ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ-TÜRKOLOJİ ARAŞTIRMALARI MERKEZİ
Anasayfa | Makale Bilgi Sistemi | Konu Dizini Yazarlar DiziniKaynaklar Dizini | Makale-Yazar Listesi |  Makale Sayısı-Tarih Listesi | Güncel Türkoloji Kaynakçası

Atatürk Araştırmaları || Çukurova Araştırmaları || Halkbilim || Dilbilim || Halk Edebiyatı || Yeni Türk Dili || Eski Türk Dili
Yeni Türk Edebiyatı || Eski Türk Edebiyatı || Dil Sorunları || Genel || Tiyatro || Çağdaş Türk Lehçeleri

 

BAĞIMSIZLIK SONRASI ÖZBEKİSTAN VE DIŞ
POLİTİKASI

Uzbekistan and Its Foreign Politics After Independence

Timuçin KODAMAN    Haktan BİRSEL

Fırat Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi

Fırat University Journal of Social Science
Cilt: 16, Sayı: 2 Sayfa: 413-442, ELAZIĞ-2006

ÖZET

Soğuk savaş dönemi boyunca bütün dünyaya kapalı olarak kalan Türkistan, SSCB’nin
dağılması ile beraber zengin doğal kaynakları ve beş yeni Türk Cumhuriyeti ile kapılarını dünyaya
açmış ve ödülü dünya hakimiyeti olan Yeni Büyük Oyunu başlatmıştır. Yeni Cumhuriyetlerin
içinde ise Özbekistan’ın ayrı bir yeri vardır. 26.5 milyonluk homojen nüfusu komşu
Cumhuriyetlerde bulunan azımsanamayacak miktardaki Özbek azınlığı ve zengin ekonomik
kaynaklarının verdiği avantajı iyi değerlendiren Özbekistan devlet başkanı Kerimov, otoriter
yönetimi ile Özbekistan’ı kısa sürede kendi başına yeterli bir ülke haline dönüştürürken, Rusya
Federasyonu’nun baskıcı taleplerini zaman zaman ABD desteği ile bertaraf etmeye çalışmış ve
Türkistan hakimiyetini ana hedef olarak ortaya koymuştur. Türkistan’da özellikle 11 Eylül 2001
sonrası büyük mücadele veren Rusya Federasyonu ve ABD için Özbekistan’ın kontrol edilmesi
büyük önem taşımaktadır.

ABSTRACT

Anahtar Kelimeler: Türkistan, Özbekistan, Rusya Federasyonu, ABD, GUUAM, Şangay
İşbirliği Örgütü.

Turkistan that remained closed to the world during the whale cold war opened its gates with
its rich natural resources and 5 new Turkish Republics after the dispersion of USSR and started the
New Great Game which the price is the domination of the world. Inside the new republics
Uzbekistan has an unique place. Kerimov, the president of Uzbekistan, with his authoritarian
management used the advantages of his country i.e. 26.5 million of homogenous population, great
amount of Uzbek minority on nearby countries and rich economical resources and changed the
country to a self dependent one but faced the threats of Russion Federahion time to time
nevertheless overcomed this influence with the support of USA and showed the domination of
Turkistan as the major target.

Russian Federation and United States of America struggling each other especially after the
11th of September, 2001 have given a great importance on taking the control of Uzbekistan on
Turkistan.

Key Words: Turkistan, Uzbekistan, Russian Federation, United States of America,
GUUAM, Organization of Shangay Cooperation.

Giriş

Cengiz Han ile Türkistan’a giren ve sonrasında Timur ile Maveraünnehir (Aral
Gölü’nden Fergana Vadisi’nin doğusuna kadar uzanan ve Siriderya ile Amuderya
nehirleri arasında kalan geniş coğrafya) bölgesinde hakimiyet kuran Özbekler,1552’de
başlayan Rus hakimiyetinden, Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği (SSCB)
dağılıncaya kadar, Türkistan’da, Ruslar tarafından potansiyel bir tehdit olarak
görülmüşlerdir. Bu nedenle de, sürekli olarak kontrol altında tutulmaya çalışılmış ve
müstakil bir güce dönüşmeleri engellenmiştir. Fakat, Özbekler, SSCB dağılmasından
sonra, kendi Cumhuriyetlerini ilan etmelerini müteakip, kısa bir süre içerisinde,
Türkistan’ın parlayan yıldızı1 olmuşlardır.

1991 yılında bağımsızlığını ilan etmesini takiben Özbekistan, büyük ve homojen
nüfusunun, önemli yer altı ve yer üstü zenginliklerinin vermiş olduğu güç ile, Türkistan
hakimiyetinde etkili bir oyuncu olmaya aday potansiyel bir jeopolitik güce dönüşmüştür.
SSCB ‘nin ardından Yeni Büyük Oyun’un çok yönlü hakimiyet mücadelesinde
konumlarını sağlamlaştırmaya çalışan Rusya Federasyonu ve Amerika Birleşik Devletleri
(ABD), kısa bir süre sonra hakimiyet mücadelesinde üstünlüğü ele geçirmeye giden yolun
Özbekistan ile güçlü bir işbirliğinden geçtiğini anlamışlardır. Daha 1991 yılında bu
durumun farkında olan Özbekistan lideri İslam Kerimov ise, ülke bağımsızlığını ön
planda tutan politikalar geliştirirken, Rusya Federasyonu’nun baskıcı politikalarına karşı
direnebilme çarelerini, ABD ile işbirliğini geliştirmeye yönelik formüllerde aramış,
zaman zaman da ABD yanında Rusya Federasyonu’na karşı cephe almaktan
çekinmemiştir. 2001 yılının 11 Eylül’ünde de ABD’ de meydana gelen terör saldırıları
Özbekistan’a ABD ile “Stratejik Ortaklık” seviyesinde işbirliği imkanı sağlarken,
ABD’ye de Türkistan’a haklı ve meşru sebeplerle yerleşme imkanı tanımıştır.
Günümüzde ise SOROS vakfına ait açık toplum örgütlerinin, Özbekistan’da Kerimov
rejimine karşı başlattığı faaliyetler sonucunda Özbekistan yönetimi tarafından bu
vakıfların kapatılmasına bağlı olarak ABD- Özbekistan işbirliği zedelenmiş ve Rusya
Federasyonu- Özbekistan arasındaki yakınlaşma ön plana çıkmıştır. Önümüzdeki
günlerde Türkistan jeopolitiğinde meydana gelebilecek gelişmelerde Özbekistan birinci
derecede etkili olabilecek bir ülke konumundadır. Bu nedenle her yönü ile Özbekistan’ın
bilinmesi ve değerlendirmelerin bu çerçevede yapılması çok önem taşımaktadır.

Özbekistan’ın Coğrafi Konumu

Coğrafi konumu itibari ile Türkistan’ın ortasında yer alan Özbekistan, Türkistan’ın
güneyinde bulunan Amuderya ve kuzeyinde bulunan Siriderya nehirleri arasında uzanan
toprakların büyük kısmım kapsar.2Türkistan’ın ortasında yer alan Özbekistan’ın
komşuları; Kuzey - Kuzey doğusunda Kazakistan ve Kırgızistan, güney doğusunda
Tacikistan, güneyinde Afganistan ve güney batısında yer alan Türkmenistan’dır.3
Üzerinde yerleşik hayatın olmadığı çöllere sahip Kazakistan’dan küçük olmasına rağmen
447.400km2 lik, Fransa’nın 9/10’u oranındaki yüzölçümü ile Özbekistan, Türkistan’ın en
kalabalık ve en homojen nüfus özelliğine sahip ülkesidir.4 Özbekistan iklimi, sert ve
karasaldır. Kışın ortalama sıcaklık -10, -15 derece civarındayken, yaz aylarında gündüz
sıcaklık 40 dereceye ulaşmaktadır. Özbekistan topraklarının %20’sini düz ve kurak
batı kesimi oluşturur. Kuzey batı bölgesi çöl ve ovalıktır. Taşkent ve Andican bölgesi
ülkenin doğusundadır. Bu bölge “Tanrı Dağları”rnn başlangıç noktasıdır. Ülkenin
kuzeyinde “Üstyurt” düzlükleri, güneyinde ”Kızılkum” çölü uzanmaktadır. “Aral Gölü”
nün güney kısmı, Özbekistan sınırları içerisinde kalmaktadır.5

Demografik Yapı

Özbekistan’ın toplam nüfusu, 2004 verilerine göre, 26.410.416’dır.6 Ülkenin nüfus
yoğunluğu km2 başına 50.4 kişidir.7 Eski SSCB içerisinde, Rus ve Ukraynalılardan sonra
en büyük üçüncü ulus, Özbeklerdir. Özbekistan’da nüfusun ana unsurlarının, genel nüfus
içerisindeki dağılımları; %75 Özbek, %10 Tatar, %6 Rus, %5 Tacik, %4 Kazak,
şeklindedir. 8 Özbekistan, %2.7’lik nüfus artışı hızı ile, Tacikistan’dan sonra, BDT’nin en
hızlı çoğalan nüfusuna sahiptir.

Ülkenin başkenti olan Taşkent, 2.5 milyon nüfusu ile, Türkistan’ın en büyük
metropolüdür. Ülke nüfusunun %40’ı şehirlerde, %60’ı, kırsal kesimde yerleşiktir.9
Türkistan’ın en kalabalık nüfusuna sahip Özbekistan, diğer Türkistan Cumhuriyetlerine
göre daha homojen bir yapıya sahiptir. Ayrıca, genel nüfusun sadece yüzde altısını teşkil
eden Ruslar, diğer Cumhuriyetlerdeki kadar etkin olamamaktadır.10 Bu durum da,
Özbekistan’a iç ve dış işleri ile bölgesel güç mücadelesi içerisinde, çok büyük bir
inisiyatif sağlamaktadır. Özbek nüfusunun gücü, 1994 Aralık seçimlerinde görülmüştür.
Seçim sonucunda teşkil edilen, “Ali Meclis” te milletvekillerinin %85’i Özbeklerden
oluşmuştur. (1990 seçimlerinde ise bu rakam %77 idi) Bu rakam, Özbeklerin ülke
nüfusundaki oranından da yüksektir.11

Ayrıca, Türkistan Cumhuriyetlerinin de nüfus yapıları incelendiğinde, diğer
Cumhuriyetler de yaşayan Özbeklerin, ülkenin nüfuslarına göre oranlarının düşük
olmadığı görülmektedir. (Kırgızistan’da %14.4, Tacikistan’da %25) Afganistan’da
yaşayan Özbeklerin de 1.5 milyonluk nüfusu, küçümsenmeyecek bir miktar olarak ortaya
çıkmaktadır. Diğer ülkelerde yaşayan Özbek nüfusu, bu ülkelerin politik yaşamında aktif
bir konuma sahiptir.12Özbekler bu nüfus özelliği ile, Türkistan nüfusunun % 46’sını
oluşturmaktadır.13 Özbekistan’ın Türkistan Cumhuriyetlerindeki nüfus oranlarını gösteren
ve 2004 yılı verilerine dayanan çizelge aşağıda sunulmuştur.

ÜLKE

TOPLAM

NÜFUS

AZINLIK NÜFUS ORANLARI

Özbek

Kazak

Kırgız

Tacik

Türkmen

Tatar

Rus

Ukrayna

Alman

Diğer

ÖZBEKİSTAN14

26.410.416

%75

%4

%5

%10

%6

TÜRKMENİSTAN15

6.070.000

%2

%94.7

%1.8

%1.5

KAZAKİSTAN16

16.500.000

%52.2

%28.2

%5.1

%3.6

%10.9

KIRGIZİSTAN17

7.050.000

%14.6

%61.2

%14.9

%1.5

%7.8

TACİKİSTAN18

6.570.000

%25

%64.9

%3.5

%6.6

SSCB Sonrası Özbekistan Cumhuriyeti

1 Kasım 1990 tarihinde, Özbekistan Yüksek Sovyeti, aldığı bir kararla, Bakanlar
Kurulunu lağvetmiş. hükümet fonksiyonları, İslam Kerimov’a bağlı bir kabineye
geçmiştir. 20 Haziran 1990 tarihinde egemenliğini ilan eden Özbekistan, 1 Eylül 1991’de
bağımsızlığını duyurmuş, 29 Aralık 1991’de yapılan referandum ile bağımsızlığı
onaylanmıştır. 31 Ağustos 1991 tarihinde, SSCB’nin Özbekistan’ın bildirisini kabul
etmesiyle, “Özbekistan Cumhuriyeti” doğmuştur.19

8 Aralık 1992 tarihinde, Özbekistan, Türkmenistan’dan sonra, bağımsızlığın
ardından anayasasını kabul eden ikinci Türkistan ülkesi olmuştur. Kabul edilen anayasa;
başkanın yetkilerinin arttırılması, kendisine direkt olarak bağlı olan bölge valilerini atama
hakkını vermesi nedeniyle, muhalefet tarafından, sürekli eleştirilmiştir. İstikrar ve
ekonomik kalkınmanın demokratikleşmeden önce geldiği Özbekistan’da otoriter bir
rejimin varlığı nedeniyle gerçek muhalefet hareketlerine izin verilmemekte ve baskının
yoğunluğu hissedilmektedir.20 Türkistan’ın en büyük nüfusuna sahip olan Özbekistan
lideri Kerimov, muhalefetin her türlüsünü sert bir şekilde bastırmış, dini veya etnik
fikirlere izin vermemiştir.211991 Kasımında kurulan ve Kerimov’a karşı olan Pulatov
önderliğindeki “Birlik Partisi”, Kerimov yönetiminin hedefi olmuş ve kısa sürede
parçalanmıştır. Akabinde, Muhammed Salih tarafından kurulan “Erk Partisi”nin de
süratle faaliyetleri sınırlandırılmış ve partinin lideri suikast girişiminde bulunmaktan
suçlandığı için yurt dışına (Norveç) kaçmak zorunda bırakılmıştır.22

Özbekistan-Kırgızistan İlişkileri

Kırgızistan, Özbekistan’ın kuzey doğusunda yer alan ve 1099 km. lik ortak kara
sınırına sahip, Özbekistan’ın yarısı büyüklüğündeki komşusudur.23 Ahmed Raşid’in
“Yeryüzünün Beşiği”24 olarak isimlendirdiği Kırgızistan’ın beş milyona yakın nüfusunun
% 14.9’u Rus, % 14.2’si Özbek ve sadece % 60 civarı Kırgızdır.25 Ülke, doğal kaynaklar
açısından fakirdir.26 Kamu hayatı, kabileler arası çatışmalar, bölgesel parçalanmışlık,
ahlaki ve kurumsal çöküntü gibi faktörlerle delik deşik olmuştur. Nüfusun içerisinde
büyük oranda yer alan Rus ve Özbek azınlığın varlığı, zaman zaman ülkeyi derinden
sarsabilecek etnik gerginlikler ile karşı karşıya bırakmaktadır. 27

Özbekistan ile Kırgızistan arasında, 1991 yılından bu yana büyük sorunlar
yaşanmış, her iki ülke, defalarca savaşın eşiğine kadar gelmiştir. İki ülke arasındaki en
büyük problem sahası, 1998 yılında kurulduğu açıklanan, radikal İslami örgüt olan
“Özbekistan İslami Hareketi” nin, Özbekistan, Kırgızistan ve Tacikistan üçlü sınırında
yer alan, “Fergana Vadisi” ni merkez üs yapması ve burada hazırlanmayı müteakip,
Özbekistan’da terör faaliyetleri icra etmesidir.28

Bu kapsamda, Özbekistan İslami Hareketi, 2000 yılına kadar, hem Kırgızistan’da
hem de Özbekistan topraklarına sızarak yüzlerce insanın ölümüne ve kaybolmasına sebep
olan terör faaliyetleri yapmıştır.29 Bu dönemde, terör örgütü liderlerinin, “Kırgızistan
yönetimi ile herhangi bir problemleri olmadığı ve esas hedeflerinin Özbekistan yönetimi
olduğu” şeklinde yapmış oldukları açıklama, Kırgız yönetimini iki yüzlü davranmaya
itmiştir. Bunun üzerine, Özbekistan Lideri, İslam Kerimov, Kırgızistan’dan kararlı
davranmasını istemiş ve İslami terör örgütünün üslendiği istihbar edilen Kırgız köyleri,
Özbek uçakları tarafından havadan vurulmuştur. Bu olaylar, Özbekistan ile Kırgızistan’ı
savaşın eşiğine kadar getirmiştir.30

Bunun yanı sıra; Özbekistan-Kırgızistan’ın Fergana Vadisi sınırında etnik
kompozisyon çok karmaşıktır. Kırgızistan toprakları içerisinde kalan “Oş” kentinin nüfus
ağırlığı Özbekler tarafından oluşturulmaktadır. Burada kurulmuş olan ve Özbek
azınlıklarca desteklenen “Özbek Adalet Partisi”, Kırgız Akaev rejiminin en önemli
muhalefetlerinden birisidir. Partinin en önemli hedefi; bu bölge yaşayan Özbek azınlığa
özerklik verilmesi, Özbekçe’nin resmi dil olarak tanınmasıdır.31 Bununla beraber, sınırları
dışında en fazla Özbek azınlığa sahip olan Özbekistan, etnisite kartını kullanmamakta
ayrıca radikal İslam destekçisi olabilir düşüncesi ile azınlık Özbeklere yönelik olarak çifte
pasaport verilmesi gibi taleplerde de bulunmamaktadır.32

11 Eylül terör saldırısı sonrasındaki gelişmeler, özellikle Rusya Federasyonu’nun
egemenlik çabalarından kurtulma arayışı içerisindeki Özbekistan’a ve Kırgızistan’a,
ABD’nin müttefiki olma gibi bir fırsat yaratmıştır.33 İki ülke arasındaki terör kapsamlı
problemler de, ABD birliklerinin topraklarında konuşlanması sonucunda, şimdilik
durulmuştur.

Bununla beraber Mart 2005’ te Kırgızistan ‘da yapılan başkanlık seçimleri
tamamen ABD ve Rusya Federasyonu arasında bir egemenlik savaşına dönüşmüş34 ve
Askar Akaev rejiminin devrilmesi sonucunda ABD’nin istediği gibi sonuçlanmıştır.35
Askar Akaev rejiminin devrilmesi ile sonuçlanan darbe, ABD’nin kendi dümen suyuna
gitmeyen rejimleri, insan hakları ihlalleri ve demokrasi eksikliği bahanesi ile devirdiği
şeklinde algılanmaktadır. Ayrıca mevcut rejimin devrilmesi ile sonuçlanan gösterilerin ilk
önce Fergana Vadisi’nde Kırgızistan, Özbekistan sınırında bulunan ve nüfusun hemen
hemen ta
manın Özbek olduğu “Oş” ve “Celalabat”36 şehirlerinde çıkmış olması
olayların arkasında Kerimov rejiminin gizli faaliyeti olup olmadığı sorusunu da akla
getirmektedir.

Özbekistan-Tacikistan İlişkileri

Tacikistan, Özbekistan’ın doğusunda yer alan komşusudur. Özbekistan’ın dörtte
biri kadar yüzölçümüne sahip olan ülkenin ortak sınırı 1161 km.dir. 6.5 milyon
civarındaki nüfusun % 25’i Özbek, genel nüfusun % 65 civarı Tacik’tir. Ülkede Rus
azınlık sadece % 3 civarındadır.37 Özbek nüfusunun Tacikistan’da fazla olmasının en
büyük sebebi, 1924 yılında, Özbekistan Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti kurulduğunda,
bugünkü Tacikistan’ı da kapsıyor olmasında yatmaktadır. 1929 yılında, Tacikistan,
Özbekistan’dan ayrılınca, bu topraklarda büyük bir Özbek nüfusu kalmıştır. Tacikistan’ın
ana dilinin Farsça olmasına rağmen, bugün hemen hemen tamamı Özbekçe
konuşmaktadır.38

Tacikistan, güneyindeki Afgan iç savaşından ve müteakiben kendi içerisinde
yaşadığı iç savaştan çok etkilenmiştir.39 İç savaş esnasında, Özbekistan liderini devirmeyi
hedefleyen Özbek radikal İslami terör unsurları, 1997 yılında, iç savaşı bitiren anlaşmanın
imzalanmasından sonra Afganistan’a çekilmişlerdir. Fakat, 1998 yılında kurulan
Özbekistan İslami Hareketinin Lider kadrosu, Tacikistan’da kalmaya devam etmiştir.
Tacikistan, terörist gruplar tarafından geçiş bölgesi ve lojistik merkezi olarak
kullanılmıştır. 40 Çeşitli dönemlerde, Özbekistan Lideri İslam Kerimov, Tacikistan
yönetimini, terör örgütlerini desteklememe kapsamında kararlı hareket etmeleri için
uyarmış ve suçlamıştır. 11 Eylül sırasında, ABD’nin Afganistan harekatı sonucunda terör
örgütlerinin elemanlarının öldürülmesi ve dağıtılması ile iki ülke arasındaki sorunlar, iyi
yönde yoluna girmeye başlamıştır.

Özbekistan-Afganistan İlişkileri

Afganistan, Özbekistan’ın güneyinde yer almaktadır. 137 km. lik küçük bir sınıra
sahiptir.41 Tacik, Özbek ve Türkmen nüfusa büyük çoğunlukla sahip olan Afganistan,42
kendi içerisinde sağlayamadığı istikrar nedeniyle, tüm komşuları için çok büyük ve
potansiyel bir tehdit halindedir.43 Bu kapsamda, Afganistan’daki Özbek nüfusunun 2
milyon civarında olduğu tahmin edilmektedir.44 Moğolların bir kolu olan Şeybani
boyunun 1500 yılında, günümüzdeki Özbekistan’ı ve kuzey Afganistan’ı fethederek bu
bölgede yerleşik hayat sürdürmeleri, Afganistan’daki Özbek nüfusunun fazla olmasının
sebebidir. SSCB’nin işgalini sona erdiği günlerde, Moskova ve Taşkent, Kuzey
Afganistan’ın, Mücahitlerin eline geçmesine karşı koyacak, Özbeklerin denetiminde bir
“Güvenlik Şeridi” yaratarak Afgan Özbeklerini yetiştirmeye başlamışlar ve bu politikayı,
SSCB’nin dağılmasına kadar sürdürmüşlerdir.45

Afganistan’da; 1992 yılından itibaren başlayan iç savaş boyunca, Afgan Özbekleri,
General Raşid Dostum liderliğinde, Kuzey Afganistan’ı savunmuşlardır. Moskova ve
Taşkent’ten gelen yardımlar sayesinde Kuzey Afganistan’da altı vilayeti kontrol eden
Dostum kuvvetleri, önce mücahidleri sonra da Taliban’ı bu bölgeden uzak tutmayı
başarmışlardır. SSCB’nin dağılması sonrasında, Türkistan hakimiyetini elde etmek
isteyen Özbekistan lideri Kerimov, Türkistan Cumhuriyetleri ile Taliban karşıtı bir ittifak
girişimleri olmuştur. Bu girişimlerin en büyük amacı, Kerimov’un otoritesini yıkmak
isteyen başta Afganistan’da konuşlanmış olan Özbekistan İslami Hareketi gibi diğer terör
örgütlerinin etkinliğinin yok edilmesi olmuştur. Ancak 1998’de Raşit Dostum’un
kuvvetleri yenilmiş, Taliban tek güç olarak Afganistan hakimiyetini ilan ederken
Kerimov’un bu politikası da çökmüştür.46

Taliban’ın, Afganistan’ı kontrol eder hale gelmesi ile, radikal islam, Özbekistan ile
diğer Türkistan Cumhuriyetlerinin zaten doğru düzgün işlemeyen yönetimleri için büyük
bir tehdit haline dönüşmüştür. Bu tehdidi, Samuel Huntington;
”Savaş geriye, Müslüman
olmayan bütün güçlerin karşısına İslam, dikme niyetinde olan rahatsız edici bir İslamcı
örgütler koalisyonu bıraktı. Savaş ayrıca; bir uzman ve deneyimli savaşçılar mirası,
eğitim kampları ve lojistik malzeme, kişisel ve örgütsel ilişkileri kuran ince trans - islam
ağları, 300 - 500 arası hesap dışı Stinger füzesi de dahil olmak üzere önemli miktarda
askeri mühimmat ve en önemlisi kazanılan zaferin verdiği önü alınmaz bir güç ve güven
duygusu ile bu güveni başka zaferlere taşıma arzusu bıraktı
” şeklinde belirtmektedir.47

Genel olarak Taliban ile Raşid Dostum’un Özbekleri arasında geçen savaş
sırasında, Dostum, Özbekistan tarafından sürekli desteklenmiştir. 1998’de Mezar-ı Şerif
düştüğünde, Özbekistan, Raşid Dostum’un sığındığı yer olmuştur.

Taliban’ın ortaya çıkışının diğer bir yönü de uyuşturucu madde yapımının ve ham
maddesinin üretiminin, Afganistan’da artmasıdır. Afganistan kaynaklı eroin patlaması,
tüm Türkistan Cumhuriyetlerini derinden etkilemiştir. Özbekistan’da kullanım sayısı %
11 civarında artış göstermiş, bu tehdidin durdurulması için de, çok büyük önlemler
alınması gerekmiştir.48

Özbekistan, Taliban ile mücadelede, hiç beklemediği bir anda çok büyük bir fırsat
yakalamıştır. ABD’de meydana gelen 11 Eylül terör saldırısı sonrasında, Taliban rejimi
ile bölgeye yayılan potansiyel radikal İslam tehdidinden kurtulacak ve uyuşturucu
sorununu kökünden halledecek olan fırsatı değerlendirmiş ve ABD askerlerine
topraklarını ilk açan ülke olmuştur.49

Sınır Anlaşmazlıkları ile İlgili Sorunlar

Türkistan Cumhuriyetlerinin etnisiteleri veya diğer bir deyişle hetorojen nüfus
yapıları ile günümüzde sahip oldukları coğrafi sınırları, sınır anlaşmazlıklarında
birbirlerini tamamlayan iki önemli etkendir. Bu devletlerin sınırları, hakem konumundaki
Sovyet haritacılar tarafından, söz konusu Cumhuriyetlerin resmi olarak kuruldukları
1920’lerde ve 1930’larda keyfi bir biçimde çizilmiştir.50 SSCB’nin dağılması sonrasında,
Türkistan Cumhuriyetleri bağımsızlıklarını ilan etmesi ile bu devletlerin etnik ve sınır
anlaşmazlıkları tabanlı sorunları ortaya çıkmıştır. Özbekistan, tarihsel süreçte,
Afganistan’ın kuzeyinde yerleşmiş bulunan, 1.5-2 milyonu yakın Afgan Özbek’i,51 1929
yılında SSCB’nin özerk devlet statüsü kazandırarak, Özbekistan’dan ayırdığı
Tacikistan’da yaşayan ve Tacik nüfusunun % 25’ini oluşturan Özbek azınlığa sahiptir.52
Özbekistan, Kırgızistan ve Tacikistan üçlü sınırında yer alan Fergana vadisi53 ile de sınır
sorunları kapsamında en büyük problemlere sahip olan ülke olmuştur. Özbekistan’ın daha
önceki bölümlerde belirtildiği gibi, en uzun sınırı, Kazakistan ile teşkil ederken (2203
km.), diğer komşular ile sırası ile Kırgızistan 1099 km., Tacikistan 1161 km., Afganistan
137 km. ve Türkmenistan 1621 km. sınırı mevcuttur.54 Özbekistan bu coğrafi yapısı ile
bütün Türkistan Cumhuriyetleri ile komşudur ve Türkistan’ın tam ortasında yer
almaktadır. Bu nedenle; SSCB’nin bilinçli ve yapay olarak çizdiği sınırlardan dolayı,
bütün Türkistan Cumhuriyetlerine komşu olan Özbekistan ile komşuları arasında sınır
anlaşmazlıkları yüzünden meydana gelen gerilimlerin, silahlı çatışmaya dönüşmesi

ihtimali her zaman mevcut olmuştur.55

Özbekistan’ın sınır anlaşmazlıkları kapsamlı sorunları, en fazla Kırgızistan,
Özbekistan ve Tacikistan üçlü sınır bölgesinde yer alan Fergana Vadisi’nde ortaya
çıkmıştır. Fergana Vadisi56; güneyi Pamir dağları zirvelerinin oluşturduğu, etrafı çevrili,
çöl ikliminin hakim olduğu 22.000 kilometre karelik alanda dokuz milyon insanın
yaşadığı, Türkistan’ın en kalabalık beşinci bölgesidir.57 Vadinin %70’i Özbekistan
sınırları içerisinde, kalan bölüm ise Kırgızistan’ın Oş kentine kadar kuzeye doğru bir yay
çizerek Tacikistan’ın Kaninabad şehrinde son bulur. 300 km. uzunluğunda ve 200 km.
genişliğindedir.58 Fergana Vadisinin önemi, Özbekistan lideri İslam Kerimov’un, ülkede
kurduğu katı siyasi rejimi yıkmayı ve yerine, İslami bir devlet kurmayı hedefleyen
“Özbekistan İslami Hareket” gibi radikal islami terör gruplarına ev sahipliği yapmasından
kaynaklanmaktadır. Söz konusu terör grupları, uzun bir dönem Kırgızistan ve
Tacikistan’ın Fergana Vadisi’ndeki topraklarında konuşlanmış ve Özbekistan’a bu
bölgeden girerek şiddet eylemlerinde bulunmuşlardır.59 Bu olaylar üzerine, Fergana
kökenli terörün durdurulması için, Kerimov, Kırgızistan’dan kararlı olmasını istemiş ve
bir dönem Kırgızistan’ın Fergana’daki topraklarını havadan bombalamıştır. Bu olay, iki
ülkeyi savaşın eşiğine kadar getirmiştir.60 1992 - 1995 yılları arasında süren Tacikistan iç
savaşı esnasında, bu ülkede yaşananların kendi ülkesine sıçrayacağı endişesi taşıyan
Özbekistan, askeri güçlerini, Tacikistan’ın kuzey sınırına göndermiş ve radikal İslami
terör tehdidini bahane ederek Pamir Dağlarını bombalamıştır.61

Afganistan’da ortaya çıkan Taliban Hareketi, Özbekistan’da da büyük korku ve
kaygı yaratmıştır. Taliban ilerleyişinin durdurulması için, Afgan Özbeklerinin teşkil ettiği
Kuzey İttifakı’nı sürekli desteklemiş ve Kuzey İttifak’ı lideri General Raşit Dostum’un
zor dönemlerinde, sınırdan geçmesine yardım etmiştir.62 Taliban Hareketinin, kendi
topraklarına sıçrayacağı ve binlerce mültecinin kendi topraklarına akacağı endişesi ile
uzun bir dönem Özbekistan - Afgan sınırında olağan üstü güvenlik tedbirleri almak
zorunda kalmıştır.

Bunun yamsıra Taliban’ın, güçlenmek için Afganistan’da uyuşturucu hammadde
yetiştirilmesi ve imal edilen uyuşturucuların Türkistan üzerinden dünya piyasalarına
ulaştırılması da, Özbekistan için büyük bir sıkıntı yaratmış, Özbekistan’da uyuşturucu
kullanımı % 11 civarında artmıştır.63 Bölgedeki uyuşturucu yollarının neredeyse
tamamının Fergana Vadisinden geçmesi, Özbekistan’ın tek taraflı olarak sınırlarına
mayın yerleştirme ve ülkeye girişi zorlaştırma kararı vermesine sebep olmuştur.
Özbekistan’ın tek taraflı olarak bu düzenlemeye gitmesi, komşu ülkelerde tepkilere yol
açmıştır. Aynı tek taraflı düzenlemeler diğer sınırlarda da yapılmıştır. Yerleştirilen
mayınların işaretlenmemiş olması sonucunda bir çok Kazak ve Kırgız mayına basarak
hayatını kaybetmiştir. 11 Mart 2003’te bir araya gelen Özbek ve Kırgız yetkililerden
oluşan ortak komisyon sınır belirleme konusunda bir sonuca varamasa da Özbekistan’ın
Kırgızistan’a mayın haritalarını vermeyi kabul etmesiyle, sorunların çözülmesine yönelik
önemli gelişmeler kaydedilmiştir.64

Yukarıda da açıklandığı üzere, Özbekistan’ın sınır sorunları çoğunlukla,
Kırgızistan, Tacikistan ve Afganistan sınır bölgelerinde meydana gelmektedir.65
Türkmenistan, uluslararası platformda tarafsızlığını beyan etmiş olması ve Kazakistan,
Özbekistan arasındaki uzun sınır hattının da çöl ve bozkırlarla kaplı olması ve ayrıca
yerleşim birimi ve insan sayısının az olması gibi sebeplerle Özbekistan’ın batı ve kuzey
sınırlarında çok büyük problemler yaşanmamıştır. SSCB döneminde, Kazakistan ile
Özbekistan arasında 1946 yılında, toprak kiralama müsaadesi çerçevesinde, Özbekistan,
Kazakistan’dan Bagıs Türkistan yerleşim bölgelerini kiralamıştır. 1992’ de kira süresi
bittiğinde Özbekistan, bu kiralanmış bölgeleri Kazakistan’a iade etmeyi reddetmiştir.
Bagıs’ta yaşayan insanlar ise yasal belirsizlikle karşı karşıya kalmışlardır. Bu sorun
giderilemeyince, Bagıs halkı kendini Kazakistan’dan ve Özbekistan’dan bağımsız bir
ülke olduğunu ilan etmiştir. 9 Eylül 1992’de iki ülke liderinin anlaşma imzalaması ve
parlamentoları tarafından onaylanması sonucunda sorun Kazakistan lehine
çözümlenmiştir.66

Bununla beraber; Özbekistan’ın sınır sorunlarının bir başka boyutu da Rusya
Federasyonu tarafındadır. Stratejik açıdan, Rusya Federasyonu, Türkistan’da varlığını
sürdürebilmeyi, bu ülkelere askerlerini yerleştirerek (askeri üsler, sınır muhafızları)
düşünmektedir.67 1994 yılından sonra, Rusya Federasyonu, Özbekistan’ın önüne, sürekli
olarak kendi askeri için üs ve sınırlarında asker konuşlandırma taleplerini sürmüştür.

Radikal İslami Hareketlerin oluşturduğu Sorunlar

SSCB’nin dağılmasını müteakip, zaten alt yapısı hazır olan Türkistan’da
İslamiyet’e yöneliş bir anda hızlanmış ve yeni Cumhuriyet’lerin laik ve bağımsız
rejimlerini birinci derecede tehdit eder duruma gelmiştir. Türkistan’daki İslami
hareketlenmenin de desteği ve güç merkezi, İran, Pakistan ve Suudi Arabistan olmuştur.
Bu üç ülke tarafından belirlenen hedef; İran, Afganistan, Pakistan ve Türkistan’ı içerisine
alan 50 milyon nüfuslu bir “Müslüman İttifak Sistemi”nin teşkil edilmesi olarak ortaya
konulmuştur.68 SSCB’nin dağılması sonrasında bu üç ülke tarafından ortaya konulan
Müslüman İttifak Sistemi planında da Afganistan “Anahtar Ülke” olarak belirlenmiştir.69
Özbekistan ise, büyük Özbek nüfusu ve bağımsızlık yolunda diğer Cumhuriyetlere göre
daha güçlü attığı kararlı adımları nedeniyle, radikal İslami unsurların en önemli hedefine
dönüşmüştür.70

Afganistan hakimiyeti için başlayan Taliban hareketinin en büyük düşmanı, Kuzey
Afganistan’a hakim olan Afgan Özbeklerinin lideri General Dostum’un başarılı ol
ması
için her türlü desteği veren ülke, Özbekistan olmuştur. Bu dönemde, Taliban şemsiyesi
altında, Usame Bin Ladin’in yönlendirmesiyle, yapılan şuralarda alınan kararlar, sürekli
olarak, Kırgızistan, Tacikistan ve Özbekistan’ı içine alan modern bir şeriat devleti

kurmak şeklinde olmuştur.71

Ayrıca, Suudi Arabistan tarafından desteklenen “Vahabilik” hareketi, özellikle,
Özbekistan’ın Namangan ve Andican şehirleri ile Fergana Vadisi’nde ve Özbeklerin
yoğun olarak yaşadığı diğer Türkistan Cumhuriyetlerinde etkili olmaya devam etmiştir.
Vahabilerin öncelikli hedefi de; Özbekistan Devlet Başkanı İslam Kerimov’u devirmek
ve dini temellere dayalı bir rejim kurmak, sonrasında da bu rejimi tüm Türkistan’a
yaymak olarak belirlenmiştir.72

Bu kapsamda, Taliban rejimi ve Usame Bin Ladin ile ortak faaliyetlerde bulunan
ve en büyük amacı, Özbekistan Devlet Başkanı İslam Kerimov’u devirmek olan ve
kökleri 1990’lı yıllara dayanan, 1998’de “Cuma Namangani” ve ”Tahir Yoldaşev”
tarafından kurulan “Özbekistan İslami Hareketi”, başta Özbekistan olmak üzere diğer
Türkistan Cumhuriyetlerinin de rejimlerini tehdit eden bir terör örgütü olarak büyük
tehlike oluşturmuştur73. Özbekistan İslami Hareketi, Fergana Vadisi’nin Kırgızistan
topraklarında yer edinmiş ve bu bölgeden Özbekistan topraklarına girerek terör
eylemlerinde bulunmuştur.74 Terör eylemlerinin devam ettiği dönemlerde, Özbekistan,
Kırgızistan ve Tacikistan’ın Özbekistan İslami Hareket terör örgütüne karşı yeterli önlem
almadıklarını bildiren sert çıkışlarda bulunurken, zaman zaman üç ülke savaşın eşiğine
gelmiştir.75

11 Eylül terör saldırısı sonrasında, ABD’nin Afganistan’da giriştiği hareket
neticesinde, Taliban rejimi ile beraber, Özbekistan İslami Hareketi terör örgütü de
çökertilmiştir. Teröristlerin büyük bir kısmı öldürülürken diğer bir kısmı da yer altına
çekilmiştir. Günümüzde, aralarında Ahmet Raşid’in de bulunduğu uzmanlar, Kırgızistan,
Pakistan ve Afganistan ile Özbekistan’ın kırsal kesimlerine dağılmış olan Özbekistan
İslami Hareketi üyelerinin yeniden bir araya gelerek çok daha kanlı eylemlere
girişmelerinin olası olduğunu dile getirmektedirler.76

Ayrıca, Rusya Federasyonu; kendisine sürekli muhalif olan ve Rus askerlerinin
topraklarında konuşlanmasına müsaade etmeyen ve kendisine, Rus hakimiyetine girmeme
mücadelesini hedef edinmiş olan Özbekistan Devlet Başkanı Kerimov’un bu stratejisinde
vazgeçmesi için radikal İslam tehdidini bir koz olarak kullanmıştır. Bu bağlamda,
ABD’nin etkin işbirliğinin sağlanabilmesi için, 11 Eylül terör saldırısı, Kerimov
tarafından bir fırsat olarak değerlendirilmiştir.

Bununla beraber 2004 yılı Özbekistan için iyi geçmemiştir. 28-29 Mart 2004
tarihlerinde Taşkent’te meydana gelen intihar saldırıları yaklaşık olarak 50 kişinin
ölmesine ve bir çok kişinin yaralanmasına neden olmuştur. Özbek yetkililer, saldırıları,
dünyanın diğer ülkelerinde meydana gelen terör eylemleri ile ilişkilendirerek, olayların,
“El Kaide” ile bağlantılı uluslararası bir grup tarafından yapıldığı şeklinde açıklama
yapmıştır.77 Meydana gelen saldırılar sonrasında, ABD Dışişleri Bakanı Colin Powel,”
ABD’nin meydana gelen terör saldırıları karşısında Özbekistan’a her türlü yardımı
yapacağını
” belirtirken, Washington Post gazetesi tarafından “ ABD ile stratejik ortak
olabilme arzusundaki Kerimov, ülkesinde meydana gelen terör olaylarını, teröre karşı
yürütülen global mücadelenin bir parçası olarak tanımladı, bu konuda bir bakıma da
haklı, çünkü, Özbekistan, El Kaide ve Taliban bağlantılı İslami terör gruplarının son
zamanlarda hedefi haline gelen bir ülke olmuştur."
şeklinde açıklama yapılmıştır.78
Bunun yanısıra, BBC uzmanları tarafından yapılan yorumlarda daha açık bir dil
kullanılarak; “
Özbekistan’daki terör eylemlerinin ardında ABD’nin olması ihtimali
oldukça yüksektir. Orta Asya’da haritaları yeniden çizmek ve kontrol edilebilir ölçüde
siyasi gerginlikler yaratarak böl ve yönet politikası gütmek ABD’nin çıkarınadır. Bu
sayede ABD, kendisini bölgedeki stratejik pozisyonlara yerleştirebilecektir. Bu amaçtan
ötürü artık Washington Yönetimi, “istikrarlı ve güvenilir” Kerimov rejimi ile işbirliği
yapmak istememektedir.79 Uzmanlara göre ABD’nin amacı; Kosova’da
mükemmelleştirdiği stratejiyi Orta Asya’da da uygulamaktır.”
şeklinde açıklama

yapılmıştır.80

Mart 2005’te, Fergana Vadisi’nde yeralan ve 350 bin kişilik nüfusu ile
Özbekistan’ın üçüncü büyük şehri olan “Andican” da Kerimov rejimine karşı bir
ayaklanma baş göstermiştir.81 Ayaklanma çok kısa bir sürede bastırılmıştır. Meydana
gelen olaylarda, ilk belirlemelere göre 500 civarında insanın hayatını kaybettiği,
Kerimov’un, isyancılara karşı çok sert tedbirler aldığı olayların bastırılması maksadıyla
askeri birliklerin kullanıldığı belirtilmiştir.82 Kerimov tarafından; Andican’da meydana
gelen olaylardan “Hiz-but Tahrir” örgütünün sorumlu olduğu açıklaması yapılmıştır.
Bununla beraber, örgüt, meydana gelen olaylarda herhangi bir sorumluluğu olmadığını
beyan etmektedir. 83

ABD’nin bölgede kendisi ile uyum içerisinde olmayan rejimleri devirmeye yönelik
hareket ettiği bilinen bir gerçektir. En son olarak da daha önce açıklandığı gibi,
Kırgızistan’da meydana gelen olaylar sonucunda Akaev rejimi devrilmiştir. Fakat,
günümüzde, Özbekistan’ın, ABD ile ilişkilerinde kopukluklar meydana gelmiş olsa bile,
bu ülkenin, hem bölgedeki aktif terör grupları ile mücadele etmesi, hem de bölgenin en
güçlü ordusuna sahip olması nedeniyle, ABD ve Rusya Federasyonu için uluslararası
terörizme karşı bir kale niteliğindedir. Bu nedenle, Kerimov rejiminin devrilmesi,
bölgeye demokrasi ve istikrar getirmek isteyen ve büyük çıkarlar peşinde olan güçlere
hiçbir fayda sağlamayacağı gibi, radikal İslam’ın güçlenmesine ve uluslararası bir tehdit
haline dönüşmesine de sebep olabileceği değerlendirilmektedir.84

İnsan Hakları İhlalleri İle İlgili Sorunlar

SSCB’nin dağılması sürecine hazırlıksız yakalanan Özbekistan, sınır, etnisite,
ekonomik ve siyasi sıkıntıların içerisinde bağımsızlığını ilan etmiştir. Özbekistan Devlet
Başkanı Kerimov tarafından baskıcı bir yönetim tarzı yürütülmeye başlanmış ve bu
durum, uluslararası alanda, insan hakları ihlallerinin yapıldığı şeklinde yorumlara sebep
olmuştur. Kanunsuz araştırmalar, dava açma hakkı ihlali, politik tutuklamalar ve basın,
yayın özgürlüklerinin kısıtlanması, İnsan Hakları İzleme Derneği ve diğer uluslararası
kuruluşların dönem raporlarında sürekli olarak yer almıştır.85 Baskıcı yönetim tarzı
tartışmasız uygulanmıştır. Özbekistan Anayasa’sı özgürlükler açısından bazı tartışmalı
hükümler içermektedir. Örnek olarak, “Bir kişi, ancak kanunun belirlediği limitler
çerçevesinde özgürce konuşabilir” maddesi verilebilir. Bu kapsamda, Özbekistan’ın
demokratik ve laik devlet olmasını engelleyecek her türlü oluşum önlenmiş, dini

Bağımsızlık Sonrası Özbekistan...
partilerin faaliyetleri yasaklanmış ve radikal reformlar ile aşırı milliyetçilerin tüm
hareketleri çeşitli şekillerde durdurulmuştur. Ayrıca, çeşitli kaynaklarda, Özbekistan;
kısıtlı medeni hakların bulunduğu despotik bir devlet olarak tanımlanmakta ve İslam
Kerimov’un ve merkezi yürütme kanadının tüm siyasal hayata hükmettiği, basında sansür
uygulandığı, Parlamentonun neredeyse tamamının Cumhurbaşkanı tarafından atandığı,
muhalefet partilerin varlığına izin verilmediği, eski Sovyet ajanlarından kurulu Ulusal
Güvenlik Servisi ve polisin sayısız insan hakları ihlali yaptığı, yolsuzluk, örgütlü suçlar
ve uyuşturucu kaçakçılığının güvenlik unsurlarının bilgisi dahilinde yürütüldüğü, çok
sayıda insanın işlemedikleri suçlarla itham edilerek keyfi olarak gözaltına alındığı ve
tutuklandığı, Uluslararası Kızılhaç örgütü yetkililerinin hapishaneleri ziyaret etmelerine
izin verilmediği belirtilmektedir.86

Belli bir süre sonra, ülke egemenliğinin korunması ve sosyal uzlaşmanın
sağlanması yönünde büyük adımlar atılınca, Özbekistan yabancı yatırımlar için önemli
bir merkeze dönüşmüştür. Devlet Başkanı, İslam Kerimov, ABD ziyareti sırasında, insan
hakları konusunda uyarılar aldığı dönemler geride kalırken, Mart 1995’de ABD Savunma
Bakanı Villial Perry’in Özbekistan’ı ziyaretinde, “Özbekistan’ın bir istikrar adası”
olduğunu beyan etmiştir87. Bunun sonucunda da; ABD’nin İran’a yönelik ticaret
ambargosuna uyan tek Türkistan devleti, Özbekistan olmuştur.88 11 Eylül terör saldırıları
sonrasında büyük bir ivme kazanan ilişkiler, 2001 yılı sonlarında Özbekistan - ABD
stratejik ortaklığını başlatınca, bir anda Özbekistan’ın insan hakları ihlalleri ile ilgili
hususları unutulmuştur.

ABD’nin Afganistan operasyonuna, Özbekistan tarafından verilen tam destek
sonucu, iki ülke arasındaki sıcak ilişkiler, Afganistan operasyonunun gündemden
düşmesine bağlı olarak soğumaya başlamıştır. Son dönemde ise belli bir gerginlik
oluşmuştur. Bu gerginliğin en büyük sebebini de; “İnsan hakları ihlalleri” ile “yabancı
sivil toplum örgütlerine karşı uygulanan baskı” teşkil etmektedir.89 Değişime ve gelişime
kapalı olmadığının bir göstergesi olarak, Özbekistan, Mart 2002’de ABD ile ortak bir
bildiriye imza atmış ve bu bildiri ile ”İnsan hakları ve özgürlüklere saygı”, “gerçek çok
partili bir sistem”, “dürüst ve özgür seçimler”, “siyasi çoğulculuk, fikir çeşitliliği ve
bunları yayımlama özgürlüğü”, “medyanın bağımsızlığı” ve “adaletin bağımsızlığı”

şartlarım yerine getirmeye söz vermiştir.90 Fakat kısa bir süre sonra, Özbekistan Adelet
Bakanlığı tarafından, Özbekistan’da faaliyet gösteren Sivil Toplum Örgütlerinden,
personel bilgilerinin, mali kaynaklarının ve planlı faaliyetlerinin bildirilmesi istenmiştir.
1996’da Özbekistan’da faaliyetlerine başlayan “Soros Vakfı”91 ve bu vakfa bağlı “Açık
Toplum Enstitüsü”, istenilen bilgileri vermemesi üzerine, Aralık 2003’te, söz konusu
vakfın faaliyetleri durdurulmuştur.92 Soros Vakfının faaliyetlerinin durdurulmasında etkili
olan husus; Vakıf Başkanı George Soros tarafından yapılan; “Özbek Hükümetinin
konuşma özgürlüğü, özgür basın ve sivil hareketlerden rahatsızlık duyan bir hükümet”
olduğu ve vakıfın, Gürcistan’daki gibi “Kadife Devrimi” hayata geçirmek istediği
şeklindeki açıklamalar etkili olmuştur.93

En son 26 Aralık 2004 tarihinde yapılan parlamento seçimlerinde, Avrupa
Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı gözlemcileri; yapılan seçimlerin, demokratik bir seçim için
gerekli olan uluslararası kurallardan yoksun olduğunu, uluslararası normlara uymadığını
ve Özbek otoritelerinin, seçimlerin şeffaflığını, çoğulcu katılımı ve demokratik ortamı
engellediğini ifade etmişlerdir.94

GUUAM ve Şangay İşbirliği Örgütü İçin Vazgeçilmez Ülke Özbekistan

Birleşik Devletler Topluluğu’nun kurulması sonrasında ortaya çıkan süreç,
ülkelerin gruplaşmasına sebep olmuştur. Dünyanın en büyük petrol rezervlerinden birini
paylaşan ve dünya piyasalarına ulaştırılmasında ana güzergah konumundaki ülkeler,
çeşitli çıkar hesapları yapmıştır. Bu devletlerden, Gürcistan ve Azerbaycan; Rusya
Federasyonu’nun, Bağımsız Devletler Topluluğunu kullanarak, tekrar bölgesel hakimiyeti
altına girmemek için çeşitli arayışlar içerisine girmiştir. Bu arayışlar sonucunda da,
önemli ortak menfaatleri paylaşarak daha sıkı bağlarla bağlı “GUAM” örgütünün teşkil
edilmesinde, Azerbaycan ve Gürcistan motor görevini üstlenmiştir.95 “GUAM” ismi,
örgütü teşkil eden, Gürcistan, Ukrayna, Azerbaycan ve Moldova’dan gelmiştir. Bu dört
devlet, Birleşik Devletler Topluluğu’nu, Rusya Federasyonu’nun başlıca nüfuz sağlama
aracı olarak görmüş, uluslararası ilişkilerini batıya doğru genişletmek isteyerek kendi
güvenliklerini özellikle ”NATO” gibi batılı güvenlik mekanizmaları içerisinde
aramışlardır.96 Bunun sonucunda, ortak menfaatler çerçevesinde “GUAM”, 10 Ekim 1997
yılında dört devlet (Gürcistan, Ukrayna, Azerbaycan, Moldova) tarafından kurulmuştur.97

Grubun ilk adı olan GUAM, kurucu ülkelerin baş harflerinden oluşsa da dikkat
çekici olan bir nokta, bu adın aynı zamanda ABD’nin, Pasifik Okyanusundaki stratejik
üssünün bulunduğu ada ile aynı ismi taşımasıdır. Bu şekilde, “GUAM” ülkeleri, sadece
ABD ile yakınlaşma isteklerini değil aynı zamanda BDT içerisinde, Rusya’ya karşı ABD
ile stratejik ortaklık geliştirme niyetlerini de dışa vurmuşlardır.98 Aslında ABD, GUAM
oluşumunda ve gelişiminde kilit bir rol oynamıştır. Bu kapsamda, ABD, GUAM
ülkelerine 45 milyon ABD doları tutarında bir yardım yaparak, bu ülkeler arasındaki
işbirliğini ve GUAM’ın örgütlenme çabalarını desteklemiştir.99

Özbekistan, ilk aşamada, GUAM’ın kuruluşunu sadece izlemiştir. Kerimov’un,
bölgesel güç mücadelesine yönelik etkili adımları sonucunda, Türkistan’da da
gruplaşmalar başlamıştır. Özbekistan lideri Kerimov’un, “Özbekistan bir cephe ülkesidir”
gibi açıklamaları ve katı, otoriter yönetimi ile yaptığı bölgesel hamleleri sonucunda,
Kırgızistan ve Tacikistan, ulusal ordularını kurmayarak/kuramayarak ülke güvenliklerini
Rus askerlerinin topraklarında konuşlanmasına müsaade etmek suretiyle Rusya
Federasyonu’nun yanında yer alırken, Kazakistan, Rusya Federasyonu’nun desteği ile
Türkistan hakimiyetinde etkili bir aday olarak Özbekistan’a rakip olmuştur.100

Meydana gelen bu gruplaşmanın, Özbekistan tarafından, kendisine zarar
verebileceği anlaşılınca, Özbekistan, GUAM örgütüne girmeye karar vermiştir. 1998 yılı
boyunca, GUAM’ın menfaatlerinden çoğunu paylaşan Özbekistan’ın bu topluluğa
katılacağı hakkında bir çok spekülasyonlar yapılmıştır. Özbekistan’ın GUAM’a katılması
için uygun zaman, anlamlı bir şekilde, NATO’nun 50. kuruluş yıldönümünün,
Washington’da kutlandığı, 1999 yılının Nisan ayı seçilmiştir. Özbekistan’ın da katılımı
ile ”GUAM”, ”GUUAM” olarak isim değiştirmiş, Washington’da kurumsallaşmış ve
resmileşmiştir. Azerbaycan Cumhurbaşkanı Haydar Aliev, “GUUAM” teşkilatının ilk
başkanı seçilmiştir.101

GUUAM üyesi ülkeler, aralarında geliştirdikleri işbirliğinin, doğrudan Rusya
Federasyonu’nu ya da başka bir ülkeyi hedef almadığını söyleseler de, bu oluşum
içerisindeki Rusya Federasyonu aleyhtarı hava çok belirgindir. Örneğin, Kasım 2000’de
ABD’deki Stanfort Üniversitesi’nde düzenlenen GUUAM çalışma toplantısında,
Azerbaycan’ın Washington Büyükelçisi Hafız Paşaev, “
GUUAM, her hangi bir devlete
karşı kurulmamıştır
” dedikten sonra, devam ederek; “Rusya Federasyonu’nun bölgedeki
gücünü azaltmak için daha fazla ABD yardımı gereklidir
” ifadesini kullanmıştır. Bu
ifadeden de anlaşıldığı üzere, GUUAM oluşumunun temelinde, Rusya Federasyonu’nun
bölgesel hegemonyasını zayıflatmak amacı bulunmaktadır.102 Guuam’ın kurulmasının en
büyük sonucu; Bağımsız Devletler Topluluğunun bir tarafta Rusya Federasyonu diğer
tarafta Ukrayna’nın başı çektiği iki gruba bölünerek Bağımsız Devletler Topluluğu
içindeki güç dengesini değiştirmiş ol
masıdır. Bu nedenle GUUAM, Batı’nın Bağımsız
Devletler Topluluğu içine soktuğu bir hançer olarak değerlendirilmektedir.103

Özbekistan’ın, GUUAM örgütüne katılması, çok önemli stratejik sonuçlar
doğurmuştur. Rusya Federasyonu, sadece, Türkistan’daki tek üstün güç olma özelliğini
yitirmekle kalmamış, aynı zamanda, Türkistan’da dahil olmak üzere, tüm Sovyet
topraklarında Rusya Federasyonu’ndan başka hiçbir gücün etkin olamayacağını öngören
Rusya Federasyonu’nun “Yakın Çevre” politikası da iflas etmiştir.104

19 Temmuz 2002 tarihinde, GUUAM’ın devlet başkanlarının ve temsilcilerinin,
Ukrayna’nın Yalta kentinde yaptıkları ve ABD’nin Irak işgalinin ve son gelişmelerin ele
alındığı toplantı105, ABD tarafından çok önemsenmiştir. Toplantının hemen öncesinde,
ABD, Dışişleri Bakanı Yardımcısı “Armitage”, GUUAM ülkelerinin temsilcileri ile
görüşmüş ve ABD’nin GUUAM ülkelerinin ticari ve siyasi ilişkilerine tam destek
verdiğini bildirmiştir. Buna karşın kuruluşundan beri GUUAM örgütünün

Bağımsızlık Sonrası Özbekistan...
faaliyetlerinden rahatsız olan Rusya Federasyonu, söz konusu zirve ile ilgili bir açıklama
yapmazken, önde gelen gazetelerden “Pravda”;
“ABD’nin doğrudan “GUUAM”m
hamiliğine soyunduğunu, Rusya Federasyonu’nun bölge ülkeleri ile ilişkilerini
geliştirmek için adımlar attığı bu dönemde, ABD’nin, GUUAM’ı güçlü bir ittifak haline
getirme hesapları yaptığını
” belirtmiştir.106

ABD’nin, GUUAM örgütüne ve Yalta’da yapılan zirveye verdiği önem
kapsamında; ABD’nin, Irak işgali sonrasında, dünya çapındaki üstlerini yenilirken,
GUUAM ülkelerinden beklentileri olduğu, özellikle, Gürcistan, Azerbaycan ve
Özbekistan’daki askeri birimlerini kuvvetlendirmek niyeti taşıdığı, günümüzde İran’a
yönelik ABD’nin sert tutumu doğrultusunda, İran’ın kuzey komşusu Azerbaycan’ın, hem
ABD askerinin konuşlandırılması, hem de İran’ın kuzeyinde yaşayan büyük Azeri
nüfusunun, İran rejimine karşı direnişinin artması bakımından çok kritik olduğu
yorumları yapılmaktadır.107

Bununla beraber, 2003 yılından sonra günümüze kadar GUUAM örgütünde çok
büyük atılımlar gerçekleşmemiştir. 2005 yılı içerisinde Özbekistan lideri Kerimov,
SOROS Vakfının faaliyetlerini ülkesinde yasaklamıştır. (ileriki bölümlerde ayrıntılı
olarak değinilecektir.) Bu gelişme üzerine, ABD, Özbekistan’a her yıl yapmış olduğu
ekonomik yardımı durdurduğunu açıklamıştır. Özbekistan, ABD’nin hareket tarzına
karşı, Rusya Federasyonu ile askeri ve ekonomik işbirliğine giderken 22 Nisan 2005
tarihinde Moldova’da gerçekleştirilen GUUAM toplantısına katılmamış ve Mayıs ayının
başında GUUAM’dan ayrıldığını açıklamıştır.108

Rusya’nın Çeçenistan’da Çeçenlere, Çin’in Doğu Türkistan’da Uygurlara,
Türkistan Cumhuriyetlerinin, bölgelerindeki radikal dini örgütlere ilişkin sıkıntıları, bu
ülkelerin kendi aralarındaki güvenlik işbirliği çalışmalarının önemli dinamikleri olarak
göze çarpmaktadır.109 Bu kapsamda Rusya Federasyonu’nun, ABD’nin bizzat
desteklediği GUUAM oluşumu yoluyla BDT içerisindeki kendi hegemonyasına meydan
okumasına cevabı, Çin’in de Orta Asya’daki bölgesel işbirliği çabaları içerisine çekilmesi
ve geleneksel olarak Moskova ile uyumlu politikalar izleyen Beyaz Rusya, Ermenistan,
Kazakistan, Kırgızistan ve Tacikistan arasında varolan işbirliğini daha da derinleştirilmesi

şeklinde olmuştur.110 Bu ülkeleri birbirine çeken ortak noktalar çok yönlüdür. Daha
önceki bölümlerde de belirtildiği gibi, Kırgızistan ve Tacikistan, Özbekistan’ın baskıcı
hareketlerinden korunmak için Kazakistan’ın yanında yer aldığı Rusya Federasyonu’na
yanaşmışlardır. Çin ise, özellikle, SSCB’nin dağılması sonrasında, Türkistan’a yönelik
politikalar üretmeye başlamış ve Rusya Federasyonu ile ilişkilerini güçlendirmeye
çalışmıştır. Çin’in bu hareket tarzını benimsemesinde en kritik nokta, “Sincan” eyaletinde
yaşayan ve yıllarca Çin’in baskı ve asimilasyon politikalarına maruz kalan Türk
nüfusunun, bağımsızlıklarını ilan eden Türkistan Cumhuriyetleri ile ilişki kurarak
seslerini yükseltebilecekleri endişesidir.111 Bunun yamsıra, Çin’in büyüyen ve güçlenen
ekonomisi ve nüfusu için ihtiyaç duyduğu enerji kaynaklarını kendi istikametine
çevirmek isteği, ana stratejisinin bir diğer kritik noktasıdır. Yukarıda belirtilen sebepler
çerçevesinde, Çin’in ev sahipliğinde, Rusya Federasyonu, Kazakistan, Kırgızistan ve
Tacikistan Devlet Başkanları, Çin’in Şangay kentinde 26 Nisan 1996 tarihinde bir araya
gelerek “Şangay Beşlisi”ni oluşturmuşlardır.112

Haziran 2000’de Duşenbe’de yapılan zirveye ilk defa Özbekistan gözlemci
statüsünde katılmıştır. Özbekistan’ın Şangay Forumuna sıcak bakmasının sebepleri şu
şekilde sıralanmaktadır. Şangay Beşlisi, bölgesel üstünlük için Özbekistan’a ihtiyaç
duymuştur. Özbekistan’ın Çin ile ortak bir sınırı yoktur. Ancak Afganistan ile sınırdaştır
ve bu ülke, radikal İslam’ın en yaygın olduğu ülkedir. Özellikle, Afganistan konusunda
istediği düzeyde destek alamayınca, Özbekistan, 1999 yılında BDT’nin askeri kanadı olan
“Kollektif Güvenlik Anlaşması” ndan ayrılmıştır. Fakat Afganistan’daki gelişmelere tek,
başına etki etmede yeterli olamayınca, Rusya Federasyonu’nun desteğine ihtiyaç duymuş
ve Şangay Beşlisi’ne yaklaşmıştır. Özbekistan 2001 yılında, güvenlik garantileri elde
etmek maksadıyla Şangay Beşlisi’ne girme kararı alırken, Devlet Başkanı İslam
Kerimov; Şangay Beşlisi’nin hiç bir zaman askeri ve siyasi bir forum olarak
gelişmeyeceğini, kendi ülkesinin Orta Asya’da ayrılıkçılarla ortak mücadele için bu
örgüte katıldığını belirterek, ABD ile olan ilişkilerinde de dengeyi korumak istemiştir.
Özbekistan’ın örgüte katılımı ile, “Şangay Forumu”, “Şangay İşbirliği Örgütü”ne
dönüşmüştür.112

Şangay İşbirliği Örgütü, 11 Eylül 2001 saldırıları sonrasında, ABD’nin, Afganistan
ve Orta Asya’daki askeri varlığım arttırmasına sessiz kalmıştır. Bu kapsamda; özellikle
Rusya Federasyonu ve Çin, ABD’nin Türkistan Cumhuriyetleri ile artan ilişkilerinden
çok rahatsız olmuştur. Bu çerçevede, ABD ile en yakın ilişkileri kuran Özbekistan ile
işbirliğinin tekrar güçlendirilmesi büyük önem kazanmıştır. Özbekistan’ın Başkenti
Taşkent’te, 5 Eylül 2003 tarihinde özel gündem ile toplanan Şangay İşbirliği Örgütü
Dışişleri Bakanları toplantısında görüşülen konu; ABD’nin bölgede artan varlığının nasıl
azaltılacağı olmuştur.113

Şangay İşbirliği Örgütü tarafından, Özbekistan’ın ABD ve Rusya Federasyonu
arasında sürdürdüğü denge politikasını bırakarak, Rusya Federasyonu ve Çin eksenli
politikalar geliştirmesini cesaretlendirmek amacıyla, bu toplantıda, daha önce
Kırgızistan’ın Başkenti Bişkek’te kurulmuş olan “Bölgesel Terörizmle Mücadele
Merkezi” nin Yönetim Kurulunun, Taşkent’te faaliyet göstermesi kararı alınmıştır. Bu
manevra ile Rusya Federasyonu, Özbekistan’ın ABD ile kurduğu güçlü güvenlik
bağlarım bir ölçüde zayıflatmayı hedeflemiştir.114

Günümüzde, Rusya ve Çin önderliğindeki Şangay İşbirliği Örgütü, uluslar arası
alanda yakından takip edilmeye başlanan ve Asya kıtası ile dünyada önemi gittikçe artan
bir örgüt haline gelmiştir. Nitekim Pakistan, Hindistan ve İran gibi devletler Şangay
İşbirliği Örgütüne katılmak konusunda isteklerini açık bir şekilde dile getirmektedir.115

Çok kutuplu uluslararası bir yapının hayata geçirilmesini hedefleyen Şangay
İşbirliği Örgütü, gelecekteki en önemli seçeneklerden birisi olarak gözükmektedir. Bu
örgütün elindeki ekonomik, potansiyel uzay çalışmaları, askeri teknoloji, insan
kaynakları, enerji hatları, jeopolitik konumu ve diğer pek çok alandaki potansiyel güç
genişleme süreci yaşanırsa daha muazzam bir güce dönüşecektir. Bu kapsamda;
Hindistan, Pakistan ve İran’ın bu örgüte katılma istekleri değerlendirdiği takdirde,
ABD’nin kendi politikalarını tekrar gözden geçirmesi gerekecektir.116

Sonuç

SSCB’nin dağılmasını müteakiben, Özbekistan, Devlet Başkanı Kerimov, “Timur
Jeopolitiği”nin gereği olarak, Türkistan’a hakim olmak için önemli bir fırsatın çıktığı
düşüncesine sahip olarak bağımsızlığını ilan etmiştir. Özbekistan, SSCB’nin dağılmasını
müteakip derhal Türkistan Coğrafyasında başlayan hakimiyet mücadelesinde önemli bir
güç merkezi olacağının işaretlerini vermeye başlamıştır. Özbekistan, Maveraünnehir
bölgesinin zengin yer altı ve yer üstü kaynaklarına, dünyanın en önemli doğal gaz ve altın
rezervlerine, pamuk üretimine ve önemli petrol kaynaklarına, aynı zamanda 26.5
milyonluk, bölgenin en fazla Türk nüfusuna ve en az Rus azınlığına sahip ülkesidir.
Bunun yamsıra, 6.5 milyonluk nüfuslu Tacikistan nüfusunun %25 (Yaklaşık 1.7 milyon
Özbek)’i, 4.5 milyon nüfuslu Kırgızistan nüfusunun %14 (Yaklaşık 750 bin)’ü, ayrıca
Afganistan’ın kuzeyinde yaşayan 1.5 milyon Afgan Özbek’i ile, Özbekistan, tartışma
götürmez bir bölgesel üstünlüğe sahiptir.

Özbekistan; Cumhuriyetin ilanından hemen sonra, serbest pazar ekonomisine
ağırlık veren akılcı ekonomik programlar uygulamış ve dış ilişkilerinde, Batı ile her
konuda bağlantılar oluşturmaya gayret ederken Rusya Federasyonu ile ilişkilerini, kendi
bağımsızlığını tehlikeye düşürmeyecek şekilde dengeli olarak geliştirmiştir. Bu
kapsamda, Özbekistan 1992 yılında Rusya Federasyonu ve diğer Cumhuriyetlerin bir
araya gelerek imzaladıkları ve kendi topraklarına Rus askerinin konuşlanmasına müsaade
ettikleri ortak güvenlik anlaşmasını imzaladığı halde, Rus askerlerinin ülkesinde
konuşlandırılmasına müsaade etmemiştir. Bu kapsamda, esas amacı, Özbekistan rejimini
yıkmak olan El Kaide ve Taliban destekli Özbekistan İslami Hareketi terör örgütüne karşı
kendi milli ordusunu kurmuş ve kısa sürede kurduğu ordu, Türkistan’ın en büyük ve en
nitelikli ordusu haline dönüşmüştür.

Özbekistan’ın, Türkistan’da böyle güçlü bir konuma gelmesinde, Devlet Başkanı
İslam Kerimov’un rolü çok büyüktür. Güçlü ve katı otoriter bir yönetim tesis eden
Kerimov, birçok Batı devleti tarafından insan hakları ihlali ile suçlansa da, ülkedeki
muhalefeti sert tedbirler ile bastırmış ve ülke içerinde farklı eğilimlerin önünü kesmiştir.
Uygulanan ekonomik ve siyasi politikalar sonucunda da, günümüzde Özbekistan diğer
Cumhuriyetlere nazaran zenginleşen, güçlenen ve birçok batılı yatırımcıyı kendisine
çeken bir ülke haline gelmiştir.

Kerimov, sürekli olarak, Rusya Federasyonu’nun kontrolüne girmeyecek tarzda
hareket etmiştir. Bu kapsamda, 1999 yılında, 1992’de imzalanan ortak güvenlik
anlaşmasından çekilmiş, fakat Şangay İşbirliği Örgütündeki konumunu da muhafaza
etmiştir. 11 Eylül sonrası ise ABD’ye kapılarını açan ilk ülke olmuştur. ABD,
Özbekistan’ın bu hareketini, ekonomik yardımlar ve “stratejik ortaklık” ile
ödüllendirmiştir. 11 Eylül ile başlayan Özbekistan - ABD işbirliği, Afganistan
Harekatının gündemden düşmesi ile günümüzde zayıflama trendine girmiş gibi
görünmektedir. Kerimov, 2004 yılı içerisinde, ülkesinde faaliyette bulunan ve
“insan
hakları ihlali yapan Kerimov rejimini yıkmak
” şeklinde hedef belirleyen SOROS

Vakfının, açık toplum örgütlerinin faaliyetlerini durdurmuştur. Ardından, ABD tarafından
Özbekistan’a yapılan ekonomik yardımların ertelendiği açıklaması gelmiştir. ABD’nin bu
tavrı üzerine Özbekistan, Rusya Federasyonu ile işbirliğini tekrar geliştirmeye başlamış
ve Mayıs 2005’te üyesi olduğu, ABD tarafından desteklenen GUUAM’dan ayrıldığını
açıklamıştır.

ABD, “Kadife Devrimler” serisi ile son olarak Kırgızistan’da, Rusya Federasyonu
politikasına bağlı Akaev rejimini çok kolay bir şekilde devirmiştir. Meydana gelen bu
rejim değişikliğinden kısa bir süre sonra da Özbekistan’ın Fergana Vadisindeki Andican
şehrinde bir ayaklanma baş göstermiştir. Fakat Kerimov rejiminin ve Özbekistan
ordusunun gücü, bu ayaklanmanın fazla büyümeden bastırılmasına yetmiştir. Olayların
devam ettiği süre içerisinde de, Rusya Federasyonu’ndan ve ABD den, Andican’ da 500
civarında ölen insan olmasına rağmen hiçbir tepki gelmemiştir. Bu tepkisizliğin en büyük
nedeni de Özbekistan’ın, yıllardır terör örgütleriyle ve Kerimov rejimini yıkarak yerine
Taliban benzeri bir İslami yönetim kurmak isteyen radikal unsurlarla mücadele etmesi ve
Türkistan’da güçlendirilmek istenen laik yönetim sistemlerin kalesi niteliğine sahip
olmasıdır.

2005 Mayıs ayı içerisinde meydana gelen olayların merkezi, birbirine çok yakın
olan “Oş”, “Celalabat” ve ”Andican” üçgenidir. Her üç şehir de Fergana Vadisinde
bulunmaktadır. Fergana, Özbekistan, Kırgızistan ve Tacikistan rejimlerinin bekası için
gerçek bir tehdit niteliğindedir. Önümüzdeki dönemlerde, 2005 yılı ortalarında meydana
gelen olayların benzerlerinin veya daha büyüklerinin yaşanmaması için bu bölgenin
temizlenmesi ve tamamen kontrol altına alınması çok gereklidir. Fergana Vadisinin
büyüklüğü göz önüne alındığında, burada yapılacak operasyonlar için büyük çaplı
birliklere ihtiyaç vardır. Buda ancak ABD, Rusya Federasyonu ve Özbekistan’ın gücü ile
olacaktır.

Özbekistan, Türkistan bölgesinin günümüzde, ekonomik ve askeri açıdan kendi
kendisine yeterli hale gelmiş tek ülkesidir. Japonya’nın, Özbekistan ve Afganistan
üzerinden, Pakistan limanlarına bağlanacak bir demiryolu hattı yatırımı ile ekonomik
işbirliği isteği ve buna karşın, geçtiğimiz günlerde, Pakistan lideri Pervez Müşerref’in,
Özbekistan’ı ziyaret etmesi ve söz konusu hat üzerinde durması, Özbekistan’ın tek eksiği
gibi görünen denize çıkış imkanının yaratılması bakımından çok önemli olduğu
değerlendirilmektedir.

Büyük bir olasılıkla ve Afganistan’daki siyasi istikrarın sağlanmasına bağlı olarak
bu hattında gerçekleşmesi durumunda, yakın bir gelecekte, Özbekistan, yer altı ve yer
üstü zenginlikleri ve homojen nüfusu ile Türkistan bölgesinin lider ülkesi haline geleceği

F. Ü.Sosyal Bilimler Dergisi 2006 16 (2)
kaçınılmazdır.

Ayrıca, Özbekistan, Tacikistan ve Kırgızistan, Türkistan coğrafyasında, nüfus,
etnik yapı ve doğal kaynakların paylaşımı bakımından ortak kadere sahip üç ülkesidir.
Her üç Cumhuriyetin de aslında Türk kökenli ve aynı merkezin insanları olduğu, etnik
yapının ve sınırların, Rusya’nın milliyetler politikası ile yapay olarak ortaya çıkarıldığı
göz önüne alındığında ve özellikle Kırgızistan ve Tacikistan’ın büyük oranlarda Özbek
azınlığı topraklarında barındırdığı düşünüldüğünde, üç cumhuriyetin, Özbekistan
liderliğinde birleşmesi veya federatif bir yapı oluşturması, üç devletin de ayrı ayrı
uğraştığı sorunlardan kurtulmasına ve daha büyük bir refaha kavuşmalarını sağlayacağı
değerlendirilmektedir.

KAYNAKÇA

Ahat, ANDİCAN, “Sovyet Sonrası coğrafyada Kadife Devrimler”, Cumhuriyet Strateji, 11
Nisan 2005,
Cumhuriyet Gazetesi, s. 10.

Ahat, ANDICAN, Cedidizmden Bağımsızlığa Hariçte Türkistan Mücadelesi, Emre
Yayınları, İstanbul, 2003

Ahmed, RAŞİD, Taliban, İslamiyet, Petrol ve Orta Asya’da Yeni Büyük Oyun, Everest
Yayınları, Kasım 2001, s. 243. , (b)

Ahmet, BURAN, “Türk Asrı İçin Önce “Türkçe Asrı” Gerekir” , Yeni Türkiye Dergisi,
Mayıs - Haziran 1997, Yıl. 3, Sayı. 15, s. 212.

Ahmet, SOMUNCUOĞLU, Kazakistan ve Özbekistan Ekonomileri, Geçiş ve Büyüme
Stratejileri,
ASAM Yayınları, Ankara, 2001, s. 218.

Akdes, Nimet, KURAT, Rusya Tarihi, Başlangıçtan 1917’e Kadar, Türk Tarih Kurumu
Basımevi, 3. Baskı, Ankara, 1993.

ALBİON, Allison., ”Uzbek President Hammer Ministre Over Unpaid Wagas”
,www.rferl.org.rfe /rl.Analytical Report. 5 Septembre 2003, number.30., (10 Şubat 2005).

Ali, Faik, DEMİR, “Orta Asya Cumhuriyetlerinde İslam ve Etnisite”, (der., Ertan EFEGİL,
Pınar AKÇALI),
Orta Asya’nın Sosyo-Kültürel Sorunları:Kimlik, İslam, Milliyet ve Etnisite,
Gündoğan Yayınları, İstanbul, Kasım 2003, s. 119.

ALİSİON, A., “What is Progress ? Measaring Uzbekistan Against EBCD”, Benchmerks,
www.rferl.org.rfe/rl., Analitical Report.,10 February 2004, Volume . 4, (10 Şubat 2005).

Allison, ALBİON, “Tashkent’s New Balancing Act After The SCO Summit”
,www.rferl.org.rfe /rl. Analytical Report. 14 Septembre 2003, volume. 3, number. 31., (10 Şubat
2005).

Anar, SOMUNCUOĞLU, “Özbekistan’ın Gelişme Stratejisi”, Avrasya Dosyası, Sonbahar

2001, Cilt. 7, Sayı. 3, s. 21.

Avrasya Bülteni, Mart 2004, Sayı. 20, s. 10.

Avrasya Etüdleri, Yaz 2001, Sayı, 20, s. 18.

Aydın, ÇUBUKÇU, “ABD’nin Savunma Konsepti Değişimi” http://www.evrenselbasim.
com/ad/ yazi.asp? İd= 1121, (7 Mart 2005)

Aynur, MERYEMOVA, “Soros ve Kazakistan: Sıradaki Kim?”, 28 Mart 2005, Cumhuriyet
Strateji,
Cumhuriyet Gazetesi, s. 10.

B. Zakir AVŞAR, Furruh, SOLAK, Türkiye ve Türk Cumhuriyetleri, Vadi Yayınları,
İstanbul, Şubat 1998, İkinci Baskı.

B. Zakir, AVŞAR, “21’nci Yüzyılda Türk Dünyası”, Yeni Türkiye Dergisi, Mayıs-Haziran
1997, Yıl.3, Sayı.15, s. 122.

CHETERİAN, Vicken, “L’etoile Montante Ouzbeke”, Le Monde Diplomatique,
http://www.lemondediplomatigue.fr/Novembre 2001., (10 Şubat 2005).

Daniel, KİMMAGE, “Terror İn Uzbekistan, Primary Conclusion”, Central Asia Report, 7
April 2004, http//: www.Rferl.Org.Rfe/Rl.Analytical Report, Volume. 4, Number. 15, 14 April,
2004, s.1. (4 Kasım 2004).

Deventra, KAUSHİK, “Orta Asya Cumhuriyetleri: 10 Yıllık Bağımsızlık Dönemi
Bilançosu”, http://www.evrensel.net/03/07/03/dünya.html., (7 Mart 2005)

ERHAN, Çağrı, a.g.m., s. 11. http://www.stradigma.com/türkçe/Kasım2003/vizyon.html.,(4
Aralık 2004)

Ertan, EFEGİL, Yılmaz, ÇOLAK, “Geçiş Sürecinde, Orta Asya”, (der, Ertan, EFEGİL,
Pınar, AKÇALI),
Orta Asya’nın Sosyo-Kültürel Sorunları: Kimlik, İslam ve Etnisite, Gündoğan
Yayınları, s. 207.

Faruk, UYSAL, “Özbekistan”, Avrasya Bülteni, Eylül 2004, Sayı. 26, s. 8.

Fatma, AÇIK, “Özbekistan’da 1990-2000 Yılları Arasında Özbek Türkçesi’nin Durumu”,
Avrasya Etüdleri, Yaz-Sonbahar 2002, Sayı. 23, s. 127.

Fırat, PURTAŞ, “Şangay Beşlisi’nden Şangay İşbirliği Örgütü’ne, Orta Asya’da Rus - Çin
Stratejik Ortaklığı”,
2023 Dergisi, Ocak 2004, s. 20.

Fırat, PURTAŞ, Rusya Federasyonu Ekseninde Bağımsız Devletler Topluluğu, Platin
Yayınları, Ankara, 2005.

Gökçen, EKİCİ, “Orta Asya Seçim Maratonunda Önemli Bir Durak: Özbekistan
Seçimleri”,
Stratejik Analiz, Kasım 2004, Cilt. 5, Sayı. 55, s. 77.

Gökçen, EKİCİ, “Özbekistan-ABD ilişkilerinde Soros Faktörü”, Stratejik Analiz, Ekim

2004, Cilt. 5, Sayı. 54, s. 79.

Gökhan, BACIK, “Türk Cumhuriyetleri’nin Kimlik Sorunu”, (der, Mim, Kemal, ÖKE),

Geçiş Sürecinde Orta Asya Türk Cumhuriyetleri, Alfa Yayınları, İstanbul, Mart 1999, s. 105.

Gürol, KIRAÇ, “Akaev’i Devirenler İttifak Arayışında”, Cumhuriyet Strateji, 11 Nisan

2005, Cumhuriyet Gazetesi, s. 8.

Gürol, KIRAÇ, “Rusya- ABD Rekabetinin Kırgızistan’a yansıması”, Cumhuriyet Strateji,
28 Mart 2005,
Cumhuriyet Gazetesi, s. 7.

Gürol, KIRAÇ, “Şangay İşbirliği Örgütü”, 21 Mart 2005, Cumhuriyet Strateji, Cunhuriyet
Gazetesi
, s. 12.

Halim NEZİHOĞLU, “Bağımsızlıktan Günümüze Rusya-Türk Cumhuriyetleri İlişkileri”,
(der. Mim, Kemal, ÖKE),
Geçiş Sürecinde Orta Asya Türk Cumhuriyetleri, Alfa Yayınları,
İstanbul, Mart 1999, s. 47.

Işıl, ÖZEROL, “Özbekistan Ülke Bilgileri”, Haziran 2004, http://www.tika.gov.tr/ülkeler,
(10 Şubat 2005).

İgnacio, Ramonet, “Labyrent The Caucasien”, Le Monde Diplomatique,
http://www.lemondediplomatique.com.fr/octobre 2004, (24 Şubat 2005).

İgor, P., LİPOVSKY, “Yeni Bir Siyasal Kimlik Arayışında Orta Asya”, Avrasya Dosyası,
Kış 1996, Cilt. 3, Sayı. 4, s. 114.

İrfan, ÜLKÜ, Moskova ile İslam ArasındaOrta Asya, Kum Saati Yayınları, İstanbul, Aralık

2002.

Jamie, DORAN, “Les Dynamique Du Desordre Mondial Ces Charnier Afghans Si
Distrects”,
Le Monde Diplomatique, http://www.lemondediplomatique.com.fr/ Septembre 2002, s.

16., (10 Şubat 2004).

Jean, Paul, ROUX, Orta Asya, Tarih ve Uygarlık, Kabalcı Yayınları, İstanbul, Şubat 2001,

s. 304.

“Kazakistan Dosyası”, Avrasya Bülteni, Aralık 2004, Sayı.29, s. 10.

KİMMAGE, Daniel, “Terror İn Uzbekistan, The Aftermath”, Central Asia Report, 7 April
2004, http//: www.Rferl.Org.Rfe/Rl.Analytical Report, Volume. 4, Number. 14, 14 April, 2004,
s.1., (a), (4 Kasım 2004)

KLARE, T., Michael, “Les Vrai Desseins de M. George Bush”, www.
lemonddiplomatique. fr/novembre 2002., s. 3, (10 Şubat 2005).

Kutay KARACA, “Çin Halk Cumhuriyetinin Yeni Güvenlik Kavramı, Şangay İş Birliği
Örgütü ve Türkiye’nin Bölgedeki Örgütlenmeye Bakışı”,
Stratejik Araştırmalar Dergisi, Şubat
2004, s. 204.

Mehmet, AÇA, “Etnik Kimlik İcadının Tarihi ve Küreselci Yeni Stratejilere Galievci Bir
Yaklaşım”, (der, Mehmet, AÇA, Hüseyin, DURGUT),
Küreselleşen Dünya ve Türk Kimliği,
Toplumsal Dönüşüm Yayınları, İstanbul, Şubat 2004, s. 141.

Mehmet, AÇA, “Orta Asya’dan Uluslaşma Süreci ve Türkiyat Araştırmalarında Rus
İlminskiy ve Ardıllarının Rolü”, (der., Ertan EFEGİL, Pınar, AKÇALI),
Orta Asya’nın Sosyo¬
Kültürel Sorunları
, Gündoğan Yayınları, İstanbul, Kasım 2003, s. 38.

Mehmet, Erkan, KILLIOĞLU, “Özbekistan’ın Siyasi ve İktisadi yapısı”, Basılmamış
Yüksek Lisans Tezi,
Yedi Tepe Üniversitesi, İstanbul 1999, s. 23.

Mehmet, Sami, DENKER, 2000’li Yıllarda Asya Pasifik Bölgesinin Güvenliği, ASAM
Yayınları, Ankara, 2000, s. 39.

Mehmet, Seyfettin, EROL, “Avrasya jeopolitiğinde Orta Asya ve 11 Eylül”, (der, Ertan,
EFEGİL, Elif, Hatun, Kılıçbeyli, Pınar, AKÇALI),
Yakın Dönem Güç Mücadeleleri Işığında Orta
Asya Gerçeği,
Gündoğan Yayınları, Şubat 2004, İstanbul, s. 218.

Mehmet, Seyfettin, EROL, Fazıl, Ahmet, BURGET,“Afganistan Özbekleri”, Avrasya
Dosyası,
Cilt. 7, Sayı. 3, s. 114.

Mehmet, Seyfettin, EROL, Fazıl, Ahmet, BURGET,“Afganistan Özbekleri”, Avrasya
Dosyası,
Cilt. 7, Sayı. 3, s. 114.

Meryem, HAKİM, “Tanrı Dağlarına Kim Tırmanıyor”, Cumhuriyet Strateji, 4 Nisan 2005,
Cumhuriyet Gazetesi, s. 7.

Metin, SEVİN, “Orta Asya Usulü Seçim”, 4 Şubat 2005, www.uzbekistanerkorg/
modules.php? Name = News & file = article sid = 999.&, (27 Şubat 2005).

Nermin, GÜLER, “11 Eylül Sonrası ABD ve Rusya Arasında Özbekistan”, Avrasya
Dosyası,
Sonbahar 2001, Cilt. 7, Sayı. 3, s. 189.

Nilüfer, AVCI, “Özbekistan’ın Dünü ve Bugününde Siyasi ve Ekonomik Oluşumlar”, Yeni
Türkiye Dergisi,
Temmuz-Ağustos 1997, Yıl. 3, Sayı. 16, s. 1306.

OGAN, Sinan, “Özbekistan’da “Yeşil” Devrim Sancıları”, http://www.turksam.org/tr/
yazilar. asp?kat1=3&yazi=364 , 15 Mayıs 2005,(17 Mayıs 2005).

Oktay, F, TANRISEVER, “Orta Asya ve Çevresindeki Bölgesel İşbirliği Arayışlarında
Rusya Faktörü”, (der, Ertan, EFEGİL, E. Hatun, KILIÇBEYLİ, Pınar, AKÇALI
),Yakın Dönem
Güç Mücadeleleri Işığında Orta Asya Gerçeği,
s. 340.

Oliver, ROY, Yeni Orta Asya ya da Ulusların İmal Edilişi, Metis Yayınları, Mart 2000,
İstanbul.

ÖMER, AVRASİ, Berk, ÖZSALGIR, “Orta Asya’nın 1991’den İtibaren Geçirdiği Siyasi
Değişim”, (der, Gamze, GÜNGÖRMÜŞ KONA),
Orta Doğu, Orta Asya ve Kesişen Yollar, IQ
Yayınları, Ekim 2003, İstanbul, s. 22.

“Özbekistan Parlamento Seçimleri”, http:// www.avsam.org/tr/gunlukbulten.asp?ID=337,
(27 Aralık 2004).

Pınar, AKÇALI, “Orta Asya’da İslami Uyanış, Radikal İslami Hareketler ve Bu

Hareketlerin Bölge Politikalarına Etkileri”, (der, Ertan, EFEGİL, Pınar, AKÇALI), Orta Asya’nın
Sosyo-Kültürel Sorunları: Kimlik, İslam ve Etnisite,
Gündoğan Yayınları, İstanbul, Kasım 2003, s.
148.

Rasim, BAYRAKTAR, “Bilinmeyen Yönleriyle 1989 Fergana Faciasının İçyüzü”, 2023
Dergisi,
Kasım 2003, Sayı. 31, s. 57.

RAŞİD, Ahmed, RAŞİD, Orta Asya’nın Dirilişi, İslam mı, Milliyetçilik mi, Cep Yayınları,
İstanbul, Eylül 1996.

S., Frederic, STARR, “Avrasya’da İstikrarın Sağlanması”, Avrasya Dosyası, Kış 1996, Cilt.
3, s. 136.

Selda, ÖZDENOĞLU, “Kırgızistan Ülke Bilgileri”, http://www.tika.gov.tr/ülke-profili.asp,
(10 Şubat 2005).

Sinan, OGAN, “Özbekistan’da Yeşil Devrim”, hptt::/www.turksam.org/tr/yazilar.asp?
kat1=3&. Yazi.364. (17 Mayıs 2005).

Suale, BAYCAUN, “Orta Asya ve Özbekistan’da İslam ve Köktendincilik”, Avrasya
Dosyası,
Sonbahar 2001, Cilt. 7, Sayı. 3, s. 100.

Suale,BAYCAUN, “Orta Asya’da Bitmeyen Sınır Sorunları: Kırgızistan-Özbekistan
Gerginliği”,
Stratejik Analiz, Kasım 2003, Cilt. 4, Sayı. 43, s. 66.

Svante, E, CORNEL, “Kafkaslar ve Orta Asya’da Jeopolitik ve Stratejik Ortaklıklar”,
http://www.kafkas.org.tr/perspektif/kafkaslar ve orta asyada ortaklıklar.htm, (7 Mart 2005).

Tayyar, ARI, “Sovyetler Birliği Sonrasında Avrasya: Din, Etnik Yapı, Ekonomi ve Dış
Politika”,
Avrasya Dosyası, Kış 1996, Cilt. 3, Sayı. 4, s. 37.

“Türkmenistan Ülke Profili”, www.tika.gov.tr/ülke-profili.asp, (10 Şubat 2005).

Ümit, ÖZDAĞ, “SSCB’den Rusya Federasyonu’na: 1985-1993”, Avrasya Dosyası, Kış
1996, Cilt. 3, Sayı. 4, s. 182.

Vicken, CHETERİAN, “L’etoile Montante Ouzbeke”, Le Monde Diplomatique, http://www
mondediplomatique.fr/ Novembre 2001 (10 Mayıs 2004).

Vincent, CHETERİAN, La vallée de Ferghana, Coeur Divise’de L’ Asie Central, Le Monde
Diplomatique,
http:// www.mondediplomatiqeu.fr /Mai 1999., (10 Şubat 2005).
www.geocities.com/turkdunyasi/0zbekistan.htm. (20 Şubat 2005).
http://www.uzbekistanerk.org/modules.php?name=News&file=article&sid=695,

(21 Temmuz 2004).

http:// öztürkler.com/ data/ 0006/ 0006 - 06 - 03/ html, (10 Şubat 2005).
http:// www.geocities.com/allnet web/ tacikistan.htm # 02(10 Şubat 2004).
http://www.geocities.com/allnetweb/tacikistan.htm, (10 Şubat 2005).
http://www.yesevi.org/tdbm/karakalpak.html, (10 Şubat 2005).

442

1

'Vicken, CHETERİAN, “L’etoile Montante Ouzbeke”, Le Monde Diplomatique,
http://www.lemondediplomatigue.fr/Novembre 2001., (10 Şubat 2005).

2

   Nilüfer, AVCI, “Özbekistan’ın Dünü ve Bugününde Siyasi ve Ekonomik Oluşumlar”, Yeni Türkiye Dergisi,

Temmuz - Ağustos 1997, Yıl. 3., s. 1289.

3

   Işıl, ÖZEROL, “Özbekistan Ülke Bilgileri”, Haziran 2004, http://www.tika.gov.tr/ülkeler, (10 Şubat 2005)

4

   S., Frederic, STARR, “Avrasya’da İstikrarın Sağlanması”, Avrasya Dosyası, Kış 1996, Cilt. 3, s. 136.

5

   B. Zakir AVŞAR, Furruh, SOLAK, Türkiye ve Türk Cumhuriyetleri, Vadi Yayınları, İstanbul, Şubat 1998,

İkinci Baskı, s. 168.

6

   0-14 yaş, %34.1 (erkek, 4.583.228, bayan, 4.418.003), 15-64 yaş, %61.1 (erkek, 7.990.233, bayan,

8.157.136) 65 yaş ve üzeri, %4.8, (erkek, 513.434, bayan, 748.382), ÖZEROL, a.g.e., s. 13.

7

   a.g.e., s. 17.

8

   a.g.e., s. 22.

9

   AVŞAR, SOLAK, a.g.e., s. 170.

10

   STARR, a.g.m., s. 137.

11

   Oliver, ROY, Yeni Orta Asya ya da Ulusların İmal edilişi, Metis Yayınları, Mart 2000, İstanbul, s. 240.

12

   STARR, a.g.m., s. 138.

13

   Gökçen, EKİCİ, “Özbekistan-ABD ilişkilerinde Soros Faktörü”, Stratejik Analiz, Ekim 2004, Cilt. 5, Sayı.

54, s. 79.

14

   Işıl, ÖZEROL, “Özbekistan Ülke Bilgileri”, Haziran 2004, http://www.tika.gov.tr/Ulkeler, (10 Şubat 2005)

15

   “Türkmenistan Ülke Profili”, www.tika.gov.tr/ülke-profili.asp, (10 Şubat 2005)

16

   “Kazakistan Dosyası”, Avrasya Bülteni, Aralık 2004, Sayı.29, s. 10.

17

   Selda, ÖZDENOĞLU, “Kırgızistan Ülke Bilgileri”, http://www.tika.gov.tr/ülke-profili.asp, (10 Şubat
2005)

18

   http://www.geocities.com/allnetweb/tacikistan.htm, (10 Şubat 2005)

19

   AVCI, a.g.m., s. 1310.

20

   Halim NEZİHOĞLU, “Bağımsızlıktan Günümüze Rusya-Türk Cumhuriyetleri İlişkileri”, (der. Mim,

Kemal, ÖKE), Geçiş Sürecinde Orta Asya Türk Cumhuriyetleri, Alfa Yayınları, İstanbul, Mart 1999, s.
47.

21

   DEMİR, a.g.e., s. 118.

22

   RAŞİD, a.g.e., s. 119. , (a)

23

   ÜLKÜ, a.g.e., s. 293.

24

   RAŞİD, a.g.e., s. 178., (a).

25

   ÖZDENOĞLU, “Kırgız Cumhuriyeti”, Haziran 2004, http://www.tika.gov.tr/ülkeler, (10 Şubat 2005)

26

   Akaev’in beş milyonluk ülkesi Kırgızistan, Türkistan Cumhuriyetleri içerisinde Tacikistan’dan sonra en

yoksul ülkedir., A. Ahat, ANDİCAN, “Sovyet Sonrası coğrafyada Kadife Devrimler”, Cumhuriyet

Strateji, 11 Nisan 2005, Cumhuriyet Gazetesi, s. 10.

27

   STARR, a.g.m., s. 135.

28

   Pınar, AKÇALI, “Orta Asya’da İslami Uyanış, Radikal İslami Hareketler ve Bu Hareketlerin Bölge

Politikalarına Etkileri”, (der, Ertan, EFEGİL, Pınar, AKÇALI), Orta Asya’nın Sosyo-Kültürel Sorunları:
Kimlik, İslam ve Etnisite,
Gündoğan Yayınları, İstanbul, Kasım 2003, s. 147.

29

Vicken, CHETERİAN, “L’etoile Montante Ouzbeke”, Le Monde Diplomatique, http://www.
mondediplomatique.fr/ Novembre 2001 (10 Mayıs 2004)

30

   ÜLKÜ, a.g.e., s.144.

31

   BACIK, a.g.m., s. 121.

32

   ROY, a.g.e., s. 237.

33

   KLEVEMAN, a.g.e., s. 188.

34

   Kırgızistan’ı kontrol edecek güç, Tacikistan’a ve Afganistan’a kolay ulaşabilmeyi, Kazakistan’ı ve
Özbekistan’ı kontrol altında tutmayı sağlayacak imkana sahip olacaktır., Meryem, HAKİM, “Tanrı
Dağlarına Kim Tırmanıyor”, Cumhuriyet Strateji, 4 Nisan 2005,
Cumhuriyet Gazetesi, s. 7.

35

Diğer Türkistan Cumhuriyetlerinde olduğu gibi Kırgızistan’da da SOROS Vakfı, ABD’nin bir gücü
olarak demokrasi ve insan hakları silahını kullanmaktadır. Rusya Federasyonu, kendi tarafında olan Asker
Akaev rejimini desteklemiş ve Ocak 2005 ayı içerisinde Moskova’da görüşme yapmıştır. Şubat ayı içerisinde,
ABD’nin “AWACS uçaklarını Kırgızistan’da konuşlandırma” talebine Kırgız hükümetinin, “ABD taleplerini,
aralarında Rusya ve Çin’inde bulunduğu müttefiklerimizle görüştük ve reddettik” açıklamasını yapması
üzerine, SOROS Vakfı tarafından hazırlanan ve ABD’nin Kırgızistan Büyükelçisi tarafından, “Kırgızistan’da
ki seçimlere ilişkin ciddi problemler olduğu, bu gelişmelerin Kırgızistan’ın uluslararası alandaki imajını
zedeleyebileceği ve demokratikleşmenin önündeki bu engellerin, ABD - Kırgızistan ilişkilerini önemli
ölçüde zedeleyebileceği” açıklaması yapılmıştır., Gürol, KIRAÇ, “Akaev’i Devirenler İttifak Arayışında”,
Cumhuriyet Strateji, 11 Nisan 2005, Cumhuriyet Gazetesi, s. 8.

36

   Seçimlerin sona ermesini müteakip, seçimlerin adil olmadığından hareketle, önce “Oş” ve “Celalabat”

kentlerinde gösteriler olmuş ve 24 Mart 2005 tarihinde başkent Bişkek’te meydana gelen olaylar sonucu,
Asker Akaev rejimi devrilmiştir., Gürol, KIRAÇ, “Rusya- ABD Rekabetinin Kırgızistan’a yansıması”,
Cumhuriyet Strateji, 28 Mart 2005,
Cumhuriyet Gazetesi, s. 7.

37

   http:// www.geocities.com/allnet web/ tacikistan.htm # 02(10 Şubat 2004)

38

   AVŞAR, SOLAK, a.g.e., s. 180.

39

   STARR, a.g.m, s. 135.

40

   AKÇALI, a.g.m., s. 149.

41

   UYSAL, a.g.m., s. 8.

42

   Kuzey Afganistan’da 2 milyon kadar Özbek yaşamaktadır. Kızıl Ordu’nun 1920’lerde asi Basmacı
hareketine yakın Özbek Klanlarını yerinden etmesiyle meydana gelen kitlesel göçlerin sonucu olan bu
topluluk , 1992 Nisan ında Kabil’in düşmesiyle, rakipsiz savaş ağası Genaral Raşid Dostum’un
önderliğinde, Kabil’de oluşan geleneksel yönetime rakip bir devlet kurmuştur. Mücahitlere şiddetle karşı
olan Dostum, Taşkent’e sık sık gelerek Başkan Kerimov ile yakın ilişki kurmuştur. Kerimov, Afgan
Özbek bölgesini, köktendinciliğin kuzeye yayılmasını engelleyen bir tampon olarak görmüştür., RAŞİD,
a.g.e., s. 99., (a)

43

   Tayyar, ARI, “Sovyetler Birliği Sonrasında Avrasya: Din, Etnik Yapı, Ekonomi ve Dış Politika”, Avrasya

Dosyası, Kış 1996, Cilt. 3, Sayı. 4, s. 37.

44

   STARR, a.g.m., s.135.

45

Ahmed, RAŞİD, Taliban, İslamiyet, Petrol ve Orta Asya ’da Yeni Büyük Oyun, Everest Yayınları, Kasım
2001, s. 243. , (b)

46

   RAŞİD, a.g.e., s. 244. , (b)

47

   a.g.e., s. 214. , (b)

48

   RAŞİD, a.g.e., s. 201. , (b)

49

   ÜLKÜ, a.g.e., s. 227.

50

   BREZEZİNSKİ, a.g.e., s. 114.

51

   STARR, a.g.m., s. 48.

52

   http:// www.geocities.com.tr/tacikistan, (12 ŞUBAT 2005)

53

   UYSAL, a.g.m., s. 8.

54

a.g.m., s. 8.

55

   ÖMER, AVRASİ, Berk, ÖZSALGIR, “Orta Asya’nın 1991’den İtibaren Geçirdiği Siyasi Değişim”, (der,

Gamze, GÜNGÖRMÜŞ KONA), Orta Doğu, Orta Asya ve Kesişen Yollar, IQ Yayınları, Ekim 2003,
İstanbul, s. 22.

56

   Fergana vadisi, bugün, Orta Asya’nın en istikrarsız bölgelerinden birisidir. Genellikle İslami hareketlerin

potansiyel bir yuvası; geçmişte şiddetli ve kanlı olaylara fırsat veren ekonomik ve siyasi baskılarında
yerleşim sahasıdır. Bölgenin aşırı yoğun ve genç nüfusa sahip olması, işsizlik ve ekonomik sorunlar
tansiyonu yükseltmektedir. Bunun yanı sıra, Fergana Vadisi, Orta Asya’da İslam’ın ve İslam
geleneklerinin de en yoğun yaşandığı yerdir., Mehmet, Seyfettin, EROL, “Avrasya jeopolitiğinde Orta
Asya ve 11 Eylül”, (der, Ertan, EFEGİL, Elif, Hatun, Kılıçbeyli, Pınar, AKÇALI),
Yakın Dönem Güç
Mücadeleleri Işığında Orta Asya Gerçeği,
Gündoğan Yayınları, Şubat 2004, İstanbul, s. 218.

57

   CHETERİAN, a.g.m., s. 3.

58

   ÜLKÜ, a.g.e., s. 114.

59

   ÜLKÜ, a.g.e., s. 115.

60

   a.g.e., s. 144.

61

   DEMİR, a.g.m., s. 112.

62

   RAŞİD, a.g.e., s. 8. , (b)

63

   RAŞİD, a.g.e., s. 200. , (b)

64

   Suale,BAYCAUN, “Orta Asya’da Bitmeyen Sınır Sorunları: Kırgızistan-Özbekistan Gerginliği”, Stratejik

Analiz, Kasım 2003, Cilt. 4, Sayı. 43, s. 66.

65

   Orta Asya’nın çeşitli ülkeleri arasındaki sınırların coğrafi, iktisadi yada etnik bir mantığı yoktur. Sirderya

vadisi, Kırgızistan’da, nüfusunun çoğunluğu Özbeklerden oluşan bir bölgeden (Oş) başlar, Özbekistan’a
Fergana’dan girer, sonra Tacikistan’a geçer (Hoçent). Sonra gene Özbekistan’dan geçip, Kazakistan’da
son bulur. Bu durumda, Özbekistan’ın başkenti olan Taşkent’i, Özbek vilayeti Fergana’ya bağlayan en
kısa yol Tacikistan’dan (Hoçent) geçmek zorundadır. Özbekistan sınırından Çıkmadan Fergana’ya
gidilebilen başka bir yol vardır ama bir boğazdan geçer ve çok sarptır. Aynı şekilde Tacikistan başkenti
Duşenbe’yi Hoçent’e bağlayan yol Özbekistan’dan, Horog’u bağlayan yol ise Kırgızistan’dan geçer.,
ROY,
a.g.e., s. 109.

66

   BAYCAUN, a.g.m., s. 66.

67

   ROY, a.g.e., s. 259.

68

   ÜLKÜ, a.g.e., s. 59.

69

   Jamie, DORAN, “Les Dynamique Du Desordre Mondial Ces Charnier Afghans Si Distrects”, Le Monde

Diplomatique, http://www.lemondediplomatique.com.fr/ Septembre 2002, s. 16., (10 Şubat 2004)

70

ALB1ON, Allison., ”Uzbek President Hammer Ministre Over Unpaid Wagas” ,www.rferl.org.rfe
/rl.Analytical Report. 5 Septembre 2003, number.30., (10 Şubat 2005).

71

   ÜLKÜ, a.g.e., s. 97.

72

   DEMİR, a.g.m., s. 142.

73

   Özbekistan İslami Hareketi Terör Örgütünün kısa vadedeki amacı, bölgesel istikrarsızlık yaratmak ve İslam

Kerimov rejimini devirmek, uzun vadedeki amacı ise; Kabil’den Orenburg’a kadar devam eden İslam
Devleti kurmaktır., Suale, BAYCAUN, “Orta Asya ve Özbekistan’da İslam ve Köktendincilik”,
Avrasya
Dosyası,
Sonbahar 2001, Cilt. 7, Sayı. 3, s. 100.

74

   DEMİR, a.g.m., s.148.

75

ALİSİON, A., “What is Progress ? Measaring Uzbekistan Against EBCD”, Benchmerks,
www.rferl.org.rfe/rl., Analitical Report.,10 February 2004, Volume . 4, Number. 6, (10 Şubat 2005).

76

a.g.m., s.148.

77

   KİMMAGE, Daniel, “Terror İn Uzbekistan, The Aftermath”, Central Asia Report, 7 April 2004, http//:

www.Rferl.Org.Rfe/Rl.Analytical Report, Volume. 4, Number. 14, 14 April, 2004, s.1., (a), (4 Kasım
2004).

78

   Daniel, KİMMAGE, “Terror İn Uzbekistan, Primary Conclusion”, Central Asia Report, 7 April 2004,

http//: www.Rferl.Org.Rfe/Rl.Analytical Report, Volume. 4, Number. 15, 14 April, 2004, s.1. (4 Kasım

79

   2004).

79    Allison, ALBİON,”Tashkent’s New Balancing Act After The SCO Summit” ,www.rferl.org.rfe /rl.
Analytical Report. 14 Septembre 2003, volume. 3, number. 31., (10 Şubat 2005)

80

   KİMMAGE, a.g.m., s. 3., (a).

81

   Milliyet Gazetesi, 15 Mayıs 2005, s. 20.

82

   Milliyet Gazetesi, 15 Mayıs 2005, s. 20.

83

   Milliyet Gazetesi, 18 Mayıs 2005, s. 20.

84

   Sinan, OGAN, “Özbekistan’da Yeşil Devrim”, hptt::/www.turksam.org/tr/yazilar.asp?kat1=3&. Yazi.364.
(17 Mayıs 2005)

85

   STARR, a.g.m., s. 138.

86

ERHAN, a.g.m., s. 11. http://www.stradigma.com/türkçe/Kasım2003/vizyon.html.,(4 Aralık 2004)

87

   STARR, a.g.m., s. 143.

88

   a.g.m., s. 143.

89

   Gökçen, EKİCİ, “Orta Asya Seçim Maratonunda Önemli Bir Durak: Özbekistan Seçimleri”, Stratejik

Analiz, Kasım 2004, Cilt. 5, Sayı. 55, s. 77.

90

   EKİCİ, a.g.m., s. 81.

91

   Ünlü yatırım uzmanı ve dünya çapında faaliyet gösteren Soros Vakıflar Ağının kurucusu olarak tanımlanan

George Soros, 0930 yılında Macaristan’da doğmuştur. 0956 yılında ABD’ye yerleşen Soros, burada bir
yatırım fonu kurarak büyük bir servete sahip olmuştur. Soros, 0979 yılında ilk vakfı olan Açık Toplum
Vakfı’nı 0979 yılında, “New York”ta, 0984 yılında ise Macaristan’da ikincisini kurmuştur. Soros, bugün
30 ülkede (Orta ve Doğu Avrupa, Türkistan, Guetamala, Haiti, Moğolistan, Güney Afrika vb.) faaliyet
gösteren vakıflar ağına sahiptir. Kamuoyuna bu vakıfların ortak hedefleri açık toplumların gelişimini ve
devamlılığını sağlayacak kuramların kurulması ve güçlendirilmesi olarak açıklanmaktadır. Bu amaçla,
Açık Toplum Fonu, çeşitli ülkelerde; açık toplumların gelişimini ve devamlılığını sağlamak için eğitim,
sosyal değişim ve hukuk reformu alanlarında birçok programı desteklemektedir. Aynur, MERYEMOVA,
“Soros ve Kazakistan: Sıradaki Kim?”, 28 Mart 2005, Cumhuriyet Strateji,
Cumhuriyet Gazetesi, s. 00.

92

   a.g.m., s. 79.

93

   http:// www.uzbekistanerk.org/modules.php?name=News&file=article&sid=695, (20 Temmuz 2004).

94

   İgnacio, Ramonet, “Labyrent The Caucasien”, Le Monde Diplomatique, http://www.
lemondediplomatique.com.fr/octobre 2004, (24 Şubat 2005).

95

   Svante, E, CORNEL, “Kafkaslar ve Orta Asya’da Jeopolitik ve Stratejik Ortaklıklar”,
http://www.kafkas.org.tr/perspektif/kafkaslar ve orta asyada ortaklıklar.htm, (7 Mart 2005).

96

   CORNEL, a.g.m, s. 2.

97

   Aydın, ÇUBUKÇU, “ABD’nin Savunma Konsepti Değişimi” http://www.evrenselbasim.com/ad/ yazi.asp?

Id=1121, (7 Mart 2005)

98

   Oktay, F, TANRISEVER, “Orta Asya ve Çevresindeki Bölgesel işbirliği Arayışlarında Rusya Faktörü”,

(der, Ertan, EFEGiL, E. Hatun, KILIÇBEYLİ, Pınar, AKÇALI), Yakın Dönem Güç Mücadeleleri Işığında
Orta Asya Gerçeği,
s. 340.

99

   TANRISEVER, a.g.m., s. 341.

100

   CORNEL, a.g.m., s. 2

101

   CORNEL, a.g.m., s. 3.

102

   TANRISEVER, a.g.m., s. 341.

103

   PURTAŞ, a.g.e., s. 265.

104

   TANRISEVER, a.g.m., s. 342.

105

   Bu zirveye üyeliğini askıya alan Özbekistan, Ukrayna’daki büyük elçisini göndererek büyükelçi düzeyinde
katılmıştır. Özbekistan, toplantı öncesinde örgütün faaliyetlerinde bir ilerleme olmadığını gerekçe
göstererek GUUAM’dan çekilebileceğini bildirmiştir., PURTAŞ,
a.g.e., s. 264.

106

   http://www.evrensel.net/03/07/03/dUnya.html., (7 Mart 2005)

107

   http://www.evrensel.net/03/07/03/dünya.html., (7 Mart 2005)

108

   OGAN, Sinan, “Özbekistan’da “Yeşil” Devrim Sancıları”, http://www.turksam.org/tr/yazilar.
asp?kat1=3&yazi=364 , 15 Mayıs 2005,(17 Mayıs 2005)

109

   Gürol, KIRAÇ, “Şangay İşbirliği Örgütü”, 21 Mart 2005, Cumhuriyet Strateji, Cunhuriyet Gazetesi, s. 12.

110

   YAPICI, a.g.e., s. 129.

111

   TANRISEVER, a.g.m., s. 343.

112

   Kutay KARACA, “Çin Halk Cumhuriyetinin Yeni Güvenlik Kavramı, Şangay İş Birliği Örgütü ve
Türkiye’nin Bölgedeki Örgütlenmeye Bakışı”,
Stratejik Araştırmalar Dergisi, Şubat 2004, s. 204.

113

   TANRISEVER, a.g.m., s. 344.

114

   a.g.m., s. 345.

115

   KIRAÇ, a.g.m., s. 13.

116

   KIRAÇ, a.g.m., s. 14.