ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ TÜRKOLOJİ ARAŞTIRMALARI MERKEZİ

Anasayfa | Makale Bilgi Sistemi | Konu Dizini Yazarlar DiziniKaynaklar Dizini | Makale-Yazar Listesi |  Makale Sayısı-Tarih Listesi | Güncel Türkoloji Kaynakçası

MAKALELER

Atatürk Araştırmaları || Çukurova Araştırmaları || Halkbilim || Dilbilim || Halk Edebiyatı || Yeni Türk Dili || Eski Türk Dili
Yeni Türk Edebiyatı || Eski Türk Edebiyatı || Dil Sorunları || Genel || Tiyatro || Çağdaş Türk Lehçeleri

 

Kitap Tanıtım Yazısı

Yrd.Doç.Dr. Refiye Şenesen
Ç.Ü. Fen-Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü

Doç.Dr.Erman ARTUN, Âşıklık Geleneği ve Âşık Edebiyatı, Akçağ Yayınları, Ankara 2001, 432 s. 

“Âşıklık Geleneği ve Âşık Edebiyatı”, Doç.Dr.Erman Artun’un konuya ilişkin bilgi birikimini aktardığı ikinci kitabı olarak Akçağ Yayınevi tarafından 2001 yılı Ekim ayında okuyucunun ilgisine sunuldu. 23,5x16 ebatlarındaki kitap 432 sayfadan ve sekiz ana bölümden oluşmaktadır. Bu bölümler pek çok alt başlıkta ele alınıp incelenmiştir.

Giriş bölümünde Âşıklık Geleneği ve Âşık Edebiyatı çalışmaları sıralandıktan sonra âşık edebiyatını hazırlayan etmenler, “İslâmiyet Öncesi Türk Edebiyatı” ve “İslâmiyet Sonrası Türk Edebiyatı” başlıklarıyla değerlendirilmiştir.

Âşık edebiyatının Anadolu’da oluşumu ve gelişiminin anlatıldığı birinci bölümde, İslâmiyet öncesi Türk edebiyatından itibaren âşık tipinin gelişimi ve âşık edebiyatını hazırlayan kültürel dinamikler; ozan-baksı geleneğinden başlamak üzere 20.yy’a gelinceye kadar değerlendirilmiştir. Bu bölümde yazar, “Günümüz âşıkları edebî gelişmelere ne kadar açıktır? İnsan gerçeğini bireysel ve toplumsal boyutlarıyla ne ölçüde dile getirebilmişlerdir? Seslendikleri kitlenin kimliğini ne ölçüde ortaya koyabilmişlerdir? Âşık şiiri geleneği, işlevini tamamlayıp kültür tarihinin malı olup tarihteki yerini mi alacaktır?” gibi soruların yanıtlarını vermeye çalışmıştır. Türk kültüründe âşık şiirinin belirleyici rolü ve işlevi, günümüzde yeniden yapılanan âşıklık geleneğinin sosyo-kültürel boyutu ile iletişim çağında âşıklık geleneği ve geleceği konuları da bu bölümde değerlendirilen konular içindedir. Yazar bu bölümlerde, günümüzde hem kırsal kesime hem de şehir çevresine seslenen âşıkların, değişen dünya koşullarıyla beraber ortaya çıkan kültürel değişimlerin farkında olduklarını ve bu değişimi yakalayıp halkın beğenisine sunmazlarsa geleneğin kaybolacağının bilincinde olduklarını ifade etmektedir.

Âşıklık geleneğinin incelendiği ikinci bölümde, âşık ve âşıklık kavramı, ozan-âşık ilişkisi, âşık yerine kullanılan terimler, âşık kolları açıklanmıştır. Âşıklık geleneği ise çırak yetiştirmeden başlamak üzere mahlas alma, âşık musikisî, saz, bade içme ve rüya motifi, gelenekte aranan âşıklık kuralları, âşıkların yetiştikleri sosyal çevreler ve âşıklarda halk hikâyesi anlatma geleneği başlıklarıyla ayrıntılı bir şekilde incelenmiştir. Âşık edebiyatının diğer edebiyatlarla ilişkileri, âşık edebiyatına bakışlar, bu bölümü tamamlayan konular olarak eserde yer almışlardır.

Üçüncü bölümde âşık şiirinde biçim ve tür konusu ele alınmıştır. Âşık şiirinin gelenekçe belirlenmiş bir dili, üslûbu ve estetiği vardır. Şiirin estetiğini bozma kaygısıyla ayak ve kafiye ikinci plâna atılmıştır. Âşıklar bunu “manayı kafiyeye kurban etmeme” olarak nitelerler. Bu bölümde ayak konusu ile form, şekil, biçim, tür kavramları değişik araştırmacıların da görüşlerine yer verilerek irdelenmiş ve âşık şiirinin biçim ve türleri sıralanarak örnekler verilmiştir.

Âşık edebiyatında üslûp konusunun tartışıldığı dördüncü bölümde âşık edebiyatında ortak anlatım özellikleri, anlatım şekilleri, anlatım kalıpları ile anlam ve söz sanatlarıyla anlatım başlıkları yer almıştır. Âşıklar, âşık şiirinin geleneksel yapısı ve kuralları içinde ürünlerini icra etmişlerdir. Ancak bir âşığın üslûbunu diğerinden ayıran şey yaradılışı, kültür yapısı, şiiri söylediği andaki ruhsal durumu, şiiri söyleme nedeni, seslendiği kitleyle ilişkisi ve dilin sunduğu olanaklar arasında yaptığı seçimdir. Üslûbu, âşığın esere yansıması olarak değerlendiren Artun, bu bölümde, “Âşık şiirinde kime sesleniyor? Dış dünyaya bakışı nasıl? Bunları şiirine aktarırken gelenek ne ölçüde etkili? Tesbitlerdeki dikkati ve ayrıntılara eğilişi nasıl? Anlatımlardaki dil âşığın dil özelliği mi yoksa bir başka âşığın üslûbunu taklit mi ediyor? Kelime seçiminde geleneğin payı nedir?” gibi soruların cevaplarının, bir âşığı diğerinden ayıran üslûp özelliklerini belirleyeceği fikrini savunuyor.

Âşık edebiyatında konular ve âşık edebiyatına tematik bakış gibi iki alt başlık taşıyan âşık edebiyatında içerik bölümü, çalışmanın beşinci ana bölümünü oluşturmaktadır. Âşık şiirlerini içeriklerine, yönelişlerine, doğa ve toplum karşısında aldıkları tavırlara göre çeşitli bölümlere ayıran araştırmacı bunları aşk, özlem, yiğitlik, ölüm, toplum, din, zamandan şikâyet, doğa gibi alt başlıklar halinde incelemiştir. Âşık edebiyatına tematik bakış bölümünde ise, âşıklık geleneğinde mizah, ölüm-mezar, öğütleme, yiğitleme-koçaklama-yiğit üstüne türkü, alkış-kargış (kara alkış), taşlama, salavatlama, sicilleme başlıklarına yer vermiş, bunun yanı-sıra âşıklık geleneği bünyesindeki dinî-tasavvufî şiirlerden örnekler vererek âşıkların sosyal tarihe kaynaklık etmeleri durumuna değinmiştir. Destan söyleme geleneğinde şâirnâmeler, elifnâmeler, yaşnâmeler, medednâmeler konusu da aynı bölüm içinde işlenmiştir.

Âşıklık geleneğinde özel bir yeri olan âşık fasılları ve âşık karşılaşmaları altıncı bölümde incelenmiştir.Türkiye’de âşıklık geleneğinde belli yörelerde “karşılama”, “deyişme”, “atışma” veya “karşıberi” gibi adlar altında toplanan sistemli deyişmeler ve serbest deyişmelerin anlatıldığı bölümün ardından âşık toplantıları ve âşık fasıllarının ayrıntılı bir değerlendirmesi yer almaktadır. Bu bölümde ara başlıkları tamamlayan örnek parçaların günümüz âşıklarından seçilmiş olması geleneğin bugün de sürdüğünü göstermesi açısından önemlidir.

Âşık şiiri geleneğinin, kendine özgü kavramlarını karşılayan motifler, mecazlar, semboller, remizler gibi özel ve dolaylı bir anlatım dili vardır. Âşık şiiri, hece veya aruz ölçüsüyle söylenmesine, aruzun belirli kalıplarıyla yazılmasına, dörtlük ve beyit düzeninde kurulmalarına, kafiye örgüsüne ve konularına, âşıklık geleneğindeki durumlara göre çeşitli adlar almıştır. Bu durumun âşıklık geleneğinde ve âşık şiirinde zengin bir terminoloji ortaya çıkardığını söyleyen Artun, bunları 11 başlık altında toplayıp sınıflamıştır: 1-Âşıkla ilgili terimler, 2-Âşıklık geleneğiyle ilgili terimler, 3-Âşık şiirinde biçimle ilgili terimler, 4-Âşık şiirinde heceli şekiller, 5-Âşık şiirinde aruzlu nazım biçimleriyle ilgili terimler, 6-Ezgilerine göre âşık şiiri terimleri, 7-Âşık şiirinde nazım türleriyle ilgili terimler, 8-Âşıklık geleneğinde halk hikâyeciliğiyle ilgili terimler, 9-Âşık toplantıları – âşık fasıllarıyla ilgili terimler, 10-Âşıklık geleneğinde müzik aletleriyle ilgili terimler, 11-Divan şiiri geleneğine bağlı terimler. Terimler kitapta alfabetik olarak sıralanmıştır. Bu bölüm, kitabın ana bölümlerinde yer alan terimlerin de bir dökümü gibidir. Bu nedenle konuya yabancı olan okuyucunun ana bölümleri anlamasına olanak sağlaması ve aynı türden bir çok kavramı derli toplu bir şekilde bir araya getirmesi bakımından da ayrıca yararlı olmuştur.

Sekizinci bölüm, geçmişten günümüze âşıkların tanıtıldığı ve şiirlerinden örneklerin verildiği bir bölümdür. Çeşitli yazılı ve sözlü kaynaklardan derlenen bilgilerle âşıklık geleneği içinde yer aldığı bilinen toplam 99 âşık, 16.yüzyıldan günümüze uzanan bir çizgide ortaya konulmaya çalışılmıştır. Küçük bir antoloji görünümünde olan bu bölüm, konuya ilgi duyan okuyucunun, âşık şiirinin en güzel örneklerine zahmetsizce ulaşmasını sağlaması açısından önem taşımaktadır.

Eser kaynakça ve dizin bölümleriyle son bulmaktadır.

Akçağ Yayınlarının Kaynak Eserler serisinden çıkan kitap, âşık edebiyatı ile ilgili bir çok konuyu bir araya getirip incelemesiyle, günümüz âşıklarından seçilmiş yeni örneklerle güncelliği yakalamasıyla dikkati çekiyor. Yazarın sade ve anlaşılır bir dille kaleme aldığı eser, hem Türk Dili ve Edebiyatı Bölümlerinin Halk Edebiyatı derslerinde tavsiye edilecek bir kaynak kitap hem de konunun meraklıları için rehber niteliğindedir.
                                                  Yrd.Doç.Dr. Refiye (Okuşluk) ŞENESEN