ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ-TÜRKOLOJİ ARAŞTIRMALARI MERKEZİ |
Anasayfa | Makale Bilgi Sistemi | Konu Dizini | Yazarlar Dizini | Kaynaklar Dizini | Makale-Yazar Listesi | Makale Sayısı-Tarih Listesi | Güncel Türkoloji Kaynakçası |
Atatürk Araştırmaları || Çukurova Araştırmaları || Halkbilim || Dilbilim || Halk Edebiyatı || Yeni Türk Dili || Eski Türk Dili Yeni Türk Edebiyatı || Eski Türk Edebiyatı || Dil Sorunları || Genel || Tiyatro || Çağdaş Türk Lehçeleri |
DEDE EFENDİNİN ŞARKILARININ ÇOK BOYUTLU
İÇERİK ÇÖZÜMLEMESİ
Multi-Dimensional Content Analysis of Dede Efendi ’s Songs
Mustafa Hilmi BULUT Derya ÜÇİNKÜLÜĞ
Fırat Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi
Fırat University Journal of Social Science
Cilt: 17, Sayı: 1 Sayfa: 225-236, ELAZIĞ-2007
ÖZET
Bu çalışmada, Dede Efendi’nin on sekiz adet din dışı konulu sözlü eseri üzerinde, içerik
çözümlemesi yöntemi kullanılarak bazı verilere ulaşılmaya çalışılmıştır. “müziksel ve sözel yapı”
başlıkları altında, eserlerin makamları, usulleri, çalgısal ve sözel bölümleri, kullanılan ikili
aralıklar, vezinler, toplam sözcük sayısı, sözcük kategorileri ve sözcüklerin kullanım sıklığı
belirlenmiştir. Sonuçta Dede Efendi’nin besteleri üzerinde çeşitli karşılaştırmalara konu
edilebilecek bulgularla birlikte, sözleri Dede Efendi’ye ait olan şiirlerdeki sözcüklerin kullanım
sıklığından Dede Efendi’ nin sözcük dağarcığı da sayısal olarak ortaya çıkarılmıştır.
Anahtar Kelimeler: Dede Efendi, İçerik Çözümlemesi.
ABSTRACT
This work aims to obtain certain data using a content-analysis method on 18 of Dede
Efendi’s non-religions lyrical Works. Under the heading of musical and lyrical structures the tunes
of the Works, their styles, the instrumental and lyrical sections, double spaced entervals, meters,
total of words, categories of words and frequency of useage of words in the poems which belong
to Dede Efendi and Dede Efendi’s word richness were numerically revealed.
Key Words: Dede Efendi, Content Analysis.
Hamamizade İsmail Dede Efendi (1778-1846) 19. yüz yılın en önemli
bestecilerindendir. Neo-Klasik Dönem bestecisi olarak değerlendirilen Dede Efendi,
Üçüncü Selim Ekolü döneminde yetişmiştir. Ancak her ne kadar klâsik üslûba bağlı olsa
da, kendine özgü, farklı yanları olduğu görülmektedir. Onun bu ayrıcalığı, âyin, şarkı ve
köçekçe gibi farklı formlarda eserler vermesiyle ifade edilebilir. Dede Efendi’nin çeşitli
formlarda eserler vermiş olmasını bir karşılaştırma yaparak anlatmaya çalışan Rauf
Yekta, “... örneğin, Hacı Arif Bey sadece şarkı alanında yüzyılın seçkin bir bestecisiydi.
Başka alanlarda her nedense aynı başarıyı gösterememiştir” (Aktaran: Say, 1985, 585)
sözleriyle, Dede Efendi ile Hacı Arif’in aralarındaki farklılığa dikkat çekmeye çalışmıştır.
Ayrıca, Dede Efendi’nin Türk Müziği’ne Sultan-ı Yegâh, Neveser, Saba - Buselik, Hicaz
- Buselik, Araban - Kürdi makamlarını kazandırdığı da bilinmektedir. Bütün bunların
yanı sıra, Dede Efendi eserlerinde uzun fakat akıcı müzik cümleleri kullanmış, farklı ve
gelişkin modülasyon örnekleri vermiştir. Dede Efendi müziğe Mevlevi Dergâhı’nda
başlamış, besteleri III. Selim tarafından beğenilerek saraya alınmıştır. Bu anlamda müziği
hem dünyevi hem mistik özellikler taşır. Saray çevresine hitap eden eserler yanında halka
hitap eden çok sayıda eseri de bulunmaktadır.
Dede Efendi, hafızasındaki eserleri öğrencileri vasıtasıyla notaya aldırarak, pek çok
eserin günümüze ulaşmasını sağlamıştır. Kendisinden sonra da Türk Müziği’nde yer
edinen ve kendi ekolünü devam ettiren önemli öğrenciler yetiştirmiştir: Zekâi Dede
Efendi, Dellâl Zâde İsmail Efendi ve onların öğrencileri. Dede Efendi’nin eserlerinin
yaklaşık yarısı günümüze ulaşmıştır. Öztuna, onun eserlerinin sınıflandırılmasıyla ilgili
olarak “288 eserinin tasnifi şöyledir: Elli altı dini, 232 din dışı eser” (Öztuna, 1969; 396)
biçiminde bir tanımlama da bulunmuştur. “Dede Efendi, altı peşrevi sayılmazsa, yalnızca
sözlü (vokal) yapıtlar vermiştir” (Arıklı, 1986: 5811). Öztuna ve Arıklı’nın bu
belirlemelerinden de anlaşılacağı üzere, Dede Efendi sayısal olarak en fazla din dışı
konulu sözlü eserler vermiştir. Bu noktadan hareketle; Dede Efendi’nin din dışı konulu
sözlü eserleri içinden seçilen on bir şarkı, iki köçekçe, iki ağır semai, iki yürük semai ve
bir beste olmak üzere toplam on sekiz adet eseri üzerinde içerik çözümlemesi yöntemi
uygulanmıştır.
Belirli bir “metinden geçerli çıkarımlar yapmak için bir takım işlemler uygulayan
bir araştırma yöntemi.” (Weber, 1988: 9) olarak tanımlanan içerik çözümlemesi
yöntemi, bu çalışmada belirli kategorilerin oluşturulması ve bu kategorilerin müziksel ve
sözel yapı üzerinde sayısallaştırılması biçiminde kullanılmaktadır. Müziksel yapının
çözümlenmesinde iki alan dikkate alınmaktadır. Bunlar genel saptamalar ve melodik yapı
başlıkları altında ele alınmaktadır. Sözel yapının çözümlenmesinde ise şiirlerin vezni,
sözcük sayısı, sözcük sıklığı, konu kategorilerine göre ayrımı, sözcük dağarcığı ve şiirin
okunabilirliği üzerinde durulmaktadır.
Bu araştırmada ele alınan eserlerin notaları, “Dede Efendi Besteleri” (Ergün, E ve
diğerleri 1998) adlı kitaptan alınmıştır. Dede Efendi’ye ait birbirinden farklı makamlarda
ve farklı formlarda toplam on sekiz din dışı konulu sözlü eser ele alınmaktadır.
4. Şarkıların Müziksel Yapısının Çözümlenmesi
Müziksel yapının çözümlenmesinde iki alan dikkate alınmaktadır. Bunlar, makam
ses dizilerinin kullanım biçimi (En geniş - en dar), usul, çalgısal bölme, sözel bölme ve
terennüm bölmesi gibi kategorilerden oluşan “Genel Saptamalar” alanı ile, şarkılarda
kullanılan ses genişlikleri, tam ses, yarım ses ve orta boy ses aralıkları kategorilerinden
oluşan “Melodik Yapı” alanlarıdır. Bu alanlar aşağıda sırasıyla irdelenmektedir.
5.1. Genel Saptamalar
Bu başlık altında, her bir eser içinde kullanılmış olan makam, usûl, çalgısal bölme,
sözel bölme ve terennüm bölmesi sayısallaştırılmaktadır (Akdoğu, 1996: 126). Bu
bağlamda, her bir eser için kullanılmış olan makamlar ve bu makamlara ait ses dizileri
aşağıda sırasıyla verilmektedir. Bu diziler verilirken eser içindeki en geniş ve en dar ses
sınırları dikkate alınarak yazılmıştır.
Şekil 1. Acem Aşiran Makamnda Kullanılmış Olan En Geniş Ses Dizisi
Şekil 18. Uşşak Makamında Kullanılmış Olan En Geniş Ses Dizisi
/ ıı |--ö-w- |
- |
9 |
0- |
0 |
-OJ—J-h—r— |
Görüldüğü üzere Dede Efendi; ele aldığımız on sekiz eserinin onunda acem-aşiran,
evc, gülizar, hicaz, karcığar, muhayyer, rast, şehnaz, sûznak ve uşşak makam ses
sınırlarını tiz ve pes seslere doğru genişleterek, dört eserindeki bestenigâr, evc-ara,
sultaniyegah ve şedd-i araban makam ses sınırlarını daraltarak ve dört eserindeki buselik,
ferahfeza, hisar-buselik ve şevkefza makamlarını ise kendi ses sınırları içerisinde
kullanmıştır. Bu sonuçlardan hareketle; Dede Efendi’nin sadece dört eserinde makamın
kendi ses sınırları içerisinde kaldığını, kalan on dört eserde makam ses sınırlarını farklı
kullandığını, özellikle de tiz seslere doğru genişlettiğini görüyoruz. Ayrıca, ele alınan on
sekiz eser içerisinde makamın sınırları içerisinde kalmakla beraber; sıklıkla geçkiler
kullanıldığı da görülmektedir. Müziksel yapının çözümlenmesinde genel saptamalar
içerisinde yer alan şarkının usulü, çalgısal bölmesi, sözel bölmesi ve terennüm bölmesi ile
ilgili bilgiler ise Tablo 1’de sunulmaktadır.
Tablo 1. Genel Saptamalar
Şarkı Adı |
Usulu |
Çalgısal B. |
Sözel B. |
Terennüm B. |
Sevdiceğim Aşıkını Ağlatır |
Yürük Semai |
4 |
32 |
- |
İki de Turnam Gelir aman |
Aksak |
14 |
30 |
- |
Gitti de Gelmeyiverdi |
Aksak |
- |
24 |
- |
Bülbül-i Hoş Neva |
Semai |
24 |
26 |
- |
Gözümden Gönlümden Hayali Gitmez |
Düyek |
- |
18 |
- |
Nesin Sen a Güzel Nesin |
Aksak Semai |
- |
28 |
- |
Ser-i Zülf-i Anberinin Yüzüne Nikab Edersin |
Yürük Semai |
- |
41 |
12 |
Ben Seni Sevdim Seveli Kaynayıp Coştum |
Curcuna |
14 |
36 |
- |
Oldu Gönül Uftade |
Aksak |
5 |
18 |
- |
Reha Bulmadım Zülfün Telinden |
Ağır Düyek |
9 |
28 |
- |
Olduk Yine Bu Şevk ile Mesrur-u Meserret |
Remel |
- |
18 |
- |
Yine Bezm-i İyş-i vuslat Dil-i Bi-karare Düştü |
Yürük Semai |
- |
31 |
5 |
Ey Verd-i Rana Şuh-i Melekveş |
Aksak Semai |
4 |
10 |
- |
Nihan Ettim seni Sinemde ey Mehpare |
Aksak Semai |
- |
8 |
12 |
Yine Yeşillendi Dağlar Çemeni |
Aksak |
8 |
9 |
1 |
Sevdim Bir Gonca-i Rana |
Aksak |
5 |
14 |
- |
Gel Ey Güzeller Serveri |
Aksak |
9 |
32 |
4 |
Yüzündür Cihanı Münevver Eden |
Yürük Semai |
- |
23 |
- |
Toplam |
96 |
417 |
34 |
Tabloda da görüldüğü gibi, Dede Efendi’nin içerik çözümlemesine tabi tutulan on
sekiz eseri içinden onunda çalgısal bölme bulunmakta yedisinde bulunmamaktadır.
Terennüm bölmesi ise bu eserlerden sadece beşinde kullanılmıştır. En fazla kullanılmış
olan usul, on sekiz eserin 1/3 ü oranına denk gelen altı eserdeki “aksak” usuldür.
Kullanım sıklığı bakımından, dört eserde kullanılmış olan yürük semai ikinci sırada, üç
eserde kullanılmış olan aksak semai üçüncü sırada ve sadece birer eserde kullanılmış olan
remel, semai, düyek, ağır düyek ve curcuna ise son sırada yer almaktadır.
5.2 Melodik Yapı
Melodik yapı içerisinde eserlerin tam, yarım ve orta boy ses aralıkları1 (Tura, 1987:
294-295) ile eserlerde kullanılmış olan ses genişliği (Doruk, 1987: 90-91)
belirlenmektedir. Dede Efendi’nin eserlerinin melodik yapısıyla ilgili çözümlemeler
Tablo 2’de yer almaktadır.
Tablo 2. Melodik Yapı
Türkü Adı |
Tam Ses |
Yarım Ses |
Orta Boy Ses |
Ses Genişliği |
Sevdiceğim Aşıkını Ağlatır |
33 |
12 |
61 |
11 |
İki de Turnam Gelir Aman |
137 |
37 |
213 |
11 |
Gitti de Gelmeyiverdi |
70 |
15 |
42 |
9 |
Bülbül-i Hoş Neva |
44 |
36 |
8 |
16 |
Gözümden Gönlümden Hayali |
32 |
57 |
44 |
14 |
Nesin Sen a Güzel Nesin |
55 |
39 |
134 |
11 |
Ser-i Zülf-i Anberinin Yüzüne Nikab |
47 |
69 |
115 |
13 |
Ben Seni Sevdim Seveli Kaynayıp |
25 |
46 |
146 |
10 |
Oldu gönül Üftade |
77 |
59 |
4 |
13 |
Reha Bulmadım Zülfün Telinden |
178 |
81 |
48 |
12 |
Olduk Yine Bu Şevk ile Mesrur-u |
79 |
76 |
5 |
10 |
Yine bezm-i İyş-i Vuslat Dil-i Bi- |
56 |
94 |
7 |
10 |
Ey Verd-i Rana Şuh-i Melekveş |
46 |
50 |
21 |
10 |
Nihan ettim Seni Sinemde Ey |
48 |
41 |
13 |
12 |
Yine Yeşillendi Dağlar Çemeni |
16 |
37 |
44 |
9 |
Sevdim Bir Gonca-i Rana |
44 |
37 |
32 |
13 |
Gel Ey Güzeller Serveri |
7 |
100 |
127 |
11 |
Yüzündür Cihanı Münevver Eden |
48 |
18 |
22 |
12 |
Toplam |
1042 |
904 |
1086 |
207 |
Görüldüğü üzere Dede Efendi, on sekiz eser içerisinde kullanım sıklığı
bakımından, en fazla orta boy ses aralığını, ikinci sırada tam ses aralığını son sırada ise
yarım ses aralığını tercih etmiştir. En fazla kullanım, 213 orta boy ses aralığıyla, “İki de
Turnam Gelir Aman” isimli eserde bulunmaktadır. İkinci sırada en fazla kullanım, 178
tam ses aralığıyla ”Reha Bulmadım Zülfün Telinden” adlı eserde bulunmaktadır. Son
sıradaki en fazla kullanım ise, 100 yarım ses aralığının kullanıldığı “Gel Ey Güzeller
Serveri” isimli eserdir. Bu ses aralıklarının en düşük sayıdaki kullanımları ise sırasıyla,
dört orta boy ses aralığıyla “Oldu Gönül Üftâde”, yedi tam ses aralığıyla “Gel ey güzeller
serveri” ve on iki yarım ses aralığıyla “Sevdiceğim Âşıkını ağlatır” isimli eserlerdir. Tam
ses aralığı toplam 1042 kullanım ile birinci sırada yer alırken, orta boy ses aralığı 1086
kullanımla ikinci ve yarı ses aralığı ise 904 kullanımla üçüncü sırada yer almaktadır. Bu
on sekiz eserde kullanılmış olan ses genişliklerine bakıldığında, on altı ses genişliğiyle
“Bülbül-i Hoş Neva” adlı eserin birinci sırada, dokuz ses genişliğiyle “Yine Yeşillendi
Dağlar Çemeni” ve “Gitti de Gelmeyiverdi” adlı eserlerin de son sırada yer aldıkları
görülür.
5.3. Şarkıların Sözel Yapısının Çözümlenmesi
Sözel yapının çözümlenmesinde şiirlerin vezni, sözcük sayısı, sözcük sıklığı, konu
kategorilerine göre dağılımı, sözcük dağarcığı ve şiirin okunabilirliği üzerinde
durulmaktadır. Ele alınan on sekiz eserin on tanesi hece ölçüsü ile, sekiz tanesi ise Aruz
Ölçüsü ile yazılmış. Dede Efendi klasik üsluba bağlı bir besteci olmakla birlikte, din dışı
eserlerinde hece ölçüsü ile yazılmış şiirler tercih ettiğini görüyoruz. Hece ölçüsünün
kullanıldığı eserler çoğunlukla köçekçe ya da türkü formunda olan eserlerdir. Bu
parçalarda anlatım daha yalın, daha anlaşılabilir, Arapça ve Farsça sözcükler fazlaca
kullanılmamış ve daha çok halk (Aşık) edebiyatı özellikleri taşımaktalar. Aruz ölçüsü
kullanılan eserlerde klasik üslûp kendisini hissettirmektedir. Sözlerde ağırlıklı olarak
Arapça ve Farsça sözcükler kullanılmakta olup ifadeler daha uzun ve dolaylıdır. Hece
Ölçüsü kullanılan eserlerin anlaşılırlığının yüksek olduğunu söyleyebiliriz. Ancak, Aruz
ölçüsü ile yazılan eserlerin de anlatımı benzerlerine oranla daha yalındır. Bu da
muhtemelen bu eserlerin din dışı olmasından kaynaklanmaktadır. Eserler toplam 295
sözcükten oluşmakta olup bu sözcüklerden kavramsal düzeyde bulunanların kullanım
sıklığı ve konu kategorilerine göre dağılımı Tablo 4’de verilmektedir.
Tablo 4. Sözcük Sıklığı ve Konu Kategorilerine Göre Dağılımı
Kategori |
Sözcük Sıklığı |
Toplam | |
1 |
Doğa-Çiçek- Hayvan |
Şahin (1), har (1), bad-ı saba (2), bahar (1), bülbül (3), çağlamak (1), |
33 |
2 |
Sevgi-Aşk |
Aşık (1), dilber (2), gönül (7), dilkeş (1), güzel (3), leb (1), mehpare |
38 |
3 |
Dert-Üzüntü- Sıkıntı |
Cefa (1), feryad (1), gam (1), hasret (1), hicran (1), itab etmek (1), |
14 |
4 |
Din |
Din (1), felek (3), iman (1), kul (1), nur (1), devran (1) alem (1), huri |
13 |
Görüldüğü üzere; sözcükler en fazla sevgi-aşk kategorisinde yoğunlaşmıştır.
Eserlerde, gönül sözcüğü yedi, yar sözcüğü altı ve sevmek sözcüğü beş kere yer almıştır.
Konu kategorileri içinde ikinci sırada en fazla kullanılan doğa, çiçek ve hayvan
kategorileridir. Bunlar, kullanım sıklılığına göre dört kez kullanılan turna, üç kez
kullanılan gül ve bülbül ile ikişer kez kullanılan bâd-ı saba ve dağ sözcükleridir. Son
sırada yer alan kategori ise din kategorisidir. Sözcük kullanımındaki sıklık, o kişinin
üslubunu ele veren önemli bir göstergedir (Duverger, 1990: 135). Sözcük kullanımındaki
sıklığın belirlenmesiyle kişinin sözcük dağarcığı da ortaya çıkar. Sözcük dağarcığı belirli
bir metinde kullanılan birbirinden farklı sözcüklerin toplam sözcük sayısına bölünmesiyle
elde edilir. Dede Efendi’nin on sekiz eserinde yer alan toplam 295 sözcükten, 164’ü
birbirinden farklıdır. Buna göre, Dede efendi’nin sözcük dağarcığı ortalaması, 164:295 =
0,55’dir. Bu dağarcık oranı, sadece on sekiz eser üzerinde uygulanan bu çalışmaya göre
değerlendirildiğinde oldukça yüksek bir rakamdır.
Sonuç olarak, her birisi farklı makamlardan oluşan (acem - aşiran, bestenigar,
buselik, evc, evc-ara, ferahfeza, gülizar, hicaz, hisar-buselik, karcığar, muhayyer, rast,
şehnaz, sultaniyegah, şeddi araban, şevkefza, uşşak) on sekiz eserde kullanılan usuller
içinde, en fazla Aksak, Yürük Semai ve Aksak Semai usulleri kullanılmış olduğu
anlaşılmaktadır. Dede Efendi’nin on sekiz eserinin tamamında çalgısal ve sözel bölme
bulunmakla birlikte, yalnızca beş tanesinde terennüm bölmesi yer almaktadır. Eserlerin
melodik yapısına bakıldığında, en fazla orta boy ve tam ses aralığının kullanıldığı
görülür. Ses genişliği bakımından; bestenigar, evc-ara, sultaniyegah ve şedd-i araban
makamlarının orijinal ses sınırlardan daha dar kullanıldığı anlaşılmaktadır. acemaşiran,
evc, gülizar, hicaz, karcığar, muhayyer, rast, şehnaz, sûznak ve uşşak makamlarının ise
orijinal ses sınırlardan daha geniş kullanıldığı görülmektedir. On sekiz eserin on tanesi
233
hece ölçüsü ile sekiz tanesi ise, aruz ölçüsü ile yazılmıştır. Eserler iki yüz doksan beş
sözcük, doksan iki mısra ve yirmi iki kıtadan oluşmaktadır. Kullanılan sözcüklerden
hareketle dört kategoride toplanan eserler içerisinde en fazla gönül, yar, sevmek, turna,
gül, bülbül sözcükleri bulunmaktadır. Bu sözcüklerin oluşturduğu kategorilerden “sevgi -
aşk” birinci sırada, “doğa - çiçek -hayvan” ikinci sırada ve “dert - üzüntü - sıkıntı” da
üçüncü sırada yer almaktadır. Dede efendi’nin sözcük dağarcığı ortalamasının çalışmaya
konu edilen on sekiz eser bazında 0,55 olduğu tespit edilmiştir.
KAYNAKÇA
AKDOĞU, Onur, Türler ve Biçimler, Ege Üniversitesi Basımevi, İzmir, 1996.
ARIKLI, E., Büyük Larousse, Cilt - 10, Gelişim Yayınları, İstanbul,1986.
BERGER, A. Arthur, Media Research Techniques, Sage Publications, California, 1998.
BÜYÜM, N; Temel Britannica, - Cilt 9, Ana Yayıncılık A.Ş. ve Encyclopedia Britannica
Inc, İstanbul, 1994.
ÇAKAR, Ş.Şeref, Türk Müziği Teorisi ve Makamlar, M.E.B Yayınları, Ankara, 2004.
DORUK, Y., III. Milletlerarası Türk Folklor Kongresi Bildirileri, Başbakanlık Basımevi,
Ankara, 1987.
DUVERGER, M., Sosyal Bilimlere Giriş, (Çev: Ünsal Oskay), Bilgi Yayınları, İstanbul,
1999.
ERGÜN-SALGAR-AYTAN, Dede Efendi Besteleri, Kültür Bakanlığı Yayınları, Ankara,
1996.
GÖKÇE, Orhan, İçerik Çözümlemesi, Turkuaz Yayıncılık, Eskişehir, 1994.
GÜRAN, K; İslam Ansiklopedisi, Cilt 23, Türkiye Diyanet Vakfı, İstanbul, 2001.
ÖZTUNA, Yılmaz, Türk Musikisi Ansiklopedisi, Milli Eğitim Basımevi, İstanbul, 1969.
ÖZTUNA, Yılmaz. Dede Efendi, Kültür ve Turizm Bakanlığı Yayınları, İstanbul, 1987.
SAY, A, Müzik Ansiklopedisi, Başkent Yayınevi, Ankara, 1985.
SÖZER, Vural, Ansiklopedik Sözlük, Remzi Kitabevi, İstanbul, 1996.
TEKELİ, İ., Dünden Bugüne İstanbul Ansiklopedisi, Kültür Bakanlığı ve Tarih Vakfı,
İstanbul, 1994.
TURA, Y., III. Milletlerarası Türk Folklor Kongresi Bildirileri, Başbakanlık Basımevi,
Ankara, 1987.
WEBER, Robert Philip, Basic Content Analysis, Sage Publications, London, 1988.
Sözlük
Anber: Güzel koku, güzellerin saçı
Bad-ı Saba: Doğudan esen hafif hoş rüzgar
Bezm: Meclis
Cefa: Eziyet
Derun: İçten gönülden
Devran: Talih, kader, felek
Dilkeş: Gönül çekici
Eflak: Semalar, gökler
Halas: Kurtulma, kurtuluş
Har: Diken
Hisar: Kuşatma, bent, kale
İtab: Yorma, yorulma, zahmet verme
Lal: Sevgilinin dudağı
Leb: Dudak
Manend: Benzer, eş
Meftun: Tutkun, vurgun
Mehpare: Ay parçası, çok güzel kadın
Meserret: Sevinç, şenlik
Mesrur: Muradına ermiş, sevinmiş
Münevver etmek: Nurlandırmak, aydınlatmak
Neva: Ses, seda, ahenk
Nevaziş: Gönül alma, okşama, iltifat
Nihan: Bulunmayan, görünmeyen, sır
Nikab: Peçe, yüz örtüsü
Rana: Güzel hoş görünen
Raz: İçteki gizli şey, sır
Reha: Kurtulma, kurtuluş
Reva: Layık, uygun, yerinde
Ruz u Şeb: Gece ve gündüz
Ser: Baş
Server: Baş, reis
Sürur: Sevinçli yer, Sevinç evi
Şeh: Şah
Şuh: Neşeli, oynak, açık saçık
Takrir: Anlatma, bildirme
Terahhüm: Merhamet etme, acıma
Üftade: Aşık, düşkün, biçare
Verd: Gül, gülsuyu, gülle ilgili
Vird-i Zeban: Diline dolama
Ziba: Süslü
236
Çok eski zamandan beri doğu müziklerinde “Spondiasme” adıyla tam sesten küçük yarım sesten
büyük aralıktır.