ESKİ ANADOLU TÜRKÇESİNDE
çün, çünki, çünkim CÜMLE BAŞI EDATLARIYLA
KURULMUŞ İSİM CÜMLELERİ
Prof. Dr. Şükrü Halûk Akalın
Eski Anadolu Türkçesinin yakın zamana kadar yeterince
incelenememiş konularından biri de cümle bilgisi idi. Dönemin metinlerinin ses
ve şekil bilgisi özellikleri üzerine yapılan çalışmaların aynı çeşitlilik,
derinlik ve yoğunlukta cümle bilgisi özellikleri üzerine yapılmaması önemli bir
eksiklikti. Hiç şüphesiz bunda, henüz Türkiye Türkçesinin cümle bilgisi
özelliklerinin bütün yönleriyle ortaya konulamamış olmasının ve cümle bilgisi
ile ilgili çalışmalarda anlayış, yöntem ve terim farklılıklarının bulunmasının
rolü de vardır. Ancak son zamanlarda çağdaş Türkiye Türkçesinin olduğu kadar
Eski Anadolu Türkçesinin cümle bilgisi özellikleri üzerine de değerli
çalışmalar yapılmağa ve yayımlanmağa başlamıştır. Bunlar arasında Mertol Tulum[1],
İsmet Cemiloğlu[2], Fikret
Turan[3],
ilk anda akla gelen adlardır. Son zamanlarda üniversitelerimizde Eski Anadolu
Türkçesi metinlerinin cümle bilgisi özellikleri üzerine yüksek lisans ve
doktora tezleri de hazırlanmağa başlanmıştır. Burada adlarını sayamadığım bütün
değerli meslektaşlarımdan özür dilerim. Bu meslektaşlarımızın çalışmalarıyla,
Eski Anadolu Türkçesi özelliklerinin bütün yönleriyle ortaya konulmasında önemli
mesafe alınmış olacaktır.
Biz de bu çalışmamızda dönemin metinlerinde çün,
çünki, çünkim cümle başı edatlarıyla kurulmuş isim cümleleri üzerinde
durmak istiyoruz. Bildirimizde cümle başı edatlarıyla kurulmuş isim
cümlelerinde şekil ve anlam ilişkisine değineceğiz. Sebep, sonuç, açıklama,
zaman bildirme gibi çeşitli işlevleri bulunan edatların bu işlevlerinin nasıl
ortaya çıktığına ve cümlede yüklem türü ile anlam ilişkisinin niteliğine
değinmeğe çalışacağız. Bunu yaparken çün, çünki gibi çeşitli cümle başı
edatlarıyla kurulmuş fiil cümlelerini de karşılaştırmalı olarak ele alacak,
yüklemin aldığı zaman ve şekil ekinin anlamla olan ilgisini inceleyeceğiz.
Eski Anadolu Türkçesi dönemi eserlerinde cümle başı
edatlarıyla kurulmuş cümleler üzerine çeşitli çalışmaların yapıldığını
belirtmemiz gerekir. Bu çalışmalarda cümle başı edatlarıyla kurulu cümlelerin
yapı özelliklerinin yanı sıra anlam bilgisi özellikleri üzerinde de
durulmuştur. Edatların cümleye çeşitli anlamlar kattığına değinilmiş, bu anlamlar
içerisinde sebep açıklama, sonuç bildirme, zaman bildirme gibi çeşitli anlamlar
bulunduğu belirtilmiştir.
Bu çalışmalar
hakkında kısaca bilgi vermenin yararlı olacağı düşüncesindeyiz.
M. Tulum, ki’li
birleşik cümleleri incelediği basılmamış doçentlik tezinde; tek başlarına zaman
zarfı olan kaçan, her ne vakt, vaktâ, hemîn, hemân gibi kelimelerin ki
ile birleşerek cümle başı edatları haline geldiğini ve bu edatlarla kurulan
cümlelerin bağlandıkları ana cümledeki hareketin olup bittiği zamanı bildiren
bir anlık ikinci derece hareket bildirdiklerini ortaya koyarak bu
cümlelere dikkatleri çekmiştir [Tulum, 79].
Türkçenin tarihî
grameri (morfoloji) üzerine çalışan E.A Grunina, İstoriçeskaya Grammatika
Turetskogo Yazıka (Morfologiya) adlı eserinde bu cümlelere kısaca [Grunina, 211-212] değinmiştir. Grunina bu
çalışmasının Soyuzı bölümünde; kaçan, çü, çün, çünki, çünkim,
ol vakti ki gibi edatlarla kurulan cümlelerin genel özelliklerini
incelemiş ve bu cümlelerin ana cümledeki hareketin zamanını bildiren zaman
yardımcı cümleleri olduklarını ortaya koymuştur.
İ. Cemiloğlu,
doktora tezi olarak üzerinde çalıştığı 14. yüzyıla ait bir Kısas-ı Enbiya’daki
cümleleri tezinin cümle bilgisi bölümünde incelerken “Çün’lü veya çünki’li
birleşik cümleler” başlığı altında sadece çün, çünki, çünkim
cümle başı edatlarıyla kurulan cümleleri ele almıştır [KE, 63-64]. Daha sonra, dönemin diğer eserlerinde geçen
benzer cümleleri de ekleyerek Eski Anadolu Türkçesi Söz Diziminde Çün’lü
Cümleler başlıklı makalesinde bu cümleleri ana hatlarıyla incelemiştir
[Cemiloğlu, 409-413].
Biz de; çün,
çünki, çünkim dışında diğer bütün cümle başı edatlarıyla kurulmuş
cümleleri Türk Dili dergisinde yayımlanan makalemizde ele alarak genel
özellikleriyle incelemiştik [Akalın, 156-163]. 1996’da sunduğumuz profesörlük
çalışmamızda ise Eski Anadolu Türkçesinde cümle başı edatlarıyla kurulmuş zaman
cümlelerini bütün yönleriyle ayrıntılı olarak incelemeğe çalışmıştık.
Bugüne kadar yapılan
çalışmalarda daha çok fiil cümleleri ele alınmış, isim cümleleri üzerinde
durulmamıştı. Bildirimizde cümle başı edatların cümledeki anlamların ortaya
çıkmasındaki rolüne ve bu anlamın ortaya çıkmasında cümlelerin özelliğinin
katkısına değinmeğe çalışacak, bu yapıdaki isim cümlelerinin anlam
özelliklerine değineceğiz.
Bildirimizin
konusunu oluşturan cümlelerin başında bulunan kelimeler Farsçada vakit
edatları olarak adlandırılmaktadır [Gencine II, 372]. Bu kelimeleri cümle
başı edatı başlığı altında inceleyen Ergin, cümle başı edatlarını şu
şekilde tanımlar: Cümleleri mânâ bakımından birbirine bağlayan edatlardır.
Daima cümle başında bulunurlar. Başında bulundukları cümleyi bazıları ondan
sonra gelen cümle veya cümlelere, bazıları da kendisinden önce gelen cümle
veya cümlelere bağlarlar. Ergin, cümle başı edatlarını anlamlarına göre
altı grupta incelemiştir [Ergin, 354]. Hemen hemen aynı tanımı yapan Korkmaz
ise, bu kelimeleri cümle başı bağlaçları olarak adlandırmaktadır
[Korkmaz, 32].
Bu cümlelerde
kullanılan Farsça kaynaklı cümle başı edatları şunlardır:
çû, çü; Gencine-i Güftar’da edatın
açıklaması için çûn maddesine atıfta bulunulmuştur. Steingass
sözlüğünde ise kelimenin açıklaması şu şekildedir: «when; then; thus, as, in
the same manner, like, since; if so be; for as much as» [Steingass, 401].
Bu açıklamalardan da görüleceği gibi kelimenin, ne zaman, ne vakit, ne zaman
ki, ne vakit ki anlamları bulunmaktadır.
çûn, çün; «gibi, için, o vakit ki,
-°ncA» anlamlarındaki bu edat, zaman ve sebep bildiren yardımcı cümleleri
ana cümleye bağlamaktadır [Öztürk, 187 vd.; Ateş-Tarzî 96; Ateş-Yazıcı, 52].
Gencine-i Güftâr’da ise doğrudan doğruya vakit edatı olarak tanımlanmış,
diğer işlevleri ayrı ayrı verilmiştir [Gencine II, 372 vd.]. Steingass sözlüğünde
kelime «how ?, like, in the manner of, as; because, for as much as, where
as, seeing that, since; when, after that; if; manner, quality» şeklinde
açıklanmaktadır [Steingass, 403]. Pek çok anlamla birlikte kelimenin, ne
zaman, ne zaman ki anlamı da bulunmaktadır. Bu edat, Türkçenin tarihî
metinlerinde çün şeklinde ve «eğer, artık, mademki, fakat, gibi,
-dığı gibi, sanki, adeta, zira, nasıl olsa ki, -dığı zaman, -dığı takdirde,
-dığı için, -dıktan sonra» anlamlarında kullanılmıştır [Hacıeminoğlu, 133].
çûnki, çünki;
Farsçada «çünkü, zira» anlamları bulunan bu edat tıpkı çû
veya çûn gibi zaman veya sebep cümlelerini ana cümleye bağlama işleviyle
de kullanılmaktadır [Öztürk, 187 vd.; Ateş-Yazıcı, 52]. Steingas sözlüğünde
ise «for now, seeing that» anlamları verilmiştir [Steingas, 403].
ki’nin Farsçadaki bir işlevi de
yardımcı cümleleri «o zaman ki» anlamıyla ana cümleye
bağlamasıdır[Ateş-Tarzi, 96]. Yukarıda görüldüğü gibi ki, çûn ve tâ
edatlarıyla birleşerek anlamlarında bir değişiklik yapmadan yardımcı cümleleri
ana cümleye bağlamaktadır. ki’nin Farsça, Arapça ve Türkçe kaynaklı
kelimelerle birlikte bu işlevde kullanılışını M. Tulum, şu şekilde
değerlendirmektedir: «Tek başlarına zaman zarfı olarak kullanılan bu
kelimelerin ki ile birleşmiş şekilleri bu durumda cümle başı
edatıdırlar ve aynı zamanda başında bulundukları cümleyi ki’nin bağlama
fonksiyonu ile ana cümleye bağlarlar» [Tulum, 79].
Türkiye Türkçesinde
bu anlamdaki cümleler zarf-fiil ekleri yardımıyla kurulan zarf-fiil
gruplarıyla anlatılmaktadır. Bu cümleler zarf-fiil zaman cümlesi (proposition
adverbiale temporelle) olarak adlandırılmaktadır. Banguoğlu, zarf-fiil gruplarıyla
kurulan cümleleri anlam ilişkilerine göre yan yana zarf-fiil cümlesi
(proposition adverbiale coordonnée) ve alt alta zarf-fiil cümlesi
(proposition adverbiale subordonnée) olarak iki ayrı grupta incelemiştir
[Banguoğlu, 572 vd]. Zarf-fiilin iki yargı arasında sadece bir yan yanalık
ilişkisi kurmasıyla yan yana zarf-fiil cümleleri meydana gelmektedir.
Bir ana cümleyle, anlamca gerçekleşmesi ona bağlı görünen bir iç cümleden
meydana gelen zarf-fiil cümleleri ise alt alta zarf-fiil cümleleri
olarak adlandırılır.
Alt alta zarf-fiil
cümleleri hâl, zaman, karşılaştırma, sebep, sonuç, amaç ve şart olmak üzere
yedi grupta incelenmektedir. Yedi grup içerisinde en fazla çeşitlilik gösteren
tür ise zaman cümleleridir. Banguoğlu, zarf-fiil zaman cümlelerini
yedi grup olarak tespit etmiştir. Bu cümleler şunlardır: 1. İzleme
Cümlesi, 2. Vakitleme Cümlesi, 3. Eş Zaman Cümlesi, 4. Başlangıç Cümlesi, 5. Bitim Cümlesi, 6. Öncelik Cümlesi, 7.
Sonralık Cümlesi [Banguoğlu, 576].
Türkçedeki zaman
cümleleri ile Farsçadaki zaman cümleleri karşılaştırarak bir benzerliğe dikkat
çekmek istiyoruz. Türkçede zarf-fiil ekleri yardımıyla kurulan cümlemsi
(Banguoğlu’nun tabiriyle iç cümle), Farsçada başlı başına bir cümle ile
ifade edilmektedir. İki şekil arasındaki benzerlik, Türkçe cümle yapısındaki
cümlemsinin de, Farsçadaki yardımcı cümlenin de ana cümleden önce gelmesidir.
Bilindiği gibi Türkçede yardımcı unsurlar önce, asıl unsurlar sonra
gelmektedir. Farsçada ise, asıl unsur önce yardımcı unsur ise sonra
gelmektedir. Ki’li birleşik cümlelerde de ana cümle önce gelirken, yardımcı
cümle ana cümleden sonra gelmektedir. Ancak, cümle başı edatlarıyla kurulmuş
zaman cümlelerinde yardımcı cümle önce, ana cümle ise daha sonra gelmektedir.
Bu durum, cümle başı edatlarıyla kurulmuş cümlelerin ki’li birleşik cümleye
göre Türkçenin cümle yapısına daha yakın olduğunu göstermektedir. Nitekim,
Türkçenin tarihî grameri (morfoloji) üzerine değerli bir çalışması olan E. A.
Grunina da bu duruma dikkatleri çekmiştir [Grunina, 211 vd].
2. Cümle Başı Edatlarıyla Kurulu
Cümleler
Bilindiği gibi çü,
çün, çünki, çünkim, tâ kim, kaçan, kaçan kim, vaktâ kim gibi çeşitli cümle
başı edatları, başında bulundukları cümleyi izleyen cümleye zaman ifadesiyle
bağlamaktadırlar. Tulum’un da belirttiği gibi bu edatlarla kurulan cümleler,
bağlandıkları ana cümledeki hareketin olup bittiği zamanı bildiren bir anlık
ikinci dereceden bir harekettir [Tulum, 79].
(1) Çün seher oldı, ol canavarı girü âzâd
eyledi. S II, 138
‘Seher
olunca, o canavarı tekrar azat etti.’
‘Seher
olduğu zaman, o canavarı tekrar azat etti’
‘Seher
olduğunda, o canavarı tekrar azat etti.’
‘Ne
zaman ki seher oldu, o canavarı tekrar azat etti’
(2) Çün işittiler münâfıklar anı
Her birinüñ gövdeden gitti canı MT, 9
‘Münafıklar onu işitince, her birinin
gövdesinden canı gitti.’
(3) Çün şehr kâfirleri anı gördiler, el açup
aman istediler. S III,251
‘Şehir
kâfirleri onu görünce, el açıp aman istediler.’
(4) Çün Zelîhâ irdi yıluñ başına
Yine geldi o Zelîhâ düşine YZ, 23
‘Zeliha yılın başına erişince, o yine
Zeliha’nın düşüne girdi.’
(5) Çünki bunlar Ya’kûba iriştiler
Geldiler Ya’kûb-ıla göriştiler
YZ,67
‘Bunlar Yakup’a erişince, geldiler
Yakup’la görüştüler.’
(6) Çünki bunlar işideler ol adı
Arturalar aglamagı feryadı
YZ, 52
‘Bunlar o adı işitince, ağlamayı feryadı
artırırlar.’
(7) Çünkim bu sözi iblîs işitdi, şâz oldı...
KE, 129
‘İblis bu
sözü işitince şad oldu..’
(8) Kaçan
bakup görürler bunlar anı
Ah idüben kamunuñ göynür cânı YZ, 72
‘Bunlar bakıp onu görünce ah ederek
herkesin canı yanar.’
Bu örneklerde görüldüğü gibi cümle başı edatları izleyen cümledeki yüklemin
belirttiği hareketin gerçekleşme zamanını bildirmektedir. Bu cümlelerin
yüklemlerindeki fiillere Türkçedeki {-IncA}, {-UncA}, {-DığIndA}, {-DUğUndA}, -DIğI
zaman, -DUğU zaman gibi çeşitli zarf-fiil eklerini veya zarf-fiil
kalıplarını getirerek bu cümleleri daha farklı bir yapıya kavuşturmak
mümkündür. Bu örneklerde yüklem türü açısından dikkati çeken özellik, bu
cümlelerin birer fiil cümlesi olmasıdır.
2. Cümle Başı Edatlarıyla Kurulu
İsim Cümleleri
Cümle başı edatlarının bir isim cümlesinin başında bulunarak izleyen
cümleye bağlanması durumunda ise zaman ifadesi değil, sebep-sonuç ifadesi
ortaya çıkmaktadır. Bu durumda cümle başı edatları madem, mademki
işlevinde kullanılmakta, bunların yanı sıra -dığı için anlamlarını
vermekte ve yine sebep bildirmektedir.
(9) çü kamuñuz uslusız u bilgilü
size
oglumı şâh iderven bugün SN 225
‘Madem
hepiniz uslu ve bilgilisiniz size oğlumu bugün şah ederim.’
‘Hepiniz
uslu ve bilgili olduğunuz için size oğlumu bugün şah ederim.’
(10) cihândan çü gitmek gerekdür soñ uç
ne
hâletde olursa yitdükçe güç SN 211
‘Madem en sonunda cihandan gitmek gerek ...’
‘En sonunda cihandan gitmek gerektiği için...’
(11) ululara kullık çü ger hak durur
velî
taŋrı rezzâk u mutlak durur
Aŋa
kullık itmek pes evlâ durur SN 209
‘Madem
ululara kulluk haktır ...’
‘Ululara
kulluk hak olduğu için...’
(12) çü ol var durur ben n’iderven bugün SN 223
‘Madem
o vardır, ben bugün ne yaparım ?’
‘O
olduğu için, ben bugün ne yaparım ?’
(13) çü yokdur bu âlemde andan ulu
eyü
adı anuñ cihân toptolu SN 68
‘Madem
bu âlemde ondan ulu yoktur, onun iyi adı cihan(da) doludur.’
(14) çü ehliyetüñ var yigitsin ü uz
katumda
otur u beni taze tut SN 214
‘Madem
ehliyetin var, yiğitsin ve ustasın, huzurumda otur ve beni genç tut.’
(15) çün her kaziyyeye razılardur, Müslümanlar anlara n’ittiler ki... Sln
III 296
‘Madem
her kaziyyeye razılar, Müslümanlar onlara ne yaptı ki...’
(16) çü ömr bâkî degüldür, gül ü şarâb ile hoş
bu
bâkî ömrüñi sür,tâ ki ömrdür fânî Deh.
‘Madem
ömür baki değildir, gül ve şarap ile hoş bu baki ömrünü sür...’
(17) Çü yoh durur ol nesnenüŋ çâresi
Dün
ü gün aŋa karşu oturalum SN 231
‘Madem
o nesnenin çaresi yoktur gece gündüz ona karşı oturalım.’
‘Madem ben diriyim, ayrılık etme.’
Bu örneklerde de görüldüğü gibi yüklemi isim olan cümlelerde cümle başı
edatları başında bulundukları cümleyi sebep-sonuç ilişkisi içerisinde izleyen
cümleye bağlamaktadırlar. Gerçi, bu cümle başı edatlarının madem,
mademki; -dığı için gibi anlamları da bulunmaktadır [Hacıeminoğlu, 136
vd.]. Bu anlamlardan dolayı, cümle başı
edatlarıyla kurulmuş birleşik cümlelerin bir bölümünün zaman değil de sebep
ifade ettiği görülmektedir. Ancak, yardımcı cümlenin yükleminin isim olduğu
birleşik cümlelerin istisnasız hepsinde edatların madem, mademki veya -dığı
için anlamlarında kullanılması ve sebep bildirmesi dikkat çekicidir. Şu
halde isim cümlelerinde çün, çünki gibi cümle başı edatlarının madem,
mademki veya -dığı için anlamlarında kullanıldığını söyleyebiliriz.
Yeri gelmişken fiil cümlelerinde de söz konusu edatların madem, mademki
veya -dığı için anlamlarında
kullanıldığını belirtmemiz gerekir. Ancak bu anlamın ortaya çıkmasında yine
yüklemin bulunduğu çekim önem kazanmaktadır. Cümle başı edatlarıyla kurulu
cümlelerin izleyen cümledeki hareketin zamanını bildiren şekli ile ilgili
örneklere tekrar göz attığımızda bu cümlelerin yüklemlerinin çoğunlukla aynı
çekimde olduğu görülecektir. Elbette birbirini izleyen hareketlerin anlatıldığı
cümlelerde yüklemlerin aynı çekimde olması gerekir. Bu çekim de büyük bir
çoğunlukla belirli geçmiş zaman çekimidir.
Fiil cümlelerinde, cümle başı edatlarının madem, mademki, -dığı için
anlamlarının ortaya çıkmasını yüklemlerin farklı çekimlerde olması
sağlamaktadır.
Çü
sen bizüm içün yidüŋ bunca renc
SN 237
‘Madem sen bizim için bunca sıkıntı çektin, (ben de) sana il, şehir ile hazine vereyim.’
(20) Siz benüm pabucum çün yabana atduŋuz, benüm hâtırum kaçan
saklarsız? S I 50
‘Siz benim pabucumu madem yabana
attınız benim hatırımı nasıl saklarsınız ?’
(21) Çün sen baŋa ana didüŋ, korkma. Eger eyle dimeseŋ
benüm oglanlarum seni yirlerdi. S I 123
‘Madem sen bana ana dedin, (artık) korkma. Eğer öyle demeseydin benim oğullarım seni yerdi.’
‘Sen bana ana dediğin için (artık) korkma. Eğer öyle demeseydin benim oğullarım seni yerdi.’
(22) Çünki Taŋrısı buyurdı, atam Taŋrı buyrugın sımaz.
KE 157
‘Madem Tanrısı buyurdu, babam Tanrı buyruğunu kırmaz.’
‘Tanrısı buyurduğu için, babam Tanrı buyruğunu kırmaz.’
(23) Gücüŋ çün yiter yıkma yapgıl göŋül
Sözüŋ
çün geçer ivme söyle aŋıl SN 212
‘Madem gücün yetiyor, gönül
yıkma, gönül yap; madem sözün geçiyor acele etme yavaş yavaş söyle.’
Bu anlamın ortaya çıkmasında fiil
çekiminin yanı sıra çeşitli edatların, zarfların da rolü bulunmaktadır. Şu örnekte fiil çekimlerinin yanı sıra bari
edatının da rolü bulunmaktadır:
(24) Çün gidersin bir tolu iç
bāri andan git didüm. Zati, 22
‘Madem gidiyorsun bir dolu iç bari sonra git dedim.’
Sonuç:
Bildirimizde çün, çünki,
çünkim gibi cümle başı edatlarıyla kurulmuş isim cümlelerinin madem,
mademki, -dığı için anlamlarını bildirdiği ortaya konulmağa
çalışılmıştır. Fiil cümlelerinde çü,
çün, çünki, çünkim, tâ, tâ kim, vaktâ ki, vaktâ kim, kaçan, kaçan ki, kaçan kim
gibi edatlar kullanılabilirken isim cümlelerinde zaman bildirme görevi olan tâ,
tâ kim, vaktâ ki, vaktâ kim, kaçan, kaçan ki, kaçan kim gibi edatların
kullanılmaması dikkati çeken bir başka özelliktir. Eski Anadolu Türkçesinin
cümle bilgisi özellikleri üzerine yapılacak çalışmalarda bu özelliklerin dikkate
alınmasının yararlı olacağı düşüncesindeyiz.
[Akalın] Akalın, Şükrü Halûk; Eski Anadolu Türkçesinde
Cümle Başı Edatlarıyla Kurulmuş Cümleler, Türk Dili dergisi, TDK Yayını,
sayı 518 (Şubat), s.156-163, Ankara, 1995
[Akalın 1996] Akalın, Şükrü Halûk; Eski Anadolu Türkçesinde Cümle Başı Edatlarıyla
Kurulmuş Zaman Cümleleri, Adana, 1996
[Ateş-Tarzî] Ateş, Ahmet - Tarzî Abdülvehhab, Farsça Grameri, beşinci baskı,
Tercüman Yayınları, İstanbul, 1982
[Ateş-Yazıcı] Ateş,
Ahmet - Yazıcı, Tahsin; Farsça Dilbilgisi, Millî Eğitim Basımevi,
İstanbul, 1973
[Banguoğlu] Banguoğlu, Tahsin; Türkçenin Grameri, Türk Dil Kurumu yayını,
Ankara, 1990
[Cemiloğlu] Cemiloğlu, İsmet; Eski Anadolu Türkçesi Söz Diziminde Çün’lü Cümleler,
Türk Dili dergisi, Türk Dil Kurumu yayını, sayı 510 (Haziran), s.409-413,
Ankara, 1994
[Ergin] Ergin, Muharrem; Türk Dil Bilgisi, İ.Ü
Edebiyat Fakültesi Yayını, İstanbul, 1972
[Gencine] Şükûn, Ziya; Farsça-Türkçe Lûgat (Gencine-i Güftâr) I.,II.,III.
ciltler, İstanbul, 1984
[Grunina] Grunina, Elvira Aleksandrovna, İstoriçeskaya Grammatika Turetskogo
Yazıka (Morfologiya), Moskovskiy Gosudarstvennıy Universitet, Moskova,
1991
[Hacıeminoğlu] Hacıeminoğlu, Necmettin; Türk
Dilinde Edatlar (En Eski Türkçe Metinlerden Zamanımıza Kadar), Millî
Eğitim Basım Evi, İstanbul, 1974
[KE] 14. Yüzyıla Ait Bir Kısas-ı Enbiya Nüshası
Üzerinde Sentaks İncelemesi,
(yay. İ.Cemiloğlu), TDK yayını, Ankara, 1994
[Korkmaz] Korkmaz, Zeynep; Gramer Terimleri Sözlüğü, Türk Dil Kurumu yayını,
Ankara, 1994
[MT] Gülşehrî, Mantıku’t-tayr, (yay.A.S.Levend),
TDK yayını, Ankara, 1957
[Öztürk] Öztürk, Mürsel; Farsça Dilbilgisi, Türk
Tarih Kurumu Basımevi, Ankara, 1988
[S I] Ebü’l-Hayr-ı Rûmî, Saltuk-nâme I, (yay.
Ş.H.Akalın), Kültür Bakanlığı yayını, Ankara, 1988
[S II] Ebü’l-Hayr-ı Rûmî, Saltuk-nâme II, (yay.
Ş.H.Akalın), Kültür Bakanlığı yayını, Ankara, 1988
[S III] Ebü’l-Hayr-ı Rûmî, Saltuk-nâme III, (yay.
Ş.H.Akalın), Kültür Bakanlığı yayını, Ankara, 1990
[SN] Mes’ûd bin Ahmed, Süheyl ü Nev-bahâr
(İnceleme-Metin-Sözlük), (yay. C.Dilçin), TDK Yayını, Ankara, 1991
[Steingas] Steingas, F.; A Comprehensive Persian-English Dictionary, Beyrut,
1975
[Tulum, 1990] Tulum, Mertol; Orhon Yazıtlarında Birleşik Cümleler ve Baş Cümle İle
Yardımcı Cümle İlişkileri, TDAY Belleten 1990, s.193-205, Ankara, 1994
[Tulum] Tulum, Mertol; Sinan Paşa - Ma’arif-nâme, Metin
ve Ki’li Birleşik Cümleler Üzerinde Bir İnceleme, basılmamış doçentlik
tezi, İstanbul, 1978
[YZ] Şeyyad Hamza, Yûsuf ve Zeliha, (yay. D.Dilçin) Türk Dil Kurumu Yayını, Ankara,
1946
[Zati] Zati Divanı,
[1] Mertol Tulum, Sinan Paşa - Ma’arif-nâme, Metin ve Ki’li Birleşik Cümleler Üzerinde Bir İnceleme, basılmamış doçentlik tezi, İstanbul, 1978
[2] İsmet Cemiloğlu, 14. Yüzyıla Ait Bir Kısas-ı Enbiya Nüshası Üzerinde Sentaks İncelemesi, TDK yayını, Ankara, 1994
[3] Fikret Turan, Old Anatolian Turkish: Syntactic
Structure, Basılmamış doktora tezi, Harvard Üniversitesi, 1996