ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ-TÜRKOLOJİ ARAŞTIRMALARI MERKEZİ
Anasayfa | Makale Bilgi Sistemi | Konu Dizini Yazarlar DiziniKaynaklar Dizini | Makale-Yazar Listesi |  Makale Sayısı-Tarih Listesi | Güncel Türkoloji Kaynakçası

Atatürk Araştırmaları || Çukurova Araştırmaları || Halkbilim || Dilbilim || Halk Edebiyatı || Yeni Türk Dili || Eski Türk Dili
Yeni Türk Edebiyatı || Eski Türk Edebiyatı || Dil Sorunları || Genel || Tiyatro || Çağdaş Türk Lehçeleri

 

TURK KÜLTÜRÜNDE ASKERİ GİYİM-KUŞAM
VE ASKER MODASI

Military Fashion and Fig in the Turkish Culture

Süleyman FİDAN1

Millî Folklor, 2011, Yıl 23, Sayı 92

ÖZ

İlk Türk devletlerinden günümüze ordu-millet anlayışı, çeşitli yansımalarla Türk sosyokültürel yaşam
dairesinde varlığını sürdürmüştür. Tarih boyunca kurulan Türk devletlerinde ve günümüzde hâkim olan ordu
yapısı milattan önce 209’da Mete ile başlayan ordu sistemi üzerine kurulmuştur Ordu-millet anlayışının bir
yansıması olarak toplumun her an savaşa hazır halde bulunması, sosyal hayata ve devlet teşkilatına askerî
bir disiplinin hâkim olması, halk felsefesinde de ordu-millet anlayışının oturmasını sağlamıştır. Bugün dahi
bu anlayışın devam etmesi, zengin pratikler şeklinde halk yaşayışında ortaya çıkmıştır. Bu süreç içerisinde
ve günümüzde giyim unsurları, fiziksel işlevlerinin yanında iletişimsel açıdan birer metin olarak karşımıza
çıkmaktadır. Türk halk felsefesinde özel anlamlarla kodlanmış olan askerî giyim-kuşam metinleriyle de ulus
zihniyetinde askerliğe verilen önemin mesaj aktarımı yapılmaktadır. Bu mesajları, iki yaşındaki çocuğa “Her
Türk asker doğar” düşüncesiyle özel boyutlarda üretilmiş komutan üniformasının giydirilmesinde, bayram¬
larda, törenlerde kullanılan giysilerde ve sözlü kültür ürünlerinde bulabiliriz. Ancak Türk kültüründe önemli
mesajlar veren bu askeri giyim kuşam metinleri, toplum hayatına giren geçici yenilik olarak tanımlanan mo¬
danın bir unsuru olarak da günümüzde kullanılmaya başlanmıştır. Teknolojinin yardımıyla popüler kültürün
etki alanını hızla genişlemesi, toplum hayatına hızla yayılan bu askerî moda olgusuna hizmet etmiştir. Çeşit¬
lilik adına tek boyutluluğu sunan moda, bir üniforma olan askerî giysilerle, sosyal yaşamda “tüketici kitlesi
orduları” ortaya çıkarmıştır.

Anahtar Kelimeler

Ordu-millet, halk felsefesi, kültürel kodlama, popüler kültür, kültürel dönüşüm, üniforma, parka, eği¬
lim.

ABSTRACT

The mentality of Military-Nation maintains its continuity with various reflections in circle of socio-cul¬
tural life from the early Turkish States to modern-day. The military structure, that was dominant in Turkish
States throughout history and nowadays, was established onto military system begining with Mete in 209 BC.
The war readiness of society at any time, the military discipline preponderating the social life and state organi¬
zation, as a reflection of the mentality of Military-Nation, have this idea settled in folk philosophy, too. Today,
even with this approach is on going and these emerges as a form of rich practices in the folk life. Fig elements
confronts us with physical functions as well as a text in regard to communication is concerned. In Turkish
folk philosophy, with the texts of martial apparel, that coded by special meanings, the message tranmission
of paying notice to soldiering in national mind is performed. These messages are found in fig two years old
boys with commander uniform produced in personal size with the idea of “ Every Turks were born as soldier.”,
bayrams - festival-, clothes used in ceremony and oral cultural works. However, these texts of martial apparel,
giving important messages in Turkish culture, are beginnig to be used in nowadays, as an element of fashion
which is defined as a temporary innovation get into community life. The extension of the impact area of popular
culture, quickly, with the help of technology, serve the fact of this military fashion spreading community life
swiftly. The fashion that offers the one dimension on behalf of variety, revealed comsumer crowd army with
the military uniform in social life.

Key Words

Military-nation, folk philosophy, cultural codification, popular culture, cultural conversion, uniform,
parka, trend.

Giriş    lara asker olmayanların da gidip aldığı

Türk sosyokültürel yaşamı içinde askerî giyim-kuşam unsurları, kültürün
gerek halk felsefesindeki anlamları, ge- akış yönünde “aşağıdan yukarıya” ve
rek dayanıklılık, kullanışlılık, rahatlık “yukarıdan aşağıya” kuramlarıyla çift
işlevleri açısından yaygın bir şekilde ter- yönlü bir akışla (Çobanoğlu 2002: 173-
cih edilen, asker pazarlarına, levazımcı- 176) açıklanabilecek bir biçimde moda¬

laşmıştır. Modalaşmayla birlikte yükle¬
nen hayâli kodlamalarla, popüler kültür
dairesinde askerî giyim-kuşama yükle¬
nen anlamlar da etkilenmekle birlikte
bu tarzın geniş kabul bulmasının temel
nedeni, Türk halk felsefesindeki ordu-
millet anlayışı olarak görülebilir.

Bu çalışmada öncelikle giyimin
sembolik dili ve iletişimsel boyutu üze¬
rinde durulacak Türk kültür kodları
içerisinde var olan askerlik kültürünün
giyim-kuşam boyutu farklı yanlarıyla
ele alınacaktır. Popüler kültür ve moda
kavramları eşliğinde dünyada bir eğilim
olarak askerî kıyafetlerden esinlenilerek
tasarlanan giyim-kuşam unsurlarının
yaygınlaşma süreci, Türkiye’yi de et¬
kilemiştir. Çalışmada, dışarıdan gelen
bir moda akımı olarak askerî orijinli
giyim-kuşamın, Türk kültüründe neden
kolayca karşılık bulduğu ve geniş kitle-
lerce kabul gördüğü üzerinde durularak,
verilen örneklerle sonuca gidilmeye çalı¬
şılacaktır.

2. Giyim ve Giyimin iletişimsel
Boyutu

W. Enninger’ın insan vücuduna
giyilen parçaların bütününden oluşan
takım şeklinde tanımladığı giysi (Oğuz
vd. 2006: 418), öncelikle insanoğlunun
doğa şartlarına uyum sağlaması ama¬
cıyla fizyolojik ihtiyaç olarak doğmuş
ve zamanla sosyokültürel işleve bürün¬
müştür. Flugel’e göre insanlar, utanma
duygusu, korunma ihtiyacı ve dekoratif
amaçlı giyinmektedirler (Flugel 1971:
16, Kasapoğlu 2010: 188’den). Günü¬
müzde işlev ve estetiğin ön plana çıktığı
giyimde, vücudumuz baş, boyun, göğüs,
karın, bacaklar ve ayaklar şeklinde bö¬
lümlere ayrılmakta ve bu bölgelerde
kullanılan giyim eşyaları repertuvarı,
kombinasyon kurallarına uygun olarak
belirli birleşimler içinde düzenlenen bir
formlar takımı olarak incelenmektedir
(Oğuz vd. 2006: 421).

Giysi diye adlandırılan giyim eşya¬
sı, aynı zamanda onu giyinenin yaşını,
cinsiyetini, sosyal kimliğini, ideolojik
duruşunu yansıtan, kişinin yaşam tarzı
hakkında bilgi veren bir iletişim aracı
olarak görülmektedir. Kısa tanımıyla
iletişim “ortamlar ve konular ile ilgi¬
li kişiler arasında bağlantı kuran bir
mekanizma”dır (Oğuz vd. 2004: 316).
Anlam alışverişi olarsak da düşünülebi-
len bu kavramı Özkul Çobanoğlu şu şe¬
kilde tanımlamaktadır:

“Bir arada bulunan insanları sos¬
yal kılan şey birbirleriyle kurdukları
iletişimdir. İnsanlar dokunma, tat alma,
koku alma, görme ve duyma duyularını
seferber ederek ve yine el-kol hareketle¬
ri, jest ve mimikler gibi sözsüz iletişim
yöntemleriyle sayısız yoldan iletişim ku¬
rarlar” (Çobanoğlu 2000a: 124).

Göndericiden alıcıya bir mesajın
yollanması ve alıcının bu mesaja dönüt
vermesi şeklinde belli bir bağlamda ce¬
reyan eden iletişim sürecinde araç, ortak
sembollerdir. Bu ortak semboller içe¬
risinde en etkili ve yaygın olanı dildir.
Görme duyusuyla gerçekleştirilen ile¬
tişimde ise giysi ön plana çıkar.1 Giysi
unsurlarının en küçük anlamlı parçala¬
rının özgün tasarımlarla bir araya geti¬
rilmesiyle de dilbilimsel anlamda “söz”
oluşturulur. Giysiler, onların renk ve
biçimleri, giyim dilinin anlam birimle¬
ri olarak görülebilir. (İşbilen 2000: 12).
Giysi, iletişimsel açıdan bir metindir.
Aktarmakta son derece elverişli olduğu
kısa ve kalıcı mesajların kodlanmasıyla
doldurulan giysi metni (Oğuz vd. 2006:
422), iletişim sürecine katılanların, bir¬
birlerinin farkına vardıkları andan süreç
sonlanıncaya kadar etkisini sürdürür.

Bir gösterge sistemi olarak kabul
edilen giysi, sadece bireyin ya da genel
olarak toplumun değil, aynı zamanda da
toplumda sosyal bir birimin gösterge sis¬
temi olarak değerlendirilmelidir. Sosyal
birimlerin birbirinden ayırt edilebilmesi
için üniformalar kullanılır. P. Guiraud,
üniforma tarzı giysileri, bireyleri top¬
lumsal, kurumsal, mesleksel, kültürel ve
ulusal açıdan sınıflandıran, tanımlayan
birer kimlik göstergesi olarak değerlen¬
dirmektedir (Guiraud: 1994: 105-106).

3. Türk Halk Felsefesi Bağla¬
mında Askerlik ve Askerî Giyim

Giyim aynı zamanda bir kültürel
belleğin yansımasıdır, giyinenin mensu¬
bu olduğu kültürün göstergesidir. O kül¬
türün oluşmasında soy, inanç, coğrafya,
siyasal sistem ve kültürel etkileşimler
ön plana çıkar ve dönüşüm olgusu içeri¬
sinde sürekliliği gerçekleştirir. Bu olgu
halk felsefesinin de inşasını sağlar.

“Halk felsefesi veya geleneksel dün¬
ya görüşü, her türlü halk bilimsel dışa
vurum formunun (söze, harekete ve nes¬
neye dayalı kültürel tür ve şekillerin
tamamı) birey tarafından icra ve diğer
birey yahut bireyler tarafından (toplum)
kabullenilişinin meşruiyet zeminini
oluşturur.”(Çobanoğlu 2000b: 13).

Bu bağlamda Türk kültürünün te¬
mellerini bulduğumuz bozkır kültürü
içinde giyim tarzının oluşması sürecinin
öncelikli olarak değerlendirilmesi, gü¬
nümüzde giyim-kuşamla ilgili davranış
biçimlerinin köklerinin de anlaşılmasını
sağlayacaktır.

Bozkır kültürünün gelişiminde atın
binek hayvanı olarak kullanılmasının
ve demirin işlenmesinin önemli bir yeri
vardır. At, bozkır kültüründe hızı ve üs¬
tünlüğü getirdiği için bozkır insanına da
hâkimiyet ruhu aşılamış, böylece bozkır
kültürünün çevre kültürlere nazaran
daha teşkilatlı bir yapıya dönüşmesini
sağlamıştır. Bunun yanı sıra at, bozkır
insanının sosyal, siyasî, ekonomik ve
dinî hayatında çok yönlü olarak rol oyna¬
mış ve bozkır kültürünün oluşumundan
çok gelişiminde en önemli unsur olarak
etkisini hissettirmiştir. At, demir ve bey¬
lik karakteri bozkır kültürüne şahsiyet
kazandırmıştır.2 Bu kültürel dairede,
insanın kendini doğaya göre ayarlama
noktasında bugün
pantolon adını verdi¬
ğimiz önemli bir giysi ortaya çıkmıştır.
“At üstünde doğup at üstünde ölen mil¬
let” diye nitelendirilen eski Türklerde
pantolon cinsiyet ayrımı olmaksızın boz-
kırlının günlük hayatında önemli bir yer
edinmiş ve geçmişten günümüze uzan¬
mıştır.

Pantolon örneğinde görüldüğü gibi
Türk milleti, giyim konusunda dünya
medeniyetine önemli katkılar sağlamış¬
tır. Arkeolojik kazılar sonucu elde edilen
buluntularda günümüz kıyafetlerine
yakın bir tarzda tasarlanmış elbiselere
rastlanılmıştır. M.Ö. 5. yüzyıla ait oldu¬
ğu düşünülen “Altın Elbiseli Adam” adlı
prens kıyafeti (Başer 2007: 36) maden
işçiliğinin yanında ceket ve pantolon
esaslı olmasından dolayı dönemin sü¬
vari kıyafetini yansıtmaktadır. İbrahim
Kafesoğlu, bozkır kültüründe giyim un¬
surlarının temel malzemesinin koyun,
kuzu, sığır, tilki ve az miktarda ayı de¬
risi ile koyun, keçi, deve yününe dayan¬
dığını belirtmekte ve mevsime göre ayrı
ayrı giyilen eşyalara, çizmelere, börklere
rastlandığını ifade etmektedir. (1998:
319) Bunun yanında “tozluk, kuşak,
kemer, uçkur, eldiven” (Genç 1997: 180¬
194) gibi giyim-kuşam eşyalarının varlı¬
ğı da kayıtlarda yer almaktadır. Kısaca,
Türk bozkır giyim tarzı, başta pantolon
olmak üzere birçok maddede çevre kül¬
türlere örnek olmuştur.

Bu çerçevede yaşam biçimiyle üre¬
tilen kültürel unsurlar arasında yakın
ilişki olduğu söylenebilir. Geleneksel
Türk yaşam tarzı olarak ifade edilebi¬
lecek olan bozkırlı yaşam biçimi, kendi
değerler sistemini, üretim-tüketim iliş¬
kilerini ve bu çalışmanın konusu olduğu
üzere kendi giyim-kuşam tarzını üret¬
miştir.

İnsan, yaşam tecrübelerini, olay¬
lar karşısındaki tutumlarını, dünya¬
ya bakış açısını belirli bir metin içinde
aktarırken, o metne bir mesaj yükler.
Toplumsal kabulün bireyi yönlendirme,
eleştirme, ona ders verme gibi eylemleri
gelenek dahilinde oluşan metne yansır.
Metin zamanla değişim-dönüşüm süre¬
cinde yeni formlara kavuşabilir. Önemli
olan görevini yerine getirip yeni görevler
üstlenmesidir. Türk sosyokültürel yapısı
içerisinde askerî giyim-kuşam unsurla¬
rıyla da ulus zihniyetinde askerliğe ve¬
rilen önemin mesaj aktarımı yapılmak¬
tadır.

Bir yaşam biçiminin bütün boyut¬
larıyla üretmiş olduğu değerler sistemi
olan ve halk felsefesinin zeminini oluş¬
turan kültürel iklim, Türk kültüründe
tarihî süreç içerisinde askerlik olgusu
çerçevesinde kendi folklor malzemeleri¬
ni üretmiştir. Bu folklor malzemelerinin
Türk kültür dokusu içerisinde varlığını
muhafaza etmesi aynı zamanda ordu-
millet olarak ifade edilen kültür kodu¬
nun da korunmasını ve yeni kuşaklara
aktarılmasını sağlamıştır. Bu süreçte
giyim, sembolik bir dil olarak koruyucu
ve taşıyıcı roller üstlenmiştir. Giysinin
yanı sıra söz konusu süreç, diğer koru¬
yucu ve taşıyıcı metinler olan atasözü,
ağıt, türkü, ninniyle, mani vb. ile de iş-
leyebilmektedir.

Türk toplumunda erkeğin hayatın¬
da bir geçiş dönemi olarak da görülen
askerlik3, kendi sembolik dilini üret¬
miştir. Bu semboller askerlikte kullanı¬
lan teçhizat ve giyim unsurlarıyla halk
edebiyatı ürünlerinde de kendisine yer
bulmuştur. Sözlü kültür ürünleri olarak
karşımıza çıkan bu ürünleri örneklendi¬
recek olursak: Netice Öztürk adlı kay¬
nak kişimiz, bir bayram günü ziyarete
gelen komşusunun, yaşı geldiği halde
askere gitmemesine, onun sağlık rapor¬
larıyla işi geciktirmeye çalışmasına şu
maniyle cevap verir:

Asker olan yollansın
Kasaturan sallansın
Askerlikten kaçanlar
Yere girsin arlansın
(Fidan 2008:

99)

Genç, bu mani karşısında utanır, sı¬
kılır; ama komşusunun yaşına hürmeten
saygısızlık yapmaz. Mesajı gerekli yol¬
lardan almıştır. Metne mesaj yüklenir¬
ken savaşçılık, güç gibi anlamlar askerî
bir teçhizat olan kasaturayla kodlanmış,
bireyin vazifesini yerine getirmekle bir¬
likte, belirli bir olgunluğa bu araçla ula¬
şacağı hissettirilmiştir. Aynı kodlama¬
ları “Yörük Emine” adlı da türküde de
görmekteyiz:

Beline bağlamış palaska kemer
Silahı omzunda nöbeti döner
Elbet benim yiğidim sılaya döner
(Kerte 1999: 462)

Günlük yaşantıda bir aksesuar ola¬
rak gençler arasında rağbet gören “kün¬
ye” (Resim 1) askerin kimliğidir. Şehit
düşen askerden geriye kalan tek ema¬
nettir:

Anama söyleyin damda yatmasın
ipek şalvarına uçkur takmasın
Duranım gelecek diye yola bakma¬
sın

Verin künyemi de anam ağlasın
Geriye kalanlar yalan ağlasın
(Ker¬
te 1999: 461)

Bir başka sözlü kültür ürününde
ise halk arasında giysi anlamında kul¬
lanılan urba (TDK Türkçe Sözlük 2008:
2284) sözcüğüne yer verilmiştir. Burada
bir üniforma olan ve kurumsal kimliği
temsil eden giysiyle, onu giyinenin statü
kazanma kodlamasını görmekteyiz:
Yeniyol’dan gidiyor
Kömür arabaları
Kardeşime yakışmış
Asker urbaları
(Türk Manilerinden
Seçmeler 2005: 215)

Geçiş dönemi olarak değerlendi¬
rilen askerlik evresinde vurgulanması
gereken bir diğer nokta da ziyaretler ve
hediyeleşmedir. Askerlik öncesinde ve
askerden dönüşte gencin evine ziyaret¬
te bulunulur. Bu ziyaretlere gidilirken
genellikle hediyenin işlevi ön planda
tutulur ve askere gerekebilecek giysiler
götürülür. Ziyaretlerle ve hediyelerle
birey, toplum tarafından kabul gören
değer yargılarına, uzun bir tecrübe so¬
nucu, alışkanlıkların, âdetlerin, inanç
sisteminin birleşmesiyle oluşan gelenek¬
sel davranış kalıplarıyla uyar. Böylelikle
“varlığın paylaşımıyla da Türk sosyokül¬
türel ve siyasal birlikteliğinin ve barışın
tesisinin, devamlılığının sağlanmasına”
(Özdemir 2005: 296) katkıda bulunulur.

Türk halk felsefinde askerliğin
önemi ve kolektif şuurdaki yeri, aynı
zamanda yeni kültür yaratmaları için
bir alt yapı oluşturmuştur. Zira bir top¬
lumdaki davranış kalıplarının daima bir
arka planı vardır. İnsan zihni, bulundu¬
ğu ortama göre değişir ve bu doğrultu¬
da edindiklerini davranış kalıplarıyla
ve sembollerin diliyle yansıtır. Birey bu
sürece çocukluktan itibaren dahil olur
ve o dönemde edindiği zihinsel haritay¬
la anlam dünyası şekillenir. (Connerton
1999:48). Bu durum askerlik kültürüyle
ilişkilendirildiğinde Türklerde çocukluk¬
tan itibaren askerlik vurgusu kodlanır.
Anneler, kundaktaki çocuklarını uyutur¬
ken büyüyüp askere gitmelerini, omuz¬
larında tüfekle boy göstermelerini hayal
ederler. Aynı doğrultuda bedenlerine
göre üretilmiş, hiyerarşiyi temsil eden
rütbelerle donatılmış asker giysileri, ço¬
cuklara giydirilerek bu kimliğin kazanı¬
mı sağlanmaya çalışılır (Resim 2).

Asker giysileriyle ilgili belirtilmesi
gereken bir diğer nokta millî bayramlar,
kurtuluş günleri gibi törenlerde ünifor¬
maların yer alışıdır. Bu üniformalar,
bayramın anlam ve önemini vurgula¬
yan, coşkunluğu, seyir etkisini artıran,
dolayısıyla ulusal kimliği oluşturan ve
pekiştiren (Özdemir 2005: 278) giyim-
kuşam unsurlarıdır. Şerafettin Turan,
giyim-kuşamı, toplumsal veya ulusal
kültürü dışa yansıtan en belirgin öl¬
çütlerden biri olarak kabul etmekte ve
özellikle toplumda geçerli olan görgü
kuralları ve gelenek yollarının, bireyi
bilinçaltı bir dürtü ile giyim kuşamına
dikkat etmeye yönelttiğini, bunun en gü¬
zel örneklerinin ise bayram ve törenler¬
de görüldüğünü belirtmektedir (Turan
1994: 207, Özdemir 2005: 271-272’den).
Burada vurgulanan dürtü, emekli komu¬
tanın dolabında özenle sakladığı, kurum
kimliğinin simgesi üniformasını giyip tö¬
rene katılmasını, öğrencilere temsil es¬
nasında asker giysisinin giydirilmesini,
gazilerin başlarında Kuvayı Milliye’nin
simgesine dönüşmüş kalpakla, ellerinde
tüfekle törenlere katılmalarını sağla¬
maktadır.

Resmî törenlerin yanında özel gün,
kutlama ve eğlence bağlamları da giyim
tarzının belirlenmesinde etkili olmakta¬
dır. “Giysinin gösterge sistemi olarak en
yoğun bir şekilde işletildiği sosyokültü¬
rel ortamların başında eğlence ortamları
gelmektedir” (Özdemir 2005: 272). Asker
grubu arasında düzenlenen özel gün¬
lerden biri de tertip geceleridir. Vatanî
görevini yerine getiren asker için anıları
arasında önemli bir yere koyacağı tertip
gecesi diye adlandırılan eğlencede, üni¬
forma yerine özel olarak hazırlattırılmış
giysiler ön plana çıkar. Keşan’da 84-3
tertiplerin tezkereleri yaklaştığı bir dö¬
nemde levazımcı denilen askerî malzeme
satan esnafa, özel olarak hazırlattıkları
tişörtlerle katıldıkları gözlemlenmiştir.
Kışlada sadece o tertipten olanların giy¬
diği, grup kimliğini yansıtan bu baskılı
tişörte postal izi şeklinde tertipte bu¬
lunanların isimleri ve tertibin sloganı:
“Basmadık yer bırakmadık!” yazılmıştır.
Aynı şekilde askerliğini tamamlayarak
memleketine dönen genç, askerlik yaptı¬
ğı yeri ifade eden özel giysileri gururla
taşır. Bu şekilde görsel iletişim aracı ola¬
rak kullandığı giysiyle askerliğini ağır
şartlar altında, özellikle “komando” ola¬
rak yaptığı, artık olgun bir insan olduğu
mesajını vermektedir.

Geçmişten günümüze Türk giyim-
kuşam alanında önemli bir yere sahip
olan askerî giysiler, son dönemlerde
farklı bir bakış açısıyla irdelenmesi ge¬
reken modalaşma olgusuyla karşımıza
çıkmaktadır.

4. Asker Modası

Latince kökenli olan “moda”, Batı¬
lılaşma hareketleriyle birlikte dilimize
yerleşmiştir (Barbarosoğlu 1994: 17).
Genelde toplum hayatına girmiş geçici
yenilik olarak tanımlanan moda, belir¬
li bir süre etkili olan toplumsal beğeni,
geçici olarak yeniliğe ve toplumsal be¬
ğeniye uygun olan (TDK Türkçe Sözlük
2008: 1573) gibi anlamları da içerir. Ge¬
org Simmel ise modayı “farklılaşma ile
değişimin çekiciliğini, benzerlik ile uyu¬
mun çekiciliğiyle birleştiren, çoğunlukla
toplumsal farklılıkları ifade etmek üzere
sınıflarda kendini gösteren bir toplumsal
form” olarak görür (Simmel 2005: 41-42).

Çeşitlilik adına tek boyutluluğu
sunan modanın ortaya çıkışı, 14. yüzyıl
Burgonya saray yaşamına (Davis 1997:
28) dayandırılsa da Fransız İhtilali ve
Sanayi Devrimi’nin gerçekleşmesi ola¬
rak kabul edilebilir (Barbarosoğlu 1994:
20). Burjuva sınıfının hem saraydan
hem de halktan farklı olma arzusuy¬
la tasarımcılığının doğması, Fransız
İhtilali’nin getirdiği özgürlükler ve Sa¬
nayi Devrimi’yle başlayan seri üretim
modayı tetiklemiştir. Ancak moda asıl
önemini II. Dünya Savaşı sonrasında ka¬
dın ve erkek giyiminin belirgin özelliği
toplumsal farklılığın ortadan kalkma¬
sıyla, 1960’lı yıllarda özgürlüğün ifade
biçimi ve gençliğin protest tavrını belir¬
leyen karşı moda hareketleriyle bulur
(Barbarosoğlu 1994: 26-27). 1960’lardan
günümüze geçen dönemde, teknolojinin
hızlı ilerleyişi ve buna paralel olarak kü¬
reselleşme olgusunun günlük yaşamda
işgal ettiği yerle moda geniş kitlelere hi¬
tap eden bir kavram olmuştur.

Dünyanın tek bir coğrafî mekân ola¬
rak algılandığı küreselleşmeyle siyasî,
ekonomik, sosyal ve kültürel anlamda
uluslar birbirlerini etkilemeye başlamış,
pazar genişlemiş, hızlı üretim ve hızlı tü¬
ketim “popüler kültür” kavramını ortaya
çıkarmıştır. Popüler kültürün sunumun¬
da ise teknoloji ve kitle iletişim araçları
son derece etkili bir şekilde kullanılmış¬
tır. Bunun sonucunda bireyin çoğunluk
içinde kaybolduğu kitle kültürü doğmuş,
kitle kültürü içinde birey, “davranışla¬
rın ‘öznesi’ olmaktan çıkarak, içinde yer
aldığı kalabalıkların birer ‘nesnesi’ hali¬
ne” (Ersoy 2006: 4) gelmiştir. Ülkemiz¬
de özellikle 1970’lerde toplum hayatına
giren televizyon ve 1993’ten bu yana
hızla yaygınlaşan internet ile birlikte
kitle iletişiminin ve haberleşmenin, gele¬
neksel kültürel aktarımların çoğunluğa
ulaşması sağlanmış, ama diğer taraftan
küresel sermayenin pazar genişletme
çalışmaları da toplumu hızla tüketen bir
yapıya ulaştırmıştır.

Bireyselliği ve özgünlüğü savuna¬
rak genç kuşakların, kitlelerin ünifor¬
malarını oluşturan ve insanları tek-
tipleştiren moda, askerî giyim-kuşam
alanından da fazlasıyla beslenmiştir. Bir
üniforma olan askerî giysilerin modanın
etkisiyle sosyal hayatta kullanılmaya
başlanması I. Dünya Savaşı sonrasına
dayanır. Savaş döneminde yağmur ve
çamurdan korunma işlevi taşıyan bir tür
palto, modacılar tarafından dişil tarzda
yeni tasarımlarla sunulup, kadın-erkek
ortak giysisi olarak (İşbilen 2000: 202)
günümüzde de kullanılan “trençkot”a
dönüşmüştür.

Askerî giysilerin modalaşmasına
verebileceğimiz ilk örneklerden biri de
“mont”tur. II. Dünya Savaşı yıllarında
İngiliz General Montgomery’in giydiği
kısa ceket “montgomeri” adıyla erkekler
arasında moda olmuştur ve günümüzde
mont adıyla erkek, kadın ve çocuk giyi¬
minde kullanılmaktadır (Barbarosoğlu
1994: 29). Asker modasında ilk örnekler
bu şekilde karşımıza çıkarken 1960’larla
birlikte egemen kültürü reddeden, kapi¬
talizme karşı tavır alan, toplumsal düze¬
ne karşı çıkan ve bunu görsellerle ifade
eden alt kültürler ortaya çıkmış ve bu
alt kültürler, aykırılık adına en sıradan
nesneleri bile kullanarak karşı moda
oluşturmuşlardır. Parka ve postal gibi
askeri giysiler de bu alt kültürler ara¬
sında siyasî imgelere dönüşmüş, çeşitli
kodlamalarla geniş kitlelerin kullandığı
tarza bürünmüştür.

Moda çeşitlilik, özgünlük vaat ede¬
rek dünyadaki bütün insanların belirli
dönemlerde aynı şekilde giyinmelerine
neden olmaktadır. Moda kot pantolon-
özgürlük ikilisinde olduğu gibi öncelikle
anlamlar yaratma peşindedir (Özdemir
2005: 279). Hippi hareketi ve rock alt
kültürünün Amerika’nın Vietnam poli¬
tikasına karşı çıkmaları ve savaşı red¬
dederek yaşam tarzlarıyla mutluluğa,
özgürlüğe, sevgi ve barışa ulaşacaklarını
hayal etmişlerdir (Işbilen 2000: 41-42).
Bu tarz Türkiye’de de yankı bulmuş ve
gençlik hareketleri arasındaki siyasî ça¬
tışma giyime de yansımıştır. Dönemin
Amerika karşıtı sol görüşlü öğrencileri,
başta Amerikan malı olması nedeniyle
karşı çıktıkları blucini, işçi sınıfının da
giysisi olmasından dolayı (Kasapoğlu
2010: 194) özgürlük gibi kodlamalarla
kullanmışlardır. Kot pantolonun, yani
özgürlüğün anlamsal tamamlayıcısı ola¬
rak da ilginç bir şekilde askerî kaban
olan parka ve dayanıklılığıyla ön plana
çıkan postal kullanılmış, militarizme
karşı çıkışa rağmen, çelişki içinde mili¬
tarizmin üniforma unsurları kodlanma-
ya çalışılmıştır.

4.1. Türkiye’de Asker Modasının
Günümüzdeki Bazı Yansımaları

“Bir modanın ortaya çıkışından
yerini yeni bir modaya bırakmasına ka¬
dar evreler halinde geçen zaman” (Da¬
vis 1997: 119) olarak tanımlanan moda
döngüsü, bir dönem modalaşmış nesne¬
nin, tasarımın on yıl, yirmi yıl gibi bir
süre geçince tekrar sunulmasıdır. Bir
dönemler revaçta olan, yani modalaşan
nesne veya tasarım halkın unutkanlı¬
ğından yararlanılarak yeniden tüketime
dayatılır. Ülkemizde 19601ı ve 1970ü
yıllarda ideolojik kodlamalarla sunu¬
lan ve modalaşan askerî giyim tarzı,
1980’lerde siyasî nedenlerle durgunluk
yaşamış, takip eden on yıllık dönemde
ise popüler kültürün ve markalaşmanın
etkisiyle genç kuşakta tekrar görülmeye
başlamıştır. Günümüzde ise iletişim tek¬
nolojilerinin katkısıyla, var olana farklı
özellikler ekleyerek yeni tasarımlarla bir
asker modası biçiminde geniş kitleleri
etkisi altına almıştır. Bir gazete habe¬
rinde son dönem asker modası şu şekilde
okuyucuya tanıtılmaktadır:

“Yalnızca ceketlerde değil tişört,
şort, etek, tulum ve pantolonlarda da bu
trendin etkisini yoğun şekilde hissedece¬
ğimiz bir yıl bizleri bekliyor. Asker tema¬
sı, moda devlerinin koleksiyonlarında ön
plana çıktı. Balmain’in hazırladığı Antik
Roma Imparatorluğu askerlerini anım¬
satan apoletli ceket ve drapeli elbiseler
gerçekten etkileyici... Ayrıca Marc Ja¬
cobs, Louis Vuitton, Sonia Rykiel, Dsqu-
ared, Maxmara, Haider Ackermann gibi
ünlü birçok markanın yeni koleksiyonla¬
rında da şu parçalar dikkat çekiyor: As¬
ker ceketleri, yeşil ya da toprak tonların¬
da hazırlanan ve savaştan yeni çıkmış
izlenimi veren yırtık veya desenli tişört¬
ler, askerî üniformalardan etkilenilerek
hazırlanmış siyah, bej, gri, yeşil gibi
renklerde cepli ceketler, asker pantolon¬
ları, tulum ve şortlar... Işte bu parçala¬
ra 2010 ilkbahar-yaz koleksiyonlarında
sık sık rastlamak mümkün...”(Şahinbaş
2010)

Modayı belirleyen Italyan ve Fran¬
sız menşeli markalar, küresel ölçekte
başlattıkları akımla Türkiye’yi potan¬
siyel pazar olarak görüp aykırı olmayı
düşünenlere, savaştan yeni çıkmış ima¬
jı yaratılarak dönüşüm olgusu içinde
askerî giyimi farklı tasarımlarla sun¬
maktadır. Güç ve iktidar sahibi olunaca¬
ğı anlamı apoletli cekete kodlanmakta,
aynı şekilde dişil bir görüntü elde etmek
isteyene ise kat kat olan ve pililerle zen¬
ginleştirilmiş mini etekler, asker ünifor¬
masını andıran metal düğmeli ceketler
önerilmektedir (Şahinbaş 2010, Ürengül
2010). Protest tarzı kullanmak isteyen
bir rockçı yırtık yeşil tişört giyerken, mo¬
dayı daha sade bir şekilde takip etmek
isteyenler ise spor tarzda, yeşilin tonla¬
rında giysi ve aksesuarlar kullanmakta¬
dır.

Askerî giysilerin bir erkek tarzı ol¬
masına rağmen, asker modasında kadın
giyimi ön planda görülmektedir. “Moda
kişilik kazandırır” aforizması (Özde¬
mir 2005: 279) doğrultusunda askerî
giyim-kuşama cesaret, güç, iktidar, öz¬
güven, hareketli olma gibi kodlamalar
yapılmaktadır. Dönüşüm olgusuyla hâkî
renkli kamuflaj deseni, bir mini eteğe,
ince topuk ayakkabıya; hiyerarşiyi be¬
lirleyen askerî apoletler spor bir ceketin
kollarına, omuzlarına; askerî kamuflaj
olan pantolon, kargo pantolona, pilot
montu okul giysisine yansımıştır. Aynı
doğrultuda palaskayı andıran kemer,
kep-şapka (Resim 4), postal, terlik, yağ¬
murluk, kazak, eldiven, iç giyim, çeşitli
çantalar, bandana, künye (Resim 1),
anahtarlık, çakmak, saat, cüzdan, hatta
telefon kılıfı (Resim 3), apoletler, arma¬
lar asker modasındaki diğer tamamlayı¬
cı unsurlar arasında sıralanabilir.

Asker modasının ortaya çıkmasında
kitle iletişim araçlarının rolü büyüktür.
Medya kullanılarak yapılan çeşitli kod¬
lamalarla birey doyumsuzlaştırılmakta,
kararsızlıklar üzerine kurulu modayı
sürekli takip etmek zorunluluğu hisset-
tirilmektedir. Bireye reklamlar, filmler,
diziler yoluyla sunulan popüler kültür
ürününü, giydiğinde olduğundan farklı
görüleceği imajı verilir. “Giysi vasıtasıy¬
la, olunandan farklı bir etki yaratmak
çok yaygın olarak kullanılan bir yöntem¬
dir” (Oğuz vd. 2006: 423).

Asker modası noktasında kitle kül¬
türü oluşmasında televizyonda yer alan
örneklerden birkaç tanesi de şunlardır:
Bir bebek bezi reklamının koğuşta, ka¬
muflaj giymiş iki-üç yaşlarındaki ço¬
cuklarla çekilmesi, toplumsal bellekteki
asker imajıyla ürünün tanıtımı kolay¬
laşmaktadır. Böylelikle Türk toplumu-
nun kolektif şuur altında zaten var olan
askerî simgeler, çağın şartlarında bir
reklam aracı olarak kullanılabilmekte¬
dir. Söz konusu ürünün daha önceden
toplumun zihninde olumlanmış olan
simgeler eşliğinde verilmesi, o ürünün
beğenilmesini ve satın alınma kat sayı¬
sının da artmasını sağlamaktadır.

Öte yandan yakın zamanda “Şaban
Askerde, Emret Komutanım, Sakarya-
Fırat” gibi dizilerle ve “O Şimdi Asker,
Hababam Sınıfı Askerde” gibi filmlerle
askerlik olgusu farklı açılardan ele alı¬
nırken oyuncuların giysileri konunun
tamamlayıcısı olarak kullanılmış, izle¬
yicide ilgi uyandırmıştır. Tuğba Ekinci
adlı pop müzik şarkıcısı, “Hababam Sı¬
nıfı Askerde” filminde de kullanılan “O
Şimdi Asker” adlı şarkıya çekilen klip-
te, cinselliği ön plana çıkaran kamuflaj
desenli giysiyle boy göstermiştir. Bura¬
da modayı tasarlayanların göz önünde
olanlara biçtiği rolü de dikkate almak
gerekmektedir. Tasarladıkları ürünü
verebildikleri en çarpıcı yüzle kitlelere
tanıtmaktadırlar.

“Issız Adam” filmiyle parka ilgi oda¬
ğı olmuş, modalaşma sürecinde ideolo¬
jik kodlamalar ikinci planda kalmıştır
(Resim 5). Böylelikle moda ideolojik geri
planı tüketmiştir. Son olarak “Yetenek
Sizsiniz” yarışmasında jüri üyelerinden
Hülya Avşar, hâkî yeşil renkli kamuf¬
laj desenli ceketiyle modaya uymuştur,
ürünün tanıtımı görevini üstlenmiştir.

Diğer örneklerde de görüldüğü üzere,
medya aracılığıyla, göz önünde oluşan
kişiler yardımıyla askerî giyim izleyici
kitlesine sunulmaktadır. Hülya Avşar ve
diğer sıraladığımız popüler isimlerin gö¬
revi, ürünü geniş kitlelere tanıtmaktır.
İyi görünüş, rahatlık, cinsellik, iktidar,
cesaret, asilik, savaşçılık, savaş kar¬
şıtlığı gibi anlamlar ürüne yüklenerek
gönderilen mesajı alan kitlelerin, ürünü
tanıtan grupla özdeşleşmeye eğilim gös¬
terdiği gözlenmektedir. Bu döngüde bir
müddet sonra askerî giyimden esinlene¬
rek hazırlanan ürünün yaygınlığı arttık¬
ça tasarımcı grup yeni renkler ve yeni
tarzlar arayışlarına da girecektir.

5. Sonuç

Doğa şartlarının yaşam biçimini
belirlediği dönem içerisinde Türk kültür
varlığının erken dönem yaşama ve yayıl¬
ma alanı bozkır coğrafyasıdır. Kültürün
şekillendirici unsurları arasında bulu¬
nan coğrafya etkeni, o dönem içerisinde
Türk kültür ve medeniyetinin oluşum
biçiminde belirleyici roller üstlenmiştir.
Söz konusu yaşam biçimi Türk sosyo¬
kültürel yapısını şekillendirmiş ve bu
durum kültürün farklı alanlarına yan¬
sımıştır. Bozkır coğrafyası şartlarında
doğayla ve diğer toplumlarla mücadele
etmek durumunda kalan Türk kitleleri,
aynı zamanda askerî yaşam tarzıyla da
iç içe olmak durumunda kalmıştır. Bu
durum Türk kültüründe giyim-kuşam-
dan, halk edebiyatı unsurlarına dek pek
çok alana sirayet etmiştir. Böylelikle er¬
ken dönem yaşam biçiminin doğal uzan¬
tısı olarak Türklerin hayatında askerlik
olgusu, askerî giyim-kuşam kültürü kod¬
larında kendisine yer bulmuştur.

Türk kültür kodlarında var olan ve
tarihî süreç içerisinde de kurulan Türk
devletlerinin yapısı ve uygulamalarıyla
daima canlı tutulan askerlik kültürü,
Türkiye Cumhuriyeti içerisinde de hem
halk hayatında hem de devletin yasal
düzenlemeleriyle toplumun erkek fertle¬
rine yüklediği bir vazife olarak karşılık
bulmuştur.

Askerî kültürün giyim-kuşam bo¬
yutu, üretim tüketim ilişkilerinin değiş¬
mesi, teknolojinin gelişmesi ile birlikte
ortaya çıkan iletişim araçları vasıtasıyla
popüler kültür malzemesi olmaya baş¬
lamıştır. Savaşların dünya gündeminde
yer etmesine paralel olarak askerî kıya¬
fetler ve onlardan hareketle tasarlanan
diğer giyim-kuşam unsurları, özellikle
son elli yıllık süreçte yaygınlaşmıştır.
Güç, kendini gösterme, akran grupları
arasında var olma aracı olarak söz ko¬
nusu giyim kültürü, modanın etkisiyle
geniş kitlelerce benimsenmiştir. Bu sü¬
rece Türk kültürü özelinde bakıldığında,
konunun iki farklı boyutunun olduğu
görülmektedir. Birincisi, dünyada bir
eğilim olarak ve kâr amaçlı üretim ve
modalaştırarak tüketim vasıtası yanıyla
askerî giyim-kuşam, diğer pek çok ülke
gibi Türkiye’yi de etkisine almıştır. Ko¬
nunun diğer bir boyutu ise Türk kültü¬
rünün zemin olarak zaten askerî imaj ve
semboller açısından zengin olması itiba¬
riyle bu modaya çok çabuk adapte olma¬
sı meseledir. Bu durum, askerî konu ve
olayları içeren dizilerin, sinema filmleri¬
nin, şarkı ve türkülerin Türkiye’de geniş
kitlelerce izlenilmesi ve dinlenilmesin¬
de olduğu gibi; pek çok askerî kamuflaj
malzemesinden hareketle üretilen gi-
yim-kuşam unsurunun geniş olarak kul¬
lanılmasından da anlaşılabilmektedir.

Burada ifade edilmesi gereken bir
nokta da moda ve popüler kültür kav¬
ramlarının bir kültürün sağlığı açısın¬
dan ne ifade ettiğidir. Kitle iletişiminin
bu derece yaygın olduğu bir dönemde
popüler kültürün ve modanın olması
kaçınılmaz bir durumdur. Modanın ve
popüler kültürün Türk kültürü açısın-

dan ne derece olumlu ya da olumsuz so¬
nuçlar doğurduğunu tartışmak bu yazı¬
nın maksadını aşmakla birlikte, elbette
hızlı üretim ve tüketimi tetiklemesi ve
değersizleşmeyi getirmesi bakımından
söz konusu kavramlar eleştirilebilir. Öte
yandan yerelin evrensele taşınması nok¬
tasında bu imkânlar, Türk kültürünün
lehine de kullanılabilir.

Resim 1: Askerin kimlik bilgilerinin, kan
grubunun ve döneminin yazıldığı künye.


Resim 4: Askerî giyim tarzından esinlenerek
giyinen üniversite öğrencisi.



Resim 2: Yarbay rütbeli komutan üniforma¬
sının, çocuk ölçülerine göre tasarlanmış şekli.

Resim 3: www.eses.com.tr adresinden alınan
bu görselde Eskişehirspor kulübünün asker
cüzdanından hareketle, taraftarları için ha¬
zırlattığı telefon kılıflı cüzdan ye almaktadır.

Resim 5: Parkanın biçim ve renkleriyle yeni¬
den tasarlanmış örneklerini giyinen üniversi¬
te öğrencileri.

NOTLAR

1    Roland Barthes “Göstergebilimsel Serüven” adlı
çalışmasında dil ve söz arasındaki ayrımı orta¬
ya koyarken giyim ve giysi ilişkisinde de benzer
bir ayrımın olduğunu belirtir ve giyim özellik¬
lerini şu şekilde sıralar: 1- Parçaların, üst par¬
çaların ve ayrıntıların karşıtlıkları: Bunlardaki
değişmenin anlamdaki değişmeye de yol açması
(bir bere ve melon şapka giymek aynı anlama
gelmez). 2- Parçaların, aralarında yukarıdan
aşağıya ya da üst üste birleşmesini düzenleyen
kurallar: ‘Giyim sözü’ bütün düzensiz yapım ol¬
gularını ya da bireysel giyinme olgularını (giysi¬
nin boyu, temizlik, eskilik derecesi, kişisel düş¬
künlükler, parçaların özgür birleşimleri) içerir
(1993: 33-34).

2    Erken dönem Türk kültür varlığının oluşum ve
gelişim sahası olarak bozkır kültür çevresi ve
at-demir-beylik üçgenin bozkır kültüründe oy¬
nadığı rolle ilgili olarak kapsamlı bilgi için bkz.:
Kafesoğlu 1998: 213-215; Durmuş 1997: 13-19.

3    Askerlik konusunda son dönemlerde yapılan
çalışmalarda, kurum folkloru ve geçiş dönemi
bağlamında değerlendirmelerde bulunulmuş¬
tur. Konuyla ilgili bkz. Kerte 1999, Üstünova
2006, Mormenekşe 2007, Fidan 2008, Yiyin
2009, Yıldız 2010.

KAYNAKLAR

Altıoklar, Mustafa, yön. O Şimdi Asker. Sen. Levent
Kazak, Mustafa Altıoklar. Oyun. Ali Poyrazoğ-
lu, Özcan Deniz ve diğer. CD. Palermo Yapım,
2003.

Barbarosoğlu, Fatma Karabıyık. “Modernleşme Sü¬
recinde Moda- Zihniyet İlişkisi”. Yayımlanma¬
mış doktora tezi. İstanbul: İstanbul Üniversite¬
si, 2000.

Barthes, Roland. Göstergebilimsel Serüven. İstan¬
bul: Yapı Kredi Yay., 1993.

Başer, Sait. “Medeniyetin Ordusu veya Ordunun
Medeniyeti”. Uluslar arası Askeri Tarih Ko¬
misyonu Askeri Tarih Dergisi. Genelkurmay
Askerî Tarih ve Stratejik Etüt Başkanlığı Yay.
87 (2007) 31-62.

Connerton, Paul. Toplumlar Nasıl Anımsar. (Çev.:
Alaaddin Şenel), İstanbul: Ayrıntı Yay., 1999.

Çobanoğlu, Özkul. Âşık Tarzı Kültür Geleneği ve
Destan Türü. Ankara: Akçağ Yay. 2000a.

_. “Bilim Felsefesi Bağlamında Halkbilimi ve

Halkbilimsel Bilginin Teolojik Serüveni”. Folk¬
lor/Edebiyat C.VI(2000b): 27-41.

_. Halkbiliminde Kuramlar ve Araştırma

Yöntemleri Tarihine Giriş. Ankara: Akçağ Yay.
2002.

Davis, Fred. Moda, Kültür ve Kimlik. Çev. Özden
Arıkan. İstanbul: Yapı Kredi Yay., 1998.

Durmuş, İlhami. “Bozkır Kültürünün Oluşumu
ve Gelişiminde At”. Gazi Üniversitesi Fen-
Edebiyat Fak. Sosyal Bilimler Dergisi. 1(2),
(1997) 13-19.

Eğilmez, Ferdi, yön. Hababam Sınıfı Askerde. Sen.
Kemal Kenan Ergen. Oyun. Halit Akçatepe,
Hülya Avşar ve diğer. DVD. Arzu Film, 2004.

Ersoy, Ruhi. “Şehirleşme ve Halk Kültürü İkilemin¬
de Sorunlar ve Bazı Çözüm Önerileri”. E.Ü. Sos¬
yal Bilimler Enstitüsü Dergisi 20, 2006.

Fidan, Süleyman. “Anadolu Folklorunda Askerlik-
Adana, Gaziantep, Kayseri Örneği”. Yayımlan¬
mamış yüksek lisans tezi. Gaziantep: Gaziantep
Üniversitesi, 2008.

Flugel, J.C. The Psychology of Clothes. Londra: The
Hogarth Pres, 1971.

Genç, Reşat. Kaşgarlı Mahmud’a Göre XI. Yüzyılda
Türk Dünyası, Ankara: Türk Kültürünü Araş¬
tırma Enstitüsü Yay. :147, 1997.

Guiraud, Pierre. Göstergebilim. (Çev.: Mehmet Yal¬
çın), Ankara: İmge Kitabevi, 1994.

Irmak, Çağan, yön. Issız Adam. Sen. Çağan Irmak.
Oyun. Melis Birkan, Cemal Hünal ve diğer.
DVD. Most Prodüksüyon, 2008.

İşbilen, Ayşe. “Sebep ve Sonuç İlişkileri İçerisinde
Modada Anarşizm”. Yayımlanmamış sanatta
yeterlik tezi. İstanbul: Mimar Sinan Üniversi¬
tesi, 2000.

Kafesoğlu, İbrahim. Türk Millî Kültürü. İstanbul:
Ötüken, 1998.

Kasapoğlu, Pınar. “Küreselleşen Moda Bağlamında
Blucin Kültürü Üzerine Bir Araştırma”. Milli
Folklor 86 (Yaz 2010): 186-196.

Kerte, Melek. “Adana Halk Kültüründe Askeri
Uğurlama ve Askeri Karşılama Geleneği”. Ada¬
na: 3. Uluslararası Çukurova Halk Kültürü
Sempozyumu, ss. 456-465, 1999.

“Modada Asker Etkisi” (27.01.2010) 03.01.2011 <
http://www.izafet.com>

Mormenekşe, Fatih. “Bir Erginlenme Modeli Olarak
Askerlik Folkloru”. Yayımlanmamış yüksek li¬
sans tezi. Ankara: Gazi Üniversitesi, 2007.

Oğuz, M. Öcal ve diğer. Halkbiliminde Kuramlar ve
Yaklaşımlar 1. Ankara: Geleneksel Yay., 2006,
ss. 395-399.

_. Türk Halk Edebiyatı El Kitabı. Ankara:

Grafiker Yay., 2004, ss. 315-330.

Ögel, Bahaeddin. Türk Kültür Tarihine Giriş. Anka¬
ra: Kültür ve Turizm Bakanlığı Yay., 1984.

Özdemir, Nebi. Cumhuriyet Dönemi Türk Eğlence
Kültürü. Ankara: Akçağ Yay., 2005.

_. Medya, Kültür ve Edebiyat. Ankara: Gele¬
neksel Yay., 2008.

Özkınacı, Kerime. Gaziantep, 1986, üniversite öğ¬
rencisi.

Öztürk, Netice. Pasinler, 1939, okur-yazar.

Simmel, Georg. Modern Kültürde Çatışma. (Çev.:
Tanıl Bora ve diğer.), İstanbul: İletişim Yay.,
2005.

Şahin, Sermin. Sivas, 1987, üniversite öğrencisi.

Şahinbaş, Yaprak Aras. “Asker Her Yerde”.
(06.3.2010) 16.12.2010 < http://www.sabah.
com>

Turan, Şerafettin. Türk Kültür Tarihi. İstanbul: Bil¬
gi Yayınevi, 1994.

Türk Manilerinden Seçmeler. Ankara: Elips Yay.,
2005.

Türkçe Sözlük. Ankara: Türk Dil Kurumu Yay.,
1998.

Üregül, Nazlan. “Zamane Askerleri”. (12.10.2010)
16.12.2010 < http://www.trendus.com>

Üstünova, Mustafa ve Üstünova, Kerime. “Soldier
Wedding in Kaynarca”. Journal of Folklore Re¬
search V.43, S.2., (2006): 175-185.

Üzümcü, Halil. Gaziantep, 1985, üniversite öğren¬
cisi.

Yıldız, Hüseyin. “Sözlü Kültür Malzemesi Olarak
Türkçede Askerlik Jargonu”, Millî Folklor 88
(Kış 2010): 112-125.

Yiyin, Aytaç. “Türk Kültüründe Asker Ocağı Etra¬
fında Oluşan Halk Bilimi ve Halk Edebiyatı
Ürünleri Üzerine Bir İnceleme”. Yayımlanma¬
mış yüksek lisans tezi. Balıkesir: Balıkesir Üni¬
versitesi, 2009.

1

Hacettepe Üniv, Türk Halk Bilimi Doktora Öğrencisi, Gaziantep Üniv. Türk Musikisi Devlet Konserva-
tuvarı, Etnomüzikoloji ve Folklor Ana Bilim Dalı Öğretim Görevlisi, suleymanfidan@gmail.com