-
çin’in bakış açısıyla değerlendirmeye değerdir. Kaldı ki, Türk kültüründe ad verme geleneği
de adlara alıcı gözle bakmayı tembihlemektedir.26
Çizgi filmin başkahramanının adı “Kayra”dır. “Kişi Adları Sözlüğü”nde “Büyük bir
kimseden gelen iyilik, ihsan” anlamındadır.27 Karakter olarak liderlik için bütün meziyetlere
sahip olan Kayra: “Son derece maceracı ve atik, aynı zamanda saf ve merhametli bir kişiliğe
sahiptir. Yüreğinin sesiyle hareket etmesi bazen başına dert açsa da, doğru bildiğini yapmak¬
tan asla geri kalmaz. Amcası Müdrik yanından ayrilana kadar civardaki bütün cille müsaba¬
kalarını kazanırken, hasreti yeteneğinden baskın gelmiş ve ara vermiştir. Şimdi, Müdrik
Amca da geri döndüğüne göre, bütün cille ustalarının korkması gereken birisi tekrar sahada¬
dır. ” “Kayra” adının anlamı ve Kayra karakteri arasında doğrudan bir ilişki görülmektedir.
Bu isim “Kayra” veya “Kayrahan” adıyla Türk mitolojisinde de önemli bir yere sahiptir ve
ilham veren, benzersiz olanı temsil eder.28 Kayra karakteri de, adı gibi ekibine ilham veren
bir liderdir ve yolculuklarının sebebidir. Kayra, gizli bir sırrı ihtiva eder ve çizgi filmin so¬
nunda adı gibi benzeriz ve tek olduğu anlaşılacaktır. Kayra’nın cillesinden çıkan yaratık
bıyıklı bir balinadır. Başta Hz. Yunus’un anlatması olmak üzere büyük balığın kahramanı
yuttuğu pek çok anlatma vardır. Kahramanın balığın karnından kurtuluşu, onun bir nevi
yeniden doğuşu, başlangıcıdır. Cille macerasının bir anlamı da Kayra’nın dönüşümüdür.
Çizgi filmin diğer kahramanı “Talu”dur. “Kayra’nın en yakın dostu olan Talu, kahka¬
hası eksik olmayan, hayata hep olumlu bakan birisidir. Tek önemsediği şey yemek yemek
gibi görünse de Talu, bitmeyen enerjisini oburluğuna borçludur. Cüssesiyle ilgili yapılan
şakalara hiç aldırmaz, fakat söz konusu kel kafası olunca ciddileşebilir. ”0 Türkçe bir kelime
olan “Talu”, “iki kürek kemiği arası"anlamına gelir.29 Talu, yol boyunca diğer iki kahraman
Kayra ve Solin’i aslında bütün ekibi bir arada tutar, arkadaşları için her türlü zorluğu göze
alır. “Talay veya Taluy” ise Moğolca ve Türkçede “Deniz, büyük nehir” anlamını taşımakta¬
dır.30 Taluy, denizdir ve deniz engindir. Talu da cüsse ve yürekçe geniş bir karakterdir. Talu,
aynı zamanda yardımcı kahramandır. Maceralarda çoğu zaman asıl yükü başkahraman taşır.
Ancak bazı durumlarda yardımcı kahraman, başkahramanı taşımak zorunda kalır. Yüküyle
birlikte başkahramanı yani Kayra’yı taşımak durumunda kaldığında, hakikaten yükü ağırla¬
şır. Talu’nun cillesinden çıkan yaratık öküz ve balığın karışımından oluşur. Öküz ve balık
Türk mitolojisinde dünyayı taşımaktadır.31 Talu, ağır yükleri taşıyabilecek kadar geniştir,
hem adının anlamınca hem de cismince geniştir. Çünkü kendisi gayet şişman bir çocuktur.
Şişmanlığı ile barışıktır Talu, ama kelliği ile problemi vardır. Zaten kelliği ile barışık tek
erkek, Keloğlan’dır. O da bu eksiğini kıvrak zekâsı ile kapatır. Talu’nun geniş kalbi ve bir o
kadar geniş cüssesi vardır ama zekâsının aynı genişlikte olduğu söylenemez. Bu durumda
kelliği ile barışmaması olağan karşılanmalıdır.
Çizgi filmin diğer kahramanı “Solin”dir. Açıklamalı Kırgız Kişi Adları Sözlüğü’nde
“Solin” adı yer almaktadır.32 Bu kelimenin Altay Türkçesinde “solun” şeklinde olan kelime,
“garip, şaşırtıcı, duyulmamış, ilginç” anlamında Moğolca kökenli bir kelimedir.33 Özbek
Türkçesinde kelimenin “Solim” şekli bulunur ve “alımlı ve güzel kız” anlamına gelir.34 Solin
“aslında tutuk duran, yeri geldiğinde değer verdiği şeyler için her şeyini ortaya koyabilen
birisidir. Bir kız olmasına rağmen mekaniğe karşı büyük bir yeteneği ve ilgisi var. Araştır¬
mayı çok seviyor ve kadim kitaplardan yeni bilgiler öğrenmekten büyük keyif alır. Kıvrak
zekâsı sayesinde iyi bir cille oyuncusu olan Solin ’in, çalışkanlığıyla kendisini daha da gelişti¬
receğine hiç süphe yoktur. Çok mantıklı, fakat dik başlı bir karaktere sahip olan Solin, ekip
için sağduyunun sesini temsil eder. ”7 Solin’in cillesinden çıkan hayvan tosbağadır. Türk
mitolojisinde tosbağa; kadimliği, sonsuzluğu simgeler. Göktürk Yazıtlarının altındaki tosba¬
ğa, bilgiyi sonsuza taşımakla görevlidir. Solin’in ilgi alanının bilim olması da onun tosbağa
ile aynı görevde olduğunun bir göstergesi değil midir?
Bir diğer kahraman “Müdrik”dir ve o “idrak” kökünden gelen adının anlamı gibi, yaşlı
ve bilge biridir. “Ezakiler ve insanlar arasındaki efsane ve savaşı bilmektedir. Bir cille yaka¬
lama ustasıdır. Bir çok bilinmeyen sırları vardır. Aynı zamanda çok iyi cille oynar. ”8 Ayrıca,
“mudrets” kelimesi Rusça “erkek cins kelime, hâkim, bilge, fikir adamı, düşünür” ve
“mudrıy” ise “akıllı, hikmetli” anlamlarına gelmektedir.35 Bu bilge kişi, Türk kültürüne uy¬
gun olarak aksakallı resmedilmiştir. Ekibe yol gösteren bilge Müdrik’in cillesinden çıkan
yaratık ise, sakalına benzer şekilde ak bir kurttur.
Bu dört karakterin yolculuğu ve Ezakiler ile insanların mücadelesi cilleler ve cille
oyunu ekseninde gelişir. Başta belirttiğim gibi cille oyunu, bilye veya misket oyununa ben¬
zer bir oyundur. Ancak çizgi filmde misket oyunundan farklı olarak cille adlı “cam top”ların
içinden yaratıklar çıkmaktadır. Bu işin olağanüstü yanı, tevatürü veya kurmacası kabul edi¬
lebilir. Bu kurmacayı ya da misket veya bilye oyununa benzer oyunları konu alan ve ülke¬
mizde de pek meşhur olan “Pokemon” ve “Bakugan” adlı iki Japon çizgi filmi vardır. İçinden
yaratık çıkan misket oyunu, Cille çizgi filmi ile ilgili buraya kadar verilen bilgiye göre
“Cille”, “Pokemon” ve “Bakugan” adlı Japon çizgi filmlerine çok benzemektedir. Bu durum¬
da, Cille’nin bu çizgi filmlerden hareketle mi hazırlandığı sorusu akla gelebilir. Aslında bu¬
radaki benzerlik, yani “topun içinden yaratık çıkması” ya da “bir şeyin içinden, olağanüstü
bir şey çıkması” bir motiftir ve kendisini en meşhur şekliyle “Alaeddin’in sihirli lambasından
çıkan cin” olarak tanırız. Fantastik kurgu dünyasını hem yazıda hem de sinemada yeniden
adlandıran J. R. Tolkien’in “Yüzüklerin Efendisi” serisinde meşhur yüzüğün içinden yaratık
çıkmaz ama yüzüğün kötücül gücü insanı “Gollum” adlı korkunç ve bir o kadar da acınası
hırslı, bencil, yalancı, hiçbir ahlakî değeri olmayan, yalnız, çirkin ve korkunç bir yaratığa
dönüştürür. Zaten bu kötü özelliklere sahip bir insan; çirkin, korkunç ve yalnızlığa terk
edilmeye mahkûm bir yaratık değil midir? Tolkien’in takipçisi Harry Potter’da ise büyücüle¬
rin içinden “animagus” denen ışıktan meydana gelmiş olağanüstü hayvanlar çıkar ve bunlar
en kötü ve güçlü düşmanı dahi savuştururlar. “Animagus”un çıkması için büyücünün epey
marifet göstermesi, olgunlaşması gerekir. Bunlara benzer pek çok örnek vermek mümkün¬
dür. Ancak bu örnekler çizgi filmdeki motifin, masal ve roman türlerinde de benzer örnek¬
lerini görmemizi sağlar. “Topun içinden yaratık çıkması” ya da “bir şeyin içinden, olağanüstü
bir şey çıkması” sıradan bir motif değildir, “Alaeddin” ve “sihirli lambası” bir tip olarak
Aarne-Thompson kataloğunda 561 numarasıyla kayıtlıdır. Bu tip “560sihirli yüzük”ve “562
mavi ışığm içindeki ruh "maddeleri arasında yer almaktadır.36 Başka bir ifadeyle, bir şeyin
içinden çıkan olağanüstü bir güç bu tiple özdeşleşmiş ve sözlü, yazılı ve görsel yaratmalarda
sıkça kullanılmıştır.
“Cam top” bir metafor olarak sadece edebiyat, sinema ve çizgi film alanında kulla¬
nılmamıştır. Sinema ve çizgi film doğmadan önce, edebiyattan alınan ilhamla siyaset dilinde
de kullanılmıştır. Bunun siyasî arenadaki karşılığı “Barbaro’mum metaforıi''dur. 1568-1574
yıları arasında Venedik’in İstanbul’daki elçisi Marcantonio Barbaro yazdığı bir mektupta
Venedik’in Osmanlı’yla oynadığı oyunu, başka bir ifadeyle diploması sanatını şöyle özetler:
“Müzakere yapmak camdan bir topla oynamak gibidir. Top, yere düşürülmeden ve sinirle
yere atılman her zaman havada kalacak şekilde beceriyle tutulmalıdır. Yoksa kırılmalıdır.
Lakin sonradan tekrar, özenle ve uygrnı şekilde ele alınarak yeniden canlı bir şekilde karşıya
atılması gerekir.” Burada ilm-i siyaset veya diplomasi sanatı; “cam top”la oynanan misket
oyununa benzetilmek ve cam topla diplomasi veya siyaset arasındaki bağlantı da açıkça ku¬
rulmaktadır.
Cam topla oynamak, maddenin en hassas haline hakim olmak demektir. Maddeye ha¬
kimiyet ise öfke, sevinç vb. duygulara başka bir ifadeyle maneviyata/manaya hakim olmak
demektir. Cam topla oynamak, batı dünyasının kullandığı “Barbaro metaforu”nda olduğu
gibi maddeden hareketle manaya hakim olmayı sembolleştirdiği gibi, doğu dünyasında
“Alaaddin ve sihirli lambası”nda tipleşen olağanüstü güce yani nefse hakim olmayı da temsil
etmektedir. Cam toplar, her iki durumda da güce hakim olmanın, hedefe odaklanmanın,
belki de en kadim oyun olan aşkta olduğu gibi hedefi etkilemenin evrensel sembolü olarak
belirmekte ve bir metafor olmaktadır.
Bu durumda, Cille çizgi filminde yer alan “cam top”lardan çıkan olağanüstü yaratıkla¬
rın ve bu oyunun ilhamını Japon çizgi film sektöründe ya da bu motifin kullanıldığı herhan¬
gi bir yerde aramak yerine, doğu ve batı kültürlerinde bir metafor olarak karşımıza çıkan
cam topla oynanan oyunun Anadolu’daki şekline bakmak daha yerinde olacaktır. Nitekim
“Cille”nin adı da tam bu noktayı işaret etmektedir.
Misket veya bilye oyunu, bugün çocukların oyun repertuarında önemli bir yere sahip
değildir. Aslında oyunun bu durumu, sokakta oynanan bütün oyunların kaderine benzemek¬
tedir. Ancak bu oyun ve oyuncak, günümüz çocuklarının bir nevi oyuncağı olan çizgi filmde
yerini almıştır. Günümüz şartları içinde izleyici konumunda olan çocuklar, çizgi film içinde
bu oyunu ve oyuncağı görmekte ve etkilenmektedir. Bu etki elbette oyuncakla oynamakla eş
değer değildir, değişmiştir. Kaldı ki oyun araçları ve çocuğun ihtiyacı da değişmiştir. İşte
Cille adlı çizgi filmde bu kadim oyunu gören çocuk, topa hiç dokunmadığı halde izlediğiyle
coşan ve takımıyla bütünleşen futbol seyircisi gibi kuyuya/deliğe giren topla heyecanlanıp,
ona bağlı olarak ortaya çıkan gücü paylaşmaktadır.
Topu belirli bir hedefe yönlendirmek kuralını işleten bir oyunu konu alan Cille çizgi
filmi oldukça eski bir konuyu işlemektedir. Hem işlediği konunun yaygınlığı ve eskiliği,
hem de Türkiye’deki çizgi film sektörünün yeniliği nedeniyle pek çok çizgi filmle benzer
olması doğaldır. Bu bakımdan Alâeddin’in sihirli lambasına benzediği kadar Pokemon’a da
benzer. Ancak her kültür kendi lisanıyla, tabiatıyla ve sembolleriyle bilgiyi çocuğa aktardı¬
ğında yaşayabilecektir. Bugün Cille’nin yaptığı veya farkı işte tam da buradadır. Cille, evren¬
sel bir bilgiyi, bir oyunu çocuklarımıza kendi dilimizden, kültürümüzden, mitolojimizden
yararlanarak anlatmakta ve aktarmaktır. O halde Cille’nin ve Cordoba ekibinin yaptığı yol¬
culukta varacakları nokta çocuklarımızın kendi gücünü kendi kültüründe keşfetmesini sağ¬
lamaktır.
Bu yolda epeyce mesafe aldıklarının ve hedefe varacaklarının göstergesi veya sağlama¬
sı ise, yine bugüne damgasını vuran bir başka ortamda, yani internettedir. Bu makalenin
başında belirtildiği gibi, çocuklar Cille’yi sadece seyretmemekte, bir taraftan cille oyununu
sanal ortamda oynarken, diğer taraftan ise cille kartlarıyla da somut bir oyun oynamaktadır.
Yani çocuklar, pek çok büyüğün aksine Türk mitolojisine seyirci kalmamıştır. Babalarının
oynadıkları misket ya da bilyenin mitolojik sembollerle örülü bir benzerini internette veya
ellerindeki kartlarla oynamaktadır. Artık güç çizgi filmdeki topun içinden çıkmaz, asıl güç
oyun kartları ve internette oynadığı oyunlarla kendi kültürünü “oyuncak” yapan ve kültürü
en iyi bildiği yolla, “oyun”la öğrenen “çocuk”lardır.
Cille çizgi filminde Türk mitolojisine ait semboller bulunduğu gibi, doğu ve batı mito¬
lojisinden semboller de kullanılmıştır. İsimleri ve yaratıkları Türk mitolojisinden ilham alı¬
nan Kayra, Talu ve Solin’in cilleleri aradığı gibi üç Ezaki de cilleleri aramaktadır. Ezakilerin
yaratıkları “tek boynuzlu sıçan”, “anka” ve “fil”dir. Bu yaratıkların; tarımla geçinen insanın
hayat kaynağı tahılların düşmanı farelerin şerrinden koruyan Tanrı Apollon’un dönüştüğü
fareyi hatırlatan bir sıçan, Hz. İsa misal gözyaşıyla hastaları iyi, ölüleri diri eden bir anka ve
Hindistan’ın sembolü olan ve aynı zamanda Timur’un filleri gibi önüne geleni yıkan, dağıtan
bir fil olması batı uygarlığını taşıyan saç ayağını, yani Eski Yunan, Hint ve Hıristiyanlık üç¬
lemesini hatırlatmaktadır. Doğu ve batı dengesinin tarihte alt-üst olmasının müsebbiplerin¬
den biri Timur’un yıkıcı sembollü fil de bu saç ayağını desteklemektedir. Mitolojik sembol¬
lerin kullanıldığı örnekler arttırılabilir. Bu örnekler; Cille’de Türk mitolojisi merkez alın¬
makla birlikte, doğu ve batı mitolojisinin simetrik olarak kurgulandığını göstermektedir.
“Timur’un filleri gibi önüne geleni yıkan, dağıtan bir fil, Hz. İsa misali göz yaşıyla hastaları
iyi, ölüleri diri eden bir Anka, eşsiz ve biricik boynuzunu alnında taşıyan Pegasus’a benze¬
yen tek boynuzlu sıçan Ezakilerin yaratıklarıdır. Bu örnekler artırılabilir, ancak genel ola¬
rak Cille’de doğu ve batı mitolojisi iç içe kurgulanmıştır. Çünkü Cille’nin doğduğu topraklar,
yani Anadolu, doğu ve batı arasındaki coğrafi köprüdür. Doğu ve batı kültürü ancak bu top¬
raklarda birleşir ve yeni bir anlam kazanabilir. Doğu ve batı mitolojisinden beslenen çocuk¬
lar yeni şeyler söylemeye muktedirdir.
Sonuç olarak; Huizinga, “uygarlık oyun içinde ve oyun gibi açığa çıkar” derken oyunla
sağlanan öğrenme sürecinden bahsediyor olmalıdır. W. Bascom da mitolojik sistem ve hal¬
kın eğitim sistemi arasında eşitlik dengesi kurarken, mitolojik semboller ve kültür aktarımı¬
nın aynı anda yapıldığı böylesi bir süreci kastetmiştir. Metin Ekici geleneğin güncellenmesi
olumlu bir süreçtir derken oyunun, her türlü elektronik ortamdan geçip şekil değiştirmesini
ama aynı didaktiklik ve kurgusal yapı ve eğlendirme işleviyle çocuğa ulaşmasından bahset¬
miştir. Başka bir ifadeyle söylemek gerekirse, çocuklar Cille çizgi filmiyle birlikte; Türk mi¬
tolojisine “seyirci kalmamak”ta, aksine Türk mitolojisine ait varlık, kavram, isim, olay ve
sembolleri bilmekte ve kağıttan oyuncak yapacak kadar benimsemektedir.37
Cille’nin yolculuğu, Türk mitolojisinin çizgi filmde kullanılmasına ve dolayısıyla gele¬
neğin güncellenmesi konusuna ve de kültürün güncellenerek aktarılmasına başarılı bir ör¬
nektir. Bu durumda, Cille’nin yolculuğuna çoğalarak devam etmesini dilemek ve bu yolcu¬
luğunu desteklemek, “alkış”lamak gerektiği kanaatindeyim.
KAYNAKLAR
ABDULLA Kemal, Gizli Dede Korkut, Ötüken Neşriyat, İstanbul 2000.
ACIPAYAMLI Orhan, “Türk kültüründe ad koyma folklorunun morfolojik ve fonksiyonel
yönlerden incelenmesi”, VI. Milletlerarası Türk Halk Kongresi Bildirileri, Ankara
1992.
Altayca-Türkçe Sözlük, Haz. E. Gürsoy Naskali, M. Duranlı, TDK, Ankara 1999.
AND Metin, Oyun ve Bügü (Türk Kültüründe Oyun Kavramı), İş Bankası Yayınları, İstanbul
1974.
ATAN Uğur, Animasyonun Kültür Aktarımındaki Yeri. Selçuk Üni, Sosyal Bilimler Enst,
Konya 1995.
BAYAT Fuzuli, Türk Mitoloji Sistemi Ontolojik ve Epistomolojik Bağlamda Türk Mitolojisi
1, Ötüken Neşriyat, İstanbul 2007.
BASCOM William R., “Folklorun Dört İşlevi”, Halk Biliminde Kuramlar ve Yaklaşımlar, Ed.
Ö.Oğuz vd. Geleneksel Yay., Ankara 2005.
BAYAT Fuzuli Bayat, Mitolojiye Giriş, Ötüken Neşriyat, İstanbul 2007.
EKİCİ Metin, “Geleneksel Kültürü Güncellemek Üzerine Bir Değerlendirme”, Milli Folklor,
S. 80, Kış, 2008.
ELÇİN Şükrü, “Ayvalık Limanına Bağlı Deniz Araçlarının Adları”, Halk Edebiyatına Giriş,
C. 2, Akçağ, Ankara 1997.
ELİADE Mircea, Demirciler ve Simyacılar. Kabalcı, İstanbul 2001.
ELPEZE ELGEÇ Nüket, “Televizyondaki Çocuk Programlarının Eğlence ve Eğitim Kapsa¬
mında Değerlendirilmesi”, http://www.docstoc.com/docs/31120582/child-and-media
Gaziantep Kültüründe Oyun, Der: Ali Atalar, Gaziantep Büyükşehir Belediyesi Kültür Serisi,
Gaziantep 1991.
GEORGES Robert A., “Eğlence ve Oyunlar”, Milli Folklor, Yıl: 19, S. 74, 2007.
GÜLENSOY Tuncer, Açıklamalı Kırgız Kişi Adları Sözlüğü, Bişkek 2000.
FASMER M., Etimologiçeskiy Slovar Russkogo Yazıka, C.II, Progress, Moskova 1986.
HELİMOĞLU YAVUZ Muhsine, Masallar ve Eğitimsel İşlevleri, Kültür Bakanlığı, Ankara
2002.
JONES Steven Swann, Fairt Tale (The Magic Mirror of the Imagination). Raoudledge Taylor
and Francis Group, New York 2002.
KOESTLER Arthur. On Üçüncü Kabile Hazar İmparatorluğu ve Mirası. Say Yayınları, İstan¬
bul, 2003.
KUMRULAR Özlem, “Mizyon Yüklü Gezginler ve 16. Yüzyılda Osmanlı İmparatorluğu’na
Dair İstihbarat Toplama Konusundaki Rolleri”, Halil İnalcık Armağanı II,
DOĞUBATI Yayınları, İstanbul 2011.
MUSTAFAYEV E. M., Rusça Türkçe Sözlük, Sovyetskaya Entsiklopediya Yayınevi, Moskova
1973.
OĞUZ M. Öcal; ERSOY Petek, Türkiye’de 2004 Yılında Yaşayan Geleneksel Çocuk Oyunla¬
rı, Gazi Üni. THBMER, Ankara 2007.
ONUR Bekir, Oyuncaklı Dünya, Dost, Ankara 2002.
ÖGEL Bahaeddin, Türk Mitolojisi, C. 2, TTK, Ankara 2002.
Özbek Tilinin İzahli Lugati, C.2, Rus Tili Neşriyatı, Moskova 1981.
ÖZDEMİR Nebi, Türk Çocuk Oyunları, C. 1, Akçağ, Ankara 2006.
ÖZHAN Mevlüt, Çocuk Oyun ve Oyuncak Terimleri Sözlüğü, Kültür Ajans Yay., Ankara
2005.
TUNA Erhan, Şaman ve Oyunculuk, Okyanus, İstanbul 2000.
UCA Alaattin, “Türk Toplumunda Ad Verme Geleneği”, A.Ü. Türkiyat Araştırmaları Enst.
Dergisi, S. 23, Erzurum 2004.
ÜNVER T., Bir Popüler Kültür Ürünü: Çizgi Film Pokemon. Gazi Üni. Sosyal Bilimler Enst.,
Ankara 2002.
VARİS Abdurrahman, “Türklerin ad koyma gelenekleri üzerine bir inceleme”, Milli Folklor,
S. 61, 2004.
YILBIR Serkan, Türk Destanlarında İnanç ve İnanışlar. Sakarya Üniversitesi, Sosyal Bilimler
Enst. (Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tez), 2006.
YÜCE Kemal, “Eğitimde Masallardan Yararlanmak”, İzmir I. Eğitim Bildirileri, D.E.Ü. Buca
Eğt. Fak. Yay. Kasım 1991.
http://books.google.com.tr/books?id=fatnmB7NLSEC&pg=PA36&lpg=PA36&dq=alaaddin+A
T+561&source=bl&ots=5TwM-
fqI5y&sig=TGcaIZX9DxlXiVXmOFpgsvkPa5o&hl=tr&ei=CVCuTYuDMoaMswa5ve
XXDA&sa=X&oi=book_result&ct=result&resnum=9&ved=0CEMQ6AEwCA#v=onep
age&q&f=false
http://cille.blogcu.com/kadim-efsane/9428795
http://cille.blogcu.com/kayra/9437646
http://cille.blogcu.com/mudrik-amca/9437671
http://cille.blogcu.com/solin/9437667
http://cille.blogcu.com/talu/9437662
http://cilleler.blogspot.com/p/kadim-kurallar.html
http://scandinavian.wisc.edu/mellor/taleballad/pdf_files/motif_types.pdf
http://tdkterim.gov.tr/ttas/?kategori=derlay&kelime=cilli
http ://www.cordobatr. com/
http://www.facebook.com/Cille.TRT
Muhsine Helimoğlu Yavuz, Masallar ve Eğitimsel İşlevleri, Kültür Bakanlığı, Ankara 2002,
s.4; Bu konuda bk. Kemal Yüce, "Eğitimde Masallardan Yararlanmak”, İzmir I. Eğitim
Bildirileri, D.E.Ü. Buca Eğt. Fak. Yay. Kasım 1991.
Nüket Elpeze Elgeç, "Televizyondaki Çocuk Programlarının Eğlence ve Eğitim Kapsamında
Değerlendirilmesi”, http://www.docstoc.com/docs/31120582/child-and-media (18.04.2011).
Uğur Atan. Animasyonun Kültür Aktarımındaki Yeri. Selçuk Üni, Sosyal Bilimler Enst, Konya
1995; T. Ünver. Bir Popüler Kültür Ürünü: Çizgi Film Pokemon. Gazi Üni. Sosyal Bilimler
Enst., Ankara 2002.
Nebi Özdemir, Türk Çocuk Oyunları, C. 1, Akçağ, Ankara 2006, s. 332.
Robert A. Georges, "Eğlence ve Oyunlar.” Milli Folklor, Yıl: 19, S. 74, 2007, s. 135.
Muhsine Helimoğlu Yavuz, age, s.2.
William R. Bascom, “Folklorun Dört İşlevi”, Halk Biliminde Kuramlar ve Yaklaşımlar, Ed. Ö.
Oğuz vd. Geleneksel Yay., Ankara 2005, ss. 141-142.
Metin Ekici, “Geleneksel Kültürü Güncellemek Üzerine Bir Değerlendirme”, Milli Folklor, S.
80, Kış, 2008, ss. 33-38.
http://www.facebook.com/Cille.TRT (18.04.2011)
http://www.cordobatr.com/ (18.04.2011)
http://cille.blogcu.com/kadim-efsane/9428795 (18.04.2011)
Mircea Eliade, Demirciler ve Simyacılar, Kabalcı, İstanbul 2001; Serkan Yılbır. Türk
Destanlarında İnanç ve İnanışlar. Sakarya Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enst. (Yayınlanmamış
Yüksek Lisans Tez), 2006, s. 57.
Hazarlar hakkında bk. Arthur Koestler, On Üçüncü Kabile Hazar İmparatorluğu ve Mirası
Say Yayınları, İstanbul 2003.
Kaos ve kozmos için bk. Fuzuli Bayat, Mitolojiye Giriş, Ötüken Neşriyat, İstanbul, 2007;
Kemal Abdulla, Gizli Dede Korkut, Ötüken Neşriyat, İstanbul, 2000.
http://cilleler.blogspot.com/p/kadim-kurallar.html (18.04.2011)
Metin And, Oyun ve Bügü (Türk Kültüründe Oyun Kavramı), İş Bankası Yayınları, İstanbul,
1974, ss.13-31. Erhan Tuna, Şaman ve Oyunculuk, Okyanus, İstanbul, 2000 adlı eser de oyun
kavramını icracı bakımından ele alması nedeniyle anılmaya değerdir.
M. Öcal Oğuz; Petek Ersoy, Türkiye’de 2004 Yılında Yaşayan Geleneksel Çocuk Oyunları,
Gazi Üni. THBMER, Ankara, 2007.
Nebi Özdemir, age.
Mevlüt Özhan, Çocuk Oyun ve Oyuncak Terimleri Sözlüğü, Kültür Ajans Yay., Ankara,
2005.
Bekir Onur, Oyuncaklı Dünya, Dost, Ankara, 2002.
Gaziantep Kültüründe Oyun, Der: Ali Atalar, Gaziantep Büyükşehir Belediyesi Kültür Serisi,
1991.
Metin And, age.
http://tdkterim.gov.tr/ttas/?kategori=derlay&kelime=cilli (18.04.2011)
Ali Atalar, age, ss. 16-17.
Orhan Acıpayamlı, “Türk kültüründe ad koyma folklorunun morfolojik ve fonksiyonel
yönlerden incelenmesi”, VI. Milletlerarası Türk Halk Kongresi Bildirileri, Ankara 1992,
http://turkoloji.cu.edu.tr/HALKBILIM/orhan_acipayamli_turk_kulturunde_ad_koyma.pdf;
Abdurrahman Varis. “Türklerin ad koyma gelenekleri üzerine bir inceleme”, Milli Folklor, S.
61,2004, ss. 124-133; Alaattin Uca, “Türk Toplumunda Ad Verme Geleneği”, A.Ü. Türkiyat
Araştırmaları Enst. Dergisi, S. 23, Erzurum 2004, ss. 145-150.
Şükrü Elçin, “Ayvalık Limanına Bağlı Deniz Araçlarının Adları”, Halk Edebiyatına Giriş, C.
2, Ankara: Akçağ, 1997, s. 476.
Şükrü Elçin, agm, s. 476.
Bk.Kayra (http://www.tdk.org.tr/TR/Genel/AdArama.aspx7F6E10F8892433CFFAAF6AA
849816B2EF0BF5B4755D05B9EB) (18.04.2011)
Fuzuli Bayat, Türk Mitoloji Sistemi Ontolojik ve Epistomolojik Bağlamda Türk Mitolojisi 1,
Ötüken Neşriyat, İstanbul 2007, s.48, 64, 82, 84, 95, 221, 305-307; Bahaeddin Ögel, Türk
Mitolojisi, C. 2, TTK, Ankara 2002, s. 126, 326, 462.
http://www.tdk.org.tr/TR/Genel/AdArama.aspx?F6E10F8892433CFFAAF6AA849816B2EF0B
F5B4755D05B9EB (18.04.2011)
http://www.tdk.org.tr/TR/Genel/AdArama.aspx?F6E10F8892433CFFAAF6AA849816B2EF0B
F5B4755D05B9EB (18.04.2011)
Fuzuli Bayat, age, s. 64.
Tuncer Gülensoy, Açıklamalı Kırgız Kişi Adları Sözlüğü, Bişkek 2000.
Altayca-Türkçe Sözlük, Haz. E. Gürsoy Naskali, M. Duranlı, TDK, Ankara 1999, s. 156.
Özbek Tilinin İzahli Lugati, C.2, Rus Tili Neşriyatı, Moskova 1981.
E. M. Mustafayev, Rusça Türkçe Sözlük, Sovyetskaya Entsiklopediya Yayınevi, Moskova
1973, s. 415; Ukraynaca “mudriy", eski Rusça “mudr” eski Slavca “mydr” Bulgarca “m’dir",
Sırp-Hırvatça “mudar, mudra", Çekçe “moudry", Slovence “moder” Slovakça “mudry", Lehçe
“madry"kelimeleri Latince “dinç, gururlu”anlamına gelen “mau£rus"kelimesi ile akrabadır. M.
Fasmer, Etimologiçeskiy Slovar Russkogo Yazıka, C.II, Progress, Moskova 1986, s. 670. (Bu
bilgiye ulaşmamı sağlayan Yrd. Doç. Dr. M. Duranlı’ya teşekkür ederim.)
Steven Swann Jones, Fairy Tale (The Magic Mirror of the Imagination). Raoudledge Taylor
and Francis Group, New York 2002, s. 36. http://scandinavian.wisc.edu/mellor/
taleb allad/pdf_files/motif_types.pdf (18.04.2011)
http://www.facebook.com/Cille.TRT (18.04.2011)