Teksasta Oturuyor, Irem'de Uyuyorum; Üstüm Yağmur Altım Çamur ya da Ürün Adlarında Yabancılaşma
Yrd.Doç.Dr. Bedri Aydoğan
Çukurova Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi
Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü Öğretim Üyesi.
Tanzimat ve daha sonraki dönemlerde edebiyat ürünlerine iki ad birden verildiği olurdu. Vatan Yahut Silistre örneğinde olduğu gibi. Ben de onlara özenerek yazıma iki ad koydum. Biraz da espri katmak istedim. Yabancı sözcüklerin baskını öylesine güçlendi ki ağlanacak hale düştük. Artık ağlanacak halimize gülmek zorunda kalacağız.
Teksas’ın bir yer adı olduğunu bilenler çoktur. Henüz hiç yurt dışına çıkmadım. Bu yüzden Teksas’ta oturmam olanaksız. İrem ise cennet anlamında bir sözcük. Ölünce cennete kabul edilir miyim onu da bilmiyorum, ama Teksas ve İrem sözcüklerini “Yataş Home” dan aldığım bir ürün tanıtım kitapçığı nedeniyle gündemime aldım ve yazıma bu başlığı seçtim. Çünkü Teksas, Yataş’ın ürettiği bir oturma grubuna verdiği ad. İrem de bir başka firmanın ürettiği uyku setinin adı.Yine cennet anlamındaki Paradise sözcüğü de birkaç firma tarafından koltuk takımı ve kanepelere ad olarak seçilmiş. İrem ve Paradise arasında böyle bir anlam ilişkisi var. Cennet’in huzur, güven ve sükununu yansıtmak amacını taşıyan bu adlar aynı zamanda insanımızın yabancı sözcük hayranlığını ortaya koyuyor. Malı üretiyoruz, ama adını üretemiyoruz. Ürünü ihraç, ama adını ithal ediyoruz. Bir iki örnek olsa özenti der geçerdik. Bir çeşni sayar üzerinde durmazdık. Ne yazık ki aklımıza sığdıramayacağımız kadar ileri gitmişiz bu yolda. Bu firmaların ürün tanıtım kitapçıklarını alan herkes bunu görecektir. Ayrıca aynı firmaların internette siteleri var. Anılan kitapçıkları almak için üşenenler, bu sitelere girerlerse ürün adlarındaki yabancılaşmanın ne boyutta olduğunu apaçık göreceklerdir. İş yalnız ürün adlarıyla sınırlı kalmamış, ürünlerin desenlerine de yabancı adlar konulmuş. Renk adlarında da aynı tutum sürdürülmüş. Bununla da yetinilmemiş, bazı firmaların adları da yabancı sözcüklerden seçilmiş.
Ürünlere yabancı adlar koymayı ticarî bir tutum olarak değerlendirip konuya anlayışla yaklaşanlar çıkmaktadır. Yabancı ülkelere bu ürünleri tanıtma ve satma açısından yabancı adlar koymanın sakıncalı olmayacağını söyleyenler de var. Yine, durumu rekabetin bir gereği olarak görüp, onaylayanlar olmaktadır. Bu görüşler haklı olabilir mi diye düşünmek, konuya bir de karşı yandan bakmak gerekir. Ben böyle bakınca da yabancı adları onaylamıyorum. Eğer ürünümüzü kabul ettirip tanınmış bir marka olmak istiyorsak bunu Türk adıyla yapmak daha uygun olur. Böylelikle ülkemizi, üretimdeki gücümüzü ve ürün kalitemizi de daha iyi tanıtmış oluruz.
Batılı ülkeler gözünde Türkiye’nin geniş bir pazar olduğunu biliyoruz. Bu açık açık söyleniyor, yazılıyor. Bir ara siyasal bir tepki olarak İtalyan mallarına karşı uygulanan boykot epey ses getirmişti. Böyle büyük bir pazara girecek Batılı üreticiler yukardaki mantıktan hareketle Türkçe adlar seçiyorlar mı? Elbette hayır. O halde biz de ürünlerimize Türkçe adlar koymalı, Türk markalarını dünyaya tanıtmalıyız. Almanya’da döner üreten ve geniş bir pazar payına sahip olan Türk işletmeleri var. 07.01.2001 tarihli Milliyet gezetesinde konuyla ilgili bir haberde bu işletmelerin adları da verilmişti. On adın sekizinin Türkçe olması dikkati çekiyordu. İçerde yabancı, dışarda ise galiba Türkçe adlar seçme eğilimimiz var. Her ikisinin de psikolojik nedenleri olmalı. Bunlar da araştırılmaya değer.
Ürettiğimiz ürünlere Türkçe adlar konması dileğimi de iletmeyi amaçladığım yazımı ürün adlarından örnekler ve bu örneklere ilişkin kısa açıklama ve yorumlarla sürdürmek istiyorum. İlk firma “ Yataş Home” ve “ Yataş Puffy Center” adlarıyla satış noktaları açan Yataş olacak. Onu Türkiye’nin öteki büyük firmaları izleyecek.
YATAŞ’TAKİ ÜRÜN ADLARI
Bu firmanın ürettiği oturma gruplarının adları Amerikan, Boston, Dallas, Fiore, Florida, Gloria, İsabella, Kansas, Kasseria, Manhattan, Mirage, Royal, Teksas ve Viva’dır. Firmanın bir ay sonra dağıttığı kitapçıkta takımlara yeni adlar eklenmiş. Bunlar; Berlin, Brüksel, Floransa, Questo, Kapadokya, Manchester, Milano, Paris, Roma, Sydney, Vero ve Viyana’dır.
Kitapçıkta ürünlerin resimleri konmuş ve adları verilmiş, bir de modellere göre değişen desenleri. Fiore’de bulunan desenler Bella, sahara/saks, sahara/yeşil, sahara/kiremit, sahara/sarı, summer/sarı, summer/ mavi ve yağmur’dur.
Amerikan adlı modelde, Fiore’deki desenlere Avanos, lalezar ve rose eklenmiş. Kansas’ın desenleri biraz farklı. Onda kahve, laçin, yeşim, kiremit, akik, mercan, country, kemer, okyanus, harman, hande ve gökyüzü var. Teksas ise, summer ve bella desenleriyle karşımıza çıkıyor. Florida’da bunlara royal ekleniyor. Royal/sarı, royal/yeşil, royal/kiremit ve royal/lacivert var. Dallas’ın kitapçıkta verilen tek deseni Babür. Gloria’daki desenler ise cevher, hande, çiçek/yeşil, çiçek/kırmızı ve Havana’dır.
Yeni kitapçıkta takım adları gibi desen adlarında da değişiklikler olmuş ve bazı desenler eklenmiştir. Bunlar, green, helezon , latin, gala, rose, matrix, gökkuşağı, millennium, corintha, karanfil, özden, bakır, kehribar, assos, deniz, ..... ve Ege’dir. Bu desenlerin kendi içinde çeşitleri var. Matrix lacivert, matrix kiremit, millennium sarı, millennium mavi, millennium mürdüm gibi.
Bu kitapçıkta koltuk, sandalye ve kanepeler de yer almaktadır. Firmanın ürettiği koltukların adı, Victoria ve Berjer. Berjer artık bir tür adı oldu. Bir tipi belirlemekte. Sallanan sandalyeleri Deluxe ve Regular adlarını taşıyor. Bir de pedli kanepeleri var.
Kitapçığın son sayfasında, ayrıca bir desen adları listesi yer almakta. Bu listede az önce saydıklarımıza kombinli desenler ekleniyor. Hande kombin, country kombin, Havana kombin. Kısacası her desenin bir de kombini var.
Kitapçıkta aynı firmanın yemek, yatak ve çocuk odası takımları da tanıtılmış.Yemek odası olarak Atlanta modelini görüyoruz. O da bir kent adı. Kent adlarınının takımlara ad olarak verildiği dikkati çekiyor. Birçok firma hem ürünlerine hem de desenlerine ad verirken bu yolu kullanmış. Bazen kent adlarına, Bern 15 örneğindeki gibi, numaralar da eklenmiş. Anne-baba yatak odaları, Arizona, Casablanca, Corso, Fantasia, Louisa, Melissa, Miranda, Oderzo, Orlando, Venedik; genç ve çocuk odaları Saturne, Samy, Super Kid adlarını taşıyor. Çalışma masasının adı Studio; televizyon sehpalarının adı ise Scoop ve Keos’tur.
Bu adların yabancı olması bizi üzüyor. Bu nasıl bir dürtü, nasıl bir arayıştır ki ürettiğimiz ürüne yabancı adlar koyduruyor? Bunun anlaşılması ve çözümlenmesi gerekir. İkinci bir nokta bu adların orijinal biçimleriyle yazılmış olmasıdır ki bu daha olumsuz bir durumdur. Dilimizde yabancı sözcükler, çoğunlukla okundukları gibi yazılır. Böylelikle ses açısından Türkçenin yapısına uygun duruma getirildikten sonra dile alınmış olurlar. Günlük yaşamda kullanılan ürün adlarının orijinal olarak yazılması durumunda öğrenilmesi gereken şeyler artar ve iş daha da güçleşir. Bu sözcükleri doğru okuyup yazmak için başka dillerin dil bilgisi kurallarını da öğrenmek gerekir. “ Dilenci bir olsa şekerle beslenir” derler. Yabancı sözcükler tek dilden gelse, o dilin kuralları öğrenilerek bu sorunun üstesinden gelinirdi. Ama pek çok dilden sözcük gelmekte. Bu nedenle hepsinin kurallarını ve sözcüklerin nasıl seslendirildiklerini öğrenmeye güç yetmeyecektir.
İlk kez ve az kullanılan sözcüklerin orijinal yazılması kabul edilebilir, ama dilimizin ses yapısına uygun olarak yerleşenlerin de orijinal yazılmaları kabul edilemez. Studio sözcüğü sözlük ve kılavuzlarımızda stüdyo olarak yer alıyor. Onu sözlükteki biçimiyle yazmak gerekir. Sanıyorum studio bu yazımıyla yeni kullanılıyor. Bunun yanında uzun yıllar dilimizde okundukları gibi yazılan sözcükler, orijinal biçimlerine döndürülerek yazılmaya başlandı. Pek çok örneği olmakla birlikte biz yazımızın sınırları içinde yer alan ev döşemesiyle ilgili bir örnek veriyoruz: Koleksiyon. Bu sözcük collection olarak yazılmaya başlandı ve bu yazımıyla hızla yaygınlaşıyor. Bildiğimizi unutturup yeni bir yazılışla sözcüğü karşımıza çıkarıyorlar. Bu da büyük bir sorun olarak bizi beklemekte. Her alanda ileri gittiğimizi iddia ediyor ve gidiyoruz da, ama üzülerek söyleyelim dilde tam tersi oluyor. Yıllar önce çözdüğümüz konuları bugün sorun haline getiriyoruz. Sonra da çözmeye uğraşıyoruz.
Sözünü ettiğimiz kitapçığın arkasında bir başka bilgi daha var. Bu ürünlerin nereden, hangi kolaylıklarla alınabileceği belirtilmiş. Bu ürünleri Açık Kart logosu ve Advantage logosu gördüğünüz Yataş Puffy Center ve Home’lardan alabilirsiniz denilmiş. Kart adları da dil açısından ilgi çekici. Burada bir örneğini görüyoruz. Okuyucular Galaxy Card ve Türkiye’nin “ilk ve tek çipli kredi kartı Bonus Card” ı da tanırlar. Buna Türk Hava Yollarının resmî (?!) kartını da ekleyelim. Bu kartlar bonus ve mil de dağıtıyorlar. Yakında kart sözcüğünü de card olarak yazdırmaya alıştırıp sözlüğümüze sokarlarsa şaşırmamak gerekir. Tırnak içinde yazdığımız kısımdaki çelişkiye dikkat edelim. Kredi kartı derken kart, kartın adını yazarken card olarak yazıyorlar. Bir zamanlar c’nin k olarak okunmasını alaya alan fıkralarımız vardı. Carrefour’u, Karfur okuduğum zaman sekiz yaşındaki kızım “ama burda öyle yazmıyor” diyor. Coca cola yazılıp koka kola, CINE 5 yazılıp Sine 5 okunması da dikkatini çekiyor. Her c’nin k okunmadığını anlıyor ve çelişkiyi ayırt ediyor.
İPEK’TEKİ ÜRÜNLERİN ADLARI:
Koltuk takımı adları Desen adları
Destina Piramit Sarı
Efes Sarmaşık Sarı
Hazal İncetepe
Hisarcık Topkapı
İmaj Angora Somon
Kariyer Domino Sarı
Karlena Sarı Teflon
Leylak Belek
Leylak Berjer Montreal
Manolya Lizbon
Milenyum Angora Gri
Neptün Mavi Deri
Prestij Mavi Teflon
Ufo Line Kemer
Bu koltuk takımı adlarının hiçbiri köken açısından Türkçe değil. Ancak bazıları Türkçeleşmiş. Türkçeleşenlerden bir kısmının dilimizde alıştığımız bir karşılığı vardı. Şimdi onlara başka karşılıklar ekleniyor. Neptün bir gezegen, manolya bir çiçek adıdır. Şimdi bir de koltuk takımı ya da bir desen adı oldular. Dile ikinci, üçüncü anlamlarıyla yerleşecekler. Böylece kullanım alanları genişleyecek. Bu da sakıncalı bir durum. Bunları bir kez daha ve başka bir nesneye ad olarak kullanmamak yerinde bir tutum olacaktır.
Destina, Karlena, Ufo Line ve Milenyum bize henüz yabancıdır. Bunlardan milenyum son zamanlarda yaygınlaşmıştır. Üstelik üç dört biçimde yazılmaktadır. İpek’in kitapçığında milenyum, Yataş’ın kitapçığında millennium olarak yazılmıştır. Her gün karşılaşılan, herkesçe kullanılan koltuk ve kanepe gibi ürünlere böyle adlar verilirse, yabancı sözcüklerin yaygınlaşmasına yardım edilmiş olur. Buna yol açmamak gerekir. Bu, desen ve renk adları için de geçerlidir. Hatta renklerin yaygınlaşma hızı daha fazla olabilir. Bir yarışmada “oranj”a, hatırlayamama nedeniyle turanj denilmesi, neredeyse bir renk adı olarak “turanj”ı dile yerleştiriyordu. Renk adları herkesin sık kullandığı adlar olması nedeniyle yaygınlaşmaya daha uygundur. Bu nedenle renk ve desen adlarında yabancı sözcüklerden uzak durulmalıdır. Ürünlere konulan kent adları bir dereceye kadar tanıdık gelebilir. Sözlüğümüzde yer almayan angora somon, domino sarı, mavi teflon gibi tanıdık olmayan adları yaşamımıza sokmamalıyız. Bu desen adlarının tüketiciye ya da o ürünü kullanana ne kazandırdığını anlamak mümkün değil. Mavi teflon tüketicide hangi çağrışımı yaratacaktır?
Kanepe adları Desen adları
Akay Bern 15
Belinda Gülnihal
Destina Petek Bordo
Elegance Rio 01
Erciyes Atlas
Ilgaz Florida
Meltem İzem 08, Selin Mavi
Pedli kanape Kanada 05
Vito Petek Mavi
Yakamoz Bern15
Zile İnter 01
Zirve Lüks kanepe Kosova
Bu firmanın kanepelerinden Belinda, Destina, Vito ve Elegance adları dikkat çekiyor. Desenlerde daha çok kent adları kullanılmış. Gülnihal, izem ve atlas dışında desen adlarının hepsi yabancı. Burada Elegance sözcüğüne dikkat etmek gerekir. Bu sözcüğün lokanta, gece kulübü gibi yerlerde de ad olarak kullanıldığını gördüm; ama Türkçe Sözlük’te yok. Pars Tuğlacı’nın Okyanus Ansiklopedik Sözlük’ünde elegans olarak yer alıyor. Peyami Safa da bu sözcüğü elegans olarak yapıtlarında kullanmış. Günlük yaşamda yerleşmemiş bir sözcüğü hiç kullanmamak en doğru tutum olacaktır. Kullanmadığımız zaman bazı sorunlardan kurtulmuş oluruz. İstikbal firması da bir ürününe Elegant adını vererek yukardakiyle aynı kökten gelen bir başka sözcüğü kullanmış. Aynı sorunlar bu sözcükte de yaşanıyor. O da yine Pars Tuğlacı’nın sözlüğünde okunduğu gibi yani elegan olarak yer almaktadır. Orijinal olarak yazıldığında her iki sözcük için de ekler açısından sıkıntı söz konusu olacaktır.
Salon Takımı ve oturma grubu adları Desen adları
Akay oturma grubu Montreal
Belinda Mimoza
Destina Mini Takım Mavi Alkantara
Elegance Sofya, Kanada 05
Erciyes Belek
Ilgaz Sidney
Manolya Köşe takımı Milano 02
Pedli Berjer salon Takımı Lizbon
Pedli Koltuklu salon takımı Montreal
Zile Chikago
Bu adların da çoğu yabancıdır. Desenlerde yine kent adları kullanılmış. Desenlerdeki tek Türkçe ad Belek’tir. Elegance, chikago örneklerinde yine orijinal yazılışlar yeğ tutulmuş. Orijinal yazılış seçilince onlara gelen ekler konusunda da sorunlar çıkacaktır. Sidney’de ise orijinal yazıma uyulmamış. Bu çelişkilerin giderilmesi için, öncelikle reklâmcılar olmak üzere bu alanlarda iş yapan herkesin birer yazım kılavuzu ve Türkçe Sözlük edinmesi gerekir.
Yatak adları: Bettine, Senstive, Mehtap, Perfect.
Bu firmanın ürünlerine verdiği adların önemli bir kısmı yabancı. Bunların yazılışlarının bazıları ise orijinal. Karlone, Ufo Line, Destina, Elegance gibi. Bu firma da ürünlerinde kent adlarını kullanmış. Kent adları, hem ürüne hem desenlere verilmiş. Desenlerdeki kent adlarında numaralandırma da yapılmış. Yatak adlarına gelince dört yatak adından üçünün yabancı olduğu dikkati çekiyor. Mehtap da köken olarak Türkçe değilse de sözlüğümüze girmiş ve herkes tarafından bilinmektedir. Bir önceki paragrafta sözlüğe başvurma gereğini belirtmiştik. Gerektiğinde Türkçe Sözlük yanında başka sözlüklere de başvurulmalıdır. Yataklarına verdikleri Senstive adı yanlış yazılmış. İngilizce olan bu sözcüğün doğrusu sensitive olmalıdır.
İSTİKBAL’DEKİ ÜRÜN ADLARI
Yataş İpek İstikbal Bellona Alfemo Poli
Royal jumbo Bettine Alize Bella Relax Albera
Prestige Senstive Paradise ultra Beste Dynamic Agata
Pocket Prestige Mehtap Paradise normal Bianco Supreme Pandora
Blue star Perfect SL Optimum Caprice Supreme elit Opelya