ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ TÜRKOLOJİ ARAŞTIRMALARI MERKEZİ

Anasayfa | Makale Bilgi Sistemi | Konu Dizini Yazarlar DiziniKaynaklar Dizini | Makale-Yazar Listesi |  Makale Sayısı-Tarih Listesi | Güncel Türkoloji Kaynakçası

MAKALELER

Atatürk Araştırmaları || Çukurova Araştırmaları || Halkbilim || Dilbilim || Halk Edebiyatı || Yeni Türk Dili || Eski Türk Dili
Yeni Türk Edebiyatı || Eski Türk Edebiyatı || Dil Sorunları || Genel || Tiyatro || Çağdaş Türk Lehçeleri

 

Tekirdağ'da Mani Söyleme Geleneği

Prof. Dr. Erman Artun
Çukurova Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi
Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü Öğretim Üyesi.

       Mani söyleme geleneği kulaktan kulağa aktarılarak günümüze gelmiştir. Mani Türk halk şiirinin en küçük nazım şeklidir. Manilerde  söylendiği yöre insanının düşünce yapısını ve  duygulanmalarını buluruz. Maniler her yörede kendine özgü bir gelenekle söylenir. Mani söyleme kültürel değişim ve gelişim nedeniyle her geçen gün azalmaktadır. Halk kültüründe  kültürel birer varlık olarak önemli bir yer tutan maniler gelecek kuşaklara aktarılmalıdır.
      Maniler, çok geniş bir coğrafi alana yayılmışlardır. Yörelere göre çeşitli adlar alırlar. Türkiye dışındaki Türk halk kültüründe de mani yaygındır(1). Mani genellikle yedi heceden  oluşan dört dizelik bir nazım şekli ve türüdür. Bir dörtlükten oluşan mani anlam bütünlüğü gösterir. Genellikle ilk iki dize doldurma dizedir, anlam ağırlığı ve verilmek istenilen mesaj üçüncü ve dördüncü dizededir. Doğaçlama söylenilen manilerin ilk iki dizesi hazırlıktır(2).
      Maniler, maniciler tarafından söylendiği gibi herkes tarafından da söylenmektedir. Karşılıklı söylenilen maniler “mani atışması” adını alır. Bunlar bir tür soru cevap özelliği gösterir. Maniler Türk ruhunun yansıtıcılarıdır. Manilerde söylendiği yörenin gelenek ve göreneklerinin izlerini buluruz.
      Maniler uygun her ortamda söylenebilir. Söylenilen ortam ve söyleyicilerin ruh durumları, manilerin içeriğini belirler (3).  Maniciler manici adı verilen  kişiler tarafından özel bir ezgiyle , aşıklar tarafından özel makamlarla söylenir (4). Manilerle ilgili şekil ve konularına göre çeşitli sınıflamalar yapılmıştır(5). Mani söyleme geleneğiyle ilgili araştırmalardan manilerin söylendiği ortam ve manilere verilen adlar hakkında bilgi ediniyoruz(6).
     Tekirdağ'da mani söyleme geleneği günümüzde eskisi kadar olmasa da bütün canlılığıyla sürmektedir. Mani söyleme kadınlar arasında yaygındır. Maniler bütün yaş gruplarında söylenirken en çok gençler arasında yaygındır. Maniler gelenek aktarımı yoluyla yaşlılardan öğrenilir. Özel  bir mani söyleme toplantısı yapılmaz.  Hıdrellez toplantılarında genç kızlar niyet ve fal manileri söylerler. Hıdrellez gecesi kızlar bir çömleğe yüzük, takar, anahtarlık vb. eşyaları koyarlar. Sabah çömlek açılarak  kimin eşyası çıktıysa onun niyetine mani söylerler. Eşyaları çekip mani söyleyen kızın elinde bir ayna vardır. Manici aynaya bakarak talihini okur gibi mani söyler.
     Maniler genç kızların duygularını dışa vurma, sıkıntılarını, özlemlerini  iletme dışında, beğendikleri delikanlılara meramlarını anlatmak, buluşup, konuşma isteklerini belirtmek yönleriyle de işlevseldir. Kadın toplantıları bir şenlik havasında geçer. Tekirdağ'da manilerin söylendiği ortamları şöylece sıralayabiliriz. 1) Kadınlar arası toplantılar, 2) Evlenme törenleri (kız görme, kız isteme, nişan, ana kınası, kız kınası, gelin hamamı, düğün töreni, gelin  alayı, gelin paçası vb. ) 3) Sünnet törenleri( sünnet kınası, sünnet töreni vb.) 4) Yardımlaşma toplantıları (mısır çekme, bulgur çekme, yufka açma, düğün yemeği hazırlama , çapa yapma, sebze ve meyve toplama, hasat vb.) 5) Hıdrellez eğlenceleri  6) Yağmur duası törenleri 7) Bolluk bereket törenleri ( cemale çıkma, saya gezme, çiğdem bayramı vb. ) 8) Köy seyirlik oyunları.
     Kadınlar arası toplantılar bir cümbüş havasında geçer. Komşular birbirlerine haber  verirler. Mani söylenilen ortama göre seyirciler tavır takınırlar. Dinleyici, mani üzüntülüyse üzüntülü , mani neşeliyse  neşelidir. Maniler bazen birinin üzerine söylenir. Dinleyiciler maninin kime  atıldığını anlamak için dikkatle dinlerler. Manilerde dinleyenleri en çok güldüren, eğlendiren  gelin- kaynana manileridir. Eşi, oğlu, askerde  gurbette olanlar ayrılık konulu manilerde hüzünlenirler, bazen ağlarlar. Onların bu durumları dinleyicileri de etkiler.
     Maniler, kültür aktarımında önemli bir görev üstlenir. Öğüt konulu maniler eğitim işlevlidir.  Yüzyılların bilgi ve deneyimleri genç kuşaklara aktarılır. Mani söylenecek bir ortam doğunca  yaşlılar kızlardan mani söylemelerini isterler. Genellikle mani bilmesi ve güzel sesiyle tanınan kızlar mani söylerler. Diğer kızlar da ona  katılırlar. Neşeli manilerde alkışla tempo tutulur, mendil sallanır, darbuka , tef veya tepsi çalınır. Bazen manilerin konularına uygun bazı eşyalar aksesuar olarak kullanılır. Bunlar çiçek, mendil yazma, bayrak vb.dir. Manici mani söylerken , manide gönderme yapılan kişiyi belli etmek için işaret eder, göz eder.
   Tekirdağ'da maniler bazen karşılıklı söylenir. Hıdrellez evlenme törenleri toplantılarında manilerle atışan kızlara mendil, yazma konu vb. hediyeler verilir. Eski ramazan gecelerinde davul çalarak kapılarda maniler söyleyen davulcularla birlikte çocuklar da  gezerlerdi. Ev sahipleri davulcuya mendil , yağlık, havlu vb. hediyeler verirdi. Davulcunun arkasında gezen bir çocuk bu hediyeleri uzun bir sopaya bağlayarak davulcunun arkasından gezerdi.
    Tekirdağ'da toplanan kadınlar mani söylerken niyet tutarlar. Bahtlarına okunan manileri, iyi , kötü diye yorumlarlar. Özellikle sevdalılar, asker eşleri, asker anaları, eşi, oğulları gurbette olanlar niyet tutarlar. Bahtlarına çıkan mani güzelse sevinirler, kötü çıkarsa üzülüp hayra yorarlar.
     Genelde arzu, istek ve duygulanmalar üzerine söylenen manilerde dua ve beddualara da rastlanır . Bazen maniler aracılığıyla kız ve erkekte aranılan özellikler sıralanır. Bazen de mani  aracılığıyla beğendiklerini beğenmediklerini bildirirler. Ramazan manilerinde ayın kutsallığı anlatılır,  bahşişin bol tutulması istenilir. Eskiden pazarcılar  ve esnaf malını satmak için maniler söylermiş. Bugün örneklerine  çok az rastlıyoruz. Mesleklerin özelliklerinin sıralandığı manilerde mesleklerin tanıtılmasından çok sevgilinin iş grubuna gönderme yapılır.  Okul, askerlik ve hapishane hayatı manilere konu olmuştur. Eskiden mektupların sonuna mani yazılması yaygındı. Son yıllarda sünnet törenlerine çağrı davetiyelerine maniler yazıldığını görüyoruz.
     Eski Tekirdağ  manileriyle, yeni maniler arasında yaşama biçiminin farklılaşması, beğeninin değişmesi nedeniyle  fark vardır. Günümüzün ekonomik koşulları ve teknolojisi, manilere yeni ögeler sokmuştur. Manileri incelediğimizde her şeyin maniye konu olabileceğini görüyoruz. Manilerin bir tek dörtlükten oluşması her konuda söylenmesi maniyi çok yaygın hale getirmiştir. Köyde söylenen manilerle şehirde söylenen maniler arasında köy ve şehir hayatını yansıtmaları yönleriyle farklılık vardır. Maninin söylendiği  yer, bağlı bulunduğu kültür manilere yansır.
     Maniler özel bir ezgiyle söylenmelerine karşın ezgisiz de söylenebilir. Toplantı ve evlenme törenlerinde maniler birbirlerine eklenerek türkü formuyla söylenir. Tekirdağ türkülerinin pek çoğu mani dörtlüklerinin ard arda sıralanmasıyla , türkü bütününde ayak birliği sağlama kaygısı güdülmeden söylenir. Bazen seçilen bir mani , maniler arasında tekrarlanarak türkü nakaratı görevi yapar.     Genç kız toplantılarında  maniler evlilik niyet ve temennisini dile getirmek ve  hoşça vakit geçirmek üzere söylenir. Maniler yoluyla duygular açığa vurulur. Bazen maniler kötülüklere  karşı uyarmak saygı ve sevgiyi pekiştirmek, olumsuzlukları eleştirerek örf , adet ve geleneklerin kuşaktan kuşağa aktarımının sağlaması  yönüyle işlevseldir. Maniler duyguların açığa vurulması, güldürmesi, eğlendirmesi, işi kolay kılması, eğitim, örf, adet, gelenek aktarımı, birlik- beraberlik, dayanışma, kültürün sözlü yolla aktarımı yönleriyle  işlevseldir.
     Mani halkın ortak malı olduğu için yaratıcısı belli değildir. Maniyi genellikle kadınlar söyler. Mani söyleyene
“manici”, mani söylemeye de “mani yakmak”, “mani düzmek” , mani atmak” denir. Mani, sevgi konusunu işler, en kısa anlatım biçimiyle , insan duygularını ilettiği için önemi büyüktür.  Maniler, aşk türkülerine, mizahi türkülere, oyun havalarına, ağıtlara biçim olarak  malzeme vermişlerdir. Türk toplumunun sosyal  yapısının ve düşüncesinin en güzel en duygulu anlatımını manilerde buluruz.
     Sonuç:

     Tekirdağ'da mani söyleme geleneği, yüzyılların deneyimlerinden süzülerek biçimlenmiş, belirli kuralları olan kuşaktan  kuşağa aktarılarak günümüze ulaşmış bir gelenektir. Tekirdağ manilerinde Tekirdağ insanının düşünce yapısını, beğenisini, sevdalarını, özlemlerini, dertlerini, ortak duygu ve davranışların yansıtılmasını, yörenin kültürüne ait gelenek ve göreneklerin izlerinin sergilendiğini görüyoruz.
    Tekirdağ manileri kendine özgü bir gelenekle söylenir. Onlarda diğer halk kültürü ürünleri gibi toplumu ayakta tutan dinamikleri belirleyebiliriz. Tekirdağ mani söyleme geleneğinin oluşmasında, şekillenmesinde geçmişten günümüze kalan tarihi ve kültürel mirasın önemli bir rolü vardır. Gün geçtikçe kaybolmakta olan mani söyleme geleneği halkın belleğinden silinmeden bir kültür varlığı olarak gelecek kuşaklara aktarılmalıdır. 

     Tekirdağ’da  Söylenen  Manilerden  Örnekler:
     Manilerin içerikleri, doğrudan söylenmesi gereken olaylar ya da işlerle bağlantılı değildir. Manilerin araştırmacılar tarafından söylendikleri ortama, duruma,  yere ve şartlara göre çeşitli tasnifleri yapılmıştır. Belirli bir bölümde yer alan mani başka bir yönüyle diğer bölümlerde de yer alabilir. Derlediğimiz 400 Tekirdağ manisinden yola çıkarak Tekirdağ manilerini , söylenme amaçları, yerleri, zamanları, şartları ve ortamlarına göre aşağıdaki başlıklarda toplayıp tasnif ettik.

     1- Sevda Manileri

     2- Mani Atışmaları

     3- Evlenme Adet ve Törenleriyle İlgili Maniler

     4- Alkış (Dua) Manileri

     5- Kargış(Beddua) Manileri

     6- Mektup Manileri

     7- Öğüt Manileri

     8- Davulcu Manileri

     9- Niyet -Fal Manileri

     10- Meslekle İlgili Maniler

     11- İş- İmece Manileri

     12- Gelin -Kaynana Manileri

     13- Evlenme Törenleri ve Çeşitli Toplantılarda Söylenen Maniler.
     Tekirdağ manileri içinde en büyük bölümü sevda manileri oluşturdu. Sevda, özlem, ayrılık, yakınma, övgü, şikayet, evlenme dileği, sitem, kıskançlık, felekten talihten yakınma, sevdaya bağlı ölüm düşüncesi, ant içme, aşığa uyarı, sözünde durmayan aşığa sitem, gurbet acısı, bastırılmış duygular vb. üzerine söylenmiş manilerin ana eksenini sevda oluşturduğu için bunları sevda manileri başlığında  topladık.

     Tekirdağ  Manilerinden  Örnekler: 

   1-Sevda  Manileri:

Acı bilirim acı                    Ağzında sigarası

Ateşe koydum sacı             Ne güzel içişi var

Şimdi kızlar kaçıyor           Fidan boylu yarimde

Nedir bunun ilacı                Efendi biçimi var.

 

Ak üzüm asmasıyım           Ak tiren kara tiren

Fabrika basmasıyım            Odur yari götüren

Bana doktor ne lazım          Gitti yarim gelmedi

Ben sevda hastasıyım          Odur beni bitiren

 

Aklı giydim olmadı            Al entarim asılsın

Beyaz giydim solmadı        Etekleri basılsın

İki senedir bekledim           Çoktan beri görmedim

Yarim benim olmadı           Kara gözlüm nasılsın ?

 

Annem entari almış            Arpalar dize kadar

Siyah dalları varmış           Gel yarim bize kadar

Keşke sevmez olsaydım     Çorap öreyim sana

Onun da yari varmış          Topuktan dize kadar

 

Arpa biçtim ellikte              Arabam teker meker

Yare çıktım terlikle             Şu Tekirdağ'ı kız çeker

Yar ağladı ben sildim          Şu Tekirdağ'ın kızları

Kırk liralık mendille           Pembe yuvarlak şeker

 

Asmalarda çiçek çok           Ayva külde pişer mi?

Tutulacak budak yok           Gül yanaktan düşer mi ?

Şimdi kızlar kol kola           Sen orada ben burada

Dayanacak yürek yok          Bana gülmek düşer mi ?

 

Ay doğar ayazlanır              Bahçelerde gündöndü

Gün doğar beyazlanır          Bahçeler gölgelendi

Temrez'in kızları                 Yeni yari severken

Çok zaman nazlanır            Eski yarim gücendi.

 

Bahçeler bağlar oldu           Bahçelerde sarmaşık

Gözlerim ağlar oldu            Sormadan oldum aşık

Yaralı geyik gibi                 Yar akılıma gelince

Meskenim dağlar oldu       Elimden düşer kaşık.

 

Başörtümün gülleri            Dantel öreyim diye

Sarı olsun solmasın            Dantel yumağı aldım

Muratlı'nın kızlarını           Her gün göreyim diye

Beğenmeyen almasın.           Köy içinden yar sevdim

 

Dağda orman olur mu?         Daireler gümbür gümbür

Aşkta ferman olur mu ?        Gel yarim beni güldür

Yandım yandım kül oldum   Ben yari görmeyeli

Küle derman olur mu ?         Bu gün on yedi gündür

 

Denizin ortasında                  Derler buz bağladı

Mum yanar sofrasında          Avcılar iz bağladı

Benim bir yarim var              Beni bir gelin vurdu

Tekirdağ ortasında                Yaramı kız bağladı

 

Elinde yeleceğim                  Elma yanak, gül yanak

Gelmedi göreceğim              Şimdi gelir bir sağnak

Sevdadan deli oldum            Haydi beni almadın

Aşkından öleceğim               Şu aldığın kıza bak

 

Entarim yeşil bezden            Fasulye pişirdim

Ateşin yeğdir közden           Toprak tenceresinde

Ben senden ayrıldı                Ben yarimle konuştum

Olmuşum iki gözden            Mutfak penceresinde

 

Fırın üstünde kürek               Fırın üstünde kalbur

Ne yanarsın be yürek            Yandır Allah'ım yandır

Her derde dayandın               Şu Tekirdağ erkekleri

Buna da dayan yürek             Hem buruşuk, hem kambur

  

Geze geze yorulur                  Giden oğlan bak beri

Bir bakışta vurulur                 Elinde mor mendili

Gözüm seni görünce               Sevdalandırırsın beni

Dilim söylemez olur               Kiraz ayından beri

 

Makarada ipliğim                   Mendilim yere yere

O yar benim bebeğim             Yar gitti gurbet ellere

Sen nereden gelirsin               Yedi mendil çürüttüm

Ben orayı beklerim                 Gözyaşı sile sile

 

Merdivenim kırk ayak             O hava yağmadı

Kırkına sürdüm ayak               Damlalar damlamadı

Bu sabah yari gördüm             Ben bir yar sevdim

Ne el tutar ne ayak                   Kimsecikler anlamadı

 

Otlu çayırdan geçtim                Pencerede duran kız

Kavızlara ot biçtim                   Bayram geldi dolan kız

Ben yarimi görünce                  Kurbansız bayram olmaz

Öyle bir dalga geçtim.              Sana kurban olam kız

 

 

Raf üstünde tencere                  Uykum geldi esnerim

Kalk gidelim incire                   Davul gibi seslerim

Annem babam duyarsa              Mayadağ'a giderken

Koyar beni zincire.                    Telli fistan isterim.

 

Yağmur yağıyor yağmur             Yelek örerim yelek

Tülbendimin katına                      Arka olacak arka

Çok üşüdüm sevdiğim                  İki tane yarim var

Al ceketinin altına                        Biri, dalgacı marka.

 

Yolda giden karamca                   Yelek örerim yelek

Karamcaya varınca                       Şişten çıkardım ilmek

Ben yarimi özledim                      Bu senenin modası

Perçemine varınca                        Yar üstüne yar sevmek.

 

İndim dereye durdum                    Ceviz dalı gevrek olur

Dokuz güvercin vurdum                Dul karı sarmak soğuk olur

Müsteceb'in içinde                         Sararsan kızları sar

Ben bir kıza vuruldum                   Cilve cümbüş çok olur.

 

Gece çıktım dışarı                            Kara dutun gazeli

Ayın peşinde yıldız                          Esmer yarin güzeli

Çıkmıyorsun aklımdan                     Her anne büyütemez

Ne gece, ne de gündüz                     Yarim gibi güzeli

 

Motor geliyor motor                        İnci dizdim diziye

Bacası ben olayım                           Kimler görmüş göz ile

Yalnız yatan kızların                       Ben yardan vazgeçemem

Kocası ben  olayım                          Bir kıskancın sözü ile

 

Muratlı güzel ama                             Ne cinim, ne periyim

İçi çamur olmasa                               Ben herkesten  geriyim

Muratlı'yı yakarım                             Şirin'e aşık oldum

İçinde yar olmasa                              Tastamam serseriyim.

 

Gemi geliyor gemi                             Elim değdi eline

Ümit burnundan beri                          Mail oldum diline

Ben yarimi görmedim                        Ben dünyayı değişmem

Eylül ayından beri                              Saçının bir teline

 

Pınarın kapakları                                 Dereye inen miller

Çınarın yaprakları                               Yare döktüğüm diller

Gurbette yarimin                                 Unutulur mu be yarim?

Çınlasın kulakları                                Seninle geçen günler

 

Denizde  mataramız                            Denizin kenarında

Ayrı düştü aramız                               Sümbülümsün sen benim

Ne kadar ayrı olsak                            Yedi yaşımdan beri

Yürektendir yaramız                           Sevdiğimsin sen benim.

 

 

Yarim dükkan önünde                         Naylon, naylon demekten

Dayanmış direğine                              Ben kesildim yemekten

Bizi çekemeyenler                              Seninkisi dalga ise

Buz koysun yüreğine                          Benimkisi yürekten.

 

İndim çeşme başına                          Ay aydındır içilmez

Sabun koydum taşına                        Selviliktir geçilmez

Sevda nedir bilmezdim                     Gönül bir top ibrişim.

Sen getirdin başıma .                         Dolaşırsa açılmaz.

 

Yengem çıkmış mahalleye                Elmayı bıçakladım

Topluyor kaşıkları                             Çevreyi saçakladım

Yenge nasıl ayırdın                            Karanlıkta yar diye

Biz gibi aşıkları.                                Yastığı kucakladım.

 

Karpuz kestim ortadan                       Süpürgemin telleri

Yarim girdi portadan                          Süpürüyor yerleri

Bileydim yar olduğunu                      Salla yarim mendili

Aç kalkardım sofradan                      Gelsin sevda yelleri.

 

Uyumuş kalmışım                              Mendilimi uçurdum

Şu ayvanın dibinde                             Kavak yapraklarına

Ölüm var ayrılık yok                          Ben yarimi düşürdüm

Yarda benim kalbimde.                      Sevda yataklarına 

2. Mani  Atışmaları: 

Kızlar:

Mani maniyi açar

Mani bilmeyen kaçar

Gelin kızlar atışalım

Hangimiz üste çıkar.

 

 I.Kız:                                                  II.Kız:

Ahretimin boynunda                          Ak hindi beyaz hindi

İki beşi bir yerde                                Hindi kümese girdi

Gel ahretin gidelim                            Oğlu olan düşünsün

Baylarımız bir yerde                           Kızlar beş bine bindi    

 

1.Kız                                                   ll.Kız

Bizim evin önünde                            Dere boyu dişbudak

Karyola parçaları                               Koparalım bir budak

Dinle ahretim dinle                           Gelini tellemişler

Ayrılık türküleri                                Almışlar pembe duvak

 

 I.Kız                                                 ll.Kız

Denizde mataramız                          Elek elek içinde

Ayrı düştü aramız                             Elek tekne içinde

Ahret ayrı olsak da                           Tekirdağ'ın kızları

Yürektendir yaramız                         İpek yelek içinde

 

 I.Kız:                                                II.Kız:

Erik altında durma                          Geline bak geline

Erik dalını kırma                             Kına yakmış eline

Ahretine bakıp da                            Gelin kendi gidecek

Benim kalbimi kırma                      Damat beyin evine

 

 I.Kız:                                    II.Kız:

Ahret hilal kaşını                  Kaleden altım keser

Aldı gitti başını                    Fidan boylum gezer

Seller gibi akıttım                Tekirdağ'ın içinde

Ben gözümün yaşını            Yoktur yarime benzer

 

 I.Kız:                                    II.Kız:

Temelin altı kaya                   Kara kara böcekler

Basmaya bak basmaya          Duvarı delecekler

Ahretimden vazgeçmem        İstemediğim yere

Götürseler asmağa                 Zorla mı verecekler

 

 I.Kız:                                    II.Kız:

Ah översin översin                Ay Urumlu, Urumlu

Öküzleri döversin                  Bacaları kurumlu

Alıştırma elini                       Öyle bir yar sevdim

Sonra beni döversin              Hepsi koca burunlu

 

 I.Kız:                                   II.Kız:

Entarisi cim ,cimi                  Armut dalda sararmış

Soyadım inci mi ?                 Yarim beni sorarmış,

Dün gece neredeydin            Hasta mı oldun yarim?

Koynumun güvercini            Elin yüzün sararmış.

 

 I.Kız:                                   II.Kız:

Asmada üzüm sana               Aşağıdan gelir misin

Kem midir gözüm sana?       Yolları bilir misin

Seher yıldızı gibi                   Elindeki mendili

Dikmişim gözüm sana           İstesem verir misin?

 

 I.Kız:                                     II.Kız:

Ata biner allanır                    Avluda kara kabak

Bacakları sallanır                  Yuvarlak, yuvarlak

Çalımından utanmaz             Davuteli'nin kızları

Emanet at kullanır                Avanaktır avanak

 

 I.Kız:                                   II.Kız:

Ay etine etine                       Ay aparım, aparım

Girdim çitin içine                 Gökte yıldız kaparım

Sakın gönül vermeyin          Tekirdağ'ın kızlarını

El alemin piçine                    Dana fiyatına satarım

 

 I.Kız:                                II.Kız:

Ayağımda kundura              Ayakkabım var benim

Yürüdüm dura dura             Bir karış topukları

İstediğim kızları                   Piyasaya çıkmışlar

Alırım vura  vura                 Tekirdağ'ın kopukları

 

 I.Kız:                                 II.Kız:

Bahçelerde bal kabak        Bahçemin kapısını

Açılır tabak tabak             Açamıyorum yarim

Beni beğenmedin de         Anneme duyurmuşlar

Aldığın kabağa bak           Kaçamıyorum yarim.

 

 I.Kız:                                II.Kız:

Cam cama eklenir mi?       Çantası var kolunda

Cam dibi beklenir mi ?      Gezer sahil boyunda

Üç sene bekle dersin          Bu ne kadar güzellik

Üç sene beklenir mi ?        Melek mi var soyunda?

 

 I.Kız:                                 II.Kız:

Derede yılan bağırır            Elbisemin önüne

Kız senin neren ağarır?       Sıraladım mor düğme

Düştüm sarhoş eline           Hasta mıydın be yarim

Yorgun her yanım ağrır      Niye gelmedin düğüne ?

 

 I.Kız:                                II.Kız:

Giden eşekli oğlan             Giden tren durmaz mı?

Beli fişekli oğlan                Mektup versem almaz mı ?

İşaretten anlamaz                İkimize bir yastık

Eşek kafalı oğlan.               Acep kısmet olmaz mı ?

 

 I.Kız:                                II.Kız:

İn dereye dereye                 Ah dedim oydun beni

Ne ineyim dereye               Bu hale koydun beni

Babanın parası yok            Yelkensiz gemi gibi

Seni evlendirmeye             Ortada koydun beni

 

 I.Kız:                                II.Kız:

İstanbul'a  giderken          İstanbul'a giderken

Hangi rüzgarlar esti          İzin mi kaldı yarim?

Şu dalgalı saçını               Muratlı kızlarında

Hangi berberler kesti.       Gözün mü kaldı yarim ?

 

 I.Kız:                                II.Kız:

İstanbul'a giderken           İstanbul'dan gelirken

Bir teneke kum aldım      Var altı istasyon

Unutmadın mı ahret,        Benim yarim kullanıyor

Ben bıraktım, sen aldın    Altmışlık Fergison.

 

 I.Kız:                                II.Kız:

Su akar ulam ulam            Sarılım, var olasın

İçinde kara yılan               Sineme yar olasın

Ne zamansa benimsin       Bana yar çok ama

Mavi takımlı oğlan.           İsterim ki sen olasın.

 

     3- Evlenme  Adet  Ve  Törenleriyle  İlgili  Maniler:

Ay atlılar atlılar                        Ayakkabım var benim

Geliyor Muratlılar                    Altları delik delik

Kız görmeye gelmişler             Benim yare zor geldi

Muşmula suratlılar.                  Beş tane beşi birlik

 

Ayakkabın teki                         Benim saçlarım uzun

Akşamdan beri kayıp               Örmüyorlar sevdiğim.

Nişan olmadan çocuk               Seni bana münasip

Senle konuşmak ayıp.              Görmüyorlar sevdiğim.

 

Dere boyu dişbudak                 Elimde sarı kağıt

Koparalım bir budak                Dür de üstüne yat

Gelini tellemişler                     Yar ben sana varırım

Atmışlar pembe duvak             On bilezik bir saat.

 

Entarimin moruna                    Entarisi kırmızı

Gitmem köylü oğluna              Ben annemin bir kızı

Beşibiryerde taksa                    Beni alacak oğlan

Yine girmem koluna.               Ballı köyün yıldızı.

 

Entarimin moruna                    Erik çiçek açmadan

Girmem köylü oğluna              Altı gölge olur mu ?

Gitcem şehir oğluna                 Küçücüğüm, sevdiğim

Taksın beni koluna                  Benden gelin olur mu ?

 

Fırın üstünde fırın                   Entarim kara dallı

Vurun davullar vurun             Ucunda para bağlı

Bekir yarim geliyor                Işıklar'ın kızları

Evliler geri durun.                  Dokuz motordan pahalı

 

Uzun saçı örmezler                 Geline bak geline

Seni bana vermezler               Kına yakmış eline

Kalk kaçalım çavuşum           Gelin kendi gidecek

Gece yarısı görmezler.           Damat beyin evine

 

İndim derelerine                    İndim dereye çık düze

Bilmem nerelerine                Şimdi kızlar beş bine

Kara kına yollamış                Beş bini veren alır,

Yar benim ellerime.              Vermeyen bekar kalır.

 

Karanfil deste deste               Kar yağıyor sine sine

Gel beni babamdan iste         Kozyörük deresine

Eğer babam vermezse           Yarla lades tutunduk

Kır atını iyi besle                   Bu nişan çevresine

 

Karadır kaşlarımız                Kara dut yemeli

On altıdır yaşlarımız             Altında eğlenmeli

On altı yaştan beri                 Bu bekarlık çekilmez

Bağlıdır başlarımız.               Kasım ola evlenmeli

 

Kuyu kazdırıp durma           Karanfilim üç çatal

Suyu azdırıp durma              Üçü de ayrı açar

Başkasına bakıp da              Şu Tekirdağ kızları

Beni kızdırıp durma.           Alır bohçayı kaçar.

 

Kaşıkçı minaresi                  Malkara’nın yolları

Yanıyor idaresi                    Sıvayayım kolları

Karabezirgan kızları            Oğlan sana gidiyorum

Beş bin lira tanesi                Tutsana davulları

 

Motor geliyor                     Mandaları  sat baba

Arkası tenekeli                   Bana altın yap baba

Kalkmış beni istiyor           Bana altın yapmazsan

Tekirdağ tevekkeli.             Senin kızın yok baba

 

Motor geliyor motor          Oğlanın adı Hakkı

Motorun bacası yok           Şişeler dolu rakı

Kalkmış beni istiyor          On bilezik, bir saat

Pantulun paçası yok.          Bin lira baba hakkı

 

Yeşil taksi geliyor             Yumurtanın sarısı

Barbaros'a gidiyor             Yere düştü  yarısı

Ablam gelin olacak            On beşine girmeden

Sıra bana geliyor                Oldu subay karısı

 

Darbukanın içinde              Parmağındaki yüzük

Yılanın kemikleri               Halka mı yar halka mı?

Oğlan sana geleceğim        Candan mı seviyorsun?

Hazırla binlikleri                Yoksa yarim dalga mı ?

 

Darbukamın ucunda           Ayakkabımın teki

Yıldıza bak yıldıza             Akşamdan beri kayıp

Ben pahalıyım şekerim      Biz nişanlı değiliz

Sen ucuza bak ucuza          Bize konuşmak ayıp

 

Cam dibinde durursun       Derenin sularına

Cama tık tık vurursun,       Kuş konar kenarına

Saçıma ilişirsen                 O kız bana varacak

Beni almış olursun.            Kış veya yaz başına

 

Ahmet’im uyansın             Ocak başında maşa

Altın kemer kuşansın         Kalk adam beni boşa

Ahmet’i gören kızlar          Boşayacaksan tez boşa

Sözlüsünü boşasın              Kalmayalım kışa

 

Mendilimi yıkarım              Mendilim kara dallı

Seremem çardaklara           Uçunda para bağlı

Fazla yarim yok benim       Müstecep’in kızları

Veremem ortaklara             Güzel ama çok pahalı

 

Derenin servileri                  Parmağındaki yüzük

Çevirin dünürleri                 Halkaya da benziyor

Her yiğit harcı mıdır?         Yar senin baktıkların

İstemek sevdiğimi.              Dalgaya da benziyor.

 

Yarimin adı İsa                   Tarlası ayrıklıya

Biraz çorapları kısa             Ben gitmeme çarıklıya

Ben İsa'ya varacam             Allah  kısmet ederse

Evleri yakın olsa.                Boynu kravatlıya. 

     4- Alkış(Dua)  Manileri:

Ak dutlar, kara dutlar          Ay doğar aydır Allah’ım

O dutları kim toplar            Gün doğar gündür Allah’ım

Asker olan yarime               Canımı sıklet aldı

Gölge olsun bulutlar           Yarimi gönder Allah’ım

 

Ayna attım çayıra                Beyaz giyme toz olur

Şavkı vurdu bayıra              Siyah giyme söz olur

Benim nazlı yarimin           Gel beraber gezelim

Sonu gelsin hayıra               Muradımız tez olur

 

Camide büyük kubbe          Çimde otlar tavuklar

İmam sırtında cübbe           Gündüzleri yumurtlar

Etmeli günahlara                 Koyun güden yarime

Canı gönülden tövbe          Gölge olsun bulutlar

 

Dere boyu düz gider          Dere boyunda dutlar

İnce belli kız gider             Dutlar kökünden parlar

Kız yolunu şaşırmış           Askerdeki yarime

İnşallah bize gider.            Gölge olsun şu dutlar

 

Elimi soktum astara            Entarisi karadan

Elimi kesti testere               Dağlar kalksın aradan

Dua ettim Allah'a               Ayrı düşen kulları

Güzel bir kız göstere          Kavuşturur Yaradan

 

Malkara bayır olsun           Mısır ektim azmasın

Arkası çayır olsun             Gelen geçen kazmasın

Benim gözlerim kara         Ben yarimle  konuştum

Yarimin çakır olsun           Allah günah yazmasın

 

Mavilimsin maşallah         Sarı gülüm sararsın

Sen benimsin inşallah       Sararıp da  solarsın

Kavuşmadık yar  olmaz    Bana yar  çok ama

Kavuşuruz inşallah            İsterim sen olasın

 

Su yollarımız çamurdur    Yetmiş üçü bitirdim

Yarim bana  dargındır       Bir yeni yıla daha girdim

Dargınsa dargın olsun       Tanrım şükürler  olsun

Sonumuz hayırdır             Bu günlere eriştim. 

5-Kargış(beddua) Manileri

Ayna attın çayıra                  Havada  uçan kırlangıç

Şavkı vurdu  bayıra              Kanadı ayrıç ayrıç

Beni yardan ayıran               Beni yardan ayıran

Sürüm sürüm sürüne            Kan kussun avuç avuç.

 

Gitme yarim  pazara            Kara kaytanı mensiz

Uğratırlar nazara                  Kalbim karardı sensiz

Yarim ölmüş diyenler          Şilteni yılan soksun

Kendi düşsün mezara.          Nasıl yatarsın bensiz

 

Kara kara kartallar                Portakal dilim, dilim

Kara  yazı yazanlar               Darılmaz benim yarim

Cennet yüzü görmesin          Ne dedim de darıldın?

Aramızı bozanlar.                 Kurusun ağzım dilim.

 

Muratlı'nın yollarını                Sini sini şekerler

Sen mi yaptın kaldırım ?        İçine gül ekerler

Benden başka seversen           Beni sana vermezler

Vursun seni yıldırım              Günahımı çekerler.

 

Sular coşkun akarsa              Seneler geldi geçti

Yatağından çıkarsa               Ah  neler geldi geçti

Haram olsun şu gözler          Şu feleğe ettiğim

Başkasına  bakarsa               Sitemler geldi geçti 

     6- Mektup  Manileri:

Bahar geldi, yaz güzel        Bizim bahçe otlanmış

Merhameti az güzel            Gel ahretim kazalım

Ben sana aşık oldum           İkimizin baylara

Defterine yaz güzel             Birer mektup yazalım.

 

Entarimin beyazı                 Kara katranım yok

Dama kapadım kızı             Suya batıranım yok

Elinden mi gelmez              Yare mektup yazdıkça

İki satır bir yazı                   Alıp götürenim yok.

 

Karşı karşı duralım             Karanfilim süt beyaz

Telefonu kuralım,               Bir şeyini istemem

Sen orada ben burda           Yalnız kaldım bu yaz

Nasıl ayrı duralım               Mektubu kısa yaz.

 

İstanbul'a giderken              Mektup yazarsan yarim

Sol tarafta hastane               Koy kibrit kutusuna

Yarimin mektubunu            Bizim ordan geçerken

Geciktirme postane             At evin arkasına

 

Mektup yazdım karadan     Mektup yazdım sarı kağıt

Dağlar kalksın aradan         Ağlarım her saat

Ayrılık pek çok gitti            Sen orada ben burda

Kavuştursun Yaradan          Nasıl durayım rahat.

 

Mektup yazarsın yarim             Okula gider misin ?

Sarı kurdele bağla                     Sen koyun güder misin?

Ben yazarken ağlarım               Gönderdiğim mektubu

Sen de okurken ağla                  Sen kabul eder misin?

 

Postacı gelir gelmez                  Oğlanın adı Zeki

Kapıyı zillendirir                       Omuzunda ceketi

Benim de bir yarim var.             Sol cebinde geziyor

Dilsizi dillendirir                       Mektupların paketi.

 

Oya örerim oya                          Saçlara bak saçlara

Oya örmesi sevap                      Demet urganı gibi

Gönder yarim bir mektup          Bana mektup yazmışsın

Ben de vereyim cevap               Ananın gözü gibi

 

Tekirdağ'a giderken                  Yazı yazarım Latince

Sol tarafta hastane                     Kalem defter bitince

Yardan gelen mektubu              Sen bekar değil misin?

Eğlendirme postane.                  Bekle horoz ötünce.

 

Al eline kalemi                          Denizde kum ziyade

Yaz başına geleni                      Asker oldum piyade

Seni sevdim seveli                     Seni ben çok  severim

Oldum  döşek veremi                Hayatımdan ziyade.

 

Hatırladım yadını                      Beyaz giyme sevdiğim

Unutmadım tadını                     Ben beyaz yıkayamam

Hiç kimseler silemez                 Mektubunu alırım

Kalbimdeki adını.                      Konuşmağa çıkamam.

 

Ovada  kavunlar                       Mani mani mani kelam

Al çapayı kaz yarim                 Benden yare çok selam

Maniye başlıyorum                  İncinip gücenmesin

Al kalemi yaz yarim.                Bende gelcem bir zaman 

  7- Öğüt  Manileri:

Asfaltta gezme yarim               Bizim eve  gelmek var

Asfalt güzeli derler                  Yemeni çevirmek var

Oku sevdiğim oku                    Düşün, düşün al yarim

Okuyanı severler                      Sonunda geçinmek var

 

Bizim evin önünde                   Karşıda  kara katır

Ayvalar şişman olur                 Eşek gibi yan yatır

Müstecep'in kızlarını                Şu zamane  kızlarında

Almayan pişman olur.              Ne saygı var, ne hatır.

 

Karşımda donup durma             İnme yarim dereye

Boynunu vurup durma              Uyur uyanamazsın

Beni sana vermezler                  Verme beni ellere

Kendini kırıp durma                  Görür dayanamazsın.

 

İnme bizim mahalleye                İn dereye dereye

Çamurdur kayarsın                     Dere çakılı yarim

Bizim mahalle kızları                 Al bizim sülaleden

Dalgacıdır yanarsın                    Benim akıllı yarim

  

Mantomun cebi  dardır                 Unut beni anıyorsan

İçinde neler vardır                        Buzlu su iç, yanıyorsan

Sabır et be sevgilim                      Durma avcunu yala

Sabırda neler vardır.                     Seveceğim sanıyorsan

 

Mendil bağladım yandan               Sigaranı iç oğlan

Seni seviyorum candan                 Bizim yoldan geç oğlan

İki yarla bu iş olmaz                      Bizim yoldan geçerken

Vazgeç sen eski yardan.                Durma doğru geç oğlan

 

Şu derenin odunu                          Susadım su isterim

Yakan bilir tadını                          Kırmızı sürahiden

Kız doğuran analar                       Yari güzel istersen

Gülsüm koysun adını.                   Al bizim sülaleden

 

Tepside üzüme bak                        Vur daireye gümlesin

Biraz da gözüme bak                      Bekar olan dinlesin

Eller ne derse desin                        Evli olan var ise

Sen banim sözüme bak.                 Yanımıza gelmesin

 

Bahçelerde hasır olur                       İn dereye dereye

Bakalım nasıl olur                           İnmeseniz olmaz mı ?

Yavuklusu olmayan çocuk              Yarim şu sigarayı

Üzüntüsünden berduş olur.              İçmeseniz olmaz mı ?

 

Su  gelir akma ile                            Bahçede taş olmaz

Taş bina yıkma ile                           Dört ayaklı kuş olmaz

Adama kız verseler                          Seveceksen candan sev

Fiyaka satmayla                              Yalan sevgi hoş olmaz

 

Kara ağaç altında                            Taş üstüne oturma

Uyuma yar uyuma                           Kumaşını batırma

Boy resmimi vereceğim                  Madem beni seversin

Kimselere duyurma.                        Geç  karşıma utanma.

 

Ateş başında ibrik                          Yapraklar arasında

Kağıt dolusu kibrit                         Ayvalar şişman olur.

Sana gelirim ama                            Bıyık Ali Kızlarını

Bir hafta daha sabret                      Almayan pişman olur. 

   8- Davulcu  Manileri:      

Allı beyazlı olur                             Aşağıdan beri geldim

Bahçede kirazlı olur                       Düştüm davulumu deldim

Sahura kalkmayanın                       İki gözüm benim ağam

Orucu nazlı olur                             Ben sana yine geldim

 

Avludan kara kedi atladı              Davulumun üstü yaydan

Davulcunun ödü patladı               Kalmadı üstümde mintan

Korkma davulcu korkma             Verin  ağalar beş on kuruş

Ağam keseyi yokladı                   Alayım sırtıma mintan

 

İşte geldim kapınıza                     Ne uyursun, ne uyursun?

Bir taş attım başınıza                   Bu uykudan ne bulursun?

Selamün aleyküm diyerek           Kalk  ye, oruç niyetlen

Selam verdim hepinize                Cenneti alayı bulursun

 

Ne ola benim ola                         Şekerim var ezilecek

Kalbimiz nurla dola                     İnce bezden süzülecek

İki gözüm efendim                      Beklemeyim ağalar beni

Ramazan mübarek ola                 Çok yarim var gezilecek 

     9- Niyet  Manileri:

Ak bakırı doldurdum                   Ak hindi beyaz hindi

Dolu diye kaldırdım                    Hindi kümese girdi

Ben yarimi kandırdım,                Oğlu olan düşünsün

Naylon yelek aldırdım.               Kızlar beş bine bindi

 

Armudumu dişledim                  Armut koydum sepete

Sapını gümüşledim                    Yari gördüm tepede

Ben yarimin ismini                    Öyle bir yar sevdim ki,

Fistanıma işledim                       Şan olsun memlekete.

 

Arpa biçtim az kaldı                  Al şalım, yeşil şalım

Başağını aldım, saz kaldı           Dağları dolaşalım

Merak etme sevdiğim                Aramız derya deniz

Kavuşmamız az kaldı                Biz senle nasıl  buluşalım?

 

Ana moru ana                         Aslının dediğini

Yoğursana bazlama                Cebinin deliğini

Gönder beni gideyim              Burda cennet istesen

O nazlı teyzeme.                     Ver benim sevdiğimi

 

Asker yapar talimi                  Bahçelerde pırasa

Kimse bilmez halimi              Yaprağına kar  yağsa

Hem askerlik hem sevda         Bu gün tellal bağırsa

Öldürecek yarimi                    Herkes sevdiğini alsa

 

Bahçelere gel yarim               Ben bir tavşan olaydım

Gül vereyim al yarim             Avlu dibi eşerdim

Senin garip duruşun               Bende talih olsaydı

Ayrılıkmış be yarim               Sevdiğime düşerdim.

 

Bahçeye giriyorsun                Ben bir evler yaptırdım

Çilek mi ekiyorsun?               İki oda, bir mutfak

Sararmışsın solmuşsun           Senin askerliğin varsa

Sevda mi çekiyorsun ?           Benim de yaşım ufak.

 

Başörtümün gülleri                Bu gün hava bulutlu

Yana bakıyor yana                 Senin talihin kutlu

Ahret senin sevdiğin              Seni bir daha görsem

Bana bakıyor bana                 Benim için ne mutlu

 

Denizde kara balık                Derin kuyu derindir

Geliyor çalık çalık                Suyu buzdan serindir

Sanma yüzüm gülmüyor      Merak etme be yarim

İçerim yanık yanık               Belki kısmet senindir.

      

Dere boyunda nane              Gidene bak gidene

Ne diyorsun be anne            Gül sarılmış dikene

İlk yarime vermedin            Allah sabırlar versin

Bundan ayrılmam anne.      Gizli sevda çekene

 

Gemiler yanaşmaz mı ?          Erik dalda saklanır

Sandallar dolaşmaz mı ?        Durdukça ballanır

Sil gözünün yaşını                 Güzel kızın yanakları

Ayrılan kavuşmaz mı ?          Öptükçe allanır.

 

Entarisi deneme                     Kalmadı hiç kuruntum

Kaşlar benzer kaleme            Benim senden umudum

Oğlan seni koyacağım           Dinlemem dedikodu

Yedi türlü vereme .               Ben yarimden hoşnudum.

 

Kara tuzlar tuz gibi               Karanfilim katmerli

Sular akar buz gibi               Al koynuna at beni

Gel sarılıp yatalım                Benden güzel bulursan

İki karanfil gibi                    Tut kolumdan at beni

 

Karanfilim üç çatal              Kaşların mildir yarım

Üçü  de pembe açar             Gel beni güldür yarim

Muratlı'nın kızları                Evimiz ayrı ama

Yatsıdan sonra kaçar.          Gönlümüz biridir yarim

 

Kar yağıyor alçaklara         Mani benim  ezberim

Serpilir saçaklara                Kan ağlıyor gözlerim

Öyle bir yarim  var             Ben o yarin yolunu

Sığmıyor kucaklara.           Ölene dek gözlerim.

 

Manici başıyım                  Mendil versem almazsın

Cevahir taşıyım                 Sen mendilsiz kalmazsın

Beni soracak olursan         Sigaranı yakayım

On beş yaşındayım.           Sana zahmet olmasın.

 

Muratlı'nın camileri          İki taksi geliyor

Yayılıp yıkılıyor               Hangisine bineyim

Gönder yarim resmini      Benim iki yarim var

Çok canım sıkılıyor.         Hangisine gideyim.

 

İn bahçeye bahçeye                        İnanlı çeşmeleri

Bahçe patates gibi                          Avlusuzdur, avlusuz

Benim sevdiğim erkek                    İnanlı oğlanları

Mecmuada artist gibi                      Namussuzdur , namussuz.

 

 

İndim dere boyuna                           İstanbul hastanesi

Ayazmadan su içtim                        Elli kuruş tanesi

Sanma seni seviyorum                     Sevda hastalarının

Seninle dalga geçtim .                     Bakırköy hastanesi

 

İn dereye dereye                              Uzun yollar uzasın

Yar ben inecek miyim ?                  Koyunlar kuzulasın

Verdin bana bir sevda                     Daha dört sene duracam

Yar ben ölecek miyim?                   Beşlikler ucuzlasın

 

Oğlanın adı Metin                           Tren boyunca çiçek

Çini tabakta zeytin                          Trenler geçmeyecek

Kimselerde gözüm                          Benim sevdiğim oğlan

Yare gitmek niyetim                       Sigara içmeyecek

 

Yeşil biber ekerim                         Yol üstünde durmalı

Dibine su dökerim                         Güzel bir kız bulmalı

Eller almış yarimi                          Ona bir gül vererek

Ben derdini çekerim                      Yüreğinden vurmalı

 

Yüklü üstünde pire

Atladı gitti yere

Beni alan çocuklar

Vursun şak diye yere. 

     l0- Mesleklerle  İlgili  Maniler:

Araba gelir taşlıktan                       Ballı köyün ağaları

Dingil çıktı başlıktan                      Doldur ambarları

İstanbul memurları                         Köye kız verenler

Yürüyemez açlıktan.                      Çadır oğlanları.

 

Bu gün günlerden pazar                  Bu gün hava bulutlu

Katipler yazı yazar                          Terzilere ne mutlu

Gidin sorun katibe                          Terzi kızı görünce

Hep ayrılık mı yazar?                     Vazifeyi unuttu.

 

Çiftçilerin edası                              Denizin dibi mermer

Cepte yoktur parası                        Elimi soksam terler

Gitmeyin kızlar çiftçiye                 Benim bir yarim var

Çıkaramaz traktör parası                Hem kahveci hem berber.

 

Hastane yolları                               Kanaviçe işlerim

Paket taşı olmalı                            Terzi benim müşterim

Bir insanın sevdiği                         Ben terziye gidersem

Başöğretmen olmalı                       Kol saati isterim.

 

Mandaları karaman                        Masa üstünde roman

Kaybolursan aramam                     Okurum zaman zaman

Ben bir esnaf kızıyım                    Benim gideceğim yar

Çiftçilere yaramam                        Başöğretmene benzer

 

Sevdiğim bir sporcudur                 Susurluk çayırları

Hücumları durdurur                      Çal asker boruları

Her şeye veda etti                         Yarime giydirmişler

Kalan bir can borcudur.                Öğretmen urbaları

 

Vurun kızlar daireyi                     Sen pancar ekmedin mi ?

Gümledelim mahalleyi                Ekte bak nasıl olur

Kahveciler duyarsa                      Sen bana çekmedin mi ?

Kapar gelir kahveyi                     Çekte bak nasıl olur. 

11- İş-İmece Manileri:

Ben bir evler yaptırdım               Bu gün ayın beşidir.

Rengi akşam güneşi                    Entarisi yeşildir.

Yeter dalga geçtiğimiz                Yeşil entarili oğlan

Ciddi yapalım işi.                        Ne vakit olsa iştedir.

 

Gündoğdu tarlasında                     Kara kara karınca

Yarim harman olur mu ?               Karıncaya varınca

Eski yar yakmış seni                     Ben yarimi özledim

Benden derman olur mu?              Perçemine varınca

 

Karşıdan gelenlere                         Kara kara kaşlarım

Gül, karanfil haşlarım                   Gül, karanfil haşlarım

Her yan bakan kızın                      Her yan bakan kızın

Alnını karışlarım.                          Alnını karışlarım

 

Karanfilim , ıtırım                       Kara çadır is tutmaz

Hasta oldum yatarım                   Beylik martin pas tutmaz

Bana doktor kar etmez                Ben bu dertten ölürsen

Sevdiğimi  getirin                       Elin kızı yas tutmaz

 

Karanfilin kalburda                    Kara kara böcekler

Neler vardır sonunda                  Duvarı delecekler

İkimiz bir ölelim                         İstemediğim yare

Çift koysunlar tabuta                  Zorla mı verecekler ?

 

Kalıplarda menteşe                    Kara kara yaş kına

Fiyatı yetmiş beşe                      Elim değdi fışkına

Gel sevdiğim konuşalım            Kibrit oldum yanarım

Burası tenha köşe.                     Yar senin aşkına.

 

Karanfilim üç çatal                         Kaleden attım keser

Üçü de pembe açar                         Fidan boylum gezer

Gece çuvalda yatar                         Tekirdağ'ın içinde

Gündüz fiyaka satar                       Yoktur yarime benzer

 

Kara ağacı kaldırdım                      Kara üzüm salkımda

Dibinden kum aldırdım                 Yar benim aklımda

Ben yarimi kandırdım                    Şu yarimin sevgisi

Naylon çanta aldırdım.                  Can evimin altında

 

Karanfilim saksıda                         Kapıdan geçti yarim

Yarim gelir takside                        Yaramı deşti yarim

Ben yarimi beklerim                      Uydu eller sözüne

Ezan ile yatsıda.                             Benden vazgeçti yarim.

 

İn dereye dereye                            İndim çeşme başına

Dere bulanık yarim                       Bir kız çıktı karşıma

Sen orada ben burada                    Sevda nedir bilmezdim

Bize ölüm yok yarim.                   O da geldi başıma.

 

Karadeniz üstünde                        İn dereye dereye

Kalayladım kazanı                       Toplayalım taşları

Yarim senin aşkından                   Senin yarla benim yar

Tutamadım Ramazanı.                 Mahalle arkadaşları.

 

İndim dereye durdun                   İndim aşağı mahalleye

Dokuz güvercin vurdum             Topladım kaşıkları

Dokuzunun içinde                       Ablan  ayırdı yarim

Ben Ali'ye vuruldum.                  Biz gibi aşıkları.

 

Yazdan toplar erzakın

Kışa saklar karınca

Hocamız bizi affeder

Yalvarıp yakarınca 

     12- Gelin  Kaynana  Manileri:

Bizim evin önünde                    Denizde kayık yüzer

Zerdali, şeftali                           Annem kendini üzer

Annesi istemez                          Üzme anne kendini

Oğlu oldu zırdeli.                      Damadın benden güzel.

 

Dağda meşe yarması                 Elimde kara bıçak

Fenadır kaynanası                     Sapından tutulacak

Fenaysa fena olsun                    Genç kızların  günahı

Oğlu altın damlası.                    Anadan sorulacak.

 

Elbisem sarı olsun                     Elma attım geline

Sararıp da solmasın                   Gelin almaz eline

Sevdiğimin annesi                     Yazık olsun geline

Beğenmezse almasın.                 Düştü sarhoş eline.

 

Gece vakti erişti                        Rakı koydum şişene

Çıkrık önüne apıştı                   Geç kaynana köşene

Çekişmeyelim kaynana             Ne korkak oğlun varmış

Bize gömlek çıkıştı.                  Yatıramadık döşeğe.

 

Sarı kavun dilimi

Tut kaynana dilini

Şimdi oğlun gelirse

Kırar kambur belini. 

     13-Evlenme  Törenleri  Ve Çeşitli  Toplantılarda  Söylenen  Maniler:

 

Ahretimin boynunda               Ana ilk tepe, ilk tepe

İki beşi bir yerde                     Kamyon gelir diktepe

Gel Ahret  gidelim                  Benim yarim okuyor

Baylarımız bir yerde.              Tekirdağ'da mektepte.

 

Ata binerek geldi                     Bahçelerde filbahri

Çayda inecem geldi                 Var git ellerin yari

Kara gözlü yarımı                    Sen bana yar olamazsın

Yolda göreceğim geldi.           Yüzüme gülme bari

 

Bizim camın altında                 Bizim evin önünde

Ahmet mektup okuyor             Dökümcü fabrikası

Gül takmış yakasına                 Bir şey istemem yarim

Yol gittikçe kokuyor.               Bir ayak makinesi.

 

Cevizin dalı seyrek                  Çığıl tepe taşcazı

Cebimden düştü çeyrek           Çın çın öter kuşcazı

Bu devir kurulalı                     Yaktı beni kül etti

Dengine giden seyrek.             Anadolun kızcazı.

 

Dam başında ısırgan                 Denizin içinde enser

Kafir misin Müslüman ?          Ucu yeşile benzer

Gel bir kere öpeyim                 Şam'ı ve şarkı gezdim

Vallah billah ısırmam.             Yoktur yarime benzer.

 

Derelere ineceğim                    Derenin kılçıkları

Ormanı inleteceğim                 Boynumun boncukları

Annen almam dermiş              Bir yıl daha geçerse

Oğlunu delirteceğim.              Yakarım çocukları.

 

Dere boyu kızılcık                      Elek elek içinde

Kız saçların kıvırcık                   Elek tekne içinde

Çoktan beri gülmedim                Tekirdağ'ın kızları

Güldür beni azıcık.                     Temiz yelek içinde.

 

Ey yayalar yayalar                          Fırın üstünde fırın

Çimen bağladınız mı ?                   Hanımlar şöyle durun

Gidiyoruz buradan                          Şimdi yarim geçecek

Kızlar ağladınız mı ?                      Hepiniz selam durun.

 

Haksız yere yanamam                    Hırsız geldi çarptırdım

Boş sözlere kanamam                    Yare elimi sıktırdım,

Her derde katlanırım                      Bir güzelin birine

Cefan dayanamam.                         Ben gönlümü kaptırdım.

 

Hoş geldin , sefa geldin                 Giden oğlan geri bak

Oturtmaya yerim yok                    Aldığın gönlümü bırak

Sana kahve pişirsem                     Yare gidecem ama

Cezve delik, şeker yok.                Yollar çok uzak.

 

Gidene eş olayım                          Karaağaç yaprağını

Paltona peş olayım                       Üflesem kuruturum

Sigaranın üstüne                          Yarim senin sevdanı

Cilveli kuş olayım.                       Ölürsem unuturum.

 

Kadife yelek giydim                    Karanfil eşim, gül eşim

Elimle güle değdim                     Gel beni güldür eşim

Ne söylersem darılmam              Bir gün seni görmezsem

Ben sana boyun eğdim .              İleri gitmez işim.

 

Kara dutun dalını                        Kara dut parmak gibi

Eritirler balını                             Yemesi kaymak gibi

Gel sana öğreteyim                     Benim bir yarim vardır

Hovardalık yolunu.                     Şişede bir konyak gibi.

 

Karşıda yansın lüküs                  Kaşların kara yarim

Tarlayı süren öküz                     Gözlerin ela yarim

Kara gözlü sevdiğim                  O senin güzelliğin

Anadan kalmış öksüz                 Başına bela yarim.

 

Karşı karşı  durdunuz                      Kaynar kazan taşmaz mı

Telefonu kurdunuz                          Yol buradan aşmaz mı?

İkiniz de bir boyda                          Merak etme güzelim

Ne de güzel uydunuz.                     Ayrılan kavuşmaz mı ?

 

Pencerede sarı kağıt                        Portakal soyulmuyor

Ağlarım saat, saat                           Feryadım duyulmuyor

Yari bana verseler                          Yarimin gül yüzüne

Uyurum rahat rahat.                       Bakmakla doyulmuyor.

 

Pancar ketkim sel aldı                   Raftan aldım makası

İlk yarimi eller aldı                       Açtım gömlek yakası

Eştim eştim eşemedim                  Bizim evden gözükür

İlk yarime düşemedim.                 Yavuklumun odası.

 

Maviler giymişsin                                  Mantomun cebi var

Mavi güle dönmüşsün                            İçinde neler var

Tanıyamadım seni                                 Sahi söyle be yarim

Sanki gökten inmişsin.                          Hesabında neler var.

 

Manici başı mısın ?                                Menekşeler tutam tutam

Cevahir taşı mısın ?                               Arasına güller takam

Göndereyim bin mektup                        Sevgilim sıladadır

Cebinde taşır mısın ?                             Gurbet elde nice yatam

 

Masa üstünde testi                                   Mendil mendil şekerim

Kemer belimi kesti                                 Yol üstüne dökerim

Orta yerde oynayan                                 Ben sevda bilirim

İstanbul'un süksesi.                                 İçimden ne çekerim

 

 

Mendilimde gül oya                               Muratlı'nın yolları

Gülmedim doya doya                             Karanfile kokuyor

Dertlere karıyor                                      Benim sevdiğim oğlan

Günleri saya saya.                                  Muratlı'da okuyor.

 

Mısırın arasında                                    Motor geliyor motor

Oturdum sırasında                                Ekinler arasından

Yarim sigara içer                                  Yarim bana el etti

Söyleycem babasına                              Motor arabasından.

 

Naştırpa kalayını                                 İçime neler doldu

Yıkarım dolayını                                 Hayat bana dert oldu

Dalgacıyım dalgacı                             Mor sümbüllü vatanım

Bulamaz kolayımı.                              Sensiz bir gurbet oldu.

 

İndim dere akmıyor                            İndim çeşme başına

Yar yüzüme bakmıyor                        Sabun koydum taşına

Dokuz daldan gül aldım                     Gelen geçen okusun

Yarim gibi kokmuyor.                        Neler geldi başıma.

 

O benim baş şalım                             Oğlanın adı Murat

Dağları dolaşırım                               Bana diyorlar bırak

Sen yağmur ol ben bulut                    Ben nasıl bırakayım

Bir gece kavuşalım.                            Karaciğerde merak.

 

Odam kireç tutmaz                             Ortaokul önünde

Kumunu koymayınca                         Yarim kitap okuyor

Canım rahat olmaz                             Elindeki çiçeği

Sarılıp yatmayınca                              Bana bakıp kokuyor.

 

Otobüsler geliyor                                 Ördeğim suya daldı

Hepsi de narin narin                             Kanadı açık kaldı

Hangisinden inecek                              Söyleyin dostlar

Dalgalı saçlı yarim.                             Yarimi kim aldı.

 

Parmağımdaki yüzüğün                       Rüzgar gibi eseydin

Yar verdi parasını                                Kuvvetimi keseydin

Eğer inanmazsanız                               Benim sevdiğim kadar

Arayın arkasını.                                   Sen  de beni sevseydin.

 

Sarı yeleği sattım                                 Saçlara bak saçlara

Sol yanıma uzattım                              Demet urganı gibi

Yar aklıma gelince                               Benim bir yarim var

Üç gün, üç gece yattım.                       Bahçede fidan gibi.

 

Sıra sıra pencereler                              Suda balık yan gider

Bakla gözlü çingeneler                       Açtım yaram kan gider

Her gün ekmek yerler                         Geçme kapının önünden

Gene oruçluyuz derler.                       Yüreğim hop hop eder.

 

 

Suya giden su kuşu                              Şu derenin uzunu

Al şu elli kuruşu                                  Kıramadım buzunu

Kimden öğrendin yarim?                    Aldım Çerkez kızını

Öyle baygın duruşu.                            Çekemedim nazını.

 

Vurun davullar vurun                          Yaylanın çimenine

Vurun da geri durun                             Koyunum kuzuladı

Biz ikimiz duruyoruz                           Ben yarimi görünce

Siz de ikiniz durun.                              Yüreğim sızıladı.

 

Gidiyorum ellere

Kemer bağla bellere

Nasıl mekan tutayım

Yar olmadık yerlere. 

Kaynaklar:

1-Erman ARTUN, “Adana'da Mani Söyleme Geleneği”, VII. Uluslararası Türk Halk Edebiyatı Semineri, Eskişehir, l997

2-Ahmet Vefik Paşa,Lehçe-i Osmani, İstanbul, l893, s. 62

- Şemsettin Sami , Kamus-i Türki, s.1263-1264

- Niyazi ESET, Mukayeseli ve Neşredilmemiş  Maniler , Ankara,   l994, s.7-8

- Pertev Naili BORATAV, Mani Maddesi,  İslam Ansiklopedisi   c. 7, M.E.B. İstanbul,  l993, s.285-288

- BORATAV . A.g.m. s.286

3- M.Fuat KÖPRÜLÜ, Türk Edebiyatı Tarihi, İstanbul, l981

- Şükrü ELÇİN, Türkiye Türkçesinde Maniler, Türk Kültürü   Araştırma Enstitüsü Yay., Ankara, l990, s. 6-7

- Nevzat GÖZAYDIN, Anonim Halk Şiiri Üzerine, Türk Dili Dergisi, Türk Şiiri Özel Sayısı, III (Halk Şiiri) S. 445-450, Ankara l990, s.3-25

- Sadettin Nuzhet ERGUN- M.Ferid KAM, Konya Vilayeti Halkıyat    ve Harsıyatı, s.149

- Pertev Naili BORATAV, l00 Soruda Türk Halk Edebiyatı, .Gerçek Yayınevi, Gül Matbaası, İstanbul l978, s.185-197

4- Hikmet DİZDAROĞLU, Halk Şiirinde Türler,T.D.K. Yay. Ankara    l969, s.53

- Şükrü ELÇİN, Halk Edebiyatına Giriş, Kültür Bakanlığı Yayınları, Ankara l98l s.278

5-Pertev Naili  BORATAV,. Mani.... s.287

6- Erman ARTUN, Tekirdağ Folkloru Araştırması, Tem Ofset,    İstanbul,  l978, s.93-130

- Erman ARTUN, Tekirdağ Folklorundan Örnekler, Taner Mat. ,   Tekirdağ,  l983 s.5-22

- Erman ARTUN, Cemal Ritüeli ve Balkanlardaki Varyantları,    Kültür Bakanlığı Yayınları, Ankara, l983, s.97, 127

- Erman ARTUN, “Tekirdağ'da Hıdrellez Geleneği”, Türk Halk Kültüründen Derlemeler, l990, Hıdrellez Özel Sayısı,    Kültür Bakanlığı Yay., Ankara l990 s.1-25

- Erman ARTUN, “Çukurova Yörüklerinin Gelenek-Görenekleri ve Bunlardaki Eski Kültür İzleri,Yörükler,           1.Akdeniz Yöresi Türk    Toplulukları Sosyo-Kültürel Yapısı, Ankara,l996 s.25-2 

     KAYNAK KİŞİLER

K-1 - Zehra Aydın, Hayrabolu, l912, öğrenimi yok, Delibedir Köyü, l978

K-2 - Hayret Akça, Tekirdağ, l940, İlkokul, Osmanlı Köyü, l978

K-3 - Meliha Ayar, Osmanlı, l928, Öğrenimi yok, Tekirdağ, l978

K-4 -  Fahrettin Ateş, Bıyıklı, l948, İlkokul, Tekirdağ, l978

K-5 -  Fatma Akgün, Kaşıkçı, l935, İlkokul, Tekirdağ, l978

K-6 -  Esma Adlim, Tekirdağ, l93l, Öğrenimi yok, Tekirdağ, l978

K-7 -  Sabiha Akdemir, Tekirdağ,  l928, İlkokul, Tekirdağ, l978

K-8 -   Reyhan Akyüz, Tekirdağ,  l938, İlkokul,  Tekirdağ, l978

K-9 -   Kadir Aydın, Bulgaristan, l916, Ortaokul, Tekirdağ, l978

K-l0 -  Asiye Akıntürk, Şarköy, l932, İlkokul, Şarköy, l978

K-11 - Güher Apaydın, Ballı, l912, İlkokul, Malkara, l978

K-12 - Ahmet Akdemir, Banarlı, l954, Lise, Tekirdağ, l978

K-13 - Saime Akgül, Gölsüz, l917, İlkokul, Tekirdağ, l978

K-14 - Şaziye Artun,Bulgaristan, l324, Ortaokul,Tekirdağ,l978

K-15 - Nuriye Amaca, Bulgaristan, l915, İlkokul, Muratlı, l978

K-16 - Fatma Aslantaş, Tekirdağ,  l970,  İlkokul öğrencisi, Tekirdağ, l978

K-17 - Necati Biçer, Tekirdağ , l900, İlkokul, Tekirdağ, l978

K-18 - Aliye Biler, Malkara, l924, İlkokul, Malkara, l978

K-19 - Selahattin Baydır, Çorlu, l927, İlkokul, M.Ereğlisi, l978

K-20 - Fatma Bilgi, Doyran, l900, öğrenimi yok, Malkara, l978

K-21 - Fatma Bayer, Büyükkarakarlı, l928, İlkokul, Hayrabolu, l978

K-22 - Tenzile Buğu, Işıklar, l9l0, Öğrenimi yok,Tekirdağ, l978

K-23 - Afiye Burhan, Seymenli,1338, İlkokul, Tekirdağ, l978

K-24 - Fatma Başkır, Yukarıkılıçlı, l905, öğrenimi yok, Tekirdağ, l978

K-25 - Pakize Beyiz, Saray, l9l0, Öğrenimi yok, Saray,  l978

K-26 - Zarife Bulut, Muratlı l931, İlkokul, Muratlı,  l978

K-27 - Şerife Boyalı, Tekirdağ, 1921, İlkokul, Tekirdağ, l978

K-28 - Ulviye Can, Işıklar, l931, İlkokul, Tekirdağ, l978

K-29 - Hatice Ceylan , Yukarıkılıçlı, l938, Öğrenimi yok,Tekirdağ, l978

K-30 - Mehmet Ceylan, Ormanlı, l929, İlkokul, Tekirdağ, l978

K-31 - Hakkı Çelik, Yurtbekler, l934, İlkokul, Muratlı, l978

K-32 - Aynur Dinçaslan, Teslim, l955, Lise, Malkara, l978

K-33 - Ulviye Dubaz, Bulgaristan, l945, İlkokul, Çorlu, l978

K-34 - Hatice Değirmendere, Kırcalı, l898, İlkokul,Tekirdağ, l978

K-35 - Hatice Hüngör, Arzulu, l915, İlkokul, Muratlı, l978

K-36 - Zehra Güven, Yugoslavya, l908, İlkokul, Muratlı, l978

K-37 -Ali Kızgın, Yunanistan, l917, İlkokul, Uçmakdere,Tekirdağ, 1978