ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ-TÜRKOLOJİ ARAŞTIRMALARI MERKEZİ |
Anasayfa | Makale Bilgi Sistemi | Konu Dizini | Yazarlar Dizini | Kaynaklar Dizini | Makale-Yazar Listesi | Makale Sayısı-Tarih Listesi | Güncel Türkoloji Kaynakçası |
Atatürk Araştırmaları || Çukurova Araştırmaları || Halkbilim || Dilbilim || Halk Edebiyatı || Yeni Türk Dili || Eski Türk Dili Yeni Türk Edebiyatı || Eski Türk Edebiyatı || Dil Sorunları || Genel || Tiyatro || Çağdaş Türk Lehçeleri |
Altmışıncı Yılımız
ŞÜKRÜ HALÛK AKALIN
Ekim 2011, C: CI, S: 718, s. 291-296
Türk Dili Dil ve Edebiyat Dergisi
Türk Dili dergisi, bu sayısıyla birlikte altmışıncı yılına ulaşmış bulu¬
nuyor.
Ülkemizde aylık bir derginin altmış yıllık ömre sahip olması nadir
görülen bir durumdur. Üstelik bu dergi, dil ve edebiyat dergisiyse bu kadar
uzun yayın hayatına sahip dergiler bir elin parmaklarını geçemez.
Zaman zaman kütüphanelerimizdeki dergi kataloglarını karıştırdığım¬
da, yüzlerce edebiyat dergimizin birinci yıllarını bile tamamlayamadan, hatta
ikinci sayılarını bile çıkaramadan kapandıklarını görüyorum.
Arkasında büyük basın ve dağıtım kuruluşları olmayan popüler der¬
gilerin bile uzun süre yaşama şansı bulamadığı ülkemizde, sınırlarını Türk
dili ve edebiyatı ile belirleyen dergilerin yaşaması daha da zordur. Kurum
yayını olmasaydı Türk Dili dergisinin de varlığını sürdürmesi güçtür, diye
düşünenler çıkabilir. Evet, hiçbir kuruluş, hiçbir işletme verimsiz hâle gelen,
zarar eden ürününü üretmeye devam etmez. Ancak kâr amaçlı olmayan Türk
Dil Kurumu bütün olumsuzluklara karşın Türk Dili dergisinin yayımlamayı
sürdürmüştür, sürdürecektir.
Bu sözlerimizden dergimiz Türk Dili'nin zarar ettiği anlaşılmasın... Ül¬
kemizde dağıtımla ilgili sorunlar yaşayan diğer süreli yayınlar gibi gazete ve
dergi satış yerlerinde okuyucusuna ulaşmakta zorluklar çekse de sayısı bini
aşan abonesiyle yaşamaktadır.
Günümüzde çoğu yurt dışı bağlantılı dergilerin büyük kitapçılarda, ga¬
zete ve dergi bayilerindeki özel rafları doldurması dikkatlerinizi çekmiştir. Bu
bölümlerde dergilerin sergilenmesi için bile istenen ücretler, orada satılabile¬
cek beş on derginin toplam tutarından birkaç kat fazladır.
Bugün artık "yeni medya düzeni"nden söz edildiği, sanal ortamdaki ya¬
yıncılığın gittikçe yaygınlaşmasına karşın kişilerin ağ sayfasındaki yayınlar¬
dan çok "sosyal paylaşım sayfalarındaki" bilgilerle yetindiği bir çağda yayın
dünyası geleceğe kuşkuyla bakarken Türk Dili geleceğe umutla bakıyor.
Öncelikle Türk Dili, bir geleneğin dergisidir...
Türk Dil Kurumunun kuruluşuyla baş¬
layan dergi yayımcılığı geleneği 1933 yılına
kadar uzanıyor. Türk Dili'nin 1933 yılının
Nisan ayında çıkan ilk sayısı bir edebiyat
dergisi olmaktan çok Türk Dil Kurumunun
etkinliklerini, çalışmalarını duyuran bir ha¬
ber dergisi, çeşitli dil bilgisi konularını ele
alan bilimsel dergi, Güneş-Dil Teorisi'ni
işleyen düşünce dergisi, zaman zaman da
yabancı sözlere ve terimlere karşılık bulma
çabası sonucunda ortaya konulan terimle¬
rin yayımlandığı sözlük niteliğindedir. Üç
seri hâlinde yayımlanan bu dergi 1950'lerin
başına kadar sürmüştür.
Bir edebiyat dergisine olan gereksinim birkaç yıldır dile getirilirken bu
yalnızca Kurum üyelerinin dileği olarak kalmamıştı. Edebiyat çevrelerinde
de Kurumun böyle bir dergi çıkarmasının yararlı olacağı seslendiriliyordu.
Edebiyatımızda yeni arayışların
sürdüğü böyle bir dönemde yayım¬
lanmaya başladı Türk Dili... 1951 yılı¬
nın Ekim ayında. Türk Dili'nin geçen
yıl yayımlanan yedi yüzüncü sayısın¬
da dergimizin tarihçesini anlatmış¬
tım. Tekrar aynı tarihçeye değinecek
değilim ama 1951 Ekiminden başla¬
yarak her sayısıyla bir geleneğin kök¬
leştiğini belirtmeliyim.
Bir dil dergisi olarak Türk Dili
dilimizin yaşadığı gelişmeleri gözler
önüne seren, Türk Dil Kurumunun
dil anlayışını yansıtan bir yayın orga¬
nıdır. Kurumun dil politikasının uy-
Türk Dili, genç kuşakların Türkçeyi kul¬
lanmalarında örnek oluşturacak bir dergi ola¬
rak tasarlanmıştır. Kimi zaman yabancı sözle¬
re karşılıkların yayımlandığı kimi zaman yeni
türetilen terimlerin sıralandığı bölümlerle bir¬
likte sıkça yapılan dil yanlışlarının gösterildi¬
ği yazılara da yer verilmiştir.
Şiirlerin, denemelerin, öykülerin de genç
kuşaklarda dil zevkinin ve becerisinin oluş¬
masını, yaygınlaşmasını sağlayacak özellikler
taşıması gözetilmiştir.
Edebî ürünlerin yayımlanış amacı yalnız¬
ca bu değildi. Tiirk Dili bir edebiyat dergisiydi. Şiirler ve düzyazı türleri Türk Dili dergisinde yayımlandı altmış yıl boyun¬
ca. Elbette bunlar içerisinde çok başarılı olanlar da vardı başarısız olanlar da...
Yakın dönem edebiyat araştırmacılarının sıkça vurguladığı bir gerçek
var. Günümüz edebiyatının önde gelenlerinin çoğunun ilk şiirleri, ilk dene¬
meleri, ilk öyküleri Türk Dzli'nde yayımlanmıştır.
Türk Dili dergisi edebiyatımızdaki değişimin, yaşanan gelişmelerin de
gözlenebildiği bir süreli yayındır. Türk edebiyatının altmış yıllık serüveni,
inişleri çıkışları, tartışmaları dergimizin sayfalarına yansımıştır. Bir yandan
edebî ürünler dergimizde yayımlanırken diğer yandan yayın dünyamızda
yeni çıkan kitapların, dergilerin değerlendirildiği eleştiri yazılarına yer ve¬
rilmiştir.
Edebiyatımızda işlenen ko¬
nular, olay örgüsü, karakterler,
anlatım tarzları, dil ve üslup yö¬
nünden değerlendirilen eserler
aynı zamanda bilimsel araştır¬
malara da konu olmuştur.
Sanatın diğer dalları özel¬
likle tiyatro Türk Dili dergisinde
kendisine yer bulmuştur. Sahnelenen oyunlarla
ilgili eleştiri yazılarının yanı sıra oyun metinleri
de Türk Dili dergisinde yayımlanmıştır.
Özel sayıları Türk Dili'nin ayrıca üzerinde
durulması gereken kaynaklardır. Kaynaklardır
diyorum çünkü sayıları ders kitabı olarak oku¬
tulan tek dergi Türk Dili'dir. Türk şiirinin çeşit¬
li dönemlerini konu alan, öykücülüğümüzün,
anı yazılarımızın, mektup geleneğimizin, edebî
akımların işlendiği sayıların hâlâ tıpkıbasımları
yapılmaktadır. Kolay kolay aşılamayacak bu sa¬
yıların belki güncel bilgilerle, yeni bölümlerle ye¬
niden çıkarılması söz konusu olabilir.
Dergimizin ellinci yılı dolayısıyla yazdığım
sunuş yazısında sayfa ve kapak tasarımı açısından yeni düzenlemelere gidile¬
ceğini belirtmiştim. Geçen on yılda tasarım açısından değişim olduğu açıkça
görülüyor. Her yılın sonunda yeni dönem için dergiyi nasıl tasarlayacağımızı
konuşarak hazırlıklara başlar ve kısa sürede de bunu uygulardık. Tasarımda
gözettiğimiz iki ilke var: Derginin geleneğini yansıtmak ve yeniliklere açık
olmak.
Dergimizin tarzında değişikliğin yaşandığı da olmuştur. Bir süredir der¬
gimiz edebiyattan çok dil yazılarının, hatta bilimsel dil yazılarının yayımlan¬
dığı hakemli süreli yayına dönüşmüştü. Bunda bir kadroya atanmak için ma¬
kalelerinin yayımlanmasına gereksinim duyan meslektaşlarımızın istekleri
önemli pay sahibiydi. Ölçü bir kere kaçınca dergimiz en kapsamlı bilimsel
yazıların da yayımlandığı süreli yayına dönüştü. Aylık dergi olması dolayı¬
sıyla meslektaşlarımız yazılarının Türk Dili'nde çıkmasını istiyordu. Derginin
hakem kurulunun bulunması da Türk Dili'nin giderek bilimsel bir dergiye
dönüşmesini sağlamıştı. Oysa abonelerimizin neredeyse dörtte üçü lise öğ¬
rencisiydi. Bilimsel yazılar, abonelerimizin düzeyinin çok üstündeydi.
dergisi olmalıydı. Adında olduğu gibi...
Bu amaçla yazı kurulumuzda edebiyat dünyamızdan üç değerli ismi ka¬
zandık Nazlı Eray, Rasim Özdenören ve Hilmi Yavuz. Yeni Türk Edebiyatı
alanında uzman bir değerli isim Prof. Dr. Âbide Doğan da bunlara eklendi.
Böylece dergimizin edebiyat yönünü yeniden güçlendirdik. Yazı kurulumu¬
zun üyelerine, dergimizin her sayısını özenle çıkaran sorumlu uzmanlarımıza
teşekkür ederim.
İçerik açısından Türk Dili'nin geliştirilmesi ise üstesinden gelinmesi zor
bir iş olarak karşımızda duruyor. Bu yalnız bizimle ilgili değil ülkemizdeki
edebiyatın durumuyla doğrudan ilgili.
Dergimizi yaşatacak olanlar ise okurlarımızdır. Geçmişte olduğu gibi
dergimiz Türk Dili okurlarımızla var olacak, var olmaya devam edecektir.
Nice yıllara Türk Dili...
Nice altmış yıllara...