Adana Köy Seyirlik Oyunlarından Örnekler
Prof. Dr. Erman Artun
Çukurova Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi
Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü Öğretim Üyesi.
Köy seyirlik oyunları çağlar boyu süren halk tiyatrosu geleneğinin günümüze gelen mirasıdır. Bu oyunlar tarih boyunca göçlerden, çeşitli kültürlerden ve birikimlerden etkilenmiştir. İslamiyet öncesi Türk kültüründe bugünkü İslamiyet ve Anadolu kültürünün etkisini görüyoruz. Bu oyunlar zaman boyutunda beslenerek bu günkü şeklini almıştır. Oynandığı toplumun kültür düzeyine, zaman ve geleneğe bağlı olarak şekillenir.
Seyirlik oyunları iki ana gruba ayırabiliriz.
1-Ritüel nitelikte, belirli bir takvimi olan işlevsel oyunlar.
2-Evlenme törenlerinde ve çeşitli toplantılarda eğlence amacıyla oynanan oyunlar.
Ritüel kökenli oyunlarda şenlik, büyü, bolluk ve bereket motifleri iç içedir. Taklit, eylem ve toplu katılma doğaya karşı korunmadır. Bu tür oyunlar eski yeni, iyi-kötü, bolluk-kıtlık, yaz-kış, ak-kara, güçlü-zayıf gibi çatışmalar üzerine kurulur. Ritüel kökenli oyunların bir kısmı kıştan sonra canlanan doğanın sevinçle karşılanması törenlerine bağlıdır. Ritüellerle kökenini avcılık ve kazma tarım dönemlerine kadar indirebileceğimiz izler günümüze kadar taşınmıştır. Bugün büyü işlevinin ikinci plana itildiğini, İslami inançların yanında birer renk olarak kaldığını görüyoruz. Eski kültüre bağlı bolluk, bereket ve çoğalmayı simgeleyen motiflerinin tam anlamıyla bilinmediği gözlenmektedir. Bu oyunlardaki dondurulmuş estetik biçim ve kalıp günlük olaylarla şekillenir. Günümüzde bu oyunların bir çoğu eğlence amaçlı oynanmasına rağmen oyun çıkarmanın temelindeki dinsel işlevi hatırlatan izler taşır. Ritüellerde taklitle canlandırma öğesi dramı oluşturur. Dramatik nitelikli ritüeller kültik özlüdür ve dinsel alana girer. Ritüeller doğanın bilinmeyen yönlerini simgeler. Her ritüel bir sembolden oluşur. Eşya, faaliyet,görüntü, olay, saha ve zaman boyutu vardır. Bugün geleneksel tür olarak oynanan bu oyunlarda ilkellerin büyüsel işlevini bulamayız. Ritüellerde başka kişiliğe girme, unutulmuş kutsal kişilerin yerini alma, yıl döngüsünde kışın kovulup baharın gelmesi gibi bir gidiş ve geri dönüş gibi durumlar vardır. Ritüel kökenli oyunların özünde doğayla barışık olma isteği bulunur. Köylü bu törenlere inanarak katılır.
Kökeni büyüye dayalı oyunların çehresi artık değişmiştir. Köylü şenlik olarak adlandırdığı bu oyunları yeni bir boyutta sürdürmektedir. Oyunlar günümüzde eğlence amaçlı oynandığından giderek yenilikler görülmektedir. Törenlerde gerçekleştirilmek istenen durum simgesel olarak canlandırılmaktadır. Ritüellerde eski dinlere ait izler bulunabilir. Köy seyirlik oyunlarını dramatik olarak nitelendirmek için en az kendisinden başka bir kişiliği, bir olguyu bir yaratığı canlandırma aranır.
Eğlence amaçlı oyunlarda topluluğu eğlendirmek amacı güdülür. Oyunlarda toplumun eksik yönleri ele alınır, bozuk kişilikler alaya alınır. Kelime oyunlarından yola çıkılarak espriler yaratılır. Ahlaki bir sonuca varma aranır. Oyunların belli bir metin yapısı vardır. Oyunlar doğmaca oynandığından oyundan oyuna ufak tefek değişiklikler görülür. Seyirci oyunun metin yapısını bilir. Oyunları en iyi bilen kişi yönetici görevini üstlenir. Seyircinin tepkisi oyunu yönlendirir. Oyunlarda kılık değiştirilir. Belli bir dekor yoktur. Kostüme çok önem verilir.
ADANA OYUNLARI
Pembe Nine Oyunu, kadınların veya erkeklerin arasında oynanan köy seyirlik oyunlarından biridir. Eğlence amaçlı oynanır.
Kına Gecesi Oyunu, kına gecesinde hüzünlenen gelini eğlendirme amacıyla oynanan bir oyundur.
Alaydan Malaydan Oyunu, kış gecelerinde genç kızlar tarafından oynanan eğlence amaçlı bir oyundur.
Karşılama Oyunu, düğünlerde erkekler arasında oynanan eğlence oyunlarındandır. Bir oyuncu kadın kılığına girerek çeşitli taklitler yapar. Yaşlı bir seyirci oyuncuyu sopayla kovalar.
Kartal Oyunu, halk oyunlarında kartal oyununda halay başının eline kamış alması ve oyuncuların hayal başını taklit etmeleriyle seyirlik nitelik kazanır.
Serçe Oyunu, kartal oyununa benzer. Halay başı elinde kamışla ortaya geçer. Halay gurubu halay başını taklit eder. Hareketleri yanlış yapanla üzerindeki elbiselerden birini çıkarırlar.
Yaş Oyunu, müzik eşliğinde oynanır. Oyuncu elindeki gözlük ve bastonla oyun alanına girer, bebeklik, çocukluk, gençlik ve yaşlılık dönemleri dramatize edilir.
Bacadan Çıkma Oyunu, köye gelen misafiri oyuna getirme üzerine kurulmuştur. Eğlence amaçlı bir oyundur.
Yumurta Oyunu, köye gelen misafiri oyuna getirme üzerine kurulan eğlence amaçlı bir oyundur.
Sevme-İsteme Oyunu, erkekler arasında oynanan eğlence amaçlı oyundur.
Nazlanma Oyunu, ritüel kökenli bir oyundur ve bugün ritüel işlevini yitirmiş eğlence amaçlı bir oyun haline dönüşmüştür. Erkekler arasında oynanır.
Kuburo Oyunu, düğünlerde erkekler arasında oynanan eğlence amaçlı bir oyundur.
Sevme Oyunu, düğünlerde erkekler arasında oynanan eğlence amaçlı bir oyundur.
Hüsso ile Hasso ve Sin-Sin Oyunu, erkekler arasında yaz ve kış gecelerinde oynana eğlence amaçlı bir oyundur.
Kız Kaçırma Oyunu, ritüel kökenli bir oyun olan sin sin oyununun ritüel işlevi kalmamıştır. Eğlence amacıyla, iki erkeğin düğünlerde davul eşliğinde oynadığı oyundur.
Tilki Oyunu, ritüel kökenli bir oyundur, günümüzde ritüel işlevi kalmamıştır. Eğlence amaçlı oynanan oyun Yörükler arasında yaygındır.
Derlediğimiz 17 Adana Köy Seyirlik oyunlarının üç ana grupta toplandığını görüyoruz;
1-Eğlence amaçlı oyunlar:
(Oy-1, Oy-2, Oy-3, Oy-4, Oy-7, Oy-8, Oy-9, Oy-10, Oy-14).
2-Evlenme törenlerine bağlı oyunlar:
(Oy-2, Oy-4, Oy-12, Oy-13).
3-Ritüel kalıntısı oyunlar:
(Oy-5, Oy-6, Oy-11, Oy-15, Oy-16, Oy-17).
Derlenen bu oyunlardan yola çıkarak Adana köy seyirlik oyunları hakkında kesin tasnif ve değerlendirmeler yapmak şu an için erkendir. Bu tür derleme ve araştırmalar sürdürüldüğünde bize eski kültüre ait önemli ip uçları vereceği inancını taşıyoruz. Otuz yıl öncesi yaygın bir biçimde oynanan bu oyunlar bugün nadiren oynanır. Oyunların bir çoğunu belleklerde kalmış şekillerinden derledik. Oyunlardan altısının çok eski çağlara ait ritüel kalıntıları olduğunu belirledik. Ama bugün ritüel işlevi ikinci plana itilmiş, hatta köylü, oyunun ritüel işlevini unutmuş. Bugün eğlence amaçlı oynuyor. Serçe ve kartal taklidi oyunları bizi avcılık dönemi av törenlerine kadar götürüyor. Oyunlar müzik eşliğinde oynanıyor. Oyunun sonunda toplu halk oyunları oynanıyor. Şölen, toy nitelikli olmasa da bir toplu yeme içme görülüyor. Oyunların dramik duyguları unutulmuş veya zayıflamış. Bazı oyunlar düğün törenlerinde oynanan halk oyunlarıyla bütünleşmiş dramatik öğeler ikinci plana itilip yalnızca halk oyunu olarak kalmış.
SEYİRLİK OYUNLARDAN ÖRNEKLER
OY-1 PEMBE NİNE OYUNU
Bu oyun kadınlar arasında ya da erkekler arasında oynanabilir. Oyun hoş vakit geçirmek eğlenmek amacıyla oynanır.
KİŞİLER: Anne seçilen bir kişi (Pembe Nine) ve oyun başı oyun kişileridir. Diğer kişilerin sayısı sınırlı değildir. Oyun erkekler arasında oynanırsa Pembe Nine olacak kişi kadın elbisesi giyer. Pembe Ninenin elinde bir kamış bulunur.
PEMBE NİNE OYUNU’NUN METİN YAPISI VE KURULUŞU
1-Pembe Nine ve oyun başı seçilir.
2-Pembe Nine (anne) oyun grubunun ortasına oturur.
3-Oyun başı (grubun etrafında dönerek) “Pembe Nine, Pembe Nine, Nasıl gitsem eniştemin yanına? Pembe Nine, Pembe Nine” der.
4-Pembe Nine, (oyun başına) “Ne var nine ne istiyorsun” diye sorar.
5-Oyun başı, “Nine, bizim oğlan sizin kıza evin arkasına saklan da seni kaçırayım demiş” der.
6-Pembe Nine, “Ya, hangisini” diye sorar.
7-Oyun başı gruptan bir kız seçer.
8-Seçilen kızla oyun başı ilk seslenişte tekrar aynı konuşmayı yaparlar.
9-Bütün kızlar seçilince Pembe Nine ağlar.
10-Oyun başı olan nine, “Neyin var Pembe Nine?” der.
11-Pembe Nine “Kızlarımı kaçırdılar” der.
12-Oyun başı, “Kızlarının ayaklarını görsen tanır mısın?” diye sorar.
13-Pembe Nine kızlarını ayaklarından tanımaya çalışır.
14-Tanıyabildikleri Pembe Ninenin yanına otururlar.
15-Pembe Nine nerde olduklarını sorar.
16-Kızlar “Dayımlarda, halamlarda idik” derler.
17-Pembe Nine ne yediklerini sorar.
18-Kızlar, portakal, mandalina ve elma yediklerini söylerler.
19-Pembe Nine, “Hani bana” der.
20-Kızlar “Avucunu yala” diyerek gülüşürler.
21-Pembe Nine kamış sopasıyla kızları döver.
22-Oyuncular değiştirilerek oyun tekrarlanır.
OYUN: Pembe Nine, oyunun oynandığı sahanın ortasına oturur. Diğer kızlar etrafında yer alır. Oyun başı, oturan grubun etrafına dönerek, “Pembe Nine! Pembe Nine! Nasıl gitsem eniştemin yanına” diye bağırır. Pembe Nine, oyuncuların başı olan nineye ne istediğini sorar. Oyun başı olan nine, “Bizim oğlan sizin kıza evin arkasına saklan da seni kaçırayım demiş” der. Pembe Nine, “Ya, hangisini” diye sorar. Oyun başı, kızların birinin adını söyler.
Kızla beraber oyun başı ilk seslenişini tekrarlar. Pembe Nine yalnız kalıncaya kadar oyun tekrarlanır. Pembe Nine, kızların hepsi gidince ağlamaya başlar. Oyun başı, Pembe Nineye neden ağladığını sorunca Pembe Nine “Kızlarımı kaçırdılar” der.
Oyun başı, kızların ayaklarını görünce onları tanıyıp tanımayacağını sorar. Pembe Nine, ayaklarına bakarak kızları tanımaya çalışır. Tanıdığı kızlar Pembe Ninenin yanına otururlar. Pembe Nine onlara nereye gittiklerini sorar. Kızlar dayımlara, halamlara diyerek cevap verirler, Pembe Nine ne yediklerini sorar. Kızlar portakal, elma, mandalina diye cevap verirler. Pembe Nine “Hani bana” diye sorunca kızlar “Avucunu yala” diyerek gülüşürler. Pembe Nine kızları kamış sopayla kovalar. Oyun başı ve Pembe Nine değiştirilerek oyun devam eder.
OY-2 KINA GECESİ OYUNU
Bu oyun, genç kızlar arasında, kına gecelerinde hüzünlenen gelinin annesini güldürmek ve eğlendirmek amacıyla oynanır.
KİŞİLER: Oyun kişileri anne ve kızdır .Ayrıca seyirciler vardır. Oyuncular günlük kıyafetlerini giyerler. Oyunda kullanılması gereken (kaşık, tabak, sofra gibi) araçları hareketlerle anlatırlar.
KINA GECESİ OYUNU’NUN METİN YAPISI VE KURULUŞU
1-Anne ve kız odanın ortasında otururlar.
2-Yemek yiyormuş gibi hareketler yaparlar.
3-Anne ve kız yemeklerini bitirirler.
4-Anne, “ah!, Ah, şu sofrayı toplasam. Mutfağa götürsem hemen şu iki üç tabağı yıkayıversem, sonra da döşeği yapıp yatsam” der.
5-Kız (bir iki kez esneyerek) “Ah!, Ahhh! Anne şu sofrayı toplasan, mutfağa götürsen, hemen şu iki üç tabağı yıkayıversen sonra da şu döşeği yaysan da yatsak.”
6-Anne ve kız bu sözleri bir kaç kez tekrarlar.
7-Seyirci kadınlardan biri müezzin taklidi yaparak ezan okur.
8-Ana kız üşendiklerinden sabaha kadar yerlerinden kalkmamışlardır. İkisi de sinirlenirler.
9-Anne kızını döverek kovalamaya başlar.
OYUN: Anne ve kız bir odanın ortasında durmuşlardır. Anne, sofrayı toplayıp mutfağa götürme isteğini, bulaşıkları yıkayıp, yatağı serip yatma isteğini dile getirir. Kızı da esneyip gerinerek, annesi gibi, aynı isteklerini dile getirir. İkisinin karşılıklı konuşmaları bir kaç kez tekrarlanır. Seyirci kadınlar ezan okurlar. Sabah olduğunu anlayan anne ve kızı birbirlerine sinirlenir. Anne kızını döverek kovalamaya başlar.
OY-3 ALAYDAN MALAYDAN OYUNU
Kadirli’nin Yalnızdut Köyü’nde oynanan bu oyun, kış gecelerinde genç kızlar tarafından oynanır.
KİŞİLER: Oyun kişilerinin sayısı sınırlı değildir. Genç kız grubu bu oyunu oynar. Oyuncular günlük kıyafetlerini giyerler. Ancak bazı genç kızlar başlarına renkli yazmalar örterler. Bazıları da yüzlerini boyarlar.
ALAYDAN MALAYDAN OYUNU’NUN METİN YAPISI VE KURULUŞU
1-Kızlar kendi aralarında iki gruba ayrılırlar.
2-El ele tutuşarak sağa sola sallanırlar.
3-1.grup 2.gruba “Alaydan” ne istediklerini sorar.
4-Kızlar da gruptan bir güzeli istediklerini söylerler.
5-1.grup hangi güzeli istediklerini sorar.
6-2.grup istediği güzeli tarif eder.
7-1.grup kızı vermek istemez.
8-2.gruptaki kızlar cazip tekliflerle kızı kendi gruplarına alırlar.
9-Oyunda konuşmalar ritmik bir sallanmayla gerçekleşir. Oyun karşılıklı devam eder.
OYUN: 1.grup- “Alaydan, malaydan. Ne istersin? Ne istersin bizim alaydan?”
2.grup- “İçinizde bir güzel var. Onu isteriz.”
1.grup- “O güzelin adını söyleyin.”
2.grup- “Gözü sürmeli, sarı yazmalı, eli kınalı.”
1.grup- “Kızımızın gözü sürmeli, eli kınalı size vermeyiz.”
2.grup- “Kızınıza iki dönüm tarla, bir tane de altın bilezik.”
Yukarıdaki gibi cazip tekliflerle 1.gruptan kız alınır. Oyun bu şekilde karşılıklı olarak devam eder.
OY-4 KARŞILAMA OYUNU
Karşılama oyunu düğünlerde erkekler arasında, çift davul-zurna eşliğinde oynanır.
KİŞİLER: Oyun halay grubu tarafından oynanır. Oyunlarda ayrıca düğüne gelen seyircilerle birlikte halay grubundan seçilmiş ve kadın elbiseleri giydirilmiş bir kişi daha vardır.
KARŞILAMA OYUNU’NUN METİN YAPISI VE KURULUŞU
1-Oyunda çift davul-zurna çalmaktadır.
2-Davul-zurna düğüne gelen her misafir için hoş geldiniz anlamında aynı ezgiyi çalar.
3-Düğüne gelen her misafir abdal adı verilen çalgıcılara gönlünden ne koparsa bahşiş verir.
4-Abdal bir halay grubu oluşturur.
5-Bir süre halay çekilir.
6-Gençler, halay grubundan bir kişiyi seçerek kadın kılığına sokar.
7-Oyuncu hazır olunca halay tamamlanır.
8-Kadın kılığına giren oyuncu kadınların yürüyüşünü ve makyaj yapısın taklit eder.
9-Seyirciler arasında seçtiklerine cilve yapar.
10-Yaşlı bir seyirciye cilve yapan oyuncu bu seyirci tarafından dövülür ve kovalanır. Oyuncu kaçmaya başlar.
OYUN: Düğüne gelen misafirler çift davul-zurna eşliğinde karşılanır. Düğüne gelen her misafir için davul-zurna hoş geldiniz anlamına gelen müziği çalar. Her yeni gelen misafirle birlikte ezgi tekrarlanır. Misafirler çalgıcılara bahşiş verirler. Abdal bir halay oluşturur. Bir süre halay çekildikten sonra gençler aralarında toplanırlar. İçlerinden biri kadın kılığına girerek kadınların yaptığı bazı hareketleri taklit eder. Cilve yapar. Düğünde bulunan yaşlılardan biri bu hareketler kendisine yapılınca oyuncuyu sopayla kovalar ve döver.
OY-5 KARTAL OYUNU
Kartal Oyunu Kozan’da düğünlerde oynanan bir oyundur. Kaynak kişi bu oyunun eskiden bütün düğünlerde oynandığını söylüyor. Davul-zurna eşliğinde oynanan Kartal Oyunu, düğünleri renklendirmek ve eğlenmek amacıyla oynanır.
KİŞİLER: Oyun kişileri düğün halayını oluşturan kişilerle halay başıdır. Halk, düğünlere giderken genellikle en yeni siyah şalvar ve yeleklerini giyerek gider. Bu nedenle düğün halayında yer alan kişiler de şalvar, gömlek ve yelek giyip köstekli saat takarlar. Kartal Oyunu erkekler arasında davul-zurna eşliğinde oynanırken, kadınlar arasında oyun sırasında def çalınır. Kadınların oyununda da bir halay başı vardır. Oyunda aksesuar olarak kamış sopa kullanılır. Bu sopa olabildiğince uzundur ve halay başının eline verilir.
KARTAL OYUNU’NUN METİN YAPISI VE KURULUŞU
1-Davul-zurna eşliğinde halay çekilir.
2-Köyün çocuklarından biri halay başına uzun kamış bir sopa verilir.
3-Kamış sopayı alan halay başı sopayla bir süre daha halaya devam eder.
4-Halayın ortasına geçen halay başı ritmik hareketler yapar.
5-Halay çekenler halay başının ritmik hareketlerini taklit etmeye başlar.
6-Hareketleri taklit edemeyenleri halay başı elindeki sopayla kovalar.
7-Oyun,oyunun kurallarına uymayanların cezalandırılmasıyla devam eder.
8-Halay başı oyunu sürdürebilenlerle tekrar bir araya gelerek halaya devam eder.
OYUN: Davul-zurna eşliğinde halay çekenlerin başında bir halay başı vardır. Halay başı halay sırasında bir çocuk tarafından kendisine verilen kamış sopayla halaya devam eder. Bir süre sonra halay çekenlerden ayrılan halay başı, grubun ortasına geçer. İki adımda bir sol ayağını silkeler, oynar. Halay ekibi de halay başının oyununu taklit eder. Hareketleri yanlış yapan kişiyi halay başı elindeki kamış sopayla döverek halaydan uzaklaştırır. Halay başı yaptığı hareketleri doğru yapanlarla birlikte son kez halay çeker. Halaydan atılanlar ve diğer konuklar oyun sırasında tempo tutarlar.
OY-6 SERÇE OYUNU
Serçe Oyunu, Kadirli’nin Yalnızdut Köyü’nde, düğünlerde davul-zurna eşliğinde erkeklerin oynadığı bir oyundur. Oyun özellikle baharda yapılan her düğünde oynanır.
KİŞİLER: Oyunu halay başı yönetir. Her düğünde başka bir halay başı seçilir. Halay başının özellikle gençler arasından seçilmesine dikkat edilir. Bunun nedeni gençlerin daha çevik ve çabuk hareketler yapabiliyor olmalarıdır. Oyunda yer alan halay başı ve diğer misafirler şalvar, cepken ve kasket giyerler. Cepken yerine yelek giyildiği de olur. Halay başının elinde bir kamış sopa bulunur.
SERÇE OYUNU’NUN METİN YAPISI VE KURULUŞU
1-Davul-zurna eşliğinde halay çekilir.
2-Halay başı elindeki kamış sopayla halay grubunun ortasına geçer.
3-Halay başı davul-zurna eşiğinde çift ayak zıplatma, topukları yere vurma, omuz oynatma vb. hareketler yapmaya başlar.
4-Halay grubu halay başının hareketlerini taklide çalışır. Hareketleri yanlış yapanlar üzerlerindeki elbiselerden birini çıkarırlar.
5-Halay başı oyunu durduruncaya kadar oyun devam eder.
6-Halaya son verildiğinde üzerinden en fazla elbisesini çıkaran halay başı tarafından kamış sopayla dövülür.
7-Oyun sonunda dayaktan kaçan cezalı oyuncu kaçarken omuzlarına küçük bir çocuğu da alıp kaçar.
OYUN: Oyun davul zurna eşliğinde halay çekilmesiyle başlar. Halay başı yönetir. Eline uzun bir kamış sopa alan halay başı müzik eşliğinde halayın ortasına geçer. İki ayağı üzerinde sıçrar, omuzlarını ve kollarını oynatarak topukları üzerinde ritmik hareketler yapmaya başlar. Halay ekibi halay başının yaptığı bu hareketleri taklit etmeye çalışır. Hareketleri yanlış yapan elbiselerinden birini çıkarır. Elbise çıkarmaya; yelek, ayakkabı ya da saat ile başlanır. Hareketlerini hızlıca sürdüren halay başı oyunu bir süre sonra durdurduktan sonra halay grubuna bakar. Halay grubu içinde en fazla soyunan kişiyi kamış sopayla dövmeye başlar. Cezalı oyuncu dayaktan kaçarken omuzuna küçük bir çocuk alır. Oyuncunun omuzuna aldığı bu çocuk daha sonra oyuncuya çıkardığı elbiseleri getirir.
OY-7 YAŞ OYUNU
Adana’nın Osmaniye ilçesinde oynanan bu oyun, bir kişinin doğumundan ölümüne kadar geçirdiği yaşam evreleri üzerine kurulmuştur. Oyunun belirli bir takvimi yoktur ve erkekler kendi aralarında oynarlar. Eğlenmek amacıyla oynanan bu oyunda, hayat gerçeği esprilerle anlatılır. Oyunculara oyun boyunca davul-zurna eşlik eder.
KİŞİLER: Oyun bir kişi tarafından oynanır. Oyuncu şalvar, gömlek ve yelek giyer. Beline sardığı kuşağa bir mendil sıkıştırır. Oyunda ayrıca baston gözlük aksesuar olarak kullanılır. Oyunun ritmini davul-zurna belirler.
YAŞ OYUNU’NUN METİN YAPISI VE KURULUŞU
1-Oyuncu davul-zurnanın çaldığı ezgiye uygun ritmik hareketlerle topluluğa girer. Elindeki baston ve gözlüğü bir kenara yerleştirir.
2-Oyuncu yere yatar, ellerini ayaklarını karnına çekip bir bebek gibi ağlama taklidi yapar. Ara sıra ellerine bakar, ağzından tükürükler saçar, yemek yediriliyormuş gibi yapar, kuşağında sakladığı mendili boynuna, önlük gibi takar.
3-Yemek yedirilme taklidi bittikten sonra oyuncu mendilini tekrar kuşağına sıkıştırır. Emeklemeye başlar. Daha sonra da ayakta durmaya çalışır.
4-Çalmaya devam eden davul zurna eşliğinde gülle ve top oynama hareketleri yapar.
5-Oyuncu daha hızlı hareketler yapmaya başlar. Bu hareketler gençlerin yaptıkları elbiselerini düzeltmek, saç taramak, traş olmak gibi hareketlerin taklididir.
6-Oyuncu daha sonra büyümüş, para kazanmaya başlamıştır. Çapa yapma, tarla sürme hareketleri yapan oyuncu davul zurnanın ritmine uyarak hareketlerini yavaşlatır.
7-Oyuncunun ayaklarının hareketi yavaşlamıştır. Kamburunu çıkarmaya başlayan oyuncu titremeye başlar. Bu oyun sırasında oyuncu eline baston alıp, gözüne de gözlük takmıştır.
8-Oyuncu hareketlerini giderek yavaşlatıp belini iyice büker.
9-Yavaş yavaş titreyerek yere uzanır.
10-Davul zurna eşliğinde bir süre yerde yatan oyuncu artık bir ölüyü canlandırmaktadır.
OYUN: Bu oyun bir kişinin (oyuncu) davul-zurna eşliğinde insan yaşamının çocukluk, gençlik, yaşlılık vb. dönemlerini bazı hareketlerle taklit etmesinden ibaret bir oyundur.
OY-8 BACADAN ÇIKMA OYUNU
Oyun köy halkından birine misafir gelmiş bir tanıdık ya da akrabaya oynanır. Köye gelen görevlilere ve memurlara da şaka yapmak amacıyla oynandığı olur. Yalnızdut Köyü halkı bu oyunu köye gelenleri hem tanımak hem de eğlenmek için oynarlar. Oyunun belirli bir takvimi yoktur. Köy meydanında ya da köy kahvesine yakın evlerden biri civarında oynanır.
KİŞİLER: Oyunda üç oyuncu ve köylülerden oluşan seyirci grubu vardır. 1.kişi oyuncu, 2.kişi ona yardım eden, 3.kişi ise oyuncunun iddialaştığı kişidir. Bu kişi yabancı ya da misafir olabilir. 1.kişi ile 2.kişi aynı köyden oldukları için aynı türde elbiseler giymişlerdir. Oyunda bacaya dayamak için bir merdiven, baca isi ve ayna kullanılır.
BACADAN ÇIKMA OYUNU’NUN METİN YAPISI VE KURULUŞU
1-Köye gelen misafir alınıp köy kahvesine götürülür.
2-Bacadan çıkma oyunu için biri genç diğeri yaşlı iki kişi seçilir.
3-Kahvedeki sohbet sırasında genç oyuncu kahveye en yakın evin çatısını göstererek “Ben bu bacadan geçerim” der.
4-Köy kahvesindeki kişiler oyunu bildikleri için yarısı, “geçersin” yarısı da “geçemezsin” diye bağrışırlar.
5-Genç oyuncu iddiasına devam eder. Misafire, “Ben bu bacadan geçebilir miyim, geçemez miyim?” diye sorar.
6-Misafir, “Geçemezsin, hiç oradan geçilir mi?” diye cevap verir.
7-Genç oyuncu sinirlenerek misafirle iddialaşır.
8-Genç oyuncu bacadan geçebileceğini kanıtlamaya çalışır.
9-Bacaya merdiven dayanır.
10-Misafirle kahvedekiler bacasına merdiven dayanan evin önüne gelirler.
11-Genç oyuncu merdivene tırmanmaya başlar.
12-Tam bacaya yaklaşınca “Olmaz sen bana nazar ettin mi?” diye bağırır.
13-Misafir çaresiz itiraz eder fakat kimse onu dinlemez.
14-Misafirin gözlerinin kapatılmasına karar verilir.
15-Önceden belirlenen yaşlı oyuncu elini baca isine bular. Elleriyle misafirin gözlerini kapar.
16-Genç oyuncu merdivenden inip “Tamam geçtim” der.
17-Yaşlı oyuncu elini misafirin yüzüne sürerek gözlerini açar.
18-Misafir gözü açılınca itiraz eder. “Olmaz ben görmedim. Siz söyleyin bacadan geçmedi işte” diye söylenir.
19-Genç oyuncu “İyi, ben geçmedim de sen mi geçtin?” der.
20-Misafir de “Hayır! Sen de geçmedin ben de” cevabını verir.
21-Genç oyuncu misafire “Yalan söyleme kardeş, izin almadan bizim komşunun bacasından geçtin” der. Cebindeki aynayı misafir oyuncunun eline verir. Herkes güler.
OYUN: Oyun köy kahvesinde başlar, civardaki bir evin yakınında devam eder. Köye gelen misafir ve köylüler köy kahvesinde otururlar.
Oyun başı (genç oyuncu) “Ben şu evin bacasından geçerim.”
Köylüler, “Aman nasıl geçersin? Tabii geçersin.”
Oyun başı, (misafire dönerek) “Ben evvel Allah bacadan geçerim değil mi kardeş?”
Misafir, “O küçücük bacadan geçilir mi kardeş?”
Oyun başı, “Evet, tabii geçilir.,”
Misafir, “O bacaya nasıl sığacaksın da geçeceksin?”
Oyun başı, “Ben geçeceğim, sen de nasıl geçtiğimi göreceksin.”
Misafir, “Haydi geç de biz de görelim.”
Herkes yerinden kalkar, gösterilen evin bacasına merdiven dayanır. Oyun başı, merdivene çıkmaya başlar. Tam bacaya ulaşınca, “Olmaz geçemem. Çünkü sen bana nazar ettin. Sen burada misafirsin çok ayıp ediyorsun.”
Misafir, “Geçemeyeceksin de ondan.”
Oyun başı, “Ben geçerim de senin gözünü kapatalım.”
Misafirin gözünü kapatmak için önceden elini baca isine bulamış olan yaşlı bir kişi seçilir. “Bu baba senin gözünü kapatsın” denir. Yaşlı oyuncu misafirin gözlerini kapatır. Oyun başı merdivenden inince misafirin gözleri açılır. Yaşlı oyuncu ellerini misafirin yüzüne sürer.
Oyun başı, “Görüyorsun değil mi nasıl geçtim.”
Misafir, “Sen o bacadan geçmedin.”
Oyun başı, “Bak sen bizim misafirimizsin ayıp ediyorsun. Ben geçmedim de sen mi geçtin?”
Misafir, (şaşırarak) “Sen de geçmedin ben de geçmedim.”
Oyun başı, “Kardeş yalan söylüyorsun. Sen bu bacadan geçtin hem de bizim komşudan izin almadan geçtin. Çok ayıp ettin.” Cebinden aynayı çıkarıp misafire verir. Herkes güler. Köy kahvesine sohbet etmeye gidilir.
OY-9 YUMURTA OYUNU
Kadirli’de oynanan Yumurta Oyunu erkekler arasında oynanır ve bir şaka, espri özelliği taşır. Kadirli halkı bu oyunu Kadirli’ye gelen misafirlerle de oynar. Oyunun belirli bir oynama takvimi yoktur. Erkekler bir araya geldiklerinde, istedikleri bir zaman bu oyunu oynayabilirler.
KİŞİLER: Oyun kişileri oyun başıyla, onun iddialaştığı kişidir. Oyun başı orta yaşlıdır. Şalvar, gömlek, cepken veya yelek giyer. Diğer oyuncu da şalvar ve yakasız gömlek giymiş, köstekli saat takmış bir kişidir. Oyunda bu iki kişiden başka seyirciler de vardır. Oyun sırasında aksesuar olarak balyoz (büyük bir çekiç de olabilir) ve bir yumurta kullanılır. Yumurta Oyunu’nun oynadığı belirli bir mekan yoktur. Ancak oyun daha çok kapalı yerlerde oynanır.
YUMURTA OYUNU’NUN METİN YAPISI VE KURULUŞU
1-Oyun başı bir elinde balyoz bir elinde yumurta olduğu halde ikinci kişiye yaklaşarak (iddialaştığı oyuncu) yumurtayı kırıp kıramayacağını sorar.
2-İkinci kişi kırabileceğini söyler.
3-Oyun başı bu yumurtayı bu balyozla kıramazsın diyerek iddialaşmaya başlar.
4-İkinci kişi şaşırarak bir yumurtanın neden kırılmayacağını söyler.
5-Oyun başı “Bu yumurtayı benim yerleştireceğim yerde bu balyozla kırar mısın?” diye sorar.
6-Diğer oyuncu oyun başının sorusuna olumlu, cevap verir.
7-Oyun başı yumurtayı yüksekçe bir yere yerleştirerek balyozu ikinci oyuncuya verir.
8-Yumurtaya var gücüyle balyozla vuran oyuncunun üstüne başına yumurta akar. Herkes gülmeye başlar.
OYUN: Oyun başı, yabancı ve seyirciler arasında, köy kahvesinde oynanır.
Oyun başı yabancıya yaklaşarak, “Bu balyozla bu yumurtayı kırabilir misin?”
Yabancı, “Şu kadarcık yumurta niye kırılmasın?”
Oyun başı, “İyi düşün balyozla bu yumurtayı kıracaksın.”
Yabancı, “Anladık ya niye kırılmasın diyoruz.”
Oyun başı, “Bak ben bunu yerleştireceğim, sen kırabilecek misin?”
Yabancı, “Kırarım, kırarım.”
Oyun başı yumurtayı yüksekçe bir rafa koyarak yabancının eline balyozu verir. Yabancı elindeki balyozla yüksekte duran yumurtaya vurur. Yumurta kırılır. Yabancının üzerine akan yumurta herkesi güldürür. Seyirciler alkışlar ve oyun biter.
OY-10 SEVME İSTEME OYUNU
Sevme-İsteme Oyunu Kadirli’nin Yalnızdut Köyü’nde kış gecelerindeki eğlencelerde, köyün genç erkekleri arasında oynanır. Bu oyun köyün gençlerinin sevdikleri kızların isimlerini açıkladıkları bir oyundur.
KİŞİLER: Oyun kişileri bir grup gençtir. Bu grup içinden iki kişi seçilir. Gençler üzerlerine şalvar, gömlek ve yelek giymişlerdir. Seçilen iki kişi her oyunda değiştirilir. Onlar seyirci olur, yeni iki kişi oyuna katılır.
Oyun sırasında yere yatan genci örtmek için büyük bir çarşaf aksesuar olarak kullanılır.
SEVME-İSTEME OYUNU’NUN METİN YAPISI VE KURULUŞU
1-Eğlenmek için bir araya toplanan gençler arasından iki kişi seçilir.
2-Gençlerden biri diğerini yere yatırarak üstünü örter.
3-Birinci genç yerde yatan ikinci gence “Baban sana filanın kızını istemeye gitti. İster misin?” diye sorar.
4-Yerde yatan genç ismi söylenen kızı istemiyorsa hiç kıpırdamaz.
5-Bu kez birinci genç başka bir kızın ismini söyleyerek isteyip istemediğini sorar.
6-Yerde yatan genç sevip istediği kızın adını duyuncaya kadar hiç kıpırdamaz.
7-Yatan genç sevip istediği kızın babasının adını duyunca yerden kıpırdamağa başlar.
8-Yerdeki genç sevişme hareketlerini bitirdikten sonra ayağa kalkarak oynamağa başlar. Bu oyun düğünü temsil eder.
OYUN: Gençler bir araya gelip, şakalaşarak aralarından iki kişi seçerler. Bu gençler odanın ortasına gelirler. Birinci genç ikinci genci yere yatırarak üzerine çarşafla örter. Sonra “Baban sana Kel Ali’nin kızına dünür gitti ister misin?” der. Yerde yatanın istediği bu kız değilse hiç yerinden kıpırdamaz. Bu soru bir kaç kez değişik kızlar için sorulur. Sıra yatan gencin istediği kıza gelince yerdeki genç kıpırdama hareketleri yapar. Sonra ayağa kalkarak oynar. Seyirci olan gençler tempo tutarlar. İkinci gencin oyunu bitince başka iki genç seçilerek oyun tekrarlanır.
OY-11 NAZLANMA OYUNU
Bu oyun kış gecelerinde evlerde toplanıldığı zaman eğlenmek ve hoş vakit geçirmek amacıyla oynanır.
KİŞİLER: Teke rolünü oynayan, sakallı hali vakti yerinde bir kişi. Tekenin eşi rolünü oynayan, kadın kılığına girmiş yöresel kıyafetler giymiş bir erkek.
NAZLANMA OYUNU’NUN METİN YAPISI VE KURULUŞU
1-Teke kılığına giren kişi ve eşi rolündeki oyuncu odaya girerler. Odada oturanlar onları görünce susarlar.
2-Teke eşinin etrafında ritmik hareketlerle döner. Yüz göz işaretleri yapar.
3-Tekenin hareketlerini fark eden eşi başını çevirir. Onun hareketlerine görmemeye çalışır.
4-Teke eşinin dikkatini çekmek için başka hareketler yapar. Elini, kolunu hareket ettirir, bıyıklarını büker.
5-Teke kendini bir türlü beğendiremediği için çaresiz kalır. Hareketleri yavaşlar. Umudunu kaybettiğini hareketleriyle belli eder.
6-Teke cebinden ipek mendil çıkarır. Eşi bunu da beğenmez.
7-Sinirlenmeye başlayan teke cebinden kağıt paralar çıkarıp savurur. Eşi bu durumdan hoşnut olarak tekenin koluna girer. Beraber oynarlar. Kol kola girip odadan çıkarlar.
OYUN: Nazlanma oyunu teke kılığına girmiş bir erkekle eşi rolünü oynayan bir kadın tarafından oynanır. Oyunda önemli olan tekenin çeşitli hareketlerle eşinin ilgisini çekebilmesidir. Eşi ise nazlanarak, tekenin değişik çareler düşünmesini sağlar. Fakat sonuçta onunla ilgilenir.
OY-12 KUBURO OYUNU
Bu oyun Adana’nın Kadirli ilçesinde erkekler arasında, düğünlerde eğlence amacıyla oynanır. Oyunun belirli bir takvimi yoktur. Ancak daha çok hasattan sonra yapılan düğünlerde oynanır. Oyunu kadınlar da izleyebilir.
KİŞİLER: Davulcu ve zurnacı oyundaki konuşmaların başlama komutunu verirler. Şalvar ve gömlek giyerler. Başlarında kasket vardır. Oyunun diğer kişileri ise halay başı ile halay sonudur. Bunlar düğün halayını oluştururlar ve genellikle düğün sahibinin yakınıdırlar. Üzerlerine şalvar. Beyaz sıfır yaka gömlek ve siyah yelek giyerler. Köstekli saat takarlar. Başlarında kasket vardır.
KUBURO OYUNU’NUN METİN YAPISI VE KURULUŞU
1-Düğündeki misafirler bir halay ekibi oluştururlar. Halay başı ve halay sonu ekipteki yerini alır.
2-Davul-zurna eşliğinde halay çekilir.
3-Davul-zurna ezgisini yarıda keser, oyun oynanmaya başlar.
4-Halay başı halay sonuna elini kulağına götürerek, “Ula Kuburo, Kuburo!” diye seslenir.
5-Halay sonu da elini kulağına götürüp eğilerek, “N’ola Davaro!” diye cevap verir.
6-Halay başı “Sizin it bizim iti boğmuş” diye cevap verir.
7-Halay sonu elini yine kulağına götürüp eğilerek “Ula ney için” diye sorar.
8-Halay başı “Cırna cıvık” diye cevaplar.
9-Halay sonu “Kimgilin sakalına?” diye tekrar sorar.
10-Halay başı “Şalvarını çıkarmayanın, mendilini sallamayanın, gömleğini vermeyenin” gibi cevaplar verir.
11-Şalvarını çıkarmayan, mendili olmayan, gömleğini vermeyenler dayakla cezalandırılırlar.
Oyun bu tip istekler sürdükçe devam eder. Cezalandırma sırasında davul-zurna da cezaya eşlik eder.
OYUN: Halay başı, halay sonu ve düğündeki halay ekibi davul-zurna eşliğinde halay çeker: Kuburo oyununun oynanacağı haberini almış olan davul-zurna ekibi halay müziğini keser.
Halay başı, elini kulağına götürüp, eğilerek bağırır, “Ula Kuburo!, Kuburo!”
Halay sonu, “N’ola Davaro?”
Halay başı, “Sizin it bizim iti boğmuş.”
Halay sonu, elini kulağına götürüp eğilerek, “Ula ney için?”
Halay başı, “Cırna cıvık için.”
Halay sonu, elini yine kulağına götürüp eğilerek, “Kimgilin sakalına?”
Halay başı, “Gömleğini çıkarmayanın sakalına, mendilini sallamayanın sakalına, şalvarını çıkarmayanın sakalına” vb. cevaplar verir. Gömleğini çıkarmayanlar, yanına mendil almamış olanlar davul-zurna eşliğinde halay ekibi tarafından dövülerek cezalandırılır.
OY-13 SEVME OYUNU
Osmaniye’de düğün ya da eğlence gecelerinde oynanan sevme-isteme oyunu bir grup oyunudur. Oyun davul-zurna eşliğinde daha çok kış gecelerinde bir araya gelen gençler arasında oynanır.
KİŞİLER: Oyun düğünde oynandığı zaman oyun kişiler arasında bayraktar da bulunur. Bayraktar düğün bayrağını taşıyan kişidir. Görevi diğer düğün sahiplerinin siyah şalvar, beyaz sıfır yakalı gömlek ve siyah yelek giyip, köstekli saat takar. Oyunda gençler topluluğu bulunur. Gençlerin oluşturduğu bu topluluktaki genç sayısı sınırlı değildir. Köyün delikanlılarının katılımıyla meydana gelir. Bu gruptakiler şalvar, sıfır yakalı gömlek ve yelekten oluşan yöresel kıyafetlerini giyerler.
Ayrıca oyunda bayraktar ve gençlerden başka düğün ya da eğlenceye katılan diğer kişiler de yer alır. Oyun akışı sırasında bu misafirler gençler tarafından oyuna sokulur. Eğlencelerde, düğündeki bayraktarın görevini gençler üstlenir.
SEVME OYUNU’NUN METİN YAPISI VE KURULUŞU
1-Davul-zurna eşliğinde misafirler eğlenirler.
2-Bayraktar “Ne istiyorsunuz gençler?” diye bağırır.
3-Gençler “Sevelim-sevilelim” cevabını verirler.
4-Bayraktar “Kimi?” sorusunu sorar.
5-Gençler “Kızın kayın babasını” derler.
6-Kızın kayın babası ortaya çıkıp oynamaya başlar.
7-Kızın kayın babasının oynamasından sonra gençler “türkü gelsin, türkü gelsin” diyerek istekte bulunurlar.
8-Kızın kayın babası türkü söyler.
9-Kayın baba türkü söylerken gençler “Çok ağır, çok ağır, kalkmıyor” diyerek onu havaya kaldırırlar. “Heeyyy!” diye bağırırlar.
10-Sevip, gülerek kayın babayı yere indirirler. Oyun değişik kişilerin çağırılmasıyla sürer.
OYUN: Davul-zurna çalarken bayraktar ortaya çıkıp gençlere “Ne istersiniz gençler?” der. Oyun alanında bulunan gençlerin bir kısmı hemen bir araya toplanarak “sevelim-sevilelim” diye bağırırlar. Bayraktar “Kimi?” der. Gençler “Gelin kızın kayın babasını” cevabını verirler. Kayın baba ortaya çıkıp oynamaya başlar. Gençler hep bir ağızdan “türkü gelsin, türkü gelsin” diye bağırırlar. Kayın baba türkü söyler. Kayın babayı omuzlarına alan gençler “Ne kadar ağır, ne kadar ağır” derler. Gençler kayın babayı severler gülerek yere indirirler. Bayraktarın ikinci seslenişi ile başka gençler bir araya gelip başka bir misafiri oyuna davet ederler. Oyun bu şekilde sürüp gider.
OY-14 HÜSSO İLE HASSO OYUNU
Bu oyun Kozan’da erkekler arasında kış ve yaz gecelerinde eğlenmek amacıyla oynanır.
KİŞİLER: Oyun kişileri Hasso ve Hüsso’dur. Hasso şalvar, yelek ve sıfır yakalı gömlek giyer. Hüsso’nun kıyafeti de Hasso’nun kıyafetinin aynısıdır. Aksesuar olarak oyunda iki mendil, iki yastık ve bir kemer kullanılır.
HÜSSO İLLE HASSO OYUNU’NUN METİN YAPISI VE KURULUŞU
1-Oyunun oynanacağı yerdeki seyirciler halka oluşturacak şekilde otururlar.
2-Oluşturulan büyük halkanın içerisine iki yastık birbirinden uzak olacak biçimde yerleştirilir.
3-Yastıklardan birinin altına kemer konur.
4-Hüsso ile Hasso olacak oyuncular halkanın içinden seçilerek kaldırılır.
5-Seçilen oyuncuların gözleri mendille kapatılır.
6-Hasso olacak oyuncu kemer saklanmış olan yastığa başını koyacak şekilde oturtulur.
7-Hüsso da diğer yastığa başını eğecek şekilde oturtulur. Ancak yastık ilk yerinden başka bir yere kaldırılır.
8-Oyun Hasso’nun Hüsso’nun yerini öğrenebilmek için bağırmasıyla başlar.
9-Hüsso kendisine seslenen Hasso’ya ne istediğini sorar.
10-Sorma ve cevap verme bir iki kez tekrarlanır.
11-Hasso ve Hüsso’nun bulunduğu yönü bulunca yastığın altındaki kemeri alarak, gözleri kapalı olarak o yöne doğru gidip Hüsso’yu dövmeye başlar.
12-Hasso, Hüsso’ya “Sinersen sin sinmezsen ensenin dibine Hüsso” diyerek yaklaşır. Bu arada gözündeki mendili çözmüştür.
13-Verilen komut ile Hasso’nun gözünün açıldığını anlayan Hüsso halkanın içinde dayak yememek için kaçmaya başlar.
14-Hüsso’nun çaresizliği bütün seyircileri eğlendirir.
OYUN: Oyuna katılanlar büyük bir halka oluşturacak şekilde otururlar. Halkanın içine birbirine uzak iki yastık konur. Hasso’nun oturtulacağı yastığın altına bir kemer saklanır. Halkanın içinde Hasso ve Hüsso olacak kişiler seçilir. Önce Hasso’nun gözü bağlanır. Diz üstü oturtularak, alnı yastığa dayanacak biçimde yerleştirilir. Hüsso’nun gözü bağlanır. Onun yastığı ilk yerinden kaldırılarak başka bir yöne konur. Hasso, Hüsso ile aynı şekilde oturtulur.
Hasso, “Hüsso, Hüsso!”
Hüsso, “Ne diyorsun Hasso?”
Hasso, “İyi misin diyorum.”
Hüsso, “İyiyim ya, iyiyim.”
Hasso ile Hüsso bu konuşmayı bir daha tekrarlarlar. Hasso yerinden sessizce kalkar. Eline yastığın altındaki kemeri alır. Hüsso’nun olduğu yeri tahmin ederek yürür. Hüsso’ya yaklaştığını hissedince gözlerini açar. “Sinersen sin sinmezsen ensenin dibine Hüsso” diyerek Hüsso’yu kemerle dövmeye başlar. Hüsso dayak yememek için halkanın içinde oraya buraya koşuşturarak kaçar. Eğer Hasso Hüsso’nun yerini yanlış tahmin ederse Hasso Hüsso’yu Hüsso da Hasso’yu oynamak üzere oyun tekrarlanır.
OY-15 SİN SİN OYUNU
Bu oyun özellikler düğünlerde davul eşliğinde oynanır.
KİŞİLER: Oyunda en az iki kişinin olması gerekir.
OYUN: Açık bir alana büyük bir ateş yakılır. Oyunculardan biri ateşin bir tarafına, diğeri öbür tarafına yerleşir. Davul bu oyuna özgü bir ezgi çalar. Oyuncular davul eşliğinde oynamaya başlarlar. Müzik hızlandıkça oyuncuların hareketleri de hızlanır. Oyuncular önce başka bir yere doğru hareket ederken sonra bulundukları yerden başka bir yere doğru hareket ederler. Ateşin etrafında hareket ederek dönen oyunculardan ilk belirlenen diğerini yakalamaya çalışır. Kaçan oyuncu hareket etmeden önceki yerine yakalanmadan gelmeyi başarabilirse oyunu kazanmış olur. Kaybeden oyuncuya daha sonra ceza verilir ya da kazanan oyuncuya herhangi bir hediye verilir. Oyun böylece devam eder.
Oyunun özelliği ateş etrafında ve davul eşliğinde oynanıyor olmasıdır. Oyuncular oyunu günlük kıyafetleriyle oynarlar.
OY-16 KIZ KAÇIRMA OYUNU
Bu oyun Kozan’ın Bucak Köyü’nde oynanır.
KİŞİLER: Köy Muhtarı, bir köy ağası ve ailesi (Ağanın ailesi üç kızı karısı ve yakınlarından oluşur), bir Yörük ailesi (Bu ailede anne baba ve damat adayı vardır). Oyunun diğer kişileri ise yakın komşulardır.
Oyunda genellikle yöresel kıyafetler ve eşyalar aksesuar olarak kullanılır. Bu aksesuarlar şalvar, uzun işlemeli elbiseler, baş örtüleri, kilim, kirmen, çuval, torba, şinik, keçe vb.dir.
OYUN: Yukarı yaylaklardan birinden göç eden bir yörük (Aşiret, Aydınlı) ailesi aşağı köylerden birine yerleşmek ister. Bunun için de köy muhtarından kendilerine bir yer gösterilmesini ister. Muhtar önce itiraz eder. Bu arada aşiret reisinin oğluna köy ağasının büyük kızı istenir. Ailesi kızı vermez. İkinci kez ortanca kız istenir. O da verilmez. Bu arada küçük kızla aşiret reisinin oğlu birbirlerini severler. Birlikte kaçarlar. İki aile bu durumdan dolayı birbirlerine düşman olurlar.
Aşiret reisi tarafından kızın ailesine çeşitli hediyeler gönderilir. Bu hediyeler un, canlı hayvan (keçi veya koyun), atı ve duvarları süslemeye yarayan süs eşyaları, yünden yapılmış döşemelikler vb. olabilir. Komşuların ve muhtarın araya girmesiyle yörüklere bir yer verilir. Gönderilen hediyeler kızın ailesinde kabul edilir. Aradaki düşmanlık sona erer. Çiftler köye dönerler.
Bu oyunun özelliği yörüklerce oynanıyor olmasıdır. Ayrıca oyunda kız istemede ve diğer konuşmalarda bazen karşılıklı maniler söylenir, atışmalar yapılır. Türkü söylendiği de olur.
OY-17 TİLKİ OYUNU
Bu oyun Adana’nın köyleri arasındaki kız isteme geleneğiyle ilgili bir oyundur. Ayrıca Tilki Oyunu kızın tatlısı yenilmeden önce girişilen bir iddia oyunudur.
KİŞİLER: Oyun kişileri damadın köylüleri ve köylüler arasından seçilen orta yaşlı bir ebedir.
Tilki Oyunu’nda ebe iddiasını kaybedince giydirilmek üzere tilki postundan yararlanılır. Tilki postu giydirilen ebe cezalandırılırken davul-zurna çalınır.
TİLKİ OYUNU’NUN METİN YAPISI VE KURULUŞU
1-Oyun kız evinin, damadın köyüne olumlu cevap vermesiyle başlar, kızın ve damadın köyleri komşu köylerdir.
2-Damadın köyünden bir kişi ebe seçilir. Ebenin görevi damattan ve diğer köylülerden önce gelini görmeyi başarmaktır. Bunu geline fark ettirmeden yapmak şarttır. Ebe gelini ne zaman, nerede, hangi elbiseyle gördüğünü söylemek zorundadır.
3-Ebe görevini yapmaya çalışır. Fakat ona engel olmak isteyenler de vardır. Engel olmak isteyenlerin sayısı önemli değildir. Herkes kızı ebeden önce görmeye çalışabilir. Ama özellikle ebeden önce kızı görebilmesi için kız evine yakın olan biri de ayrıca görevlendirilir. Bu kişi genellikle damattır.
4-Kızı ebeden önce gören damat gelini gördüğünü kahvede söyler.
5-Ebe itiraz etse de sonunda cezasını kabul eder.
6-Ebeye tilki postu giydirilerek, ebe ağaca bağlanır. Üzerine çöp, çevredeki pislikler, çamur vb. atılarak cezalandırılır.
7-Tilki pisliğe bulandıktan sonra damadın da katıldığı bir halay grubu davul-zurna eşliğinde oynar.
OYUN: Oyun iki köy arasında düğün olacağı kesinleşince oynanır. Damadın köyünden seçilen bir ebe gelini damattan veya köylüler tarafından seçilmiş başka bir ebeden önce görmeye çalışır. Görevini yerine getiremeyince, tilki postu giydirilerek ağaca bağlanır. Üzerine çöp ve pislik atılarak cezalandırılır. Tilki cezasını çekerken damadın da bulunduğu bir grup köylü, davul zurna eşliğinde halay çeker.