Mani söyleme geleneği kulaktan kulağa aktarılarak günümüze gelmiştir. Mani Türk halk şiirinin en küçük nazım şeklidir. Manilerde  söylendiği yöre insanının düşünce yapısını ve  duygulanmalarını buluruz. Maniler her yörede kendine özgü bir gelenekle söylenir. Mani söyleme kültürel değişim ve gelişim nedeniyle her geçen gün azalmaktadır. Halk kültüründe  kültürel birer varlık olarak önemli bir yer tutan maniler gelecek kuşaklara aktarılmalıdır.
       Maniler, çok geniş bir coğrafi alana yayılmışlardır. Yörelere göre çeşitli adlar alırlar. Türkiye dışındaki Türk halk kültüründe de mani yaygındır(1). Mani genellikle yedi heceden  oluşan dört dizelik bir nazım şekli ve türüdür. Bir dörtlükten oluşan mani anlam bütünlüğü gösterir. Genellikle ilk iki dize doldurma dizedir, anlam ağırlığı ve verilmek istenilen mesaj üçüncü ve dördüncü dizededir. Doğaçlama söylenilen manilerin ilk iki dizesi hazırlıktır(2).
       Maniler, maniciler tarafından söylendiği gibi herkes tarafından da söylenmektedir. Karşılıklı söylenilen maniler “mani atışması” adını alır. Bunlar bir tür soru cevap özelliği gösterir. Maniler Türk ruhunun yansıtıcılarıdır. Manilerde söylendiği yörenin gelenek ve göreneklerinin izlerini buluruz.
       Maniler uygun her ortamda söylenebilir. Söylenilen ortam ve söyleyicilerin ruh durumları, manilerin içeriğini belirler (3).  Maniciler manici adı verilen  kişiler tarafından özel bir ezgiyle , aşıklar tarafından özel makamlarla söylenir (4). Manilerle ilgili şekil ve konularına göre çeşitli sınıflamalar yapılmıştır(5). Mani söyleme geleneğiyle ilgili araştırmalardan manilerin söylendiği ortam ve manilere verilen adlar hakkında bilgi ediniyoruz(6).
      Tekirdağ'da mani söyleme geleneği günümüzde eskisi kadar olmasa da bütün canlılığıyla sürmektedir. Mani söyleme kadınlar arasında yaygındır. Maniler bütün yaş gruplarında söylenirken en çok gençler arasında yaygındır. Maniler gelenek aktarımı yoluyla yaşlılardan öğrenilir. Özel  bir mani söyleme toplantısı yapılmaz.  Hıdrellez toplantılarında genç kızlar niyet ve fal manileri söylerler. Hıdrellez gecesi kızlar bir çömleğe yüzük, takar, anahtarlık vb. eşyaları koyarlar. Sabah çömlek açılarak  kimin eşyası çıktıysa onun niyetine mani söylerler. Eşyaları çekip mani söyleyen kızın elinde bir ayna vardır. Manici aynaya bakarak talihini okur gibi mani söyler.
      Maniler genç kızların duygularını dışa vurma, sıkıntılarını, özlemlerini  iletme dışında, beğendikleri delikanlılara meramlarını anlatmak, buluşup, konuşma isteklerini belirtmek yönleriyle de işlevseldir. Kadın toplantıları bir şenlik havasında geçer. Tekirdağ'da manilerin söylendiği ortamları şöylece sıralayabiliriz. 1) Kadınlar arası toplantılar, 2) Evlenme törenleri (kız görme, kız isteme, nişan, ana kınası, kız kınası, gelin hamamı, düğün töreni, gelin  alayı, gelin paçası vb. ) 3) Sünnet törenleri( sünnet kınası, sünnet töreni vb.) 4) Yardımlaşma toplantıları (mısır çekme, bulgur çekme, yufka açma, düğün yemeği hazırlama , çapa yapma, sebze ve meyve toplama, hasat vb.) 5) Hıdrellez eğlenceleri  6) Yağmur duası törenleri 7) Bolluk bereket törenleri ( cemale çıkma, saya gezme, çiğdem bayramı vb. ) 8) Köy seyirlik oyunları.
      Kadınlar arası toplantılar bir cümbüş havasında geçer. Komşular birbirlerine haber  verirler. Mani söylenilen ortama göre seyirciler tavır takınırlar. Dinleyici, mani üzüntülüyse üzüntülü , mani neşeliyse  neşelidir. Maniler bazen birinin üzerine söylenir. Dinleyiciler maninin kime  atıldığını anlamak için dikkatle dinlerler. Manilerde dinleyenleri en çok güldüren, eğlendiren  gelin- kaynana manileridir. Eşi, oğlu, askerde  gurbette olanlar ayrılık konulu manilerde hüzünlenirler, bazen ağlarlar. Onların bu durumları dinleyicileri de etkiler.
      Maniler, kültür aktarımında önemli bir görev üstlenir. Öğüt konulu maniler eğitim işlevlidir.  Yüzyılların bilgi ve deneyimleri genç kuşaklara aktarılır. Mani söylenecek bir ortam doğunca  yaşlılar kızlardan mani söylemelerini isterler. Genellikle mani bilmesi ve güzel sesiyle tanınan kızlar mani söylerler. Diğer kızlar da ona  katılırlar. Neşeli manilerde alkışla tempo tutulur, mendil sallanır, darbuka , tef veya tepsi çalınır. Bazen manilerin konularına uygun bazı eşyalar aksesuar olarak kullanılır. Bunlar çiçek, mendil yazma, bayrak vb.dir. Manici mani söylerken , manide gönderme yapılan kişiyi belli etmek için işaret eder, göz eder. 
    Tekirdağ'da maniler bazen karşılıklı söylenir. Hıdrellez evlenme törenleri toplantılarında manilerle atışan kızlara mendil, yazma konu vb. hediyeler verilir. Eski ramazan gecelerinde davul çalarak kapılarda maniler söyleyen davulcularla birlikte çocuklar da  gezerlerdi. Ev sahipleri davulcuya mendil , yağlık, havlu vb. hediyeler verirdi. Davulcunun arkasında gezen bir çocuk bu hediyeleri uzun bir sopaya bağlayarak davulcunun arkasından gezerdi.
     Tekirdağ'da toplanan kadınlar mani söylerken niyet tutarlar. Bahtlarına okunan manileri, iyi , kötü diye yorumlarlar. Özellikle sevdalılar, asker eşleri, asker anaları, eşi, oğulları gurbette olanlar niyet tutarlar. Bahtlarına çıkan mani güzelse sevinirler, kötü çıkarsa üzülüp hayra yorarlar.
      Genelde arzu, istek ve duygulanmalar üzerine söylenen manilerde dua ve beddualara da rastlanır . Bazen maniler aracılığıyla kız ve erkekte aranılan özellikler sıralanır. Bazen de mani  aracılığıyla beğendiklerini beğenmediklerini bildirirler. Ramazan manilerinde ayın kutsallığı anlatılır,  bahşişin bol tutulması istenilir. Eskiden pazarcılar  ve esnaf malını satmak için maniler söylermiş. Bugün örneklerine  çok az rastlıyoruz. Mesleklerin özelliklerinin sıralandığı manilerde mesleklerin tanıtılmasından çok sevgilinin iş grubuna gönderme yapılır.  Okul, askerlik ve hapishane hayatı manilere konu olmuştur. Eskiden mektupların sonuna mani yazılması yaygındı. Son yıllarda sünnet törenlerine çağrı davetiyelerine maniler yazıldığını görüyoruz.
      Eski Tekirdağ  manileriyle, yeni maniler arasında yaşama biçiminin farklılaşması, beğeninin değişmesi nedeniyle  fark vardır. Günümüzün ekonomik koşulları ve teknolojisi, manilere yeni ögeler sokmuştur. Manileri incelediğimizde her şeyin maniye konu olabileceğini görüyoruz. Manilerin bir tek dörtlükten oluşması her konuda söylenmesi maniyi çok yaygın hale getirmiştir. Köyde söylenen manilerle şehirde söylenen maniler arasında köy ve şehir hayatını yansıtmaları yönleriyle farklılık vardır. Maninin söylendiği  yer, bağlı bulunduğu kültür manilere yansır.
      Maniler özel bir ezgiyle söylenmelerine karşın ezgisiz de söylenebilir. Toplantı ve evlenme törenlerinde maniler birbirlerine eklenerek türkü formuyla söylenir. Tekirdağ türkülerinin pek çoğu mani dörtlüklerinin ard arda sıralanmasıyla , türkü bütününde ayak birliği sağlama kaygısı güdülmeden söylenir. Bazen seçilen bir mani , maniler arasında tekrarlanarak türkü nakaratı görevi yapar.     Genç kız toplantılarında  maniler evlilik niyet ve temennisini dile getirmek ve  hoşça vakit geçirmek üzere söylenir. Maniler yoluyla duygular açığa vurulur. Bazen maniler kötülüklere  karşı uyarmak saygı ve sevgiyi pekiştirmek, olumsuzlukları eleştirerek örf , adet ve geleneklerin kuşaktan kuşağa aktarımının sağlaması  yönüyle işlevseldir. Maniler duyguların açığa vurulması, güldürmesi, eğlendirmesi, işi kolay kılması, eğitim, örf, adet, gelenek aktarımı, birlik- beraberlik, dayanışma, kültürün sözlü yolla aktarımı yönleriyle  işlevseldir.
      Mani halkın ortak malı olduğu için yaratıcısı belli değildir. Maniyi genellikle kadınlar söyler. Mani söyleyene “manici”, mani söylemeye de “mani yakmak”, “mani düzmek” , “mani atmak” denir. Mani, sevgi konusunu işler, en kısa anlatım biçimiyle , insan duygularını ilettiği için önemi büyüktür.  Maniler, aşk türkülerine, mizahi türkülere, oyun havalarına, ağıtlara biçim olarak  malzeme vermişlerdir. Türk toplumunun sosyal  yapısının ve düşüncesinin en güzel en duygulu anlatımını manilerde buluruz.
      Sonuç:
     Tekirdağ'da mani söyleme geleneği, yüzyılların deneyimlerinden süzülerek biçimlenmiş, belirli kuralları olan kuşaktan  kuşağa aktarılarak günümüze ulaşmış bir gelenektir. Tekirdağ manilerinde Tekirdağ insanının düşünce yapısını, beğenisini, sevdalarını, özlemlerini, dertlerini, ortak duygu ve davranışların yansıtılmasını, yörenin kültürüne ait gelenek ve göreneklerin izlerinin sergilendiğini görüyoruz.
     Tekirdağ manileri kendine özgü bir gelenekle söylenir. Onlarda diğer halk kültürü ürünleri gibi toplumu ayakta tutan dinamikleri belirleyebiliriz. Tekirdağ mani söyleme geleneğinin oluşmasında, şekillenmesinde geçmişten günümüze kalan tarihi ve kültürel mirasın önemli bir rolü vardır. Gün geçtikçe kaybolmakta olan mani söyleme geleneği halkın belleğinden silinmeden bir kültür varlığı olarak gelecek kuşaklara aktarılmalıdır. 
     Tekirdağ’da  Söylenen  Manilerden  Örnekler:
      Manilerin içerikleri, doğrudan söylenmesi gereken olaylar ya da işlerle bağlantılı değildir. Manilerin araştırmacılar tarafından söylendikleri ortama, duruma,  yere ve şartlara göre çeşitli tasnifleri yapılmıştır. Belirli bir bölümde yer alan mani başka bir yönüyle diğer bölümlerde de yer alabilir. Derlediğimiz 400 Tekirdağ manisinden yola çıkarak Tekirdağ manilerini , söylenme amaçları, yerleri, zamanları, şartları ve ortamlarına göre aşağıdaki başlıklarda toplayıp tasnif ettik.
     1- Sevda Manileri
     2- Mani Atışmaları
     3- Evlenme Adet ve Törenleriyle İlgili Maniler
     4- Alkış (Dua) Manileri
     5- Kargış(Beddua) Manileri
     6- Mektup Manileri
     7- Öğüt Manileri
     8- Davulcu Manileri
     9- Niyet -Fal Manileri
     10- Meslekle İlgili Maniler
     11- İş- İmece Manileri
     12- Gelin -Kaynana Manileri
     13- Evlenme Törenleri ve Çeşitli Toplantılarda Söylenen Maniler.
      Tekirdağ manileri içinde en büyük bölümü sevda manileri oluşturdu. Sevda, özlem, ayrılık, yakınma, övgü, şikayet, evlenme dileği, sitem, kıskançlık, felekten talihten yakınma, sevdaya bağlı ölüm düşüncesi, ant içme, aşığa uyarı, sözünde durmayan aşığa sitem, gurbet acısı, bastırılmış duygular vb. üzerine söylenmiş manilerin ana eksenini sevda oluşturduğu için bunları sevda manileri başlığında  topladık.
     Tekirdağ  Manilerinden  Örnekler: 
   1-Sevda  Manileri:
Acı bilirim acı                    Ağzında sigarası
Ateşe koydum sacı             Ne güzel içişi var
Şimdi kızlar kaçıyor           Fidan boylu yarimde
Nedir bunun ilacı                Efendi biçimi var.
 
Ak üzüm asmasıyım           Ak tiren kara tiren
Fabrika basmasıyım            Odur yari götüren
Bana doktor ne lazım          Gitti yarim gelmedi
Ben sevda hastasıyım          Odur beni bitiren
 
Aklı giydim olmadı            Al entarim asılsın
Beyaz giydim solmadı        Etekleri basılsın
İki senedir bekledim           Çoktan beri görmedim
Yarim benim olmadı           Kara gözlüm nasılsın ?
 
Annem entari almış            Arpalar dize kadar
Siyah dalları varmış           Gel yarim bize kadar
Keşke sevmez olsaydım     Çorap öreyim sana
Onun da yari varmış          Topuktan dize kadar
 
Arpa biçtim ellikte              Arabam teker meker
Yare çıktım terlikle             Şu Tekirdağ'ı kız çeker
Yar ağladı ben sildim          Şu Tekirdağ'ın kızları
Kırk liralık mendille           Pembe yuvarlak şeker
 
Asmalarda çiçek çok           Ayva külde pişer mi?
Tutulacak budak yok           Gül yanaktan düşer mi ?
Şimdi kızlar kol kola           Sen orada ben burada
Dayanacak yürek yok          Bana gülmek düşer mi ?
 
Ay doğar ayazlanır              Bahçelerde gündöndü
Gün doğar beyazlanır          Bahçeler gölgelendi
Temrez'in kızları                 Yeni yari severken
Çok zaman nazlanır            Eski yarim gücendi.
 
Bahçeler bağlar oldu           Bahçelerde sarmaşık
Gözlerim ağlar oldu            Sormadan oldum aşık
Yaralı geyik gibi                 Yar akılıma gelince
Meskenim dağlar oldu       Elimden düşer kaşık.
 
Başörtümün gülleri            Dantel öreyim diye
Sarı olsun solmasın            Dantel yumağı aldım
Muratlı'nın kızlarını           Her gün göreyim diye
Beğenmeyen almasın.           Köy içinden yar sevdim
 
Dağda orman olur mu?         Daireler gümbür gümbür
Aşkta ferman olur mu ?        Gel yarim beni güldür
Yandım yandım kül oldum   Ben yari görmeyeli
Küle derman olur mu ?         Bu gün on yedi gündür
 
Denizin ortasında                  Derler buz bağladı
Mum yanar sofrasında          Avcılar iz bağladı
Benim bir yarim var              Beni bir gelin vurdu
Tekirdağ ortasında                Yaramı kız bağladı
 
Elinde yeleceğim                  Elma yanak, gül yanak
Gelmedi göreceğim              Şimdi gelir bir sağnak
Sevdadan deli oldum            Haydi beni almadın
Aşkından öleceğim               Şu aldığın kıza bak
 
Entarim yeşil bezden            Fasulye pişirdim
Ateşin yeğdir közden           Toprak tenceresinde
Ben senden ayrıldı                Ben yarimle konuştum
Olmuşum iki gözden            Mutfak penceresinde
 
Fırın üstünde kürek               Fırın üstünde kalbur
Ne yanarsın be yürek            Yandır Allah'ım yandır
Her derde dayandın               Şu Tekirdağ erkekleri
Buna da dayan yürek             Hem buruşuk, hem kambur
  
Geze geze yorulur                  Giden oğlan bak beri
Bir bakışta vurulur                 Elinde mor mendili
Gözüm seni görünce               Sevdalandırırsın beni
Dilim söylemez olur               Kiraz ayından beri
 
Makarada ipliğim                   Mendilim yere yere
O yar benim bebeğim             Yar gitti gurbet ellere
Sen nereden gelirsin               Yedi mendil çürüttüm
Ben orayı beklerim                 Gözyaşı sile sile
 
Merdivenim kırk ayak             O hava yağmadı
Kırkına sürdüm ayak               Damlalar damlamadı
Bu sabah yari gördüm             Ben bir yar sevdim
Ne el tutar ne ayak                   Kimsecikler anlamadı
 
Otlu çayırdan geçtim                Pencerede duran kız
Kavızlara ot biçtim                   Bayram geldi dolan kız
Ben yarimi görünce                  Kurbansız bayram olmaz
Öyle bir dalga geçtim.              Sana kurban olam kız
 
 
Raf üstünde tencere                  Uykum geldi esnerim
Kalk gidelim incire                   Davul gibi seslerim
Annem babam duyarsa              Mayadağ'a giderken
Koyar beni zincire.                    Telli fistan isterim.
 
Yağmur yağıyor yağmur             Yelek örerim yelek
Tülbendimin katına                      Arka olacak arka
Çok üşüdüm sevdiğim                  İki tane yarim var
Al ceketinin altına                        Biri, dalgacı marka.
 
Yolda giden karamca                   Yelek örerim yelek
Karamcaya varınca                       Şişten çıkardım ilmek
Ben yarimi özledim                      Bu senenin modası
Perçemine varınca                        Yar üstüne yar sevmek.
 
İndim dereye durdum                    Ceviz dalı gevrek olur
Dokuz güvercin vurdum                Dul karı sarmak soğuk olur
Müsteceb'in içinde                         Sararsan kızları sar
Ben bir kıza vuruldum                   Cilve cümbüş çok olur.
 
Gece çıktım dışarı                            Kara dutun gazeli
Ayın peşinde yıldız                          Esmer yarin güzeli
Çıkmıyorsun aklımdan                     Her anne büyütemez
Ne gece, ne de gündüz                     Yarim gibi güzeli
 
Motor geliyor motor                        İnci dizdim diziye
Bacası ben olayım                           Kimler görmüş göz ile
Yalnız yatan kızların                       Ben yardan vazgeçemem
Kocası ben  olayım                          Bir kıskancın sözü ile
 
Muratlı güzel ama                             Ne cinim, ne periyim
İçi çamur olmasa                               Ben herkesten  geriyim
Muratlı'yı yakarım                             Şirin'e aşık oldum
İçinde yar olmasa                              Tastamam serseriyim.
 
Gemi geliyor gemi                             Elim değdi eline
Ümit burnundan beri                          Mail oldum diline
Ben yarimi görmedim                        Ben dünyayı değişmem
Eylül ayından beri                              Saçının bir teline
 
Pınarın kapakları                                 Dereye inen miller
Çınarın yaprakları                               Yare döktüğüm diller
Gurbette yarimin                                 Unutulur mu be yarim?
Çınlasın kulakları                                Seninle geçen günler
 
Denizde  mataramız                            Denizin kenarında
Ayrı düştü aramız                               Sümbülümsün sen benim
Ne kadar ayrı olsak                            Yedi yaşımdan beri
Yürektendir yaramız                           Sevdiğimsin sen benim.
 
 
Yarim dükkan önünde                         Naylon, naylon demekten
Dayanmış direğine                              Ben kesildim yemekten
Bizi çekemeyenler                              Seninkisi dalga ise
Buz koysun yüreğine                          Benimkisi yürekten.
 
İndim çeşme başına                          Ay aydındır içilmez
Sabun koydum taşına                        Selviliktir geçilmez
Sevda nedir bilmezdim                     Gönül bir top ibrişim.
Sen getirdin başıma .                         Dolaşırsa açılmaz.
 
Yengem çıkmış mahalleye                Elmayı bıçakladım
Topluyor kaşıkları                             Çevreyi saçakladım
Yenge nasıl ayırdın                            Karanlıkta yar diye
Biz gibi aşıkları.                                Yastığı kucakladım.
 
Karpuz kestim ortadan                       Süpürgemin telleri
Yarim girdi portadan                          Süpürüyor yerleri
Bileydim yar olduğunu                      Salla yarim mendili
Aç kalkardım sofradan                      Gelsin sevda yelleri.
 
Uyumuş kalmışım                              Mendilimi uçurdum
Şu ayvanın dibinde                             Kavak yapraklarına
Ölüm var ayrılık yok                          Ben yarimi düşürdüm
Yarda benim kalbimde.                      Sevda yataklarına 
2. Mani  Atışmaları: 
Kızlar:
Mani maniyi açar
Mani bilmeyen kaçar
Gelin kızlar atışalım
Hangimiz üste çıkar.
 
 I.Kız:                                                  II.Kız:
Ahretimin boynunda                          Ak hindi beyaz hindi
İki beşi bir yerde                                Hindi kümese girdi
Gel ahretin gidelim                            Oğlu olan düşünsün
Baylarımız bir yerde                           Kızlar beş bine bindi    
 
1.Kız                                                   ll.Kız
Bizim evin önünde                            Dere boyu dişbudak
Karyola parçaları                               Koparalım bir budak
Dinle ahretim dinle                           Gelini tellemişler
Ayrılık türküleri                                Almışlar pembe duvak
 
 I.Kız                                                 ll.Kız
Denizde mataramız                          Elek elek içinde
Ayrı düştü aramız                             Elek tekne içinde
Ahret ayrı olsak da                           Tekirdağ'ın kızları
Yürektendir yaramız                         İpek yelek içinde
 
 I.Kız:                                                II.Kız:
Erik altında durma                          Geline bak geline
Erik dalını kırma                             Kına yakmış eline
Ahretine bakıp da                            Gelin kendi gidecek
Benim kalbimi kırma                      Damat beyin evine
 
 I.Kız:                                    II.Kız:
Ahret hilal kaşını                  Kaleden altım keser
Aldı gitti başını                    Fidan boylum gezer
Seller gibi akıttım                Tekirdağ'ın içinde
Ben gözümün yaşını            Yoktur yarime benzer
 
 I.Kız:                                    II.Kız:
Temelin altı kaya                   Kara kara böcekler
Basmaya bak basmaya          Duvarı delecekler
Ahretimden vazgeçmem        İstemediğim yere
Götürseler asmağa                 Zorla mı verecekler
 
 I.Kız:                                    II.Kız:
Ah översin översin                Ay Urumlu, Urumlu
Öküzleri döversin                  Bacaları kurumlu
Alıştırma elini                       Öyle bir yar sevdim
Sonra beni döversin              Hepsi koca burunlu
 
 I.Kız:                                   II.Kız:
Entarisi cim ,cimi                  Armut dalda sararmış
Soyadım inci mi ?                 Yarim beni sorarmış,
Dün gece neredeydin            Hasta mı oldun yarim?
Koynumun güvercini            Elin yüzün sararmış.
 
 I.Kız:                                   II.Kız:
Asmada üzüm sana               Aşağıdan gelir misin
Kem midir gözüm sana?       Yolları bilir misin
Seher yıldızı gibi                   Elindeki mendili
Dikmişim gözüm sana           İstesem verir misin?
 
 I.Kız:                                     II.Kız:
Ata biner allanır                    Avluda kara kabak
Bacakları sallanır                  Yuvarlak, yuvarlak
Çalımından utanmaz             Davuteli'nin kızları
Emanet at kullanır                Avanaktır avanak
 
 I.Kız:                                   II.Kız:
Ay etine etine                       Ay aparım, aparım
Girdim çitin içine                 Gökte yıldız kaparım
Sakın gönül vermeyin          Tekirdağ'ın kızlarını
El alemin piçine                    Dana fiyatına satarım
 
 I.Kız:                                II.Kız:
Ayağımda kundura              Ayakkabım var benim
Yürüdüm dura dura             Bir karış topukları
İstediğim kızları                   Piyasaya çıkmışlar
Alırım vura  vura                 Tekirdağ'ın kopukları
 
 I.Kız:                                 II.Kız:
Bahçelerde bal kabak        Bahçemin kapısını
Açılır tabak tabak             Açamıyorum yarim
Beni beğenmedin de         Anneme duyurmuşlar
Aldığın kabağa bak           Kaçamıyorum yarim.
 
 I.Kız:                                II.Kız:
Cam cama eklenir mi?       Çantası var kolunda
Cam dibi beklenir mi ?      Gezer sahil boyunda
Üç sene bekle dersin          Bu ne kadar güzellik
Üç sene beklenir mi ?        Melek mi var soyunda?
 
 I.Kız:                                 II.Kız:
Derede yılan bağırır            Elbisemin önüne
Kız senin neren ağarır?       Sıraladım mor düğme
Düştüm sarhoş eline           Hasta mıydın be yarim
Yorgun her yanım ağrır      Niye gelmedin düğüne ?
 
 I.Kız:                                II.Kız:
Giden eşekli oğlan             Giden tren durmaz mı?
Beli fişekli oğlan                Mektup versem almaz mı ?
İşaretten anlamaz                İkimize bir yastık
Eşek kafalı oğlan.               Acep kısmet olmaz mı ?
 
 I.Kız:                                II.Kız:
İn dereye dereye                 Ah dedim oydun beni
Ne ineyim dereye               Bu hale koydun beni
Babanın parası yok            Yelkensiz gemi gibi
Seni evlendirmeye             Ortada koydun beni
 
 I.Kız:                                II.Kız:
İstanbul'a  giderken          İstanbul'a giderken
Hangi rüzgarlar esti          İzin mi kaldı yarim?
Şu dalgalı saçını               Muratlı kızlarında
Hangi berberler kesti.       Gözün mü kaldı yarim ?
 
 I.Kız:                                II.Kız:
İstanbul'a giderken           İstanbul'dan gelirken
Bir teneke kum aldım      Var altı istasyon
Unutmadın mı ahret,        Benim yarim kullanıyor
Ben bıraktım, sen aldın    Altmışlık Fergison.
 
 I.Kız:                                II.Kız:
Su akar ulam ulam            Sarılım, var olasın
İçinde kara yılan               Sineme yar olasın
Ne zamansa benimsin       Bana yar çok ama
Mavi takımlı oğlan.           İsterim ki sen olasın.
 
     3- Evlenme  Adet  Ve  Törenleriyle  İlgili  Maniler:
Ay atlılar atlılar                        Ayakkabım var benim
Geliyor Muratlılar                    Altları delik delik
Kız görmeye gelmişler             Benim yare zor geldi
Muşmula suratlılar.                  Beş tane beşi birlik
 
Ayakkabın teki                         Benim saçlarım uzun
Akşamdan beri kayıp               Örmüyorlar sevdiğim.
Nişan olmadan çocuk               Seni bana münasip
Senle konuşmak ayıp.              Görmüyorlar sevdiğim.
 
Dere boyu dişbudak                 Elimde sarı kağıt
Koparalım bir budak                Dür de üstüne yat
Gelini tellemişler                     Yar ben sana varırım
Atmışlar pembe duvak             On bilezik bir saat.
 
Entarimin moruna                    Entarisi kırmızı
Gitmem köylü oğluna              Ben annemin bir kızı
Beşibiryerde taksa                    Beni alacak oğlan
Yine girmem koluna.               Ballı köyün yıldızı.
 
Entarimin moruna                    Erik çiçek açmadan
Girmem köylü oğluna              Altı gölge olur mu ?
Gitcem şehir oğluna                 Küçücüğüm, sevdiğim
Taksın beni koluna                  Benden gelin olur mu ?
 
Fırın üstünde fırın                   Entarim kara dallı
Vurun davullar vurun             Ucunda para bağlı
Bekir yarim geliyor                Işıklar'ın kızları
Evliler geri durun.                  Dokuz motordan pahalı
 
Uzun saçı örmezler                 Geline bak geline
Seni bana vermezler               Kına yakmış eline
Kalk kaçalım çavuşum           Gelin kendi gidecek
Gece yarısı görmezler.           Damat beyin evine
 
İndim derelerine                    İndim dereye çık düze
Bilmem nerelerine                Şimdi kızlar beş bine
Kara kına yollamış                Beş bini veren alır,
Yar benim ellerime.              Vermeyen bekar kalır.
 
Karanfil deste deste               Kar yağıyor sine sine
Gel beni babamdan iste         Kozyörük deresine
Eğer babam vermezse           Yarla lades tutunduk
Kır atını iyi besle                   Bu nişan çevresine
 
Karadır kaşlarımız                Kara dut yemeli
On altıdır yaşlarımız             Altında eğlenmeli
On altı yaştan beri                 Bu bekarlık çekilmez
Bağlıdır başlarımız.               Kasım ola evlenmeli
 
Kuyu kazdırıp durma           Karanfilim üç çatal
Suyu azdırıp durma              Üçü de ayrı açar
Başkasına bakıp da              Şu Tekirdağ kızları
Beni kızdırıp durma.           Alır bohçayı kaçar.
 
Kaşıkçı minaresi                  Malkara’nın yolları
Yanıyor idaresi                    Sıvayayım kolları
Karabezirgan kızları            Oğlan sana gidiyorum
Beş bin lira tanesi                Tutsana davulları
 
Motor geliyor                     Mandaları  sat baba
Arkası tenekeli                   Bana altın yap baba
Kalkmış beni istiyor           Bana altın yapmazsan
Tekirdağ tevekkeli.             Senin kızın yok baba
 
Motor geliyor motor          Oğlanın adı Hakkı
Motorun bacası yok           Şişeler dolu rakı
Kalkmış beni istiyor          On bilezik, bir saat
Pantulun paçası yok.          Bin lira baba hakkı
 
Yeşil taksi geliyor             Yumurtanın sarısı
Barbaros'a gidiyor             Yere düştü  yarısı
Ablam gelin olacak            On beşine girmeden
Sıra bana geliyor                Oldu subay karısı
 
Darbukanın içinde              Parmağındaki yüzük
Yılanın kemikleri               Halka mı yar halka mı?
Oğlan sana geleceğim        Candan mı seviyorsun?
Hazırla binlikleri                Yoksa yarim dalga mı ?
 
Darbukamın ucunda           Ayakkabımın teki
Yıldıza bak yıldıza             Akşamdan beri kayıp
Ben pahalıyım şekerim      Biz nişanlı değiliz
Sen ucuza bak ucuza          Bize konuşmak ayıp
 
Cam dibinde durursun       Derenin sularına
Cama tık tık vurursun,       Kuş konar kenarına
Saçıma ilişirsen                 O kız bana varacak
Beni almış olursun.            Kış veya yaz başına
 
Ahmet’im uyansın             Ocak başında maşa
Altın kemer kuşansın         Kalk adam beni boşa
Ahmet’i gören kızlar          Boşayacaksan tez boşa
Sözlüsünü boşasın              Kalmayalım kışa
 
Mendilimi yıkarım              Mendilim kara dallı
Seremem çardaklara           Uçunda para bağlı
Fazla yarim yok benim       Müstecep’in kızları
Veremem ortaklara             Güzel ama çok pahalı
 
Derenin servileri                  Parmağındaki yüzük
Çevirin dünürleri                 Halkaya da benziyor
Her yiğit harcı mıdır?         Yar senin baktıkların
İstemek sevdiğimi.              Dalgaya da benziyor.
 
Yarimin adı İsa                   Tarlası ayrıklıya
Biraz çorapları kısa             Ben gitmeme çarıklıya
Ben İsa'ya varacam             Allah  kısmet ederse
Evleri yakın olsa.                Boynu kravatlıya. 
     4- Alkış(Dua)  Manileri:
Ak dutlar, kara dutlar          Ay doğar aydır Allah’ım
O dutları kim toplar            Gün doğar gündür Allah’ım
Asker olan yarime               Canımı sıklet aldı
Gölge olsun bulutlar           Yarimi gönder Allah’ım
 
Ayna attım çayıra                Beyaz giyme toz olur
Şavkı vurdu bayıra              Siyah giyme söz olur
Benim nazlı yarimin           Gel beraber gezelim
Sonu gelsin hayıra               Muradımız tez olur
 
Camide büyük kubbe          Çimde otlar tavuklar
İmam sırtında cübbe           Gündüzleri yumurtlar
Etmeli günahlara                 Koyun güden yarime
Canı gönülden tövbe          Gölge olsun bulutlar
 
Dere boyu düz gider          Dere boyunda dutlar
İnce belli kız gider             Dutlar kökünden parlar
Kız yolunu şaşırmış           Askerdeki yarime
İnşallah bize gider.            Gölge olsun şu dutlar
 
Elimi soktum astara            Entarisi karadan
Elimi kesti testere               Dağlar kalksın aradan
Dua ettim Allah'a               Ayrı düşen kulları
Güzel bir kız göstere          Kavuşturur Yaradan
 
Malkara bayır olsun           Mısır ektim azmasın
Arkası çayır olsun             Gelen geçen kazmasın
Benim gözlerim kara         Ben yarimle  konuştum
Yarimin çakır olsun           Allah günah yazmasın
 
Mavilimsin maşallah         Sarı gülüm sararsın
Sen benimsin inşallah       Sararıp da  solarsın
Kavuşmadık yar  olmaz    Bana yar  çok ama
Kavuşuruz inşallah            İsterim sen olasın
 
Su yollarımız çamurdur    Yetmiş üçü bitirdim
Yarim bana  dargındır       Bir yeni yıla daha girdim
Dargınsa dargın olsun       Tanrım şükürler  olsun
Sonumuz hayırdır             Bu günlere eriştim. 
5-Kargış(beddua) Manileri
Ayna attın çayıra                  Havada  uçan kırlangıç
Şavkı vurdu  bayıra              Kanadı ayrıç ayrıç
Beni yardan ayıran               Beni yardan ayıran
Sürüm sürüm sürüne            Kan kussun avuç avuç.
 
Gitme yarim  pazara            Kara kaytanı mensiz
Uğratırlar nazara                  Kalbim karardı sensiz
Yarim ölmüş diyenler          Şilteni yılan soksun
Kendi düşsün mezara.          Nasıl yatarsın bensiz
 
Kara kara kartallar                Portakal dilim, dilim
Kara  yazı yazanlar               Darılmaz benim yarim
Cennet yüzü görmesin          Ne dedim de darıldın?
Aramızı bozanlar.                 Kurusun ağzım dilim.
 
Muratlı'nın yollarını                Sini sini şekerler
Sen mi yaptın kaldırım ?        İçine gül ekerler
Benden başka seversen           Beni sana vermezler
Vursun seni yıldırım              Günahımı çekerler.
 
Sular coşkun akarsa              Seneler geldi geçti
Yatağından çıkarsa               Ah  neler geldi geçti
Haram olsun şu gözler          Şu feleğe ettiğim
Başkasına  bakarsa               Sitemler geldi geçti 
     6- Mektup  Manileri:
Bahar geldi, yaz güzel        Bizim bahçe otlanmış
Merhameti az güzel            Gel ahretim kazalım
Ben sana aşık oldum           İkimizin baylara
Defterine yaz güzel             Birer mektup yazalım.
 
Entarimin beyazı                 Kara katranım yok
Dama kapadım kızı             Suya batıranım yok
Elinden mi gelmez              Yare mektup yazdıkça
İki satır bir yazı                   Alıp götürenim yok.
 
Karşı karşı duralım             Karanfilim süt beyaz
Telefonu kuralım,               Bir şeyini istemem
Sen orada ben burda           Yalnız kaldım bu yaz
Nasıl ayrı duralım               Mektubu kısa yaz.
 
İstanbul'a giderken              Mektup yazarsan yarim
Sol tarafta hastane               Koy kibrit kutusuna
Yarimin mektubunu            Bizim ordan geçerken
Geciktirme postane             At evin arkasına
 
Mektup yazdım karadan     Mektup yazdım sarı kağıt
Dağlar kalksın aradan         Ağlarım her saat
Ayrılık pek çok gitti            Sen orada ben burda
Kavuştursun Yaradan          Nasıl durayım rahat.
 
Mektup yazarsın yarim             Okula gider misin ?
Sarı kurdele bağla                     Sen koyun güder misin?
Ben yazarken ağlarım               Gönderdiğim mektubu
Sen de okurken ağla                  Sen kabul eder misin?
 
Postacı gelir gelmez                  Oğlanın adı Zeki
Kapıyı zillendirir                       Omuzunda ceketi
Benim de bir yarim var.             Sol cebinde geziyor
Dilsizi dillendirir                       Mektupların paketi.
 
Oya örerim oya                          Saçlara bak saçlara
Oya örmesi sevap                      Demet urganı gibi
Gönder yarim bir mektup          Bana mektup yazmışsın
Ben de vereyim cevap               Ananın gözü gibi
 
Tekirdağ'a giderken                  Yazı yazarım Latince
Sol tarafta hastane                     Kalem defter bitince
Yardan gelen mektubu              Sen bekar değil misin?
Eğlendirme postane.                  Bekle horoz ötünce.
 
Al eline kalemi                          Denizde kum ziyade
Yaz başına geleni                      Asker oldum piyade
Seni sevdim seveli                     Seni ben çok  severim
Oldum  döşek veremi                Hayatımdan ziyade.
 
Hatırladım yadını                      Beyaz giyme sevdiğim
Unutmadım tadını                     Ben beyaz yıkayamam
Hiç kimseler silemez                 Mektubunu alırım
Kalbimdeki adını.                      Konuşmağa çıkamam.
 
Ovada  kavunlar                       Mani mani mani kelam
Al çapayı kaz yarim                 Benden yare çok selam
Maniye başlıyorum                  İncinip gücenmesin
Al kalemi yaz yarim.                Bende gelcem bir zaman 
  7- Öğüt  Manileri:
Asfaltta gezme yarim               Bizim eve  gelmek var
Asfalt güzeli derler                  Yemeni çevirmek var
Oku sevdiğim oku                    Düşün, düşün al yarim
Okuyanı severler                      Sonunda geçinmek var
 
Bizim evin önünde                   Karşıda  kara katır
Ayvalar şişman olur                 Eşek gibi yan yatır
Müstecep'in kızlarını                Şu zamane  kızlarında
Almayan pişman olur.              Ne saygı var, ne hatır.
 
Karşımda donup durma             İnme yarim dereye
Boynunu vurup durma              Uyur uyanamazsın
Beni sana vermezler                  Verme beni ellere
Kendini kırıp durma                  Görür dayanamazsın.
 
İnme bizim mahalleye                İn dereye dereye
Çamurdur kayarsın                     Dere çakılı yarim
Bizim mahalle kızları                 Al bizim sülaleden
Dalgacıdır yanarsın                    Benim akıllı yarim
  
Mantomun cebi  dardır                 Unut beni anıyorsan
İçinde neler vardır                        Buzlu su iç, yanıyorsan
Sabır et be sevgilim                      Durma avcunu yala
Sabırda neler vardır.                     Seveceğim sanıyorsan
 
Mendil bağladım yandan               Sigaranı iç oğlan
Seni seviyorum candan                 Bizim yoldan geç oğlan
İki yarla bu iş olmaz                      Bizim yoldan geçerken
Vazgeç sen eski yardan.                Durma doğru geç oğlan
 
Şu derenin odunu                          Susadım su isterim
Yakan bilir tadını                          Kırmızı sürahiden
Kız doğuran analar                       Yari güzel istersen
Gülsüm koysun adını.                   Al bizim sülaleden
 
Tepside üzüme bak                        Vur daireye gümlesin
Biraz da gözüme bak                      Bekar olan dinlesin
Eller ne derse desin                        Evli olan var ise
Sen banim sözüme bak.                 Yanımıza gelmesin
 
Bahçelerde hasır olur                       İn dereye dereye
Bakalım nasıl olur                           İnmeseniz olmaz mı ?
Yavuklusu olmayan çocuk              Yarim şu sigarayı
Üzüntüsünden berduş olur.              İçmeseniz olmaz mı ?
 
Su  gelir akma ile                            Bahçede taş olmaz
Taş bina yıkma ile                           Dört ayaklı kuş olmaz
Adama kız verseler                          Seveceksen candan sev
Fiyaka satmayla                              Yalan sevgi hoş olmaz
 
Kara ağaç altında                            Taş üstüne oturma
Uyuma yar uyuma                           Kumaşını batırma
Boy resmimi vereceğim                  Madem beni seversin
Kimselere duyurma.                        Geç  karşıma utanma.
 
Ateş başında ibrik                          Yapraklar arasında
Kağıt dolusu kibrit                         Ayvalar şişman olur.
Sana gelirim ama                            Bıyık Ali Kızlarını
Bir hafta daha sabret                      Almayan pişman olur. 
   8- Davulcu  Manileri:      
Allı beyazlı olur                             Aşağıdan beri geldim
Bahçede kirazlı olur                       Düştüm davulumu deldim
Sahura kalkmayanın                       İki gözüm benim ağam
Orucu nazlı olur                             Ben sana yine geldim
 
Avludan kara kedi atladı              Davulumun üstü yaydan
Davulcunun ödü patladı               Kalmadı üstümde mintan
Korkma davulcu korkma             Verin  ağalar beş on kuruş
Ağam keseyi yokladı                   Alayım sırtıma mintan
 
İşte geldim kapınıza                     Ne uyursun, ne uyursun?
Bir taş attım başınıza                   Bu uykudan ne bulursun?
Selamün aleyküm diyerek           Kalk  ye, oruç niyetlen
Selam verdim hepinize                Cenneti alayı bulursun
 
Ne ola benim ola                         Şekerim var ezilecek
Kalbimiz nurla dola                     İnce bezden süzülecek
İki gözüm efendim                      Beklemeyim ağalar beni
Ramazan mübarek ola                 Çok yarim var gezilecek 
     9- Niyet  Manileri:
Ak bakırı doldurdum                   Ak hindi beyaz hindi
Dolu diye kaldırdım                    Hindi kümese girdi
Ben yarimi kandırdım,                Oğlu olan düşünsün
Naylon yelek aldırdım.               Kızlar beş bine bindi
 
Armudumu dişledim                  Armut koydum sepete
Sapını gümüşledim                    Yari gördüm tepede
Ben yarimin ismini                    Öyle bir yar sevdim ki,
Fistanıma işledim                       Şan olsun memlekete.
 
Arpa biçtim az kaldı                  Al şalım, yeşil şalım
Başağını aldım, saz kaldı           Dağları dolaşalım
Merak etme sevdiğim                Aramız derya deniz
Kavuşmamız az kaldı                Biz senle nasıl  buluşalım?
 
Ana moru ana                         Aslının dediğini
Yoğursana bazlama                Cebinin deliğini
Gönder beni gideyim              Burda cennet istesen
O nazlı teyzeme.                     Ver benim sevdiğimi
 
Asker yapar talimi                  Bahçelerde pırasa
Kimse bilmez halimi              Yaprağına kar  yağsa
Hem askerlik hem sevda         Bu gün tellal bağırsa
Öldürecek yarimi                    Herkes sevdiğini alsa
 
Bahçelere gel yarim               Ben bir tavşan olaydım
Gül vereyim al yarim             Avlu dibi eşerdim
Senin garip duruşun               Bende talih olsaydı
Ayrılıkmış be yarim               Sevdiğime düşerdim.
 
Bahçeye giriyorsun                Ben bir evler yaptırdım
Çilek mi ekiyorsun?               İki oda, bir mutfak
Sararmışsın solmuşsun           Senin askerliğin varsa
Sevda mi çekiyorsun ?           Benim de yaşım ufak.
 
Başörtümün gülleri                Bu gün hava bulutlu
Yana bakıyor yana                 Senin talihin kutlu
Ahret senin sevdiğin              Seni bir daha görsem
Bana bakıyor bana                 Benim için ne mutlu
 
Denizde kara balık                Derin kuyu derindir
Geliyor çalık çalık                Suyu buzdan serindir
Sanma yüzüm gülmüyor      Merak etme be yarim
İçerim yanık yanık               Belki kısmet senindir.
      
Dere boyunda nane              Gidene bak gidene
Ne diyorsun be anne            Gül sarılmış dikene
İlk yarime vermedin            Allah sabırlar versin
Bundan ayrılmam anne.      Gizli sevda çekene
 
Gemiler yanaşmaz mı ?          Erik dalda saklanır
Sandallar dolaşmaz mı ?        Durdukça ballanır
Sil gözünün yaşını                 Güzel kızın yanakları
Ayrılan kavuşmaz mı ?          Öptükçe allanır.
 
Entarisi deneme                     Kalmadı hiç kuruntum
Kaşlar benzer kaleme            Benim senden umudum
Oğlan seni koyacağım           Dinlemem dedikodu
Yedi türlü vereme .               Ben yarimden hoşnudum.
 
Kara tuzlar tuz gibi               Karanfilim katmerli
Sular akar buz gibi               Al koynuna at beni
Gel sarılıp yatalım                Benden güzel bulursan
İki karanfil gibi                    Tut kolumdan at beni
 
Karanfilim üç çatal              Kaşların mildir yarım
Üçü  de pembe açar             Gel beni güldür yarim
Muratlı'nın kızları                Evimiz ayrı ama
Yatsıdan sonra kaçar.          Gönlümüz biridir yarim
 
Kar yağıyor alçaklara         Mani benim  ezberim
Serpilir saçaklara                Kan ağlıyor gözlerim
Öyle bir yarim  var             Ben o yarin yolunu
Sığmıyor kucaklara.           Ölene dek gözlerim.
 
Manici başıyım                  Mendil versem almazsın
Cevahir taşıyım                 Sen mendilsiz kalmazsın
Beni soracak olursan         Sigaranı yakayım
On beş yaşındayım.           Sana zahmet olmasın.
 
Muratlı'nın camileri          İki taksi geliyor
Yayılıp yıkılıyor               Hangisine bineyim
Gönder yarim resmini      Benim iki yarim var
Çok canım sıkılıyor.         Hangisine gideyim.
 
İn bahçeye bahçeye                        İnanlı çeşmeleri
Bahçe patates gibi                          Avlusuzdur, avlusuz
Benim sevdiğim erkek                    İnanlı oğlanları
Mecmuada artist gibi                      Namussuzdur , namussuz.
 
 
İndim dere boyuna                           İstanbul hastanesi
Ayazmadan su içtim                        Elli kuruş tanesi
Sanma seni seviyorum                     Sevda hastalarının
Seninle dalga geçtim .                     Bakırköy hastanesi
 
İn dereye dereye                              Uzun yollar uzasın
Yar ben inecek miyim ?                  Koyunlar kuzulasın
Verdin bana bir sevda                     Daha dört sene duracam
Yar ben ölecek miyim?                   Beşlikler ucuzlasın
 
Oğlanın adı Metin                           Tren boyunca çiçek
Çini tabakta zeytin                          Trenler geçmeyecek
Kimselerde gözüm                          Benim sevdiğim oğlan
Yare gitmek niyetim                       Sigara içmeyecek
 
Yeşil biber ekerim                         Yol üstünde durmalı
Dibine su dökerim                         Güzel bir kız bulmalı
Eller almış yarimi                          Ona bir gül vererek
Ben derdini çekerim                      Yüreğinden vurmalı
 
Yüklü üstünde pire
Atladı gitti yere
Beni alan çocuklar
Vursun şak diye yere. 
     l0- Mesleklerle  İlgili  Maniler:
Araba gelir taşlıktan                       Ballı köyün ağaları
Dingil çıktı başlıktan                      Doldur ambarları
İstanbul memurları                         Köye kız verenler
Yürüyemez açlıktan.                      Çadır oğlanları.
 
Bu gün günlerden pazar                  Bu gün hava bulutlu
Katipler yazı yazar                          Terzilere ne mutlu
Gidin sorun katibe                          Terzi kızı görünce
Hep ayrılık mı yazar?                     Vazifeyi unuttu.
 
Çiftçilerin edası                              Denizin dibi mermer
Cepte yoktur parası                        Elimi soksam terler
Gitmeyin kızlar çiftçiye                 Benim bir yarim var
Çıkaramaz traktör parası                Hem kahveci hem berber.
 
Hastane yolları                               Kanaviçe işlerim
Paket taşı olmalı                            Terzi benim müşterim
Bir insanın sevdiği                         Ben terziye gidersem
Başöğretmen olmalı                       Kol saati isterim.
 
Mandaları karaman                        Masa üstünde roman
Kaybolursan aramam                     Okurum zaman zaman
Ben bir esnaf kızıyım                    Benim gideceğim yar
Çiftçilere yaramam                        Başöğretmene benzer
 
Sevdiğim bir sporcudur                 Susurluk çayırları
Hücumları durdurur                      Çal asker boruları
Her şeye veda etti                         Yarime giydirmişler
Kalan bir can borcudur.                Öğretmen urbaları
 
Vurun kızlar daireyi                     Sen pancar ekmedin mi ?
Gümledelim mahalleyi                Ekte bak nasıl olur
Kahveciler duyarsa                      Sen bana çekmedin mi ?
Kapar gelir kahveyi                     Çekte bak nasıl olur. 
11- İş-İmece Manileri:
Ben bir evler yaptırdım               Bu gün ayın beşidir.
Rengi akşam güneşi                    Entarisi yeşildir.
Yeter dalga geçtiğimiz                Yeşil entarili oğlan
Ciddi yapalım işi.                        Ne vakit olsa iştedir.
 
Gündoğdu tarlasında                     Kara kara karınca
Yarim harman olur mu ?               Karıncaya varınca
Eski yar yakmış seni                     Ben yarimi özledim
Benden derman olur mu?              Perçemine varınca
 
Karşıdan gelenlere                         Kara kara kaşlarım
Gül, karanfil haşlarım                   Gül, karanfil haşlarım
Her yan bakan kızın                      Her yan bakan kızın
Alnını karışlarım.                          Alnını karışlarım
 
Karanfilim , ıtırım                       Kara çadır is tutmaz
Hasta oldum yatarım                   Beylik martin pas tutmaz
Bana doktor kar etmez                Ben bu dertten ölürsen
Sevdiğimi  getirin                       Elin kızı yas tutmaz
 
Karanfilin kalburda                    Kara kara böcekler
Neler vardır sonunda                  Duvarı delecekler
İkimiz bir ölelim                         İstemediğim yare
Çift koysunlar tabuta                  Zorla mı verecekler ?
 
Kalıplarda menteşe                    Kara kara yaş kına
Fiyatı yetmiş beşe                      Elim değdi fışkına
Gel sevdiğim konuşalım            Kibrit oldum yanarım
Burası tenha köşe.                     Yar senin aşkına.
 
Karanfilim üç çatal                         Kaleden attım keser
Üçü de pembe açar                         Fidan boylum gezer
Gece çuvalda yatar                         Tekirdağ'ın içinde
Gündüz fiyaka satar                       Yoktur yarime benzer
 
Kara ağacı kaldırdım                      Kara üzüm salkımda
Dibinden kum aldırdım                 Yar benim aklımda
Ben yarimi kandırdım                    Şu yarimin sevgisi
Naylon çanta aldırdım.                  Can evimin altında
 
Karanfilim saksıda                         Kapıdan geçti yarim
Yarim gelir takside                        Yaramı deşti yarim
Ben yarimi beklerim                      Uydu eller sözüne
Ezan ile yatsıda.                             Benden vazgeçti yarim.
 
İn dereye dereye                            İndim çeşme başına
Dere bulanık yarim                       Bir kız çıktı karşıma
Sen orada ben burada                    Sevda nedir bilmezdim
Bize ölüm yok yarim.                   O da geldi başıma.
 
Karadeniz üstünde                        İn dereye dereye
Kalayladım kazanı                       Toplayalım taşları
Yarim senin aşkından                   Senin yarla benim yar
Tutamadım Ramazanı.                 Mahalle arkadaşları.
 
İndim dereye durdun                   İndim aşağı mahalleye
Dokuz güvercin vurdum             Topladım kaşıkları
Dokuzunun içinde                       Ablan  ayırdı yarim
Ben Ali'ye vuruldum.                  Biz gibi aşıkları.
 
Yazdan toplar erzakın
Kışa saklar karınca
Hocamız bizi affeder
Yalvarıp yakarınca 
     12- Gelin  Kaynana  Manileri:
Bizim evin önünde                    Denizde kayık yüzer
Zerdali, şeftali                           Annem kendini üzer
Annesi istemez                          Üzme anne kendini
Oğlu oldu zırdeli.                      Damadın benden güzel.
 
Dağda meşe yarması                 Elimde kara bıçak
Fenadır kaynanası                     Sapından tutulacak
Fenaysa fena olsun                    Genç kızların  günahı
Oğlu altın damlası.                    Anadan sorulacak.
 
Elbisem sarı olsun                     Elma attım geline
Sararıp da solmasın                   Gelin almaz eline
Sevdiğimin annesi                     Yazık olsun geline
Beğenmezse almasın.                 Düştü sarhoş eline.
 
Gece vakti erişti                        Rakı koydum şişene
Çıkrık önüne apıştı                   Geç kaynana köşene
Çekişmeyelim kaynana             Ne korkak oğlun varmış
Bize gömlek çıkıştı.                  Yatıramadık döşeğe.
 
Sarı kavun dilimi
Tut kaynana dilini
Şimdi oğlun gelirse
Kırar kambur belini. 
     13-Evlenme  Törenleri  Ve Çeşitli  Toplantılarda  Söylenen  Maniler:
 
Ahretimin boynunda               Ana ilk tepe, ilk tepe
İki beşi bir yerde                     Kamyon gelir diktepe
Gel Ahret  gidelim                  Benim yarim okuyor
Baylarımız bir yerde.              Tekirdağ'da mektepte.
 
Ata binerek geldi                     Bahçelerde filbahri
Çayda inecem geldi                 Var git ellerin yari
Kara gözlü yarımı                    Sen bana yar olamazsın
Yolda göreceğim geldi.           Yüzüme gülme bari
 
Bizim camın altında                 Bizim evin önünde
Ahmet mektup okuyor             Dökümcü fabrikası
Gül takmış yakasına                 Bir şey istemem yarim
Yol gittikçe kokuyor.               Bir ayak makinesi.
 
Cevizin dalı seyrek                  Çığıl tepe taşcazı
Cebimden düştü çeyrek           Çın çın öter kuşcazı
Bu devir kurulalı                     Yaktı beni kül etti
Dengine giden seyrek.             Anadolun kızcazı.
 
Dam başında ısırgan                 Denizin içinde enser
Kafir misin Müslüman ?          Ucu yeşile benzer
Gel bir kere öpeyim                 Şam'ı ve şarkı gezdim
Vallah billah ısırmam.             Yoktur yarime benzer.
 
Derelere ineceğim                    Derenin kılçıkları
Ormanı inleteceğim                 Boynumun boncukları
Annen almam dermiş              Bir yıl daha geçerse
Oğlunu delirteceğim.              Yakarım çocukları.
 
Dere boyu kızılcık                      Elek elek içinde
Kız saçların kıvırcık                   Elek tekne içinde
Çoktan beri gülmedim                Tekirdağ'ın kızları
Güldür beni azıcık.                     Temiz yelek içinde.
 
Ey yayalar yayalar                          Fırın üstünde fırın
Çimen bağladınız mı ?                   Hanımlar şöyle durun
Gidiyoruz buradan                          Şimdi yarim geçecek
Kızlar ağladınız mı ?                      Hepiniz selam durun.
 
Haksız yere yanamam                    Hırsız geldi çarptırdım
Boş sözlere kanamam                    Yare elimi sıktırdım,
Her derde katlanırım                      Bir güzelin birine
Cefan dayanamam.                         Ben gönlümü kaptırdım.
 
Hoş geldin , sefa geldin                 Giden oğlan geri bak
Oturtmaya yerim yok                    Aldığın gönlümü bırak
Sana kahve pişirsem                     Yare gidecem ama
Cezve delik, şeker yok.                Yollar çok uzak.
 
Gidene eş olayım                          Karaağaç yaprağını
Paltona peş olayım                       Üflesem kuruturum
Sigaranın üstüne                          Yarim senin sevdanı
Cilveli kuş olayım.                       Ölürsem unuturum.
 
Kadife yelek giydim                    Karanfil eşim, gül eşim
Elimle güle değdim                     Gel beni güldür eşim
Ne söylersem darılmam              Bir gün seni görmezsem
Ben sana boyun eğdim .              İleri gitmez işim.
 
Kara dutun dalını                        Kara dut parmak gibi
Eritirler balını                             Yemesi kaymak gibi
Gel sana öğreteyim                     Benim bir yarim vardır
Hovardalık yolunu.                     Şişede bir konyak gibi.
 
Karşıda yansın lüküs                  Kaşların kara yarim
Tarlayı süren öküz                     Gözlerin ela yarim
Kara gözlü sevdiğim                  O senin güzelliğin
Anadan kalmış öksüz                 Başına bela yarim.
 
Karşı karşı  durdunuz                      Kaynar kazan taşmaz mı
Telefonu kurdunuz                          Yol buradan aşmaz mı?
İkiniz de bir boyda                          Merak etme güzelim
Ne de güzel uydunuz.                     Ayrılan kavuşmaz mı ?
 
Pencerede sarı kağıt                        Portakal soyulmuyor
Ağlarım saat, saat                           Feryadım duyulmuyor
Yari bana verseler                          Yarimin gül yüzüne
Uyurum rahat rahat.                       Bakmakla doyulmuyor.
 
Pancar ketkim sel aldı                   Raftan aldım makası
İlk yarimi eller aldı                       Açtım gömlek yakası
Eştim eştim eşemedim                  Bizim evden gözükür
İlk yarime düşemedim.                 Yavuklumun odası.
 
Maviler giymişsin                                  Mantomun cebi var
Mavi güle dönmüşsün                            İçinde neler var
Tanıyamadım seni                                 Sahi söyle be yarim
Sanki gökten inmişsin.                          Hesabında neler var.
 
Manici başı mısın ?                                Menekşeler tutam tutam
Cevahir taşı mısın ?                               Arasına güller takam
Göndereyim bin mektup                        Sevgilim sıladadır
Cebinde taşır mısın ?                             Gurbet elde nice yatam
 
Masa üstünde testi                                   Mendil mendil şekerim
Kemer belimi kesti                                 Yol üstüne dökerim
Orta yerde oynayan                                 Ben sevda bilirim
İstanbul'un süksesi.                                 İçimden ne çekerim
 
 
Mendilimde gül oya                               Muratlı'nın yolları
Gülmedim doya doya                             Karanfile kokuyor
Dertlere karıyor                                      Benim sevdiğim oğlan
Günleri saya saya.                                  Muratlı'da okuyor.
 
Mısırın arasında                                    Motor geliyor motor
Oturdum sırasında                                Ekinler arasından
Yarim sigara içer                                  Yarim bana el etti
Söyleycem babasına                              Motor arabasından.
 
Naştırpa kalayını                                 İçime neler doldu
Yıkarım dolayını                                 Hayat bana dert oldu
Dalgacıyım dalgacı                             Mor sümbüllü vatanım
Bulamaz kolayımı.                              Sensiz bir gurbet oldu.
 
İndim dere akmıyor                            İndim çeşme başına
Yar yüzüme bakmıyor                        Sabun koydum taşına
Dokuz daldan gül aldım                     Gelen geçen okusun
Yarim gibi kokmuyor.                        Neler geldi başıma.
 
O benim baş şalım                             Oğlanın adı Murat
Dağları dolaşırım                               Bana diyorlar bırak
Sen yağmur ol ben bulut                    Ben nasıl bırakayım
Bir gece kavuşalım.                            Karaciğerde merak.
 
Odam kireç tutmaz                             Ortaokul önünde
Kumunu koymayınca                         Yarim kitap okuyor
Canım rahat olmaz                             Elindeki çiçeği
Sarılıp yatmayınca                              Bana bakıp kokuyor.
 
Otobüsler geliyor                                 Ördeğim suya daldı
Hepsi de narin narin                             Kanadı açık kaldı
Hangisinden inecek                              Söyleyin dostlar
Dalgalı saçlı yarim.                             Yarimi kim aldı.
 
Parmağımdaki yüzüğün                       Rüzgar gibi eseydin
Yar verdi parasını                                Kuvvetimi keseydin
Eğer inanmazsanız                               Benim sevdiğim kadar
Arayın arkasını.                                   Sen  de beni sevseydin.
 
Sarı yeleği sattım                                 Saçlara bak saçlara
Sol yanıma uzattım                              Demet urganı gibi
Yar aklıma gelince                               Benim bir yarim var
Üç gün, üç gece yattım.                       Bahçede fidan gibi.
 
Sıra sıra pencereler                              Suda balık yan gider
Bakla gözlü çingeneler                       Açtım yaram kan gider
Her gün ekmek yerler                         Geçme kapının önünden
Gene oruçluyuz derler.                       Yüreğim hop hop eder.
 
 
Suya giden su kuşu                              Şu derenin uzunu
Al şu elli kuruşu                                  Kıramadım buzunu
Kimden öğrendin yarim?                    Aldım Çerkez kızını
Öyle baygın duruşu.                            Çekemedim nazını.
 
Vurun davullar vurun                          Yaylanın çimenine
Vurun da geri durun                             Koyunum kuzuladı
Biz ikimiz duruyoruz                           Ben yarimi görünce
Siz de ikiniz durun.                              Yüreğim sızıladı.
 
Gidiyorum ellere
Kemer bağla bellere
Nasıl mekan tutayım
Yar olmadık yerlere. 
Kaynaklar:
1-Erman ARTUN, “Adana'da Mani Söyleme Geleneği”, VII. Uluslararası Türk Halk Edebiyatı Semineri, Eskişehir, l997
2-Ahmet Vefik Paşa,Lehçe-i Osmani, İstanbul, l893, s. 62
- Şemsettin Sami , Kamus-i Türki, s.1263-1264
- Niyazi ESET, Mukayeseli ve Neşredilmemiş  Maniler , Ankara,   l994, s.7-8
- Pertev Naili BORATAV, Mani Maddesi,  İslam Ansiklopedisi   c. 7, M.E.B. İstanbul,  l993, s.285-288
- BORATAV . A.g.m. s.286
3- M.Fuat KÖPRÜLÜ, Türk Edebiyatı Tarihi, İstanbul, l981
- Şükrü ELÇİN, Türkiye Türkçesinde Maniler, Türk Kültürü   Araştırma Enstitüsü Yay., Ankara, l990, s. 6-7
- Nevzat GÖZAYDIN, Anonim Halk Şiiri Üzerine, Türk Dili Dergisi, Türk Şiiri Özel Sayısı, III (Halk Şiiri) S. 445-450, Ankara l990, s.3-25
- Sadettin Nuzhet ERGUN- M.Ferid KAM, Konya Vilayeti Halkıyat    ve Harsıyatı, s.149
- Pertev Naili BORATAV, l00 Soruda Türk Halk Edebiyatı, .Gerçek Yayınevi, Gül Matbaası, İstanbul l978, s.185-197
4- Hikmet DİZDAROĞLU, Halk Şiirinde Türler,T.D.K. Yay. Ankara    l969, s.53
- Şükrü ELÇİN, Halk Edebiyatına Giriş, Kültür Bakanlığı Yayınları, Ankara l98l s.278
5-Pertev Naili  BORATAV,. Mani.... s.287
6- Erman ARTUN, Tekirdağ Folkloru Araştırması, Tem Ofset,    İstanbul,  l978, s.93-130
- Erman ARTUN, Tekirdağ Folklorundan Örnekler, Taner Mat. ,   Tekirdağ,  l983 s.5-22
- Erman ARTUN, Cemal Ritüeli ve Balkanlardaki Varyantları,    Kültür Bakanlığı Yayınları, Ankara, l983, s.97, 127
- Erman ARTUN, “Tekirdağ'da Hıdrellez Geleneği”, Türk Halk Kültüründen Derlemeler, l990, Hıdrellez Özel Sayısı,    Kültür Bakanlığı Yay., Ankara l990 s.1-25
- Erman ARTUN, “Çukurova Yörüklerinin Gelenek-Görenekleri ve Bunlardaki Eski Kültür İzleri”,Yörükler,           1.Akdeniz Yöresi Türk    Toplulukları Sosyo-Kültürel Yapısı, Ankara,l996 s.25-2 
     KAYNAK KİŞİLER
K-1 - Zehra Aydın, Hayrabolu, l912, öğrenimi yok, Delibedir Köyü, l978
K-2 - Hayret Akça, Tekirdağ, l940, İlkokul, Osmanlı Köyü, l978
K-3 - Meliha Ayar, Osmanlı, l928, Öğrenimi yok, Tekirdağ, l978
K-4 -  Fahrettin Ateş, Bıyıklı, l948, İlkokul, Tekirdağ, l978
K-5 -  Fatma Akgün, Kaşıkçı, l935, İlkokul, Tekirdağ, l978
K-6 -  Esma Adlim, Tekirdağ, l93l, Öğrenimi yok, Tekirdağ, l978
K-7 -  Sabiha Akdemir, Tekirdağ,  l928, İlkokul, Tekirdağ, l978
K-8 -   Reyhan Akyüz, Tekirdağ,  l938, İlkokul,  Tekirdağ, l978
K-9 -   Kadir Aydın, Bulgaristan, l916, Ortaokul, Tekirdağ, l978
K-l0 -  Asiye Akıntürk, Şarköy, l932, İlkokul, Şarköy, l978
K-11 - Güher Apaydın, Ballı, l912, İlkokul, Malkara, l978
K-12 - Ahmet Akdemir, Banarlı, l954, Lise, Tekirdağ, l978
K-13 - Saime Akgül, Gölsüz, l917, İlkokul, Tekirdağ, l978
K-14 - Şaziye Artun,Bulgaristan, l324, Ortaokul,Tekirdağ,l978
K-15 - Nuriye Amaca, Bulgaristan, l915, İlkokul, Muratlı, l978
K-16 - Fatma Aslantaş, Tekirdağ,  l970,  İlkokul öğrencisi, Tekirdağ, l978
K-17 - Necati Biçer, Tekirdağ , l900, İlkokul, Tekirdağ, l978
K-18 - Aliye Biler, Malkara, l924, İlkokul, Malkara, l978
K-19 - Selahattin Baydır, Çorlu, l927, İlkokul, M.Ereğlisi, l978
K-20 - Fatma Bilgi, Doyran, l900, öğrenimi yok, Malkara, l978
K-21 - Fatma Bayer, Büyükkarakarlı, l928, İlkokul, Hayrabolu, l978
K-22 - Tenzile Buğu, Işıklar, l9l0, Öğrenimi yok,Tekirdağ, l978
K-23 - Afiye Burhan, Seymenli,1338, İlkokul, Tekirdağ, l978
K-24 - Fatma Başkır, Yukarıkılıçlı, l905, öğrenimi yok, Tekirdağ, l978
K-25 - Pakize Beyiz, Saray, l9l0, Öğrenimi yok, Saray,  l978
K-26 - Zarife Bulut, Muratlı l931, İlkokul, Muratlı,  l978
K-27 - Şerife Boyalı, Tekirdağ, 1921, İlkokul, Tekirdağ, l978
K-28 - Ulviye Can, Işıklar, l931, İlkokul, Tekirdağ, l978
K-29 - Hatice Ceylan , Yukarıkılıçlı, l938, Öğrenimi yok,Tekirdağ, l978
K-30 - Mehmet Ceylan, Ormanlı, l929, İlkokul, Tekirdağ, l978
K-31 - Hakkı Çelik, Yurtbekler, l934, İlkokul, Muratlı, l978
K-32 - Aynur Dinçaslan, Teslim, l955, Lise, Malkara, l978
K-33 - Ulviye Dubaz, Bulgaristan, l945, İlkokul, Çorlu, l978
K-34 - Hatice Değirmendere, Kırcalı, l898, İlkokul,Tekirdağ, l978
K-35 - Hatice Hüngör, Arzulu, l915, İlkokul, Muratlı, l978
K-36 - Zehra Güven, Yugoslavya, l908, İlkokul, Muratlı, l978
K-37 -Ali Kızgın, Yunanistan, l917, İlkokul, Uçmakdere,Tekirdağ, 1978