ç.ü. türkolojiÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ TÜRKOLOJİ ARAŞTIRMALARI MERKEZİ

Anasayfa | Makale Bilgi Sistemi | Konu Dizini Yazarlar DiziniKaynaklar Dizini | Makale-Yazar Listesi |  Makale Sayısı-Tarih Listesi | Güncel Türkoloji Kaynakçası

MAKALELER

Atatürk Araştırmaları || Çukurova Araştırmaları || Halkbilim || Dilbilim || Halk Edebiyatı || Yeni Türk Dili || Eski Türk Dili
Yeni Türk Edebiyatı || Eski Türk Edebiyatı || Dil Sorunları || Genel || Tiyatro || Çağdaş Türk Lehçeleri

 

İÇEL - MUT ÇÖMELEK KÖYÜ KÖY SEYİRLİK OYUNLARINDAN "SAYA OYUNU"
Yard. Doç.Dr. Nilgün Çıblak*


İnsanoğlu, ilk dönemlerden itibaren doğadaki değişimleri açıklamak için çaba harcamış, bu değişiklikleri kendi yaşamını etkileyen ciddi bir sorun haline getirmiştir. Doğadaki oluşumların kendisi açısından olumsuz sonuçlar doğurmasını engellemek için büyü yoluyla mevsimlerin gelişini geciktirebileceğini veya öne alabileceğini sanmış, yağmur yağdırmak, güneş çıkartmak, hayvanları çoğaltmak, toprak ürünlerini arttırmak için törenler düzenlemiştir1.

Günümüzde de genellikle kırsal kesimlerde yaşayan, tarımla ya da hayvancılıkla geçimini sağlayan köylülerimiz arasında gerek bolluk ve berekete kavuşmak gerekse eğlenmek amacıyla birçok oyun çıkartılmaktadır. Köy seyirlik oyunları adını verdiğimiz bu oyunlar, düğünlerde, bayramlarda veya yılın belirli günlerinde "oyun yapma", "oyun çıkarma", "seyirlik oyun" adları altında köylüler tarafından oynanmaktadır2.

Anadolu'nun değişik yerlerinde oynanan köy seyirlik oyunları, köy yaşantısının doğa ile sıkı ilişkisinin, köylülerin doğaya bağlı pratik takvimlerinde olduğu gibi oyunlarına da yansımış olmasından kaynaklanmıştır. Ayların, mevsimlerin, yılların geçişlerine bağlı olarak bitkilerin düzenli olarak yeşermesi ve sararması, hayvanların üremeleri, köy yaşantısını ve buna bağlı olarak seyirlik oyunları da belirli düzenlere sokmuştur. İlkel dönem insanlarından beri ay, mevsim, yıl vb. değişiklikler törenlerle kutlanmıştır. Doğadaki gelişim ve oluşumları tam çözemeyen bu ilk dönem insanları, doğanın her türlü iyiliği ve kötülüğü yapabileceğini gördükten sonra onunla iyi geçinmek için onu, ilahlaştırmış ve tapınmalarını belirli zaman ve kurallar içerisine yerleştirerek bugünkü seyirlik oyunların ortaya çıkmasına sebep olmuştur3.

Köy seyirlik oyunları, anlatımcı görsel oyunların iki ana öğesi olan oyuncu ve seyirci ile birlikte oluşur. Sanat kaygısından çok toplum ve inanç açısından işlevseldir. İlk önceleri köylü, kendi yaşantısının daha verimli olması için zorunlu ve bilinçli olarak bu oyunlara katılmış; ancak daha sonraları doğanın çözümlenmesi sonucu bu zorunluluk ortadan kalkmış ve oyun, ortaya çıkış nedeni unutularak bir eğlence aracı olarak görülmeye başlanmıştır4.

Bildirimize konu edindiğimiz oyun da köy seyirlik oyunları arasında yer alan ve İçel'in Mut ilçesine bağlı Çömelek köyünde çıkartılan saya oyunudur. Oyun, teke katımından, eğer sürü koyundan oluşuyorsa koç katımından, yüz gün sonra oynandığı için köylüler tarafından "yüzcü oyunu" veya oyunu ortaya koyan çobanlardan biri çok çan takındığı, çanlar da köylülere göre 'güldür güldür' ses çıkardığı için "güldürcü oyunu" adını da almaktadır.

Oyunun teke katımından yüz gün sonra düzenlenmesinin sebebi ise; keçilerin gebeliklerinin bu zamanda belli olmasından ve oğlağın anasının karnında yüzüncü günden itibaren canlandığına ve tüylerinin çıkmaya başladığına inanılmasından dolayıdır5.

Saya oyununun Anadolu'nun birçok yöresinde Koç Katımı, Koyun Yüzü, Davar Yüzü, Tekecik, Yüz Kömbesi (kâmbe: buğday unundan yapılan bir ekmek), Çoban Oyunu, Saya, Saya Gezme, Saya Oyunu gibi adlarla ve birbirlerinden çok az farklarla oynandığı görülmektedir6.

Oyunların adlarında kullanılan saya sözcüğünün ise Anadolu'da, koyun - çoban ilişkisini yansıtan anlamlan vardır: Çoban; çobanın barınacağı yer; sütlerin korunmasına yarayacak yapı; ince çitten yapılmış davar yatağı; baş oyuncusu çoban olan kişilere verilen ad vb .

Özünü, köyün, köylünün kültürel ve ekonomik ortamından alan, onlarla bütünleşen köy seyirlik oyunları, araştırmacılara göre, oynandığı zamana (mevsim), oynanma amacına, müzikli-danslı, sözlü-sözsüz oluşlarına, işlevlerine göre çeşitli gruplara ayrılmıştır8.

Bütün bu sınıflandırmalardan da görülebileceği gibi genellikle çobanlar tarafından oynanan saya oyunu, belirli gün ve mevsimlerde düzenlenen, ritüel kökenli köy seyirlik oyunları arasında yer almaktadır.
Dramatik karakterli olan köy seyirlik oyunları, mitos ve bir örnek üzerine kalıplaşmış davranışlar ve töreler bütünü olan ritüellerin uzantısıdır9. Ritüelin, duygu ve eyleminin söze dönüşümü ise mitosu oluşturur10.

Ritüellerin, bireyi toplum içinde yaşamaya hazırlaması; bireyler arasındaki bağları güçlendirmesi; gelenek - görenek ve törelerin sürerliğini sağlaması gibi işlevleri vardır11. Çömelek köyünde çıkartılan saya oyununda da kaynak kişilerin12 verdiği bilgilerden ve köylünün oyuna karşı ilgisinden bu işlevlerin yer aldığını görmekteyiz.

Köy seyirlik oyunlarını oluşturan, biçimleyen önemli bir etken Orta Asya kültürüdür13. Abdülkadir İnan, araştırmacı Banzarov'a dayanarak Doğu Türkistan Türklerinin ve Yakutların şamana "oyun" dediklerini, şaman sözcüğünün ise "zıplayan, dans eden " anlamına geldiğini belirtmektedir. Bunun yanında Şamanist Türk kavimleri, belirli zamanlarda veya tesadüfi olaylar sonucunda birçok âyin ve tören düzenlemişlerdir14.  Büyüsel nitelikli bu törenlerin doğal gücü paylaşmak ve birlik güç yaratmak gibi iki amacı vardır. Gücü paylaşma, doğayla birlikte güçlenmek ve uyum kurmak; güç yaratmak ise doğa ile olduğu kadar toplumla da güçlenmek, yaratıcı bir kaynak sağlamak ve doğaya egemen olmak demektir. Bu yolla insanlar, hem doğayı daha iyi tanımak hem de ona karşı egemenliklerini kurmak istemişlerdir15.

Bu törenlerin toplum için büyük bir önemi vardır; mitoslar, genellikle kutsal sayıldığı için bunların canlandırılışı da kutsal bir olay olarak kabul edilir16. Bugün ise köy seyirlik oyunları, ilkel dönemlerdeki dinsel işlevlerini yitirmiş17 ve daha önce de değindiğimiz gibi, eğlence amacıyla oynanır hale gelmişlerdir. Ancak bunlar, eğlence haline gelirken toplumsal işlevlerini de sürdürmüşlerdir18. Nitekim Çömelek köyünde oynanan saya oyunu ile ilgili kaynak kişi ve köylülere, "Oyunu niçin oynuyorsunuz?" sorusunu yönelttiğimizde "Keçiler çok yavrulasın, bolluk bereket olsun, şenlik olsun diye eskiden beri oynuyoruz." cevabını vermişlerdir. Dolayısıyla oyunun çıkartılmasında "verimlilik" amacının da işlevselliğini, eskiden olduğu gibi, koruduğunu söylemek mümkündür.

Çömelek Köyünde Çıkartılan Saya Oyununu

Yapısı: 

Çömelek köyünde, ağustos ayı gelince oğlak anasından ayrılır. Dişi keçilerin sütü kesilir ve ekim ayında da çiftleşme zamanı gelir. Halk arasında orta güz adı verilen ekim ayının 13'ü ile 15'i arasında tekeler, boynuzlan ve sırtları süslenerek sürünün arasına katılır. Buna teke katımı adı verilir . Eğer tekeler, sürünün içine bu tarihten birkaç gün önce katılırsa, oğlaklar 'baharın kışında' doğar; bu da yavruların soğukta hayatlarını sürdürebilmelerini güçleştireceği için istenmeyen bir durumdur.

Teke katımından tam yüz gün sonra yavrulayacak keçilerin gebelikleri belli olmaya başlar. Bunun üzerine çobanlar, köylünün haberi olmadan toplanır ve aralarından saya oyununu çıkartacak kişileri tespit eder. Bunlardan bir tanesi sayımcı olur; yavrulayacak keçileri sayar, bir başkası üzerine yirmi - otuz tane çan takar, bir diğeri de eline ucunda küçük bir çan takılı sopa alır. Daha sonra bunlar yanlarına birkaç çoban da alarak hediye toplamak için evleri dolaşmaya başlarlar. Akşama doğru başlayan bu dolaşma sırasında, elinde sopası olan çoban, üstünde birçok çan bulunan çobanın üzerine varır, sopasını arkasına dayayarak evin ortasına yatırır, ev sahibi hediye verinceye kadar da kalkmasına izin vermez. Hediye toplama işi akşam saat 23'e doğru biter. Bundan sonra çobanlar topladıkları yiyeceklerle helva pişirip gece geç vakitlere kadar yerler, içerler. Geriye kalan hediyeleri de kendi aralarında paylaşırlar.

Oynanma Zamanı:

Çömelek köyünde, saya oyunundan başlayarak sekiz ay bitip dokuzuncu ay başladığında - bu da 13 ile 15 ekim arasına denk gelir -tekeler, keçilerin arasına katılır. Katımdan yüz gün sonra da yavrulayacak olan keçiler belli olur. İşte o gün çobanlar tarafından saya oyunu çıkartılır. Oyundan elli gün sonra da yavrular doğar, Anadolu'nun diğer yörelerinde oynanan saya oyununun türküsünde, bu katım zamanı belirtilmektedir:19

Saya saya sekiz aya
Koç katarlar dokuz aya

Çömelek köyünde çıkartılan saya oyununun manzum sözlerinde bu şekilde zaman belirten bir ifade yoktur; ancak oyunun eskiden yapılan derlemesinde bu bilgi yer almaktadır20.

Doğaya bağlı bir şekilde yaşayan köylü, doğada belirli takvimlerin olduğunu bildiği için oyunlarını da, oynanma amacına göre bu takvimlere uyarlamıştır21. Çömelek köyünde de saya oyunu, sürünün bereketli ve sağlıklı bir şekilde üremesini sağlamak için belirli bir dönemde yapılır. Köylü, döllenme zamanını hem oğlakların kışın ortasında doğup soğuktan etkilenmesini önlemek hem de bu yavrulama zamanını havaların ısınmaya başladığı zamana denk getirmek için çok iyi ayarlamıştır.

Anadolu'daki saya oyununun düzenlendiği zamana denk düşen benzer törenleri Hıristiyanlarda ve İranlılarda da görmekteyiz. Hıristiyanlar ve İranlılar, kış ortasında düzenledikleri bu törenlerle, aynen Türk Halkı gibi, o günden sonra soğukların azalacağına inanır ve bunun sevincini kutlar. Araştırmacılar, İran'daki bu kutlamaları İran mitolojisine dayandırmaktadır22.

Saya oyunu ile Hıristiyanların kış yansında düzenledikleri Epiphanie yortularının aynı günlere rastlamasının sebebi ise, her ikisinin aynı kaynaktan yani Yakın Doğu veya Doğu Akdeniz bolluk törenlerinden çıkmış olmalarıyla açıklanmaktadır23.

Bu da bize gösteriyor ki, Türkler veya diğer milletler, eski dinlerinden gelen inanç, âyin ve geleneklerini, yeni dinleri içerisine yerleştirerek bunları yeni dinlerinin gereğiymiş gibi yüzyıllardır sürdürmüşler ve birbirlerinden de etkilenmişlerdir.


Düzenlenmesi ve Oynanması:

Çömelek köyünde çıkartılan saya oyununu oluşturan kişileri ve unsurları, oyundaki işlevlerine göre şu şekilde sıralayıp inceleyebiliriz:

a- Yönetici: Köy seyirlik oyunlarının esas yöneticisi gelenek olmakla birlikte, oyunları düzenleyen, rol dağılımını yapan, oyunu kontrol eden bir yönetici de vardır24.

Çömelek köyündeki saya oyununun yöneticisi ise çobanların kendi aralarından seçtikleri, oyunu bilen en yaşlı kişidir. Çobanbaşı veya yavrulayacak keçileri saydığı için sayımcı adı verilen bu kişi, kimin hangi rolde oynayacağını belirler ve oyunu organize eder.

Köy seyirlik oyunlarının yazılmış belirli bir metni yoktur; sadece belirli bir kurgusu vardır. Oyun doğaçlama oynansa da oyuncu ve seyirci ile her seferinde yeniden yaratılsa da bu kurgu değişmez25.

Çömelek köyünde de saya oyununun çerçevesi belirlenmiştir. Kalıplaşmış sözleri, eylemleriyle sırası değişmeden dondurulmuş bir şekilde oynanır. Oyuncular ve seyirciler, nerede ne söyleyeceklerini, nasıl hareket edeceklerini bilirler.

Buna karşılık köy seyirlik oyunlarının günümüzde, iletişim araçlarının artması, köyden kente göçlerin yaygınlık kazanması gibi faktörler nedeniyle bazı değişimlere uğradığı da bir gerçektir. Çömelek köyündeki saya oyunuyla ilgili bundan on beş yirmi yıl önce yapılan derlemeyle26 bizim bugün derlediğimiz oyun arasında, tekeyi temsil eden kişinin eskiden tilki adını almış olması, günümüzde ise bu adın, unutulmaya yüz tutmuş olmasından dolayı köylüler tarafından kullanılmaması ve oyunun manzum sözlerinde bazı farklılıklar söz konusudur.

b- Oyuncular: Köy seyirlik oyunlarını çıkaranlar, istekli ve yetenekli kişilerdir. Günlük hayatlarında bunların diğerlerinden hiçbir farkı yoktur; aynı toplumun, aynı koşulların insanıdır27.
Çömelek köyünde oynanan saya oyununda ise oyuncular, çobanların kendi aralarından seçtikleri, oyunun akışını tamamen bilen yetenekli kişilerdir.

c- Seyirci: Köy seyirlik oyunlarının seyircisi genellikle bütün köylüdür. Eğlence amacıyla düzenlenen oyunların seyircisinde yaş ve cinsiyet ayırımı göz önünde bulundurulabilir; ancak töresel ya da büyüsel oyunlarda böyle bir ayırım söz konusu değildir. Töresel ya da büyüsel oyunların, hayvanların çoğalması, ürünün bol olması gibi çıkartılma sebepleri bütün köylüyü ilgilendirdiği için bu tür oyunlara yediden yetmişe herkes katılır28.

Çömelek köyündeki saya oyunu da ritüel kökenli yani töresel ya da büyüsel oyunlar arasında yer aldığı için seyircisi; kadın, erkek, çocuk ayırımı yapılmaksızın tüm köylüdür.

d- Oyun Yeri: Köy seyirlik oyunlarının oynanma yeri yazın meydanlar, kışın ise büyük odalardır29.

Çömelek köyünde ise oyun, evlerden hediye toplanırken düzenlendiği için oyun yeri olarak evlerin önü ve içi kullanılır.

e- Dekor, Kostüm, Aksesuar, Makyaj ve Efekt:

Dekor: Köy seyirlik oyunlarında belirli bir dekora ihtiyaç duyulmadığı30 için Çömelek köyünde çıkartılan saya oyununun da belli bir dekoru yoktur. Oyunun oynandığı yer ve bütün köy oyun için doğal dekordur.

Kostüm: Köy seyirlik oyunlarında kostüm, dekorun tersine büyük bir öneme sahiptir; ancak oyun için gerekli kostümler, kılığına girilen canlıya benzeme değil de sadece göstermece amacıyla kullanılır. Kadın kılığına girecek bir erkek oyuncunun bıyıklarını kesmeden şalvar giyip başörtüsü kullanması veya köpek kılığına girmek için bir kuyruk takması; koyun olmak için beyaz bir koyun postu altına girmesi yeterlidir. Hayvan kılığına girilen oyunlarda önemli olan, oyuncunun kılığına girdiği hayvanın hareketlerini ve seslerini en iyi şekilde taklit etmesidir. Seyirci için bu yeterlidir31.

Çömelek köyündeki saya oyununda çobanbaşı, koyun tüyünden yapılma bir aba giyer, başına başlık takar. Bunun dışında diğer oyuncuların belirli bir kostümü yoktur.

Aksesuar: Aksesuar olarak Çömelek köyündeki oyunda çan ve bir sopa kullanılır. Koruyucu etkisi olan çanın32 buradaki fonksiyonu, sürüyü temsil etmesidir. Bilindiği gibi çan, hayvanların sürüden ayrılmasını engeller; kaybolduklarında veya sürüden ayrıldıklarında çobanın onların yerlerini kolayca bulmasını sağlar.

Çömelek köyündeki saya oyununda oyunculardan bir tanesi, üzerine irili ufaklı yirmi - otuz tane çan takar; bu şekilde sürüyü temsil eder. Tekeyi canlandıran kişi ise, eline ucunda küçük bir çan takılı sopa alır ve üzerinde çok çan takılı olan kişiyi kovalar. Bununla da tekenin sürünün içine girmesi canlandırılmış olur.

Makyaj: Köy seyirlik oyunlarında makyaj ilkel yöntemlerle halledilir. Sakal ve bıyık, koyun postundan yapılır; arap, zenci veya kara kişi rolünde olan oyuncular, is, tencere karası, odun kömürü gibi maddeleri kullanır; ak kişilerin ise yüzü un ile boyanır33.

Oyuncuların bu şekilde kendilerinden başka bir kişiliği, hayvanı, bazen cansız nesnelerin görünüşünü canlandırması, seyirlik oyunların dramatik niteliğini göstermektedir. Dramatik nitelik, kılık değiştirme, yüz boyama, maske ve çeşitli donanımları kullanmayla sağlanır34.

Dramatik karakterli bu oyunlarda maske takmanın iki nedeni vardır: Tanıdığımız kişiyi yok ederek onun insana özgü yüzünü alıp yerine tanımadığımız doğa üstü bir görünüş içine sokmak ve oyuncunun yüzünü yenilemek35.

Maskeyle beraber doğanın bilinmeyen yönünü simgeleyen bu ritüeller, hayvanlarla ilgili olan totemizm kültürünün bir kalıntısıdır. Bu kültür av ekonomisine bağlıdır. Bir avın verimli geçmesi için hayvan maskesi takarak, sihir ve büyüye başvurmak onunla özdeşleşmektir .

Çömelek köyündeki saya oyununda oyuncular yüzlerini siyaha boyarlar; ancak köylü bunun ne anlama geldiğini bilmemektedir. Büyük bir olasılıkla oyuncular, maskeyi doğa üstü bir kimliğe bürünerek bolluk ve bereket dileme ihtiyacından kullanmaktadır.

Efekt: Köy seyirlik oyunlarında efekt, oyun anında oyuncular tarafından canlı olarak yapılır37.
Çömelek köyünde de teknik olarak efekt yapma imkanı bulunmadığından saya oyununda gereken efekt, canlı olarak sesle yapılır.

Müzik ve Dans: Köy seyirlik oyunlarında müzik ve dans vazgeçilmez öğelerdir. Bunları ilkel dönem insanlarının törenlerinde de görmekteyiz. İlk dönem insanları dansı, hayatlarının bütün önemli dönemlerine taşımışlardır; doğumda, erginleme törenlerinde, evlenme ve ölümde dinsel ve büyüsel nitelikli danslar sergilemişlerdir. Bu dönemlerde savaşla, avla, totemle, bollukla, ölümle, mitlerle ilgili danslar çok yaygın bir şekilde devam etmiştir38.

İlkel dönemlerdeki bu danslar, önceleri oyuncuların ellerini çırparak veya ayaklarını yere vurarak bir ahenk sağlamalanyla oluşmuş, daha sonra buna ezgiler eklenmiştir39.

Çömelek köyünde çıkartılan saya oyununda belirli bir müzik aleti ve dans yoktur; ancak üzerine birçok çan takan kişinin, tekeyi temsil eden kişiden kaçarken çıkardığı sesler, daha doğrusu çan sesleri müzik unsurunu oluşturabilir.

Anadolu'nun bazı köylerinde, koç katımı sırasında Koç Halayı oynanır, türküsünde de konuyla ilgili sözler yer alır. Katımdan yüz gün sonra yapılan saya oyununda da sayımcı, evlerden hediye toplarken türkü söyler.

Çömelek köyünde ise toplu dans veya halk oyunlarına, ne katını sırasında ne de yüzüncü gün çıkartılan oyunda rastlanmakta; ancak evlerden hediye toplanırken ezgisiz türkü ve maniler söylenmektedir:

Selâmün aleyküm ağalar beyler
Kim kimleri yeğler
Selâm verdim aldınız mı?
Sayı geldi duydunuz mu?

Selâm kimin selâmı?

Peygamberler kelâmı
Kelini koyunun kelini
Kertik kırkarlar belini
Çölde alırlar dölünü

Doğuşu koyunun doğuşu
Gelir koğuşu koğuşu
Ak kuzunun mor çavuşu

Kuzulu koyunum kuzulu
Gelir yazılı yazılı
Yanı yannık kuzulu

Şu anda ne kaldı ne kalmadı ?
Elli gün kaldı

Elli günü sayarsın
Kavil kavil sağarsın
Güğül güğül yayarsın
Abılam ak kollarını kaldırasın
Altına taş koyasın
Gönlünü hoş koyasın

Sayı geldi sakının
Dembir dümbür takının
Körpelerin b...
Kına deyi yakının
Hû diyelim dostlar hüü
 

Anadolu'nun çeşitli yerlerinde oynanan diğer köy seyirlik oyunlarının evlerden hediye toplama bölümünde de değişik maniler ve kafiyeli sözler söylenmektedir41.

Bu törenlerde, türküler, maniler söylenerek evlerin dolaşılmasının ve yiyecek toplanmasının iki işlevi vardır: Bu uygulamanın hem bereket ve uğur getireceği belirtilerek bir çeşit kutsamada bulunulur hem de armağan verilmesi hatırlatılır, vermeyene sonucun iyi olmayacağı konusunda uyarılarda bulunulur42.

Saya oyunlarında, çobanların ev ev dolaşıp yiyecek toplaması, töre gereğidir. Bu töreler, ilkel toplumların yaşamlarını kolaylaştırmak için doğa ile iyi geçinme gereksiniminden düzenlenmiştir. .....

Bu töreyi Çömelek köyü halkı da bildiği için saya oyununda, varlıklarına göre evlerinde pekmez, bulgur, kuru üzüm, helke, yağ tası vb. neleri varsa, gelenlere verir. Evler dolaşılırken çobanlardan biri, ağzına küllü su doldurur; eğer hediye vermeyen olursa bu küllü suyu onların yüzüne püskürtür. Hediye vermeyen kişi bu şekilde cezalandırılarak yüzü kara çıkartılır.

Saya oyununun oynandığı bazı yörelerde çoban, kendisine hediye verilmeyince "Vermeyenin yüzü katrandan kara olsun." şeklinde beddua eder. Çobanı sevindirecek şekilde hediye verildiğinde ise kuzuların çoğunun dişi olacağına inanılır. Zaten çobanlar da iyi hediye almak için bereket duası anlamında maniler söylerler:43

- "Veren evler şen olsun."

- "Yağ verenin davarı dişi olsun,
Bulgur verenin davarı erkek olsun.

- "Gümbür gümbür yayasın
Fosur fosur sağasın
Şu oğluma şu kızıma diyesin

Çömelek köyünde görülmemekle birlikte Malatya, Kars, Erzincan yöresinden derlenen oyunlarda hediye toplamanın oğlaklar veya kuzular doğduktan sonra da yinelendiği görülmektedir44.

Saya oyunu, Anadolu'nun birçok köyünde bazı inanış ve yasaklan da beraberinde getirmektedir: Katımdan önce koçlann üstüne erkek çocuk bindirilirse döl zamanı erkek kuzu, kız çocuk bindirilirse dişi kuzu doğacağına; koçlar katıma götürülürken yolda erkeğe rastlanırsa kuzuların erkek, kadına rastlanırsa dişi olacağına; sürüye ilk katılan koç kara bir koyun seçerse kışın sert, ak koyun seçerse yumuşak olacağına inanılması; döl zamanı evden komşulara tuz ve ateş vermenin iyi sayılmaması45 eğer bunlar verilirse bereketin kaçacağına inanılması gibi.

Yukarıdaki büyüsel inanışlar ve yasaklar Çömelek köyünde görülmemektedir. Bu köyden derlediğimiz oyunda, diğer yöre oyunlarında görüldüğü gibi hediye toplanmasından sonra yapılan bir toplu yemek ve eğlence bölümü vardır. Çobanlar, evlerden topladıkları yiyeceklerle helva pişirip yerler, geriye kalan yiyecekleri de kendi aralannda paylaşırlar. Yemekten sonra da gece geç vakitlere kadar eğlenirler.
Tören sonunda yapılan bu toplu yiyip içme ve eğlence Orta Asya'da da görülmektedir. Şamanist Türkler âyin ve törenlerinde koyun ve at kurban ederek ziyafetler düzenlemişlerdir46.

Sonuç olarak; İçel'in Mut ilçesine bağlı Çömelek köyünde, belirli gün ve mevsimde çobanlar tarafından düzenlenen saya oyunu, özünü köyün ve köylünün kültürel ve ekonomik ortamından alır. Şehirli bir oyuncu karşısına çıkartıldığında tüm işlevini kaybeder. Olay, taklit öğesi, oyuncu ve seyirci gibi vazgeçilmez unsurlardan oluşur. Belirli bir kurgusu vardır; oyuncu ve seyirciler, oyunda nasıl hareket edeceklerini, ne söyleyeceklerini bilirler. Ancak oyunda, yaşanılan çağın koşullan gereği bazı değişimlerin de olduğu bir gerçektir. Saya oyunu bugün dinsel işlevini yitirmiş ve eğlence aracı olarak oynanır hale gelmiştir; ancak oyun bu dönüşüm sırasında toplumsal işlevini de yitirmemiş, köylüler tarafından bolluk ve berekete kavuşma amacıyla oynandığı inancını, sürdürmüştür.

Bütün bu özellikleri gözönünde bulundurarak saya oyununun Orta Asya kökenli, yeni yurt Anadolu'da İslamiyet ve Anadolu kültürüyle şekillenmiş ritüel kökenli bir köy seyirlik oyunu olduğunu söyleyebiliriz.

Dipnotlar

* Mersin Üniversitesi, Fen-Edb. Fakültesi, Türk Dili ve Edb. Böl. Mersin
1 Nurhan KARADAĞ, Köy Seyirlik Oyunları, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, Ankara, 1978, s. 11.
2 KARADAĞ, a.g.e., s. 9.
3 KARADAĞ, a.g.e., s. 17. ,,
4 KARADAĞ, a.g.e., s. 9.
5 Pertev Naili BORATAV, 100 Soruda Türk Folkloru, 3. b., Gerçek Yayınevi, İstanbul, 1994,s.213.
6 BORATAV, a.g.e., s. 213; Metin AND, Türk Tiyatrosunun Evreleri, Turhan Kitabevi, Ankara, 1983, s. 55-57.
7 Nurhan KARADAĞ, Köy Seyirlik.....s. 30-31.
8 Pertev N. BORATAV, 100 Soruda Türk..... s. 211-212; Ahmet Kutsi TECER, "Köylü
Temsilleri", Ankara Ünv. DTCF Tiyatro Araştırmaları Dergisi. Dramatik Köylü OyunlarıÖzel Sayısı, Yıl: 1975, S.6, Ankara, 1977, s. 7-22; Nurhan KARADAĞ, Köy Seyirlik.....
s. 16-17; Şükrü ELÇİN, Anadolu Köy Orta Oyunları (Köy Tiyatrosu), 3. b., Türk Kültürünü Araştırma Enstitüsü Yayınları, Ankara, 1991, s. 37-62; Metin AND, Geleneksel Türk Tiyatrosu, İnkılâp Kitabevi, İstanbul, 1985, s. 72- 168. , . .-
9 Metin AND, "Dramatik Köylü Oyunları Açısından Muharrem, Aşure ve Taziye", Ankara Ünv. DTCF Tiyatro Araştırmaları Dergisi. Dramatik Köylü Oyunları Özel Sayısı, Yıl:1975, S. 6, Ankara, 1977, s. 49.
10 Metin AND, "Dramatik Köylü Gösterilerinin Ritüel Niteliği", Türk Folkloru Araştırmaları Yıllığı Belleten 1974. KB. MİFAD Yayınları, Ankara, 1975, s. 2.
11 AND, a.g.e., s. 1-2.
12 Cemal Oluşan, 1937, Çömelek Köyü, İlkokul, Çiftçi, 20. 07. 1998; Ömer Çopur, 1949, Çömelek Köyü, Öğretmen Okulu, Emekli Öğretmen, 20. 07. 1998.
13 Nurhan KARADAĞ, Köy Seyirlik.....s. 12.
14 Abdülkadir İNAN, Tarihte ve Bugün Şamanizm, 3. b., TTK Yayınları, Ankara, 1986, s. 74.
15 Sevda ŞENER, "Tiyatronun Kaynağına İlişkin Kuramlar", Ankara Ünv. DTCF Tiyatro Araştırmaları Dergisi. Dramatik Köylü Oyunları Özel Sayısı, Yıl: 1975, S. 6, Ankara, 1977,
S.43.
16 Sedat Veyis ÖRNEK, 100 Soruda İlkellerde Din, Büyü, Sanat, Efsane, 2. b., Gerçek Yayınevi, İstanbul, 1988, s. 183-184.
17 Sevda Şener, "Tiyatronun Kaynağına.....s. 42.
18 Erman ARTUN, Cemal Ritüeli ve Balkanlardaki Varyantları, HAGEM Yayınları, Ankara, 1993, s. 9
19 Metin AND, Türk Tiyatrosunun.....s. 56.
20 Hilmi Dulkadir, "Bir Köy Seyirlik Oyun ve Düşündürdükleri", Yaygın Eğitim Mut Haber Bülteni. Yıl:l, S. 10, 28 Haziran 1985, s.20.
21 Erman ARTUN, Cemal Ritüeli.....s. 15. ,,;;
22 Pertev N. BORATAV, 100 Soruda Türk.....s. 213-214.
23 Metin AND, Türk Tiyatrosunun.....s. 9-11; Konuyla ilgili benzer bilgiler için bkz.:
Metin AND, 100 Soruda Türk Tiyatrosu Tarihi, Gerçek Yayınevi, İstanbul, 1970, s. 18-19.
24 Nurhan KARADAĞ, Köy Seyirlik.....s. 132.
25 Erman ARTUN, Cemal Ritüeli.....s. 9.
26 Muzaffer MUTLUŞAN, "Folklor ve Çömelek", Çömelekliler Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği Yayın Organı. Yıl:l, S. 2, s. 8-9; Hilmi Dulkadir, "Bir Köy Seyirlik Oyun..... s.20.
27 Nurhan KARADAĞ, Köy Seyirlik.....s. 134.
28 KARADAĞ, a.g.e., s. 135.
29 KARADAĞ, a.g.e., s. 137.
30 KARADAĞ, a.g.e., s. 137.
31 KARADAĞ, a.g.e., s. 139-140.
32 Metin AND, Geleneksel Türk.....s. 56.
33 Nurhan KARADAĞ, Köy Seyirlik.....s. 143. ,
34 Metin AND, Türk Tiyatrosunun.....s. 33.
35 Özdemir NUTKU, Dünya Tiyatrosu Tarihi (Başlangıçtan XVIII. Yüzyılın Sonuna Kadar), C. I, Ankara Ünv. DTCF Yayınları, Ankara, 1971, s. 14.
36 Erman ARTUN, Cemal Ritüeli.....s. 11.
37 Nurhan KARADAĞ, Köy Seyirlik.....s. 142.
38 Sedat V. ÖRNEK, 100 Soruda İlkellerde.....s. 181.
39 Özdemir NUTKU, Dünya Tiyatrosu....., C.I,.....s. 13.
40 Metin AND, Türk Tiyatrosunun.....s. 55.
41 Ahmet CAFEROĞLU, Anadolu Dialektolojisi Üzerine Malzeme II, TDK Yayınları,
Ankara, 1994, s., 128; Nurhan KARADAĞ, Köy Seyirlik.....s. 27; Şükrü ELÇİN, Köy
Orta.....s. 46; Metin AND, Oyun ve Bügü, İş Bankası Kültür Yayınları, İstanbul, 1974, s.232-234; Metin AND, Geleneksel Türk.....s. 146.
42 Metin AND, Oyun ve.....s. 131.
43 Nurhan KARADAĞ, Köy Seyirlik.....s. 37.
44 Pertev N. BORAT AV, 100 Soruda Türk.....s. 215.
45 BORATAV, a.g.e., s. 212-213, 215-216.
46 Abdülkadir İNAN, Tarihte ve Bugün.....s. 97-105.