ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ TÜRKOLOJİ ARAŞTIRMALARI MERKEZİ  

Anasayfa | Makale Bilgi Sistemi | Konu Dizini Yazarlar DiziniKaynaklar Dizini | Makale-Yazar Listesi |  Makale Sayısı-Tarih Listesi | Güncel Türkoloji Kaynakçası

MAKALELER

Atatürk Araştırmaları || Çukurova Araştırmaları || Halkbilim || Dilbilim || Halk Edebiyatı || Yeni Türk Dili || Eski Türk Dili
Yeni Türk Edebiyatı || Eski Türk Edebiyatı || Dil Sorunları || Genel || Tiyatro || Çağdaş Türk Lehçeleri


Prof. Dr. Erman Artun, Türk Halk Edebiyatına Giriş,
Kitabevi yayınları, İstanbul 2004.

Yard. Doç. Dr. Refiye Okuşluk Şenesen


Üniversitelerimizin Türk Dili ve Edebiyatı bölümlerinde Türk halk edebiyatı ve Türk halk bilimi dallarının ayrı birer ana bilim dalı olarak faaliyete geçmesi, batıyla kıyaslandığında çok yenidir. Ancak bu alanda akademik hüviyete ve yeterliğe sahip derli toplu kaynak eserler verilmesi açısından yeterince zaman geçmiştir. Ülkemizde, son yıllarda bu nitelikteki eserlerin birbiri ardınca yayınlanmasını sevindirici bir gelişme olarak görmekteyiz.

Prof. Dr. Erman Artun'un son kitabı da bu nitelikte bir çalışmadır. Uzun yılların akademik deneyimiyle bilgi birikimini bir araya getiren Artun, Türk Halk Edebiyatına Giriş kitabını bir kaynak eser olarak hazırlamıştır.
Halk edebiyatını daha net bir çerçeveye oturtabilmek için türlerden değil de dallardan hareket edilmesi gerektiğini düşünen Artun, günümüzde halk edebiyatını diğer yazarlar gibi, üç ayrı dalda; anonim halk edebiyatı, dinî-tasavvufî halk edebiyatı ve âşık edebiyatı olarak değerlendirmektedir. Yazar bu kitabında halk edebiyatının kültürel değişimini ve gelişimini genel bir çerçeveye oturttuktan sonra anonim halk edebiyatının nazım ürünlerinin tanıtımını yapmıştır.

23,5 X 16,5 cm boyutundaki kitap, giriş bölümüyle 308 sayfadan ve sekiz ana bölümle pek çok alt başlıktan oluşmaktadır.

Giriş bölümünde halk edebiyatının oluşumu, Anadolu'da halk edebiyatının yeniden şekillenmesi, halk bilimi-halk edebiyatı ilişkisi, halk edebiyatı kavramı ile halk edebiyatı ve halk biliminin kaynakları konularına değinilmiştir.

Genel çizgileriyle halk edebiyatının anlatıldığı birinci bölümde İslâmiyet öncesi Türk edebiyatı sözlü ve yazılı ürünleriyle incelendikten sonra İslâmiyet sonrası Türk edebiyatı da anonim halk edebiyatı, dinî-tasavvufî halk edebiyatı ile âşıklık geleneği ve âşık edebiyatı başlıklarıyla değerlendirilmiştir.

Türk halk edebiyatında biçim ve tür konusunun irdelendiği ikinci bölümde, kafiye, hece ölçüsü, durak, redif ve kafiye çeşitleri konusunda örneklerle bilgilere geniş yer verilmiştir.

Türk edebiyatında üslûp konusunun anlatıldığı üçüncü, bölümde üslûp nedir, üslûbu oluşturan öğeler nelerdir, üslûp ve edebî sanatlar ilişkisi, iç ahenk nedir gibi soruların cevaplan aranmış ve halk şiirinin estetiği nedir, bu estetiği sağlayan unsurlar hangileridir sorularına cevap verilmiştir. Bu bölümde halk edebiyatında çok fazla kullanılan anlatım yolları ve kalıp söyleyişlere de yer verilmiştir.

Dördüncü bölümde halk edebiyatındaki konular, aşk, özlem, yiğitlik, ölüm, toplum, din, zamandan yakınma, doğa, kötümserlik gibi başlıklarda ele alınarak işlenmiştir.

Anonim Türk halk edebiyatı nazmı başlığını taşıyan beşinci bölümde mâni, türkü, ağıt, ninni, bilmece, tekerleme ile atasözleri ve deyimler her yönüyle, ayrıntılı bir şekilde ve örnek metinlerle değerlendirilmiştir.

Bu bölümde yer alan türlerden mâniler, genel bir değerlendirmenin ardından konularına ve yapılarına göre tasnif edildikten sonra, mâni söyleme geleneği hakkında bilgi verilmiştir. Türkü bölümünde türkülerde tarih, türkülerde işlenen konular ezgilerine, yapılarına ve konularına göre türkü sınıflamaları verilmiştir. Ağıt bölümünde ağıt türü ile ilgili genel bilgilerin ardından ağıt yakma geleneği, ağıtların söy ley kileri, ağıtların söylendiği ortamlar, ağıtlarda söyleyiş biçimi, ağıtların diğer türlerle ilişkisi, ağıtların işlevi ve biçimi başlıkları yer almaktadır. Ninni söyleme geleneği ve yapıları bakımından ninnilerin incelendiği ninni bölümünden sonra bilmece konusuna yer verilmiştir. Bu bölümde bilmecelerin sınıflandırılması yapıldıktan sonra biçimleri, tipleri, kaynakları, oluşmaları, çözülmeleri, işlevleri açıklanmış bilmece sorma geleneği ile anonim bilmeceler ve âşıkların söyledikleri muammalar değerlendirilmiştir. Tekerleme bölümünde, tekerlemelerin kökeni ve kaynakları, biçimsel özellikleri, işlevleri, tekerleme sınıflandırmaları, tekerlemelerde anlatım ve içerik gibi başlıklar yer almaktadır. Atasözleri ve deyimler konusu ise atasözlerinin tarihçesi, kaynakları, genel özellikleri, kullanım a-maçları, sınıflandırılması, Türklerde atasözü kullanımı, atasözü-deyim farklılıkları, üslûpları bakımından atasözleri gibi başlıklardan oluşmaktadır.

Artun, kitabın altıncı bölümünde halk edebiyatında kullanılan bazı motiflere yer vermiştir. Özellikle beşinci bölümde yer alan manzum ürünlerin içerik açısından değerlendirilmesi sırasında başvurulabilecek bir kaynak olarak düşünülen bu bölümde motifler alfabetik olarak sıralanmıştır.

Yedinci bölümde ise bu alanda çalışmaya yeni başlayacak olanları bilgilendirmek amacıyla, halk edebiyatında sıkça kullanılan bazı terimlere yer verilmiştir.

Kitabın sekizinci ve son bölümü halk bilimine genel bir bakış başlığını taşımaktadır. Bu bölümde halk biliminin tanımı ve dünyadaki gelişimi, halkbiliminin Türkiye'deki gelişimi, halk biliminin diğer bilim dallarıyla ilişkileri, halk bilgisi ve halk edebiyatı ürünlerinin genel özellikleri, halk bilgisi ve halk edebiyatı ürünlerini derleme ile ilgili genel kavramlar, derleme çalışmalarında dikkat edilecek noktalar, halk bilimi araştırma teknikleri ve araçları gibi başlıklara yer verilmiştir.

Eser kaynakça ve dizin bölümleriyle son bulmaktadır.

Prof. Dr. Erman Artun 2001 yılında yayınlanan Aşıklık Geleneği ve Aşık Edebiyatı ile 2002 yılında yayımlanan Dinî-Tasavvufî Halk Edebiyatı kitaplarından sonra 2004 baskılı yeni kitabı Türk Halk Edebiyatına Giriş'ie bu alandaki boşluğu dolduran bir çalışmaya imza atmış. Kitaptaki bölümler, alanda çıkan en son yayınlara ulaşılarak zengin bir kaynakçayla yazılmış. Özellikle halk edebiyatının manzum ürünlerinin tanıtıldığı bölümlerde sadece teorik bilgilerle yetinilmeyip, birçok örneğe de yer verilmiş olması, hem konunun pekiştirilmesi açısından hem de okuyucunun teorik olanı pratikte uygulamaya fırsat bulması açısından bir hayli yararlı görünüyor. Yazarın en son çalışması olan Anonim Türk Halk Edebiyatı Nesri ise basım aşamasında olup yakın bir tarihte okuyucuyla buluşmaya hazırlanıyor.

Yıllar içinde, uzun bir uğraşı ve deneyimle biçimlenen kitabın, halk edebiyatını ve anonim halk edebiyatı nazmını genel çizgileriyle belirleyip, bir kültür varlığı olarak tanıtıp gelecek kuşaklara aktarmada önemli bir yer tutacağını düşünüyoruz.