ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ-TÜRKOLOJİ ARAŞTIRMALARI MERKEZİ
Anasayfa | Makale Bilgi Sistemi | Konu Dizini Yazarlar DiziniKaynaklar Dizini | Makale-Yazar Listesi |  Makale Sayısı-Tarih Listesi | Güncel Türkoloji Kaynakçası

Atatürk Araştırmaları || Çukurova Araştırmaları || Halkbilim || Dilbilim || Halk Edebiyatı || Yeni Türk Dili || Eski Türk Dili
Yeni Türk Edebiyatı || Eski Türk Edebiyatı || Dil Sorunları || Genel || Tiyatro || Çağdaş Türk Lehçeleri

 

ANADOLU, TATAR (KAZAN) VE BAŞKURT TÜRKLERİNİN
MASALLARINDA
İNSAN YEME (YAMYAMLIK) MOTİFİ

THE MOTIF OF ANTHROPOPHAGY (CANNIBALISM) IN THE TALES OF
ANATOLIAN, TATARIAN (KAZAN) AND BASHKIRT TURKS

MOTHBBI ^WflOEflCTBA B CKA3KAX AHATO^HH, TATAP (KA3AHB) H y

BAmKHPCKHX TYPKOB

KARADENİZ - BLACK SEA - VEPHOE MOPE

Yrd. Doç. Dr. Gülhan ATNUR1
ÖZET

Açlık, dinî-sihrî veya tıbbî sebeplerden ortaya çıktığı ifade edilen insan yeme, mit,
masal, efsane, destan, inanış vb. halk bilimi ürünlerinde de bulunmaktadır.

Masallar, bu konuyla ilgili motiflerin sıklıkla kullanıldığı halk anlatılarındandır. İnsan,
dev, cadı vb. tarafından gerçekleştirilen insan yeme eylemiyle ilgili motifler, S.
Thompson’un Motif Index of Folk-Literature adlı katalogunda çoğunlukla “G. Devler”
başlığı altındadır. Fakat eserdeki diğer başlıklarda da yamyamlıkla alakalı motiflere
rastlamak mümkündür.

Bu makalede, ilk olarak insan yeme ve Türk halk biliminde insan yemeyle ilgili
unsurlar hakkında bilgi verilecektir. Daha Thompson’un Motif Index of Folk-Literature adlı
katalogu dikkate alınarak Türkiye, Başkurdistan ve Tataristan’da yayımlanan bazı
masallarda insan yeme ve buna bağlı motifler tespit edilmeye çalışılacaktır.

Anahtar Kelimeler: Masal, insan yeme, motif, Anadolu, Kazan Tatarları, Başkurt
Türkleri

ABSTRACT

Hunger, anthropophagy which is expressed that it emerged because of magic-religious
and medical reasons, myth, tale, legend, epos, belief, etc. appear in the outcomes of
folklore.

Tales are folk narratives in which motifs on the subject are generally used. Motifs
about the act of anthropophagy executed by human beings, ogres, witch, etc. are usually
under the title of G. Ogres in S. Thompson’s catalogue “Motif Index of Folk Literature”.
However, it is possible to come across with motifs about cannibalism under other titles as
well.

In this article, facts about anthropophagy in Turkish Folklore will be primarily touched
upon. After that, taking Thompson’s catalogue “Motif Index of Folk-Literature” into
consideration, anthropophagy and related motifs will be determined in some tales compiled
from Turkey, Bashkortostan and Tartary.

Key Words: Folk tales, anthropophagy (cannibalism), motif, Anatolian Turks, Kazan
Tatarian, Bashkurt Turks

PE3WME

^egoBeK MO^eT rogogaTb no pegnrHO3HbiM ngn Meg^HHCKHM MOTHBaM, npu ^TOM
npoHCxognr Bbipa^eHne negoBenecKHx nyBCTB no OTHomeHnro
k ege, KaK k Marnn, KaK k
npogyKTy HapogHoro TBopnecTBa. Mothbh rogogaHHH oneHb nacre o6bacHHMTca b
HapogHHx CKa3Kax, gereHgax, carax, y6e*geHHax, MH^ax h gp.

B HeKOTop^ix CKa3Kax Typ^HH, BamKHpHH h TaTapcTaHa onncbiBaroTca mothbh
noegaHHH grogbMH, BegnKaHaMH, BegbMaMH gpyr gpyra h cga6bix grogen. ^TO aBgeHne
TaK^e goKa3HBaeTca
h 6epeTca 3a BHHMaHne b KaTagore ToMCOHa nog Ha3BaHneM Motif
Index of Folk-Literature.

K^roneBwe C^OBa: CKa3Ka, grogoegcTBO, mothb, AHagogy, Ka3aHCKne TaTapbi,
BamKHpcKne TypKH.

Giriş

İnsan yeme (yamyamlık) (cannibalism/anthropophagy) antropoloji, sosyoloji, din vb.
alanlarda ciddi çalışmalara ve tartışmalara kaynaklık eden konulardan biridir. Kelime
Türkçe Sözlük’te (2005) “
1. Yamyam olma durumu veya yamyamca davranış. 2. sos. Açlık
ve yiyecek yokluğu yüzünden daha çok din, tapınma ve büyü vb. amaçlarla insan eti yeme”
olarak tarif edilmiştir.

“Antropolojide yamyamlık/insan yeme medenileşen toplumda yaygın bir korkudur.”
(Macculloch 1910: 194). Encyclopedia Britannica’da ise yamyamlığın insanlığın ilk
döneminde birçok yerde bulunan yaygın bir gelenek olduğu söylenmektedir
(http://www.britannica.com/EBchecked/topic/92701/cannibalism27.02.2010). W. Arens ise
antropologların konu üzerinde yaptığı çalışmaları sıraladıktan sonra yamyamlığın herhangi
bir toplumda çok yaygın bir gelenek olmadığını, söylentiler, şüpheler ve korkuların ilk
elden kaynaklarla doğrulanmadığını iddia eder (1979: 21). Ayrıca Arens, terimin on
dokuzuncu yüzyılda ortaya çıktığını, antropologların konuya “biz (medeni davranış)” ve
“onlar (vahşinin temel doğası)” açısından yaklaştıklarını da belirtir (1979: 182-183).

Araştırmacılara göre insan yemenin çeşitli sebepleri vardır. Macculloch ilkel
topluluklarda animizm ve totemizm, tıbbî, sihri, dinî veya yiyeceğin olmaması gibi
gerekçelerle insan eti yemenin söz konusu olduğundan bahseder (1910: 196-206). Arens ise
Dole’ın eserinden naklen yamyamlığın kabile dışı veya içinden bir kişinin yenmesi ile
kişinin kendini yemesi şeklinde olabileceğini, ayrıca yiyecek eksikliği, ritüel ve büyüsel
veya yaşamsal sebeplere de dayanabileceğini belirtir (1979: 17-18).

Yamyamlıkla ilgili unsurlar halk edebiyatı metinlerinde de mevcuttur. Bunlarda
doğaüstü özelliklere sahip varlıklar ve şeytanlar ile insan şeklinde olmasına rağmen sıra dışı
unsurlar taşıyan kişilerin insan yemeyle bağlantılı hikâyeleri anlatılmaktadır. Mesela Yunan
mitolojisinde konu çokça işlenmiştir. Kronos’un kendini tahttan indireceklerini düşündüğü
için çocuklarını yutması, ilah ve baba olan Kronos’un evlatlarına gösterdiği
zulmün bir
örneğidir (Graves 2004: 42-43). Yine bu mitolojide Odysseus ve arkadaşları, Kyklop’ların
yaşadıkları adaya düşerler. Burada mağarada yaşayan, keçi besleyen ve
insan yeme
özelliğiyle bilinen Polyphemos adlı olağanüstü varlıkla karşılaşırlar. Polyphemos birkaç
arkadaşlarını yedikten sonra geride kalanlar hileyle canlarını kurtarırlar (Can 1994: 336¬
340; Graves 2004: 886-887). İnsan yemenin bu mitolojideki bir diğer örneğini, Thyestes ile
kardeşi Atreus arasındaki iktidar mücadelesinde bulmak mümkündür. Thyestes kardeşinin
eşini kendisine metres edinir ve ondan çocukları olur,
intikam ateşiyle yanan Atreus ise ona
barışma bahanesiyle çocuklarının etiyle bir ziyafet hazırlatır, çocuklarını görmek
istediğinde ise onların kemiklerini kardeşine getirir (Can 1994:495).

Hansel ve Gratel, Uyuyan Güzel, Jack ve Fasülye Ağacı gibi masallar da insan
yemeyle ilgili motiflerin görüldüğü başka örneklerdir (da Silva 2008: 157).

Türk halk anlatılarında da insan yeme, anormal zulüm, intikam veya beslenme
alışkanlığı...
gerekçeleriyle ortaya çıkabilmektedir. Destanlarda yalmavuz, tepegöz vb.
varlıkların insanlara zarar vermesi ve kahramanın bu varlıklardan neslini kurtarması söz
konusudur.

Bu makalede ilk olarak Türk halk anlatılarında insan yemeyle ilgili unsurlar hakkında
bilgi verilecektir. Daha sonra S. Thompson’un Motif Index of Folk-Literature adlı katalogu
dikkate alınarak Türkiye, Tataristan ve Başkurdistan’daki olağanüstü masallarda insan
yeme ve buna bağlı motifler tespit edilmeye, insan yiyen varlıkların karakter özellikleri ve
yaşadıkları yerler hakkında bilgi verilmeye çalışılacaktır.

Bu çalışmada motifler, Motif Index kapsamında ele alınmış, yamyamlık, insan veya
olağanüstü varlığın bu fiili işlemesi olarak kabul edilmiştir. Hayvanların insanı yemesi bu
incelemeye dâhil edilmemiştir. Ayrıca insan yemeyi makale boyutunda sınırlama
düşüncesiyle Türkiye’de masallar üzerine hazırlanan ilk beş doktora tezi ile
Başkurdistan’da Başkort Halık İcadı ve Tataristan’da ise Tatar Halık İcadı adıyla
yayımlanan serilere ait Masallar başlıklı ciltleri taranmıştır. Metinlerin alfabetik listesi ve
alındıkları eserler kaynakçada mevcuttur.

A. Türk Halk Anlatılarında İnsan Yeme

Türk halk anlatılarında insan yeme ve buna bağlı motiflerle karşılaşmak mümkündür.
Özellikle destanlar bu motifin sıklıkla karşılaşıldığı metinlerdir. Onlarda insan yeme -
bazen kanını içme- olağanüstü varlıklar için alışılagelen bir davranıştır. İnsanlarda ise bu,
ya anormal zulmün bir örneğidir ya da intikam alma duygusuyla yapılmaktadır.

Dede Korkut Kitabında insan yemeyle ilgili iki hikâye dikkat çekmektedir. Bunlardan
ilki Salur Kazanuñ İvi Yağmalanduğu Boy’dur.
Anormal zulmün bir örneği olarak Burla
Hatun’a insan (oğlunun) eti yedirilmek istenir. Olay şöyledir: Kazan Bey ile diğer Oğuz
beyleri ava gittiklerinde Şökli Melik bunu haber alır, adamlarıyla Kazan Bey’in ordasına
gider, evini, mallarını yağmalar, Uruz Beyi, Burla Hatun’u ve kırk kızı tutsak eder. Şökli
Melik ile adamları Kazan’ı aşağılamak için Burla Hatun’a sakilik yaptırmak isterler. Fakat
kırk kız da “biz Burla Hatunuz” diyince kızlardan hangisinin Burla Hatun olduğunu tespit
edemezler. Bu yüzden Uruz’un etinden kavurma yaptırarak kızların hepsine yedirmeye,
oğlunun etini yemeyeceğini düşündükleri Burla Hatun’u bu yolla tespit etmeye karar
verirler. Oysa Uruz anasına etinden önce kendisinin yemesini tavsiye ederek Burla
Hatun’un tanınmasına engel olmak istemiştir. Şökli Melik isteğini gerçekleştiremeden
Kazan Bey ile diğer Oğuz beyleri gelir, kâfirleri dağıtır ve tutsakları kurtarırlar (Ergin
1997: 95-115).

Eserdeki diğer yamyamlık örneği ise yukarıdaki gibi sadece düşüncede kalmamıştır.
Basat’ın Depegöz’i Öldürdigi Boy’da bir anlık zaafına yenilen çobanın peri kızıyla
münasebetinden doğan, tek gözlü, kendisini beslemeye gelen dadıların ilk olarak sütünü,
ikincisinde kanını, üçüncüsünde ise canını alan, büyüyünce obadaki çocukların burunlarını
ve kulaklarını yiyen, derisine annesinin verdiği yüzük sayesinde ok-kılıç işlemeyen
Tepegöz, Oğuz’da
“çoban, çoluk çocuk ve adam” bırakmayıp yer. Dede Korkut Tepegöz’le
anlaşmaya gittiğinde ise yemek için günde
iki adam ve beş yüz koyun ister. Basat onu
öldürünceye kadar günde iki adam yemeye devam eder (Ergin 1997: 206-215).

Başkurt Türklerine ait Ural Batır destanında ise ejderha-yılanlar insan yiyerek yeni
başlara sahip olmaktadır ve ancak yenilen kişiler, bu başlar Ural tarafından kesildiğinde
özgürlüklerine kavuşurlar (Atnur 1996: 141-145). Bu ejderha-yılanlardan biri olan Zerkum,
Güneş ile Samrav padişahın kızı olan Homay’la evlenmek için eski Türklerin totem
hayvanı maralı (geyiği) yiyerek insan şekline girmek ister ve Ural’a babası Kehkeke’nin
sırlarını açıklar (Atnur 1996: 132-139). Bu destanda ejderha-yılanların insan veya maral
yemeleri, yenilen varlığın gücünden faydalanma anlamına gelmekte ve ritüel nitelik
taşımaktadır.

Efsanelerde de insan yemeyle ilgili motifler bulunmaktadır. Bu halk edebiyatı türünde
yılanlar, canavarlar, devler ve ejderhaların insanları yemek üzere saldırdıklarında duayla taş
kesildikleri anlatılmaktadır (Sakaoğlu 1980: 122-124).

B. Anadolu, Tataristan ve Başkurdistan Bölgelerine ait Masallarda İnsan Yeme

Türk halk anlatılarında insan yemeye bağlı motiflerinin bulunduğu bir diğer tür de
masallardır. İnsanlara olağanüstü bir dünyanın kapılarını açan bu metinler yapı, üslup ve
anlatım tarzlarıyla diğer türlerden ayrılırlar. Masallar olağanüstü olayları ve varlıkları
gerçek hayatta karşılaşılması mümkün kişilerle ve şaşırtıcı bir uyumla bir araya getirirler.
İnle cinin birbirleriyle bazen mücadele ettiği bazen de yardımlaştığı bu türde, hem eğiten ve
öğreten hem de eğlendiren anlatılar ortaya çıkar.

Masallar, akıl, bilgi, beceri, hile ... gibi yollarla kendini ispat eden ölümsüz
kahramanların hikayesidir. Bazı masallarda, özellikle asıl halk masalları olarak adlandırılan
grupta, kahramanın kendisi, başka kişi veya kişiler, insan veya olağanüstü varlık(lar)
tarafından yenmek istenir veya yenilir. Bu durum yamyamlıkla ilgili çok sayıda motifin
ortaya çıkmasını sağlar. Kimi zaman kendi türünden, kimi zaman da olağanüstü varlıklar
sebebiyle insana bir saldırı söz konusudur. Yolcu, bu durumun “bilinç altındaki şiddet
eğilimini göstermesi bakımından hayli önemli” olduğunu ifade eder (2009: 322).

Yamyamla karşılaşan kahramanın görevi hem kendini hem de başkalarını -ailesi,
padişahın kızı vd.- bu felaketten kurtarmaktır. Bu zalimane davranış çoğunlukla olağanüstü
varlıkların veya nadiren de insanların -bunların bir kısmı da insan şeklinde olmasına
rağmen olağanüstü özellikler taşırlar- işidir. İnsan yemenin gerekçesi kazara veya isteyerek
olabilir. Ayrıca bazı masallarda yamyamlarla evlenen kızların insan yemeleri için
zorlandıkları ve yemeyenlerin öldürüldüğü de görülmektedir.

Masallarda insan yeme, bazen beslenmenin bir yolu kabul edilerek alışkanlık halini
alır. Gücünden, cesaretinden faydalanma gibi sosyolojik veya antropolojik diğer sebeplere
incelenen metinlerde rastlanmamaktadır. Ayrıca insanın dinî-sihrî gücünden faydalanmak
için onun beyninin, yüreğinin. yenilmesi yerine, açlığı gidermek için kişinin çoğunlukla
bir bütün olarak yenmesi, yutulması söz konusudur.

İnsan yemeyle ilgili motifler S. Thompson’un Motif Index of Folk-literature adlı
eserinin
G. Devler başlığında G10-G99 numaraları arasındadır. Bunlardan G10 ila G49
aralığındakiler Düzenli Yamyamlık; G50-G79 Ara sıra yamyamlık; G80-G99 ise
Yamyamlıkla ilgili diğer motifleri
oluşturmaktadır. Ayrıca A. 1516. Yamyamlığın kökeni;
G225.0.7. insan etiyle beslenme alışkanlığı; G262.0.1. Lamia. Çocukları yiyen cadı;
G353.1. Dev olarak yamyam kuş; G551.5. Yamyam karısının akrabaları tarafından
öldürülür; H1289.3.1. Yamyam devlerin ülkesine seyahat; C227. Yasak: insan eti yeme;
D91. Şekil değiştirme: normal adam yamyama döner; K2116. Masum kişi katillikle
suçlanır; K2116.1.1.1. Masum kadın yeni doğan çocuğunu yemekle suçlanır; N342.6.
Kadın yanlışlıkla yamyamlıkla suçlanır; Q215. Cezalandırılan yamyamlık; R111.1.4.
Prensesin (genç kızın) devden kurtarılması; X21. Kazara yamyamlık;
gibi farklı
başlıklarda da birçok motif bulunmaktadır.

İncelemede asıl halk masalları dikkate alınmıştır. Türkiye (beş), Başkurdistan (üç) ve
Tataristan (iki) sahasından toplam on kitaptaki yetmiş yedi masalda insan yeme eyleminin
gerçekleştiği tespit edilmiştir. Bu esnada masalların iki gruba ayrıldığı anlaşılmıştır. İlki,
konu itibariyle yamyamlık üzerine kurulmuş masallardır. Metinler, insan veya olağanüstü
varlıkların insanları yemek istemesiyle ilgilidir. Kahramanın yamyamlık yapandan kaçması
ve onun çeşitli yollarla öldürülmesi bu masalların ana olayıdır. Bu grupta dikkat çekici bir
diğer özellik de yamyamlık yapanların çoğunlukla insan veya insan şeklindeki olağanüstü
varlıklar olmasıdır.

Diğer masal grubunda ise doğrudan yamyamlık hikâyeleri söz konusu değildir. Bu
masallarda kahraman, evlenme, para kazanma, ülkeden kovulma gerekçesiyle yolculuğa
çıkar veya farkında olmadan yamyamın ülkesine gelir veya onunla karşılaşır. Bu esnada
kendisini veya masum insanları yemek isteyen olağanüstü bir varlıkla mücadeleye girişir,
bu mücadeleyi kazandıktan sonra hedefine ulaşır. Bu masallarda genç kahramanın
ülkesinden uzaklaşmasının sebebi ne olursa olsun o, kazandığı zafer neticesinden
erginlenmiş bir birey olur. Yani kahraman, evlenme, tahta çıkma, ülkesine zafer kazanmış
olarak dönme gibi haklara sahip olur.

İkinci gruptaki masallarda kahramanın düşmanı dev, ejderha, ejderha-yılan, cin, peri,
yalmavız, meskey, ubır ve koncalaz’dır. Bu varlıklar yalnız yamyamlıkları değil, diğer
özellikleriyle sıra dışıdır. Mesela yalmavız, mesker ve ubır’ın sakat, hasta veya ölü kişileri
yutup çıkardıklarında bunların iyileştikleri veya dirildikleri görülmektedir. Bu, ölme ve
dirilme simgeciliğini bir yansımasıdır (Yolcu 2009:328).

Masalları incelenen Türk coğrafyalarında konuyla ilgili motifler şöyledir:

I. Yamyamların türleri (G11)

Anadolu, Tataristan ve Başkurdistan coğrafyalarında insanlar veya insan şeklindeki
yaratıklar, devler, ejderhalar, yalmavızlar (calmavız), ubırlı kadınlar, meskeyler... yamyam
tiplerini oluşturmaktadır.

a. İnsanlar

Ölü Yiyen Derviş 1 (Çefterçüfte); Ölü Yiyen Derviş 2; Hoca Efendi; İğci Baba 1, İğci
Baba 2; Kara Köpek; Kara Üzüm; Şeyih; Taz minen Ubırlı Hinlisi; Niznay; Batır Malay;
Kisi Ul; Kazan Kafalı Kazma Dişli; İnsan Yiyen Kız; Küllü Fatma; Geyikoğlan
masallarında sıradan veya olağanüstü insanların -insandan doğmalarına rağmen olağanüstü
özelliklere sahip olan kişilerin- yamyamlıkları anlatılmaktadır.

1. İnsan yamyam olur (G30)

Genel olarak masallarda sıradan insanın insan yemesi nadir rastlanan bir durumdur.
Ölü Yiyen Derviş 1 (Çefterçüfte); Ölü Yiyen Derviş 2; Hoca Efendi; İğci Baba; Kara
Köpek; Kara Üzüm; Şeyih; Taz minen Ubırlı Hinlisi; Kazan Kafalı Kazma Dişli; İnsan
Yiyen Kız; İğci Baba; Küllü Fatma; Geyikoğlan adlı masallarda insanın yamyamlığı söz
konusudur. Bu işi yapan kadın veya erkeklerin çoğu şekil değiştirme ve sihirli güçler
barındırma özelliğine sahiptir.

Batır Malay ile Kisi Ul masallarında insan yiyen ihtiyarlar çocuksuz kişilere elma
vererek onların çocuk sahibi olmasını sağlayacak kadar olağanüstüdür. Fakat doğumlarına
katkıda bulundukları çocuklar kendilerini ziyarete geldiğinde onları kazanda pişirerek
yemek isterler.

Küllü Fatma’da ise insan yeme bir iddia sonucundadır. Kızlar annelerine, kimin urganı
eğrilirken koparsa onu kesip pişirip yeme şartı koşarlar. Annenin urganı üç defa kopunca
kızlar annelerini pişirip yerler.

Niznay adlı masal da ise insan yeme çocuktan kurtulmak için yapılmış bir hiledir. Bir
kadın ile oynaşı kadının oğlundan kurtulmak isterler. Hasta numarası yapan kadın kocasını,
oğlunun ve atının sağ budunu kesip kendisine yedirirse iyileşeceğine inandırır. Fakat oğlan
atının yardımıyla kaçarak bu öldürülmekten kurtulur.

2.    Çocuk yamyam olarak doğar (G33)

İnsan Yiyen Kız’da ejderha, Taz minen Ubırlı Hinlisi’nde ise ubır şeklindeki kızkardeş
ile Kazan Kafalı Kazma Dişli’de kazan kafalı kazma dişli kız, yamyam olarak doğar ve
ailelerindeki kişilerin çoğunu yerler. Bu kızların erkek kardeşleri, aslan, kaplan veya
köpeklere parçalatma ile kılıçla doğrama yoluyla onların elinden kurtulurlar.

3.    Farkında olmadan insan eti yeme (G60); Farkında olmadan akrabasının etini
yeme (G61)

İnsanın yamyama dönüşmesine bir diğer örnek ise Geyikoğlan masalıdır. Masalda
kadın kocasının getirdiği av etini kediye kaptırınca göğsünü kesip pişirir. Yemeği yiyen
kocası insan etinin lezzetini görünce kızını ve oğlunu yıkayıp getirmesi için karısını
hamama gönderir, kendi de çocuklarını pişirmek için fırını hazırlar. Durumdan haberdar
olan çocuklar anne-babalarından kaçarlar.

4.    Farkında olmadan yamyamla evlenme (G81)

Bu grupta, insan şeklinde olduğu halde olağanüstü özelliklere sahip varlıkların bu
eylemi gerçekleştirmesi söz konusudur. Burada beş masal dikkat çekicidir: Ölü Yiyen
Derviş 1 (Çefterçüfte); Ölü Yiyen Derviş 2; İğci Baba 1, İğci Baba 2 ve Şeyih. Masallar
derviş veya şeyh şeklindeki kişiyle evlenen genç kızların kocalarının insan yediğini
görmesiyle başlar. Bu genç kızlar hileyle kocalarının elinden kurtularak padişahlarla veya
onların oğullarıyla evlenirler.

Kara Köpek’te de bu motife rastlanmaktadır. Masalda padişahın küçük kızının ciridi
kara bir köpeğe değince onunla evlenir. Kara köpeğin insan şekline girdiğine ve insan
yediğine dair sırrı başkalarına söyleyen kız iki defa kocasından ayrı düşerse de sonunda
birbirlerine kavuşurlar. Bu masalda insan yeme, evlenilen kişiyi sınamak üzere yapılmış bir
imtihan şeklindedir.

5.    Yamyam kurbanını şişmanlatır (G82)

Batır Malay ve Kisi Ul masallarında ihtiyar yemek için hapsettiği insanları şişmanlatır.

O, kişilerin şişmanladıklarını anlamak için alınlarına iğne batırır.

6.    Şekil değiştirme: normal adam yamyama döner (D91)

Sıradan bir insanın yamyam olması (G30) bazı sebeplere bağlı olarak meydana
gelmektedir. Mesela Kara Üzüm masalında padişahın oğlu devlerin sihriyle delirdikten
sonra her gün bir insan yemeye başlar. Fakat devler öldürülünce oğlan iyileşir ve durum bir
daha yaşanmaz.

7.    Yamyam karısının akrabaları tarafından öldürülür (G551.5); Cezalandırılan
yamyamlık (Q215)

Farkında olmadan yamyamla evlenen kızlar -Ölü Yiyen Derviş 1 (Çefterçüfte), Ölü
Yiyen Derviş 2, İğci Baba 1, İğci Baba 2 ve Şeyih- hileyle kocalarının elinden kurtularak
padişahlarla veya onların oğullarıyla evlenirler. Yamyamlık yapan eski koca ise çeşitli
şekillere girerek kızın evine gelir ve onu öldürmeye çalışır. Masalların sonunda bu kişiler
önce usturalıklarda kesilir, sonra parçaları aslan, kaplan, kurt ve ayıya yedirilir ve hatta
dışkıları da yakılır.

8.    Masum kadın yeni doğan çocuğunu yemekle suçlanır (K2116.1.1.1); Kadın
yanlışlıkla yamyamlıkla suçlanır (N342.6)

İnsanın insan yemesiyle ilgili masallardan biri de Hoca Efendi’dir. Masal bir hocanın
öğrencisini sınamasına dayanmaktadır. Bu masalda hocasının insan yediğini zanneden kız
ülkesinden kaçarak bir padişah oğluyla evlenir, fakat hocasının sırrını hiç kimseye
söylemez. Hoca, öğrencisini sınamak için onun üç çocuğunu kaçırır, bu sırada kızın elini
yüzünü ve elbiselerini kana bulayarak diğer kişilerin onun çocuklarını yediğini
zannetmelerini sağlar. Kız, çocuklarının hocası tarafından kaçırıldığını bilmesine rağmen
sırrı yine söylemez ve bu yüzden hapishaneye atılır. Hoca ise bu yaşanan olaylar sırasında
çocukları yanına almış ve eğitmiştir. Masal, hocanın sınamayı kazanan öğrencisine (kıza)
çocuklarını vermesi ve onun eşiyle mutlu olmasını sağlamasıyla sona erer.

b. Olağanüstü varlıklar (cadı, dev, ejderha, vd.)1

1. Yamyam Dev (G11.2)

İnsan yediğine dair en çok masal bulunan olağanüstü varlık devlerdir. İncelenen
metinlerde dev (Türkiye Türkçesi), diyiv (Başkurt Türkçesi), diyüv (Tatar Türkçesi),
isimleriyle anılırlar. Anadolu sahasından Beyböyrek; Ahmet Şah; Yarımca; Ateşkâr Oğlan;
Kül Eşek; Kotan; Keloğlan ile Dev; Bızdık; Allah’ın Belası; Avcı Mehmet’in Oğlu;
Ağlayan Narla Gülen Ayva; Onüç; Keloğlan ile Dev; Şemşırak Taşları; Dev Garısı; İnsan
Kılığındaki Dev; Dıngıl Ali; Zekiye ile Mehmet; Hanımından Korkan Osman Ağa;
Çocuğun Rüyası; Zümrüdüanka Kuşu; Başkurt Türklerinden Kamır Batır; Bir Tuğan İki
Batır; Bulat Batır; Kamır Batır minen Ubırlı Karsık; Yitigen Batır; Alsuzar minen Kirsuzar;
Kazan Tatarlarından ise Diyüv Kızı, Bölgen Bay Malayı hem Mulla; Ak Büri; Öç Dus;
Prtupi Praporşik; Tanbatır; Zölkarney Batır; Avçı Yigit hem Cenlikler; Altınçeç devlerin
insan yeme arzusu duydukları veya bunu bizzat icraata döktükleri masallardır.

Masallarda devlerin insan yemenin dışında, hayvan besleme, çok başlı olma, kendi
kılıcıyla veya özel kılıçla ölme, ikinci defa vurunca dirilme, aptalca davranma, birden çok
kardeşi olma, olağanüstü güçlere veya eşyalara sahip olma, kendilerine has dile sahip olma,
gelirken yel-fırtına koparma, canının ulaşılması zor yerde olması (dış ruh), altın ve gümüş
gibi zenginliklere ve güç kazandıran veya kaybettiren sulara sahip olma. gibi özellikleri
de vardır.

1.1. Günlük insan yeme (G15)

Yukarıdaki metinlerde bu varlıkların eylemlerini günlük olarak gerçekleştirdikleri
görülmektedir. Ateşkâr Oğlan; Dev Garısı; Dıngıl Ali; Onüç; Keloğlan ile Dev
masallarında devler insanları kazanda veya fırında pişirerek veya yakalayıp ağızlarına
atarak yerler. İnsanları yemek için dişlerini bilerler. Devleri Korkutan Bilal Ağa’da ise
devler yemeklerini tabakla değil, güveçle yerler.

1.2.    Yamyamların yaşadıkları yerler (G18)

Bir dev ülkesi her masalda mevcuttur. Fakat bazılarında bu konuda ayrıntı da
verilmiştir. Mesela devlerin tarlası, ormanı (meşe), hayvanları (Onüç; Keloğlan ile Dev; Üç
Dus); sarayları veya evleri vardır (Ahmet Şah; Onüç; Şemşırak Taşları; Çocuğun Rüyası).
Devler iki dünya arasındaki sınırı geçemezler (Çocuğun Rüyası). Devler kuyunun sahibidir,
onların kişileri uyutan uyku boncuğu vardır, onu kişilerin ağzına koyunca onları uyutur ve
yerler (Padişahın Kırk Oğlu).

1.3.    Yamyam kurbanını şişmanlatır (G82)

Devler yemek için tutsaklarını semirtmeye çalışır (Ak Büri).

1.4.    Fee-fi-fo-fum. Eve dönen yamyam insan eti koktuğunu iddia eder (G84)

Kül Eşek; Çocuğun Rüyası; Öç Dus; Zölkarney Batır; Altınçeç; Bir Tuğan İki Batır;
Kamır Batır minen Ubırlı Karsık masallarında devler insan kokusunu alırlar.

1.5.    Yamyam uzun diş ve tırnaklara sahiptir (G88)

Dev Garısı adlı masalda dev oğlanı yemek için dişlerini biler. Diyü Kızı, Bölgen Bay
Malayı hem Mulla’da ise devin çok çirkin karısının alt dişleri burun deliklerine üst dişleri
çenesine uzanır.

1.6.    Devlerin devasa yemeği (G94)

Bütün masallarda devler bir kişiyi hemen ağızlarını atarak yerler. Zölkarney Batır’da
dev ağzını açınca yarım insan gövdesi sığar. Tanbatır’da ise kahramanın karşılaştığı ilk dev
bir öküz, bir fırın ekmek, bir fıçı ekşi suyla; ikincisi iki öküz, iki fırın ekmek, iki fıçı ekşi
suyla; üçüncüsü ise üç öküz, üç fırın ekmek, üç fıçı ekşi suyla beslenir. Devleri Korkutan
Bilâl Ağa’da devler yemeklerini tabakla değil güveçle yer.

1.7.    İnsan etiyle beslenme alışkanlığı (G225.0.7)

Yukarıdaki masalların hepsinde insan eti yeme devlerin en önemli özelliğidir.

1.8.    Yamyam devlerin ülkesine seyahat (H1289.3.1)

Kahraman verilen bir görev, evden kaçma veya kovulma, devin talebi sebebiyle
devlerin ülkesine seyahat eder. Bu ülke insanların yaşadıkları yerden uzaktır. Çocuğun
Rüyası adlı masalda ise devler iki dünya arasındaki sınırı geçemezler.

1.9.    Cezalandırılan yamyamlık (Q215)

Devlerde başları kesilerek öldürülmenin dışında dış canı bulduktan sonra öldürme de
söz konusudur (Ahmet Şah, Kamır Batır minen Ubırlı Karsık).

1.10.    Prensesin (genç kızın) devden kurtarılması (R111.1.4)

Şemşırak Taşları ile Kisi Ul masallarında en küçük kardeş dev tarafından tutsak edilen
kızları; Diyüv Kızı, Bölgen Bay Malayı hem Mulla masalında ise oğlan kızı devden
kurtarır.

Bulat Batır’da iki başlı dev padişahın kızını yemeye geldiğinde oğlan elmas kılıçla
devin başını keser.

Kamır Batır masalında ise Kamır Batır önce Meskey’i öldürür, sonra ise devin yemek
için her gün bir kız aldığı şehre gelir ve padişahın kızını deve yem olmaktan kurtarır.

2. Ejderha (B11)

Türkiye sahasından taranan masallarda ejderhanın insan yemesi tespit edilememiştir.
Tatar ve Başkurt masallarında ise bizzat ejderhayla (ajdaha) ilgili motifler tespit edilmiştir.

Masallar şunlardır. Batşa, Yigit, Ajdaha; Ehmet Batır minen Hozaybirzi Batır; Min Başlı
Ajdahanı Yingen Batır; Hesen minen Hüseyin; Üç Bülek; Yözmi; Avçı; İki Tuğan.

Ejderhalar genellikle çok başlıdır ve bunlardan ateş de çıkar, gürleyerek gelirler,
insanlara su vermezler, padişahların kızlarını kaçırırlar, altın ve gümüşleri çoktur.

2.1.    Günlük insan yeme (G15)

Günlük olduğu söylenmemekle birlikte yukarıdaki masalların hepsinde insan yemenin
ejderhalarda alışkanlık olduğu anlaşılmaktadır. İnsanlar onlar için bir ısırımlıktır (Alpamışa
Batır).

2.2.    Ejderhaya insan kurban etme (B11.10); Bir canavara periyodik kurbanlar
(S262)

Alpamışa Batır; Ehmet Batır minen Hozaybirzi Batır; Hesen minen Hüseyin; İki Tuğan
masallarında ejderhaya kız (padişahın kızı) kurban edilir.

2.3.    Yamyamların yaşadıkları yerler (G18); Ejderha gölde yaşar (B11.3.1.1);
Ejderha dağın tepesinde yaşar (B11.3.2.)

Ehmet Batır minen Hozaybirzi Batır; Min Başlı Ajdahanı Yingen Batır; Yözmi’de
ejderha su (göl, nehir) kenarında; İki Tuğan’da ise dağda yaşar.

2.5. Yamyam ejderhaların ülkesine seyahat ((T)H1289.3.2)2

Batşa, Yigit, Ajdaha masalında kahraman ejderhanın ülkesine gider, ülkede kırk ev
vardır ve hepsi de ejderha ile kızlarını aittir. Ejderhanın kızı önce annesiyle görüşmesini,
yoksa babasının onu yiyeceğini söyler. Ejderha oğlana zor görevler verir, o da kızın
yardımıyla bunları yerine getirir. Ehmet Batır minen Hozaybirzi Batır; Min Başlı Ajdahanı
Yingen Batır; Hesen minen Hüseyin; Üç Bülek; Yözmi; İki Tuğan da kahramanlar
ejderhanın su kenarında veya dağdaki ülkesini (evini) ziyaret ederler.

2.4.    Cezalandırılan yamyamlık (Q215)

Ejderhalar genellikle kahramanlar tarafından kılıçla kesilerek öldürülürler.

2.5.    (Bakire) prensesi ejderhadan kurtarma (R111.1.3)

Alpamışa Batır; Ehmet Batır minen Hozaybirzi Batır; Yözmi; Avçı; İki Tuğan da kızlar
-bazen padişah kızları- kahraman tarafından ejderhaya yem olmaktan kurtarılır.

3. Peri (F200)

Perilerle ilgili bu başlıkta Türkiye’den Benli Dilber ve Padişahın Üç Kızı masallar
tespit edilmiştir. Bu masallarda perilerin insan yeme özelliklerinden bahsedilmesine rağmen
bizzat bu işi gerçekleştirdiklerine dair bir anlatım yoktur.

3.1.    İnsan etiyle beslenme alışkanlığı (G225.0.7)

Benli Dilber masalında periler insan eti yerler. Padişahın Üç Kızı adlı masalda ise kız
kardeşlerini kuş, tilki ve kurtla evlendiren küçük oğlan onların evlerine gittiğinde asılları
peri olan bu hayvanlar insan kokusu alırlar ve gelen büyük ve ortanca kardeşler ise
yiyeceklerini, küçüğe hizmet edeceklerini belirtirler.

3.2.    Fee-fi-fo-fum. Eve dönen yamyam insan eti koktuğunu iddia eder (G84)

Padişahın Üç Kızı adlı masalda kız kardeşlerini kuş, tilki ve kurtla evlendiren küçük
oğlan eniştelerinin evine gittiğinde, asılları peri olan bu hayvanlar insan kokusunu alırlar.

2.3.    Yamyamların yaşadıkları yerler (G18)

Periler dağlarda gezerler, padişahın oğlu Bahtiyar’a hizmet ederler, mağarada yaşarlar
(Benli Dilber).

4.    Yamyam cüceler (G11.1)

Cücelerin insan yemeleri konusunda Anadolu sahasında Padişahın Kırk Oğlu adlı bir
masal tespit edilmiştir. Tatar ve Başkurt Türklerine ait metinlerde örnek yoktur.

4.1.    Yamyamların yaşadıkları yerler (G18)

Cüce sarayda yaşar.

4.2.    İnsan etiyle beslenme alışkanlığı (G225.0.7)

Canpolat adlı cücenin yedi karış sakalı beş karış boyu vardır, o da insan yer, şekil
değiştirir, kırk tane atı vardır.

4.3.    Cezalandırılan yamyamlık (Q215)

Canpolat’ın canı kalenin içindeki bir koyunun karnındadır. Kutu sıkılınca Canpolat

ölür.

5.    Cin (G307)

Tatar Türklerinden Unbirinçi Ehmet adlı bir masalda cinin insan yemesi
anlatılmaktadır.

5.1.    Yamyamların yaşadıkları yerler (G18)

Cin, Kaf Dağının arkasındaki kara ormanda bir sarayda yaşar.

5.2.    İnsan etiyle beslenme alışkanlığı (G225.0.7)

Cin insan yer, annesi çok çirkindir, on bir tane kötü oğlu vardır. Onlar padişahın on bir
kızını almak için mücadele eder ama başaramazlar; onların başları bile bir pehlivanın
kaldıracağından daha ağırdır; cinlerin padişahları vardır, oğullarının intikamını almak için
kara bulut şeklinde gelip oğlanı kaçırır, o, güneş padişahının kızını getirmesi şartıyla
Ehmet’i bırakmaya söz verir.

5.3.Cezalandırılan    yamyamlık (Q215)

Cin canının olduğu iki yumurta kırıldıktan sonra ölür.

6.    Yalmavız (Calmavız) ((T)G11.10.2)

Türk dünyasındaki efsane ve masallarda Yalmavuz hakkında önemli bir çalışma yapan
Alimcan İnayet bu olağanüstü varlık için Orta Asya ve Sibirya’daki Türk boyları ile
komşularında yalmavuz (Uygur), yalmagız (Özbek), calmavız (Kazak), celmaguz (Kırgız),
mangus/mangas (Moğol), mangidhay/mahra Txan (Buryat) ... kelimelerinin kullanıldığını
belirtmekte, kelimenin nasıl türediğine dair ayrıntılı bilgi vermektedir (2010: 21-23). Ona
göre yalmavuzun “anaerkil dönemde yaşamış önemli bir tanrıça veya savaşçı kadın ruhu
olması ve sonraki tarihî süreçte kötülenerek canavar, cin, şeytan veya deve dönüştürülmesi
muhtemeldir.” (İnayet 2010: 26). Bu olağanüstü varlığın ateş ilahesi, albastı, tepegöz,
ejderha, dev, cadı ve şamanla ilişkisi İnayet tarafından ayrıntılı olarak ele alınmıştır (2007:
34-76).

Kazan Tatarlarında yalmavız dişidir, insanlardan uzak yerlerde, kara ormanlarda,
dağlardaki mağaralarda yaşar, onun büyü yaptığı köy fakirleşir, halkın hayvanlarını ve
ürünlerini yer, tek başına köyün dışına çıkan kızları yakalar, kanlarını içer ve yer. Büyük ve
yumru gövdelidir, büyük karınlı, yılan kuyruklu, tek gözlü, büyük ağızlı, kalın dudaklı,
uzun dillidir. (Tatar Mifları II 1999: 53). Ayrıca o, ubırdan daha kötüdür, yuttuğu kişiyi
çıkarmak istemez (Tatar Mifları II 1999: 58).

Fuzuli Bayat ise M. Curtubaev’in eserinden yola çıkarak Karaçay-Balkarlarda Jelmauz,
Baldırajyuz, Kızıl Pup, Erirey olarak adlandırılan, her yıl kurban olarak sunulan yel
öküzünün aslında yer öküzü olduğunu belirterek bu varlığın kozmosta adı geçen öküzler
olduğu yorumunu yapar (2007: 39).

Karasa Batır; Altınduğa Batır, Dutan Batır; Yahşılıkka-Yavızlık adlı masallar,
Başkurtlarda Yalmavız, Tatarlarda ise Calmavız olarak adlandırılan olağanüstü güçlere
sahip bu varlığın insanın etini yemesi veya kanını içmesi hakkındadır.

6.1.    Yamyamların yaşadıkları yerler (G18)

Karasa Batır’da yalmavız sol taraftaki yoldadır. Yedi başlı bakır, dokuz başlı gümüş,
on iki başlı olan ise altın köprüden geçerek gök saraylarına ulaşırlar. Onlar yer titreterek,
göğü gürleterek, fırtına çıkararak gelirler. Kahraman onları dış canlarının yerini bularak yok
eder. Atlan Karasa Batır’ın geldiğini anlayarak köprüyü geçmek istemezler.

Altınduğa Batır’da ise yedi başlı yalmavızın çok güzel bir meyve bahçesi vardır, onun
meyvelerini yemek yasaktır. O, kahramanın nişanlısını tutsak eder ve onu serbest bırakmak
için Altınduğa’dan Kaf Dağının arkasındaki devin kızını kendisine getirmesini ister. Dev
kızını kendisine alan Altınduğa bu kızın kendisini de yiyebileceğini düşünür ve onu
öldüreceği hilesiyle yüreğindeki bozuk kanı kusturarak onu bu kötülükten -insan yeme-
kurtarır.

Dutan Batır’da ise calmavızlı kocakarı ormanda yaşar.

6.2.    Yamyam kurbanını şişmanlatır (G82)

Karasa Batır’da yedi, dokuz ve on iki başlı yalmavızlar kızları hapseder ve
şişmanlattıktan sonra yerler.

6.3.    Fee-fi-fo-fum. Eve dönen yamyam insan eti koktuğunu iddia eder (G84)

Dutan Batır’da calmavızlı kocakarı insan kokusunu alınca ağzını açarak onları yutar,
Dutan’ı da yutmak ister ama atı onu uyandırır. Dutan karşısında alnında tabak kadar büyük
bir gözü bulunan kocakarıyı görür. Calmavız gözüne ok atılarak öldürülür.

6.4.    İnsan etiyle beslenme alışkanlığı (G225.0.7)

Karasa Batır ve Dutan Batır’da insan yeme, Yahşılıkka Yavızlık’ta ise bununla birlikte
kan içme de söz konusudur. Dutan Batır’da otuz dokuz kardeşi birden yutabilecek bir
varlıktır. Altınduğa Batır’da ise o, insan yeme eylemi gerçekleşmemiştir.

6.5.    Cezalandırılan yamyamlık (Q215)

Karasa Batır’da dış ruh bulunarak, Altınduğa Batır ve Yahşılıkka Yavızlık’ta kesilerek,
Dutan Batır’da gözüne ok saplanarak öldürülür.

7. Meskey ((T)G11.10.3)

Tatar Mifları’nın ikinci cildinde bu olağanüstü varlığın meçkey, meskey metskay,
maçin, meçin, mıstan, mustan vb. isimlerle Ural, Sibirya bölgelerindeki Türk boyları ile
Kazak ve Kırgızlar arasında yaşayan bir orman ruhu olduğu ifade edilmiştir (1999: 63-65).

Meskey, Başkurt ve Tatar efsanelerinde de geniş yer bulan kötü bir yer-su ruhudur. O,
mezarlığı bırakmış veya oradan sürülmüş ve kişilerin arasına yerleşmiştir. İnsana benzer
ama yere kadar uzanan kıpkırmızı bir dili vardır. Ağzı açık uyuyan kişilerin içine girer veya
kendisi bizzat kişileri yutar ve ubırla benzerlikleri bulunmaktadır (Tatar Mifları I 1996:
165).

Onun ateş şekline girdiği, sularda (göllerde) yaşadığı, isminin ağza alınmadığı,
kargışının tuttuğu, dişi ve çok yiyen-çok su içen bir ruh olduğu da hakkındaki diğer
bilgilerdir (Atnur 2002: 809-810).

Başkurt masallarında, meskey nine olarak adlandırılan bu varlık hakkında anlatılan üç
masal tespit edilmiştir: Yeş Hunarsı; Şeğeli; Kamır Batır.

7.1.    Yamyamların yaşadıkları yerler (G18)

Yeş Hunarsı’da ormanda küçük bir evde yaşar. Kızları vardır.

Şeğeli’de ise suda yaşar ve yaşlı adamı sakalından tutup suya çeker ve önce atını mı
kendisini mi yemesi gerektiğini sorar, adam da üvey oğlunu yemesini ister. Masalda
meskey yerine zaman zaman ubırlı kocakarı da denilmektedir. Meskey soba yakar, şekil
değiştirir, havanı at, tokmağı kamçı yapar ve bunlarla seyahat eder, oğlan tarak, bileği ve
aynayı atarak ondan kurtulur. Meskey ormanı, dağı ve gölü geçer. Şeğeli onu köpeklere
öldürtür.

Kamır Batır’da meskey, Kamır Batır’ı yedirip içirir, sonra bir zehirle onu uyutur ve
yutar, kıymetli başını da evi süslemek için saklar. Küçük kardeşi meskeyin evindeki kızdan
sırrı öğrenerek hayatta kalır, Kamır Batır’ın kemiklerini meskeye buldurur ve onu
diriltmesini sağlar. Kamır Batır meskeyi öldürür, kızı da küçük kardeşine verir.

7.2.    İnsan etiyle beslenme alışkanlığı (G225.0.7)

Üç masalda da insan yeme alışkanlık şeklindedir. Yeş Hunarsı’da ise meskey selam
verdiği için yiğidi yemekten vazgeçer.

7.3.    Cezalandırılan yamyamlık (Q215)/ Köpekler hücum ederek yamyamı
(ejderhayı) öldürür (B524.1.1)

Şeğeli’de meskey köpeklere parçalattırılır, Kamır Batır da ise doğranır.

8. Ubır ((T)G11.10.4)

Ubır da meskey gibi yukarıdaki Türk boylarının yaşadığı bölgelerde hakkında bilgi
bulanan bir tabiat ruhudur. Çuvaşlar Vupar; Karaçaylar obur; Kırım Tatarları Obur;
Özbekler Upır; Kazan Tatarları, Tipterler, Mişerler, Başkurtlar ve Kazaklarda Ubır adları
verilir. Sibirya Tatarlarındaki Maçin, Meçkey, Miyatskey..., Türklerde Hohan, Hortlak bu
gruptandır (Tatar Mifları II 1999: 29). O, iki şekilde ortaya çıkar: biri kötü bir ruhtur: diğeri
ise ölen kişilere musallat olan bir varlık (Tatar Mifları II 1999: 31-32).

Ubırın özellikleri ise şunlardır: Kan içer, güneşi çalarak mağarada saklar, çiğ et yiyen
insanlara musallat olur ve onların içine yerleşir, kişi ölse de ubırı ölmez. Dişi bir ruhtur ve
kadınlara (özellikle hamilelere), çocuklara ve evcil hayvanların yavrularına musallat olur.
Ubır insanları emerse o insan kendi kendine bağırmaya ve söylenmeye başlar. Bundan
kurtulmak için terleyerek dönmüş olan atın hamudu çıkartılarak bu kişinin boynuna
konulmalıdır. Ubırlı kişi mezardan çıkmasın diye soluk aldığı delik, at tezeği ile
doldurularak üzerine meşe kazığı çakmak veya mezara inip ubırlı kişinin sırtına kazık
çakmak gerekir. Ubırdan kurtulmak için ölen kişinin mezarı açılır, lâhiti çatallı ağaç ile
çivilenir. Ondan böyle de kurtulamayınca mezara benzin döküp yakarlar. Erkeklerden
korkar, istediği hayvanın şekline girer, insanlara ait eşyaları çalar, ateş yumağı şekline girer
(Tatar Mifları II 1999: 31-41; Atnur 2002: 436-437; 564-565; 814-816). Ubırlı kocakarıya
gelen kişiler selam vermezlerse onları yutar, kendi ateş de yer, misafirlerine insan eti ve
kanı ikram eder, kendisine iyi davrananlara değerli, kötü davrananlara ise değersiz
hediyeler verir. Onun evine gelen kişi yolunu kaybedip bundan yardım isterse o sihirli bir
yumak yuvarlar ve kişi evine ulaşır (Tatar Mifları II 1999: 42-44). Fuzuli Bayat, Karaçay-
Balkarlar’ın (obur) anlatılarından yola çıkarak oburun geceleyin ortaya çıktığını, onun
kurda dönüşüp koyunları yediğini, yalnız atlara dokunmadığını; uykudaki adamı Elbrus
Dağı’nın tepesine götürüp öldürdükten sonra etini kazana koyarak pişirdiğini, et pişene
kadar oburların kazan etrafında dans ettiklerini, eti yedikten sonra kemikleri toplayıp
üfürdüklerini ve adamı dirilterek geri götürdüklerini anlatır ve olayın, Şaman adayının kötü
ruhlar tarafından parçalanıp yenmesiyle bağlantılı olduğunu belirtir (Bayat 2007: 288).

Başkurt ve Tatar Türklerinden Ubır Ebiy; Bibiğayşe Kilin; Ubırlı Keyne minen Bahır
Kilin; Taz minen Ubırlı Hinlisi; Altın Koş; Hesen minen Hüseyin; Eygeli Batır
masallarında ubırın insan yemesi mevcuttur. Masallarda onlarla ilgili olarak yamyamlıkla
bağlantılı motiflerin dışında şu özelliklerine de rastlanır: Sıcak yer sever. Kızlar tarak, ayna
ve bileği atarak nineden kurtulurlar. Denizi karşıya geçemez ve ölür. Ya ilkbaharda çilek
toplamaya giden kızları kandırarak yollarını şaşırtır ve yok eder ya da çeşmeye su almaya
giden kızları alır. Oğlunu göndererek kızları ona âşık edip evlendirir, ateş şekline girer, kız
veya erkek çocuk sahibidir. Yutup tükürmek suretiyle sakat veya hasta insanları
iyileştirir.

8.1.    Yamyamların yaşadıkları yerler (G18)

Ubır Ebiy masalında mekânı dağ arasındaki mağaradadır. Bibiğayşe Kilin’de insandır
ve onların arasında yaşar. Ubırlı Keyne minen Bahır Kilen’de ormanda tepesi olmayan bir
çadırda yaşar. Altın Koş’ta ormanda küçük bir evde oturur. Hesen minen Hüseyin’de bir
evde, Eygeli Batır’da ise kalın bir ağacın kovuğunda yaşar. Taz minen Ubırlı Hinlisi adlı
masalda Tazın kız kardeşidir ve evde yaşar.

8.2.    İnsan etiyle beslenme alışkanlığı (G225.0.7)

Ubır kadın cinsindendir, genellikle insanlardan uzak olanlar kızlara ateş vererek
onların yaşadıkları yeri öğrenir veya su almaya gelen kızları oğullarına âşık ederek onlarla
evlendirirler. Kızları, gelinlerini ve torunlarını yerler veya kanlarını içerler (Ubırlı Keyne
minen Bahır Kilen). Bazen aynı anne babadan doğan çocukların biri ubırlıdır ve aile fertleri
dâhil olmak üzere bütün insanları yer (Taz minen Ubırlı Hinlisi). Hesen minen Hüseyin
masalında ise ubırlı kadın “Selamın olmasaydı seni bir kapıp bir yutardım.” der.

8.3.    Cezalandırılan yamyamlık (Q215)

Ubır Ebiy denizde boğulur, Bibiğeyşe Kilin’de ahırda dövülerek öldürülür, Ubırlı
Keyne minen Bahır Kilen’de kızın erkek kardeş vurdukça ubır şekil değiştirir. Sonunda
ubırı parçalayarak kardeşini ve yeğenini oradan kurtarır. Taz minen Ubırlı Hinlisi’nde tazın
(kel) iki karısı ubırlı kız kardeşi kılıçla doksan dokuz parçaya bölüp atarlar. Hesen minen
Hüseyin ubır ve oğullarının başlarını keserler, Eygeli Batır masalında ise ubır parmaklarına
varıncaya kadar doğranır.

9. Congalaz ((T)G11.10.5)

Derleme Sözlüğü’ndeki (1993) concoloz, conculaz, conculus, congalaz, concoloz,
conculaz, congala, congalas karısı, congamas, conkalaz, congalaz karısı, goncolos kelimeler
için “hortlak” “cadı” karşılıkları verilmektedir. Boratav, “Karakoncolos, Congolos,
Koncolos, Karacongolos” çeşitlemeleri bulunan varlığın isminin Rumca
“Kallikantzaros/Karkatzalos”dan geldiğini, Doğu Karadeniz’de kışın en soğuk günlerinde
insana musallat olan bu varlığa “Kancalar” da denildiğini belirtir ve bu ruhun insanlara
adını sorup yollarını şaşırttığını ve ona rastlayanın donarak öldüğünü belirtir (Boratav
1997: 77).

Yozgat ve Sivas yörelerinden tespit edilen efsanelerde ise conguluz/congoloz/cangoloz
adlı bu varlığın kışın kar yağdığında karın içinden çıktığı, tanıdık birinin sesiyle konuşarak
evdeki kişiyi arkasına takıp götürdüğü, kişileri karda dolaştırdıktan sonra çoğunlukla
öldürdüğü anlatılmaktadır (Karadavut 1992: 235; Çobanoğlu 2003: 136).

Bu varlığın evlere girmemesi için pişirilen pancar evlerin eşiklerini gömülür veya
lohusalara, dünürlere ve sevilen kişilere verilirmiş (Duvarcı 2005: 127).

Taşeli Bölgesinden Mercimek Çocuk (Alptekin 2002: 382-383) ile Congalaz Kansı
(Alptekin 2002: 443-445) adlı masallar, kadın cinsinden olmalarına rağmen genellikle
kadınlara musallat olan bu olağanüstü varlığın insan yemesiyle ilgilidir.

9.1.    Yamyamların yaşadıkları yerler (G18)

Congalazların insanlardan uzak yerlerde evleri vardır.

9.2.    Fee-fi-fo-fum. Eve dönen yamyam insan eti koktuğunu iddia eder (G84)

O, insan etinin kokusunu alır (Congalaz Karısı).

9.3.    İnsan etiyle beslenme alışkanlığı (G225.0.7)

İki masalda da Congalaz karısı ve kızları insan etini pişirerek yerler. Ayrıca o, ateş
almaya giden kızları takip eder ve kanlarını emer (Congalaz Karısı).

9.4.    Cezalandırılan yamyamlık (Q215)

Mercimek Kız iğ’i ocakta kızdırarak congalaz’u öldürür, daha sonra congalaz’ın kızını
da öldürür. Diğer masalda ise yedi erkek kardeş congalaz’ın kardeşlerine yaptığını
öğrenince onu tüfekle öldürürler.

II. İnsan yeme şekilleri

Olağanüstü varlıklarla insanların insan yeme özelliklerinde bir unsur dikkat çekicidir.
Olağanüstü varlıklar için bu bir
beslenme alışkanlığıdır, insanlar içinse ya zorlamayla
ortaya çıkmış veya farkında olmadan gerçekleştirilmiş ve bazen de alışkanlığa dönmüş bir
eylemdir.

İnsan yeme bu işe eğilim gösteren varlıklara göre değişmektedir. Mesela dev, cadı,
ejderha, yalmavız, ubır vb. isimlerle adlandırılan olağanüstü varlıklar için bu eylem
süreklilik göstermektedir
(G10-G49. Sürekli yamyamlık). İğci Baba 1, İğci Baba 2, Şeyih,
Ölü Yiyen Derviş 1, Ölü Yiyen Derviş 2 masallarında da insan görüntüsünde olan
varlıkların bu işi sürekli yaptıkları anlaşılmaktadır.

İnsanların ilk yamyamlıkları ise çoğunlukla farkında olmadan gerçekleşmiştir (G60.
Farkında olmadan insan eti yeme).
Kara Üzüm masalında oğlan sihir sonucundan
istemeden yamyamlık yapar, sihir bozulunca bu alışkanlığından vazgeçer
(G50-G79. Ara
sıra yamyamlık
). Geyikoğlan’da ise koca, kazara insan eti yemesine rağmen bunu bir
alışkanlık haline getirmeye karar verir
(G60. Farkında olmadan insan eti yeme).

Hoca Efendi masalında ise bu iş, kızı sınamak için görünürde gerçekleştirilmiştir.

Sonuç

İnsan yeme, ister insan ister olağanüstü bir varlık yoluyla olsun her dönemde
korkutucu, tiksindirici, kabul edilemez ve yasak bir eylemdir. Masallarda da yamyamlığın
benzer şekilde algılandığı görülmektedir. Yaşama hakkı elinden alınmak istenen insan -
kahraman veya onun karşılaştığı diğer insanlar- bu durum karşısında çaresizmiş gibi
gösterilir. Fakat kahraman aklı ve kabiliyetleriyle bu saldırıyı çoğunlukla def eder.
Masallarda bu ağır suça verilen ceza ise suçla orantılı olarak çok sert ve kesindir: ölüm. O,
kılıç vb. aletlerle doğrama veya yakma şeklindedir.

Masallarda çoğunlukla olağanüstü özelliklere sahip insanlar veya varlıklarda insan
yemeye rastlanmaktadır. İnsanlarda bu durum büyülenme veya olağanüstü varlığın insan
şeklinde yaşaması neticesindedir. İstisnai örnekler bulunmakla birlikte insanlar için bu bir
alışkanlık göstermez. Olağanüstü varlıklarda ise insanla beslenme süreklidir.

Antropoloji, sosyoloji, din vb. alanlarda insan yeme, kıtlık, aklından, gücünden veya
cesaretinden faydalanma, dini ayinlerle mistik sırra ulaşma gibi gerekçelere dayanmaktadır.
Masallarda ise çoğunluğu insan dışı olan varlıklar için insan yemenin en önemli sebebi
beslenmedir. Onlar kız veya erkeklere zorla insan eti yedirmek veya kan içirmek ister, insan
kurban etme veya öldürmenin dehşetiyle bunları yüz yüze getirirler. Bu
anormal zulüm ise
ancak kişilerin karşı koyması veya hile yapmasıyla engellenir. Kahramanların
düşmanlarından
intikam almak için böyle bir teşebbüste bulunmaları söz konusu değildir.

Yamyamlık yapan bir insan veya varlıkla mücadele, kahraman açısından da önemli
sonuçlar taşımaktadır. O, kazandığı zafer sonrasında çoğunlukla ergen olma hakkını elde
eder. Bu, kahramanın halk içinde itibar kazanması, evlenmesi, zengin olması, tahta
çıkması... gibi sonuçlar doğurur.

Masallarda insan yemeyle ilgili bu makale, Türkiye, Tataristan ve Başkurdistan’dan
yetmiş yedi masal dikkate alınarak yapılmasına rağmen önemli sayıda tip ve motife
ulaşılmıştır. Çalışmada dünya halk anlatılarında çok yaygın olan ve Motif Index’tekilere
uygunluk gösteren dev, ejderha, cin, cüce, peri dışında Türk dünyasına özgü yalmavuz,
meskey, ubır, congalaz tiplerinde de insan yemeyle ilgili çeşitli motifler tespit edilmiştir.
Masalların önemli kaynaklarından biri mitlerdir. Yukarıda adı zikredilen tabiatüstü güçler
ve bunlarla ilgili motiflerin kökeni mitlere dayanmaktadır. Bunlar yalnız masallarda değil,
mit, efsane ve destanlarda da haklarında anlatılar bulunan varlıklardır. Türk halk
edebiyatına ait bütün metinlerin taranmasıyla yamyam tipleri ile bunlara bağlı motiflerin
daha da artacağı muhakkaktır.

Olağanüstü varlıklarla ilgili motifler Kazan Tatarları ile Başkurtların masallarında
Anadolu’dakilere göre daha zengin ve çeşitlidir. Bu durum, eski Türk dinine ait unsurların
bu bölgelerde daha canlı olmasına bağlanabilir.

Masallar büyülü, çekici ve hayal dünyasını geliştiren anlatılardır. Bu yönleri çocuklar
için idealdir. Fakat motifleri incelenen masalların çocuğun dünyasına ne kadar uygun
olduğu soru işaretleri barındırmaktadır. Bu motiflere sahip masalların anlatılması veya
okutturulması çocuklarda onarılmayacak sonuçlar doğurabilir. Bu sebeple çocuklara
verilecek metinlere müdahale edilmesi düşünülebilir.

Metinler:

Ağlayan Narla Gülen Ayva; Sakaoğlu, Saim (2002), Gümüşhane ve Bayburt Masalları,
Ankara: Akçağ Yayınları, 311-317.

Ahmet Şah; Seyidoğlu, Bilge (1975), Erzurum Halk Masalları Üzerinde Araştırmalar-
Metinler ve Açıklamalar, Ankara: Atatürk Üni. Yayınları, 316-318.

Ak Büri; Tatar Halık İcadı, Ekiyetler, (1977), Birinci Kitap, Hzl.: H. H. Gatina, H. H.
Yarmi, Kazan: Tatarstan Kitap Neşriyatı, 185-202

Allah’ın Belası; Günay, Umay (1975), Elazığ Masalları-İnceleme, Erzurum: Atatürk
Üni. Yayınları, 380-384.

Alpamışa Batır; Başkort Halık İcadı, Ekiyetter, (1978), Üçüncü Kitap, Hzl.: Nur
Zaripov, Marat Minhaceddinov, Öfö: Başkortostan Kitap Neşriyeti, 35-41.

Alsuzar minen Kirsuzar; Başkort Halık İcadı, Ekiyetter, (1978), Üçüncü Kitap, Hzl.:
Nur Zaripov, Marat Minhaceddinov, Öfö: Başkortostan Kitap Neşriyeti, 232-244.

Altın Koş; Başkort Halık İcadı, Ekiyetter, (1976), İkinci Kitap, Hzl.: Marat
Minhaceddinov, Ehnef Harisov, Öfö: Başkortostan Kitap Neşriyeti, 55-62.

Altınçeç; Tatar Halık İcadı, Ekiyetler, (1978), İkinci Kitap, Hzl.: H. H. Gatina, H. H.
Yarmi, Kazan: Tatarstan Kitap Neşriyatı, 325-329.

Altınduğa Batır; Başkort Halık İcadı, Ekiyetter, (1978), Üçüncü Kitap, Hzl.: Nur
Zaripov, Marat Minhaceddinov, Öfö: Başkortostan Kitap Neşriyeti, 192-207.

Ateşkâroğlan; Günay, Umay (1975), Elazığ Masalları-İnceleme, Erzurum: Atatürk Üni.
Yayınları, 300-306.

Avcı Mehmet’in Oğlu Günay; Umay (1975), Elazığ Masalları-İnceleme, Erzurum:
Atatürk Üni. Yayınları, 433-436.

Avçı Tatar Halık İcadı; Ekiyetler, (1978), İkinci Kitap, Hzl.: H. H. Gatina, H. H.
Yarmi, Kazan: Tatarstan Kitap Neşriyatı, 55-60.

Avçı Yigit hem Cenlikler; Tatar Halık İcadı, Ekiyetler, (1978), İkinci Kitap, Hzl.: H.
H. Gatina, H. H. Yarmi, Kazan: Tatarstan Kitap Neşriyatı, 61-64.

Batır Malay; Başkort Halık İcadı, Ekiyetter, (1976), İkinci Kitap, Hzl.: Marat
Minhaceddinov, Ehnef Harisov, Öfö: Başkortostan Kitap Neşriyeti, 147-150.

Batşa, Yigit, Ajdaha; Başkort Halık İcadı, Ekiyetter, (1976), Birinci Kitap, Hzl.: Marat
Minhaceddinov, Ehnef Harisov, Öfö: Başkortostan Kitap Neşriyeti, 156-166.

Benli Dilber; Alptekin, Ali Berat (2002), Taşeli Masalları, Ankara: Akçağ Yayınları,
278-291.

Beyböyrek; Seyidoğlu, Bilge (1975), Erzurum Halk Masalları Üzerinde Araştırmalar-
Metinler ve Açıklamalar, Ankara: Atatürk Üni. Yayınları 197-201.

Bızdık; Günay, Umay (1975), Elazığ Masalları-İnceleme, Erzurum: Atatürk Üni.
Yayınları, 379-380.

Bibiğayşe Kilin; Başkort Halık İcadı, Ekiyetter, (1976), Birinci Kitap, Hzl.: Marat
Minhaceddinov, Ehnef Harisov, Öfö: Başkortostan Kitap Neşriyeti, 198-200.

Bir Tuğan İki Batır; Başkort Halık İcadı, Ekiyetter, (1978), Üçüncü Kitap, Hzl.: Nur
Zaripov, Marat Minhaceddinov, Öfö: Başkortostan Kitap Neşriyeti, 86-88.

Bulat Batır; Başkort Halık İcadı, Ekiyetter, (1978), Üçüncü Kitap, Hzl.: Nur Zaripov,
Marat Minhaceddinov, Öfö: Başkortostan Kitap Neşriyeti, 88-93.

Congalaz Karısı; Alptekin, Ali Berat (2002), Taşeli Masalları, Ankara: Akçağ
Yayınları, 443-445.

Çocuğun Rüyası; Alptekin, Ali Berat (2002), Taşeli Masalları, Ankara: Akçağ
Yayınları, 256-261.

Dev Garısı; Şimşek, Esma (2001), Yukarıçukurova Masallarında Motif ve Tip
Araştırması, Ankara: Kültür Bakanlığı Yayınları, 130-133.

Dıngıl Ali; Şimşek, Esma (2001), Yukarıçukurova Masallarında Motif ve Tip
Araştırması, Ankara: Kültür Bakanlığı Yayınları, 140-144.

Diyü Kızı, Bölgen Bay Malayı hem Mulla; Tatar Halık İcadı, Ekiyetler, (1977), Birinci
Kitap, Hzl.: H. H. Gatina, H. H. Yarmi, Kazan: Tatarstan Kitap Neşriyatı, 158-166

Dutan Batır; Tatar Halık İcadı, Ekiyetler, (1977), Birinci Kitap, Hzl.: H. H. Gatina, H.
H. Yarmi, Kazan: Tatarstan Kitap Neşriyatı, 357-367.

Ehmet Batır minen Hozaybirzi Batır; Başkort Halık İcadı, Ekiyetter, (1978), Üçüncü
Kitap, Hzl.: Nur Zaripov, Marat Minhaceddinov, Öfö: Başkortostan Kitap Neşriyeti, 81-86.

Eygeli Batır; Tatar Halık İcadı, Ekiyetler, (1977), Birinci Kitap, Hzl.: H. H. Gatina, H.
H. Yarmi, Kazan: Tatarstan Kitap Neşriyatı, 211-218.

Geyikoğlan; Alptekin, Ali Berat (2002), Taşeli Masalları, Ankara: Akçağ Yayınları,
462-464.

Hanımından Korkan Osman Ağa; Alptekin, Ali Berat (2002), Taşeli Masalları, Ankara:
Akçağ Yayınları, 238-240.

Hesen minen Hüseyin; Başkort Halık İcadı, Ekiyetter, (1978), Üçüncü Kitap, Hzl.: Nur
Zaripov, Marat Minhaceddinov, Öfö: Başkortostan Kitap Neşriyeti, 228-232.

Hoca Efendi; Seyidoğlu, Bilge (1975), Erzurum Halk Masalları Üzerinde Araştırmalar-
Metinler ve Açıklamalar, Ankara: Atatürk Üni. Yayınları, 188-190.

İğci Baba 1; Günay, Umay (1975), Elazığ Masalları-İnceleme, Erzurum: Atatürk Üni.
Yayınları, 309-311.

İğci Baba 2; Alptekin, Ali Berat (2002), Taşeli Masalları, Ankara: Akçağ Yayınları,
220-223.

İki Tuğan; Tatar Halık İcadı, Ekiyetler, (1978), İkinci Kitap, Hzl.: H. H. Gatina, H. H.
Yarmi, Kazan: Tatarstan Kitap Neşriyatı, 78-88.

İnsan Kılığındaki Dev; Şimşek, Esma (2001), Yukarıçukurova Masallarında Motif ve
Tip Araştırması, Ankara: Kültür Bakanlığı Yayınları, 134-139.

İnsan Yiyen Kız; Sakaoğlu, Saim (2002), Gümüşhane ve Bayburt Masalları, Ankara:
Akçağ Yayınları, 358-362.

Kamır Batır minen Ubırlı Karsık; Başkort Halık İcadı, Ekiyetter, (1978), Üçüncü
Kitap, Hzl.: Nur Zaripov, Marat Minhaceddinov, Öfö: Başkortostan Kitap Neşriyeti, 100¬
104.

Kamır Batır; Başkort Halık İcadı, Ekiyetter, (1978), Üçüncü Kitap, Hzl.: Nur Zaripov,
Marat Minhaceddinov, Öfö: Başkortostan Kitap Neşriyeti, 72-76.

Kara Köpek; Günay, Umay (1975), Elazığ Masalları-İnceleme, Erzurum: Atatürk Üni.
Yayınları, 464-468.

Kara Üzüm; Günay, Umay (1975), Elazığ Masalları-İnceleme, Erzurum: Atatürk Üni.
Yayınları, 468-470.

Karasa Batır; Başkort Halık İcadı, Ekiyetter, (1978), Üçüncü Kitap, Hzl.: Nur Zaripov,
Marat Minhaceddinov, Öfö: Başkortostan Kitap Neşriyeti, 117-128.

Kazan Kafalı Kazma Dişli; Şimşek, Esma (2001), Yukarıçukurova Masallarında Motif
ve Tip Araştırması, Ankara: Kültür Bakanlığı Yayınları, 125-129.

Keloğlan ile Dev; Günay, Umay (1975), Elazığ Masalları-İnceleme, Erzurum: Atatürk
Üni. Yay
ınları. 371-373.

Keloğlan ile Dev; Sakaoğlu, Saim (2002), Gümüşhane ve Bayburt Masalları, Ankara:
Akçağ Yayınları, 371-372.

Kisi Ul; Başkort Halık İcadı, Ekiyetter, (1976), İkinci Kitap, Hzl.: Marat
Minhaceddinov, Ehnef Harisov, Öfö: Başkortostan Kitap Neşriyeti, 150-153.

Kotan; Günay, Umay (1975), Elazığ Masalları-İnceleme, Erzurum: Atatürk Üni.
Yayınları, 358-361.

Kül Eşek; Günay, Umay (1975), Elazığ Masalları-İnceleme, Erzurum: Atatürk Üni.
Yayınları, 338-341.

Küllü Fatma; Alptekin, Ali Berat (2002), Taşeli Masalları, Ankara: Akçağ Yayınları,
24S-250.

Mercimek Çocuk; Alptekin, Ali Berat (2002), Taşeli Masalları, Ankara: Akçağ
Yayınları, 3S2-3S3.

Miñ Başlı Ajdahanı Yiñgen Batır; Başkort Halık İcadı, Ekiyetter, (197S), Üçüncü
Kitap, Hzl.: Nur Zaripov, Marat Minhaceddinov, Öfö: Başkortostan Kitap Neşriyeti, 93¬
100.

Niznay; Başkort Halık İcadı, Ekiyetter, (1976), İkinci Kitap, Hzl.: Marat
Minhaceddinov, Ehnef Harisov, Öfö: Başkortostan Kitap Neşriyeti, 2S-39.

Onüç; Sakaoğlu, Saim (2002), Gümüşhane ve Bayburt Masalları, Ankara: Akçağ
Yayınları, 36S-370.

Öç Dus; Tatar Halık İcadı, Ekiyetler, (1977), Birinci Kitap, Hzl.: H. H. Gatina, H. H.
Yarmi, Kazan: Tatarstan Kitap Neşriyatı, 219-227

Ölü Yiyen Derviş 1 (Çefterçüfte); Seyidoğlu, Bilge (1975), Erzurum Halk Masalları
Üzerinde Araştırmalar-Metinler ve Açıklamalar, Ankara: Atatürk Üni. Yayını, 1S1-1S2.

Ölü Yiyen Derviş 2; Seyidoğlu, Bilge (1975), Erzurum Halk Masalları Üzerinde
Araştırmalar-Metinler ve Açıklamalar, Ankara: Atatürk Üni. Yayını, 1S3-1S7.

Padişahın Kırk Oğlu; Alptekin, Ali Berat (2002), Taşeli Masalları, Ankara: Akçağ
Yayınları, 401-40S.

Padişahın Üç Kızı; Seyidoğlu, Bilge (1975), Erzurum Halk Masalları Üzerinde
Araştırmalar-Metinler ve Açıklamalar, Ankara: Atatürk Üni. Yayını, 264-272.

Prtupi Praporşik; Tatar Halık İcadı, Ekiyetler, (1977), Birinci Kitap, Hzl.: H. H. Gatina,
H. H. Yarmi, Kazan: Tatarstan Kitap Neşriyatı, 236-240

Şeğeli; Başkort Halık İcadı, Ekiyetter, (1976), Birinci Kitap, Hzl.: Marat
Minhaceddinov, Ehnef Harisov, Öfö: Başkortostan Kitap Neşriyeti, 190-197.

Şemşırak Taşları; Sakaoğlu, Saim (2002), Gümüşhane ve Bayburt Masalları, Ankara:
Akçağ Yayınları, 405-412.

Şeyih; Başkort Halık İcadı, Ekiyetter, (1976), Birinci Kitap, Hzl.: Marat
Minhaceddinov, Ehnef Harisov, Öfö: Başkortostan Kitap Neşriyeti, 140-143.

Tahbatır; Tatar Halık İcadı, Ekiyetler, (1977), Birinci Kitap, Hzl.: H. H. Gatina, H. H.
Yarmi, Kazan: Tatarstan Kitap Neşriyatı, 241-257

Taz minen Ubırlı Hiñlisi; Başkort Halık İcadı, Ekiyetter, (1976), Birinci Kitap, Hzl.:
Marat Minhaceddinov, Ehnef Harisov, Öfö: Başkortostan Kitap Neşriyeti, 204-206.

Ubır Ebiy; Başkort Halık İcadı, Ekiyetter, (1976), Birinci Kitap, Hzl.: Marat
Minhaceddinov, Ehnef Harisov, Öfö: Başkortostan Kitap Neşriyeti, 1S4-1S6.

Ubırlı Keyne minen Bahır Kilen; Başkort Halık İcadı, Ekiyetter, (1976), Birinci Kitap,
Hzl.: Marat Minhaceddinov, Ehnef Harisov, Öfö: Başkortostan Kitap Neşriyeti, 200-204.

Unbirinçi Ehmet; Tatar Halık İcadı, Ekiyetler, (1977), Birinci Kitap, Hzl.: H. H.
Gatina, H. H. Yarmi, Kazan: Tatarstan Kitap Neşriyatı, 277-2S6.

Üç Bülek; Tatar Halık İcadı, Ekiyetler, (1977), Birinci Kitap, Hzl.: H. H. Gatina, H. H.
Yarmi, Kazan: Tatarstan Kitap Neşriyatı, 125-127

Yahşılıkka-Yavızlık; Tatar Halık İcadı, Ekiyetler, (1977), Birinci Kitap, Hzl.: H. H.
Gatina, H. H. Yarmi, Kazan: Tatarstan Kitap Neşriyatı, 203-210.

Yanmca; Günay, Umay (1975), Elazığ Masallan-İnceleme, Erzurum: Atatürk Üni.
Yayınlan, 282-285.

Yeş Hunarsı; Başkort Halık İcadı, Ekiyetter, (1976), Birinci Kitap, Hzl.: Marat
Minhaceddinov, Ehnef Harisov, Öfö: Başkortostan Kitap Neşriyeti, 116-118.

Yitigen Batır; Başkort Halık İcadı, Ekiyetter, (1978), Üçüncü Kitap, Hzl.: Nur Zaripov,
Marat Minhaceddinov, Öfö: Başkortostan Kitap Neşriyeti, 128-134.

Yözmi; Tatar Halık İcadı, Ekiyetler, (1978), İkinci Kitap, Hzl.: H. H. Gatina, H. H.
Yarmi, Kazan: Tatarstan Kitap Neşriyatı, 42-45.

Zekiye ile Mehmet; Şimşek, Esma (2001), Yukarıçukurova Masallarında Motif ve Tip
Araştırması, Ankara: Kültür Bakanlığı Yayınları, 189-193.

Zölkarney Batır; Tatar Halık İcadı, Ekiyetler, (1977), Birinci Kitap, Hzl.: H. H. Gatina,
H. H. Yarmi, Kazan: Tatarstan Kitap Neşriyatı, 262-267.

Zümrüdüanka Kuşu; Alptekin, Ali Berat (2002), Taşeli Masalları, Ankara: Akçağ
Yayınları, 292-297.

NOTLAR

1    Olağanüstü varlıklardan dev, ejderha, peri, cüce ve cinler hakkında mitoloji
sözlükleri, kitaplar vb.nde yeterli bilgi olduğundan ayrıca izahta bulunulmamıştır. Fakat
insan yediği tespit edilen yalmavız (calmavız), ubır, meskey, congalaz hakkında kısa
açıklamalara yer verilecektir.

2    Motif Index’te tespit edilemeyen numaralar yaygın uygulama dikkate alınarak (T)
(Türk) ile gösterilmiştir.

KAYNAKLAR

ALPTEKİN, Ali Berat (2002). Taşeli Masalları. Ankara: Akçağ Yayınları.

ARENS, W. (1979). The Man-Eating Myth, Anthropology & Anthropophagy. New
York: Oxford University Press.

ATNUR, Gülhan (1996). Ural Batır Destanı Üzerine Bir Araştırma. Atatürk
Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Basılmamış Yüksek Lisans Tezi.

ATNUR, Gülhan (2002). Başkurt ve Tatar Efsaneleri Üzerine Karşılaştırmalı Bir
Motif Çalışması. Atatürk Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Basılmamış Doktora
Tezi.

Başkort Halık İcadı, Ekiyetter. (1976). Birinci Kitap, Hzl.: Marat Minhaceddinov,
Ehnef Harisov, Öfö: Başkortostan Kitap Neşriyeti.

Başkort Halık İcadı, Ekiyetter. (1976). İkinci Kitap, Hzl.: Marat Minhaceddinov,
Ehnef Harisov, Öfö: Başkortostan Kitap Neşriyeti.

Başkort Halık İcadı, Ekiyetter. (1978). Üçüncü Kitap, Hzl.: Nur Zaripov, Marat
Minhaceddinov, Öfö: Başkortostan Kitap Neşriyeti,

BAYAT, Fuzuli (2007). Türk Mitolojik Sistemi (Kutsal Dişi-Mitolojik Ana-Umay
Paradigmasında İlkel Mitolojik Kategoriler-İyeler ve Demonoloji). C:2, İstanbul:
Ötüken Neşriyat A. Ş.

BORATAV, Pertev Naili (1997). 100 Soruda Türk Folkloru. İstanbul: Gerçek
Yayınevi.

CAN, Şefik. (1994). Klasik Yunan Mitolojisi. İstanbul: İnkılâp Kitabevi.

ÇOBANOĞLU, Özkul (2003). Türk Halk Kültüründe Memoratlar ve Halk
İnançları. Ankara: Akçağ Yayınları.

Da SİLVA, Fransisco Vaz (2008). “Cannibalism”, The Greenwood Ansiclopedia
Folktales and Fairy Tales, Volume 1-3, Westport-Connecticut-London: Greenwood Press.

DUVARCI, Ayşe (2005). “Türklerde Tabiat Üstü Varlıklar ve Bunlarla İlgili Kabuller,
İnanmalar ve Uygulamalar”, Bilig, Kış 2005, sayı: 32, 125-144.

“Cannibalism”, Encyclopedia Britannica, http://www.britannica.com/EBchecked

/topic/ 92701/cannibalism27.02.2010.

ERGİN, Muharrem (1997). Dede Korkut Kitabı I, Giriş, Metin, Faksimile. Ankara:
TDK Yayınları.

GOLDBERG, Christine (2005). “Cannibalism-Motif G 10”, Archetypes and Motifs
in Folklore and Literature: A Handbook. Jane Garry, Hasan M. El-Shamy (Editor),
Armonk, New York, USA, M. E. Sharpe, inc. 2005, 227-232,
http://site.ebrary.com/lib/ataturk/Doc?id=10178104&ppg=263/20.02.2010.

GRAVES, Robert (2004). Yunan Mitleri. Çev.: Uğur Akpur, İstanbul: Say Yayınları.

GÜNAY, Umay (1975). Elazığ Masalları-İnceleme, Erzurum: Atatürk Üni. Yayınları.

İNAYET, Alimcan (2010). Türk Dünyası Efsane ve Masallarında Bir Dev Tipi:
Yalmavuz/Celmoğuz. İstanbul: Bilge Kültür Sanat.

KARADAVUT, Zekeriya (1992). Yozgat Efsaneleri (İnceleme-Metin). Selçuk
Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Konya.

MACCULLOCH, J. A. (1910),. “Cannibalism”, Encyclopedia of Religion and
Ethics. Volume III, James Hasting, M. A., D. D. (Editor), Edinburg: T & T Clark, 194-269.

SAKAOĞLU, Saim (2002). Gümüşhane ve Bayburt Masalları. Ankara: Akçağ
Yayınları.

SAKAOĞLU, Saim (1980). Anadolu-Türk Efsanelerinde Taş Kesilme Motifi ve Bu
Efsanelerin Tip Kataloğu. Ankara: Kültür Bakanlığı Yayınları.

SEYİDOĞLU, Bilge (1975). Erzurum Halk Masalları Üzerinde Araştırmalar-
Metinler ve Açıklamalar. Ankara: Atatürk Üni. Yayını.

THOMPSON, Stith (1955-1958). Motif Index of Folk-Literature. 6 C., Blomington,
Indiana: Indiana University Press.

ŞİMŞEK, Esma (2001). Yukarıçukurova Masallarında Motif ve Tip Araştırması.
Ankara: Kültür Bakanlığı Yayınları.

Tatar Halık İcadı, Ekiyetler. (1977). Birinci Kitap, Hzl.: H. H. Gatina, H. H. Yarmi,
Tatarstan Kitap Neşriyatı, Kazan,

Tatar Halık İcadı, Ekiyetler. (1978). İkinci Kitap, Hzl.: H. H. Gatina, H. H. Yarmi,
Tatarstan Kitap Neşriyatı, Kazan, 1978.

Tatar Mifları-İyeler, Işanular, Irımnar, Fallar, İm-Tomnar, Sınamışlar, Yolalar.
(1996). Birinci Kitap, Hzl: Galimcan Gıylmanov, Kazan: Tatarstan Kitap Neşriyatı.

Tatar Mifları-İyeler, Işanular, Irımnar, Fallar, İm-Tomnar, Sınamışlar, Yolalar.
(1999). İkinci Kitap, Hzl: Galimcan Gıylmanov, Kazan: Tatarstan Kitap Neşriyatı.

Türkçe Sözlük. (2005). Ankara: Türk Dil Kurumu Yayınları.

YOLCU, Mehmet Ali (2009). “Türk Masallarında İnsan Eti Yeme, Totemizm, Ölüm
ve Yeniden Doğma”. İğdiş, Sünnet, Bedene Şiddet Kitabı. (Ed. Emine Gürsoy Naskali-
Aylin Koç), İstanbul: Kitabevi, 319-329.

151

1

Atatürk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü-
Erzurum/TÜRKİYE