e-kaynak: http://dogankaya.com/fotograf/conklerden_gun_isigina_karacaoglan.pdf

1

CÖNKLERDEN GÜN IŞIĞINA: KARACAOĞLAN*

Dr. Doğan KAYA

Âşık Edebiyatının en önemli kaynaklarından olan cönkler, incelendikçe her geçen gün yeni isimler yahut bilinen şairlerin yeni şiirleri gün yüzüne çıkmaktadır. Senelerdir üzerinde çalıştığımız ve özel arşivimizde bulunan cönklerde sözümüzü teyit edecek onlarca şair ve binlerce şiir vardır. Biz bunlardan âşık şiirinin en bilinen siması Karacaoğlan’ın şiirlerini konu edineceğiz.

Aşağıda metinlerini verdiğimiz Karacaoğlan’ın şiirleri kitaplığımızdaki 9, 12, 19 ve 25 numaralı cönklerde yer almaktadır. Bu alanda araştırma yapacaklara yardımcı olmak gayesiyle bir an önce yayımlanmasının uygun olacağını düşündüm. Ancak şiir metinlerini vermeden önce cönkleri tanıtmanın yerinde olacağı düşüncesindeyim.

9 no’lu cönk:

R. 1320 (M. 1904) yılında Tokat’ın Abdülfettah mahallesinde oturan Deli Mehmetoğulları’ndan Mustafa oğlu Hasan Emirî efendi tarafından tutulmuş, daha sonra Divirği’nin Höbek köyünden Yakup Aslan 11 X 16 cm. boyutlarındaki 135 yapraklı bir deftere aktarılmıştır. Defterde 51 şaire ait 120 şiir bulunmaktadır.

Şairlerin başlıcası şunlardır.

Abdal Abdal Dede, Ali, Asrî, Âşıkî, Azizî, Budala, Dedemoğlu, Deli Boran, Derunî, Dertli Kâzım, Dertli Kerem, Derviş Ahmet, Derviş Ali, Derviş Haydar, Derviş Musa, Emrah, Fuzulî, Güdeşlioğlu, Hasan, Hatayî, Hüseyin, Hüseyin Abdal, Karacaoğlan, Kaygusuz, Kul Himmet, Kul Himmet Üstadım, Kul Hüseyin, Kul Yusuf, Mesrurî, Miratî, Nesimî, Nihanî, Nutkî, Öksüz Kul Himmet, Pir Sultan Abdal, Sadık, Sefil Türabî, Seyyit, Sefil Ahmet, Sefil Ali, Sefil Hasan, Sefil Kul Himmet, Sefil Mehmet, Sefil Öksüz, Sırrı, Sıtkı, Sultan Muhammet, Teslim Abdal, Veli, Viranî.

12 no’lu cönk:

R. 1316 (M. 1900) yılında Divriği’nin Venk köyünde tutulmuş olan bu cönk, 9 X 23 cm. boyutlarındadır. Orijinali Divriği’nin Mursal köyündeki Kalaycı Kamber’dedir. 55 yaprak olan cönkte, 30 şairin 99 şiir bulunmaktadır.

Adı geçen şairler şunlardır.

Ali, Dertli, Dertli Kemter, Deli Boran, Esirî Baba, Feyzî, Gevherî, Hasan Dede, Hasan Paşa, Hatayî, Hüseyin, İsmail, Kabulî Baba, Kalender Baba, Karacaoğlan, Kemter, Kul Himmet, Kul Himmet Üstadım, Kul Safi, Kusurî, Nesimî, Noksanî, Pir Mehmet, Pir Sultan Abdal, Sadık Baba, Şem’î, Teslim Abdal, Veli, Viranî, Zekayî.

19 no’lu cönk:

8.5x19cm boyutunda ve 179 sayfadır. Maraş yöresinde yazılmıştır. Aynı yazı karakteriyle yazılmış olması cöngün bir kişi tarafından tutulduğunu göstermektedir. Ancak istinsah eden kişi ve yazıldığı tarihle ilgili olarak cöngün herhangi bir yerinde kayıt yoktur. Ayrıca cönkte şairi belirtilmeyen şiirler, müfretler ve mâniler de yer almaktadır.

19 no’lu cönkte şiirleri yer alan şairlerin başlıcası şunlardır.

~Yayımlandığı yer:, Erciyes, S. 295, Temmuz 2002, s. 25-26.

 

2

Ali Bey, Âşık, Beyoğlu Dertlî, Duran, Emrah, Fehmî, Fermânî, Garip Serhat, Gevherî, Gülşenî, Hâfız, Hamdî, İlbend, İlmî, İsmail, İzzet, Karacaoğlan, Kâtibî, Kerem, Kuloğlu, Leylâ, Mâhir, Mehmed, Mustafa, Nevruzî, Niyâzî, Nuzûli, Rıza, Sâidî, Süreyya, Şemî, Şevkî, Şirâzî, Yunus, Zâifî, Zârifî. Bunlardan Leyla adlı kadın şairin şiirlerinin de cönkte yer alması dikkat çekicidir.

25 Nolu cönk :

Cöngün aslı Seyit Burhanettin Akbaş’tadır. 9,5x19 cm. buyutunda ve 38 sayfadır. Kayseri-Bünyan’dan gelen cöngün hangi tarihlerde oluşturulmuş olabileceğine dair bir ibare bulunmamaktadır. Cönk'te Âşık Ömer (4 şiir), Âşık Hasan, Karacaoğlan (4 şiir), Âşık Mehmet, Kul Mustafa, Âşık Mahmud, Köroğlu, Derdimend ve Gevherî'nin birer şiiri île 5 mahlassız şiir ve bir hutbe bulunmaktadır. 32. sayfada Arapça hutbe vardır. Cönkteki yazı karakterinden cöngün tek elden çıktığı anlaşılmaktadır. Cönk nesih yazı ile yazılmıştır. 3. sayfadaki tahrip olmuş kısım dışında okunaklı, düzgün bir yazısı vardır. Sayfalardaki mısra sayıları değişiktir.

  1.  

Salını salını gelen nazlı yâr

Çok böyle salınma göz değer sana Deme eller kesip durursam ne var Korkarım rakipten söz değer sana

Güzel doğru söyle kimin yârisin Nice yiğitlerin kafadarısın

Sanki yücelerin sen Bolkar’ısın Seher vakti güneş tez doğar sana

KARACAOĞLAN kimse yârin öğmesin Bir bir çözem ağ göğsünün düğmesin Topla eteklerin yere değmesin

Yollar gubarlanmış toz değer sana

Cönk: 12, sayfa: 37

  1.  

Sabah sabah yar yolundan gelirken Ötme bülbül ötme güller har değil Önün sonun derdin beni öldürür Kaç gidelim eğlenecek yer değil

Çıkar çıkar karşımızda salınır Siyah zülfü mah yüzüne bölünür Beni görür kara vala dolanır

Kaçma yavrum karşındaki el değil

Tımar eyle eğer göğsün ağ ise Göğsün üstü ak sümbüllü bağ ise

 

Doğru söyle bana meylin yoğ ise Benim işim minnet ile zor değil

Yavuz derler bu dağların kurtları Bürümekte düğüm düğüm dertleri Sevemeden sencileyin sertleri

Nice edem akıl başa yar değil

KARACOĞLAN eydür alın baçını Biz çekelim güzellerin göçünü Koyu vermiş elvanının ucunu

Yiğitlikte güzel sevmek ar değil1

Cönk: 25, sayfa: 18-19

-3-

Annaçtan annaca parlar durursun Şu yüce dağların karısın dilber Gönlünü görenler imâna gelir Cennet-i âlâ’nın nurusun dilber

Güzelsin sevdiğim çok marifetli Leblerin şekerdir dillerin tatlı Çayırlı çimenli yapalak otlu

1   Şiirin varyantı şu şekildedir.

Dün gece rüyamda bir dergâh gördüm Gül açilmiş dikenleri har değil

Şikâyet olmasin gül yüzlü yare Geldim geçtim eğlenecek yer değil

Karşidan karşiya Buğa karısın Kasavet gönlümün gamin alirsin Beni görüp perde ardın durursun Kaçma dilber kaçma varan kör değil

Elim ile dikticeğim söğüdü

Öğüdü başima versem ne idi Kınamazlar güzel seven yiğidi Güzel sevmek koç yiğide ar değil

Gümüş düğme diktireyim ağ ise Etraf~ da mor sümbüllü bağ ise Söyle dostum bana gönlün yoğ ise Benim işim minnet ile zor değil

KARAC'OĞLAN der gez ili yurtlari

Konuşalım başa gelen dertleri

Sevmeseydim senin gibi sertleri

Ah neyleyim akil başa yar değil

Sadeddin Nüzhet ERGUN, Karacaoğlan Hayati ve Şiirleri, İstanbu1,1958, s. 96.

3

 

Bağ ile bahçenin gülüsün dilber

Erisin de yüce dağın karı erisin Erisin de engelleri bürüsün

Cennet-i âlâda huri perisin

Korkarım kötünün yârisin dilber

KARAC’OĞLAN bakmaz mısın halime Kulaç kolum saramadım beline

Söyle dilber hata gelsin diline

Belki gönlüm senden farısın dilber

Cönk: 19, sayfa: 175

  1.  

Bir yiğit düşmesin elin diline Onu dilden dile destan ederler Ayırırlar vatanından, elinden Onu gurbet ile mihman ederler

Onlar da bilmezdi kâvimi yâdı Âşıka şekerdir leblerin tadı

Yemezse de yedi boz kurdun adı Görmedim yavrumu bühtan ederler

KARACAOĞLAN eydür nem var âlemde Yazdı alnımıza baht-ı kalemde

Vadem yeter gurbet elde kalam da Düşmanlarım duyar kurban ederler. Cönk: 9, sayfa: 153

  1.  

Ağlar bu çeşmimin yaşı Boz bulanık sel olunur Bir güzel yüzüme baksa Gönlüm eyler gibi olur

Bir çiçek kabağın atsa Bülbül feryat etse ötse Bir güzelin vakti geçse Bozuk bağlar gibi olur

Çağrışır dağların kurdu Yanar yüreğimin derdi Güzel sevenlerin odu Tepe dağlar gibi olur

4

 

KARACOĞLAN’ın mestine Yiğit kavuşur dostuna

Ağalar yolum üstüne

Deli ağlar gibi olur

Cönk: 25, sayfa: 31

-6-

Seherden sabahtan yekne(!) atmaca Gazeli bağların gezeğen olur Silkinip yerinden yekinen güzel Zülfünü gerdana düzeğen olur

Seherden sabahtan açılan güller Ben yâre giderim el beni diller Ak göğsün üstünde kınalı eller Dostun düğmesini çözeğen olur

Hezeli de deli gönül hezeli

Sen düşürdün gül benzime gazeli Seversen küçükten suna güzeli Küsmesini bilmez güleğen olur

KARAC’OĞLAN der ki resmimi Elimden aldırdım gül yüzlü yari Aşiyan olanlar bellesin yolu Güzeller pınara geleğen olur

Cönk: 19, sayfa: 24-25

-7-

Yücesine çıktım seyran eyledim Ötüşür bülbüller gül deyü deyü Sıdkınan baktım yârin yüzüne Kaldırmış ellerin gel deyü deyü

Hilaf söyler şu dünyada sözler Aynaya bakanda açılır gözler Şimdiki zamanda büyüyen kızlar Yalvarır oğlana al deyü deyü

Yiğit olan yiğit gelir yazıdan Yaresi olan yatamıyor sızıdan Ağca ceran kurtulursa tazıdan Kafasın kaldırır çöl deyü deyü

5

 

KARAC’OĞLAN eydür yanmaya yatmak Cahil gönlüm gelen durmuyor gitmek

Şu yalan dünyayı başa dar etmek

Ağlarım sızlarım yâr deyü deyü

Cönk: 19, sayfa: 143

6