ç.ü. türkolojiÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ TÜRKOLOJİ ARAŞTIRMALARI MERKEZİ

Anasayfa | Makale Bilgi Sistemi | Konu Dizini Yazarlar DiziniKaynaklar Dizini | Makale-Yazar Listesi |  Makale Sayısı-Tarih Listesi | Güncel Türkoloji Kaynakçası

MAKALELER

Atatürk Araştırmaları || Çukurova Araştırmaları || Halkbilim || Dilbilim || Halk Edebiyatı || Yeni Türk Dili || Eski Türk Dili
Yeni Türk Edebiyatı || Eski Türk Edebiyatı || Dil Sorunları || Genel || Tiyatro || Çağdaş Türk Lehçeleri

 

ÇUKUROVA'DAKİ TÜRKİSTANLILARIN BAĞIMSIZLIKTAN SONRA ATAYURTLARI İLE OLAN İLİŞKİLER

Çağatay KOÇAR*

Konumuza geçmeden önce Çukurova'ya yerleşen Türkistanlılar hakkında kısaca bilgi verelim:

Osmanlı İmparatorluğu, yani I. Dünya Savaşı'ndan önce ve savaş döneminde Anadolu'ya gelen Türkistanlıların bir kısmı Çukurova'ya gelerek yerleşmeyi uygun gördü. II. Dünya Savaşında Sovyetler Birliği Ordusundaki Türkistanlı askerlerden 250 ile 300 bin kişi Almanlara esir düştü. Savaş bitiminde onlardan bir kısmı 1948 ile 1950 yılları arasında Çukurova'ya gelerek yerleşti. Bundan sonra 1950 yılından itibaren Afganistan'dan çıkarak Irak ve Suudi Arabistan yolu ile Türkiye'ye gelen Türkistanlıların büyük kısmı Çukurova'yı kendilerine yurt edindiler.

Böylece türlü tarihlerde Çukurova'ya gelerek yerleşen Türkistanlılar 1950 yılında "Türkistanlı Mücahitler Yardımlaşma Derneği", 1951 yılında "Türkistanlılar Yardımlaşma Derneği" adı altında iki cemiyet kurdular. Mezkur cemiyetler çatısı altında kendi örf-âdetlerini ve geleneklerini, milli günlerini yaşatmaya çalıştılar. Bugün Çukurova'daki Türkistanlılar üç yerde cemiyet binasına sahiptirler. Ayrıca hayır sever iki Türkistanlının Adana'nın iki ayrı yerinde yaptırdığı cami bugün ibadete hizmet vermekte.

Çeşitli tarihlerde Çukurova'ya gelerek yerleşen Türkistanlıların büyük çoğunluğu Adana'da sonra sırasıyla Mersin,Tarsus,Ceyhan ve Osmaniye'de yaşamaktadır. Onlar Çukurova halkı ile omuz omuza vererek Çukurova'nın Fransız İşgalinden kurtulması için yapılan savaşlara bilfiil iştirak ettiler ve büyük kahramanlıklar gösterdiler. Bu konuda "XI. Türk Tarih Kongresi"ne sunduğumuz "Çukurova'nın Kurtuluşuna İştirak Eden Türkistanlılar" adlı tebliğimizde geniş bilgi verilmektedir.

Türkistan'daki Özbekistan ve Kırgızistan Cumhuriyetlerinin 31 Ağustos 1991, Türkmenistan Cumhuriyetinin 27 Ekim 1991 ve Kazakistan Cumhuriyetinin 16 Aralık 1991 yılında bağımsızlıklarına kavuşmasından sonra Hür Dünyada yaşayan bütün Türkistanlılar gibi Çukurova'ya yerleşen Türkistanlılarda Atayurtlarını hür şekilde ziyaret etme imkânına kavuştular.

Sırası gelmişken bağımsızlıktan önce Hür Dünyada ve şu arada Çukurova'daki Türkistanlılar Atayutlarmı erkin şekilde ziyaret etme imkânına sahip miydiler? Bu konuda da kısaca bilgi vermeyi uygun gördük. Komünizm döneminde Hür Dünyada yaşayan Türkistanlılar Atayurtlarmda bırakmak zorunda kaldıkları ana, baba, hanım, çocuklarını ve akrabalarını ziyaret etme imkânına o kadar sahip değillerdi. O dönemlerde Sovyetler Birliği gizli istihbarat örgütü " KGB" tarafından yönetilen Özbekistan'daki "Vatan Cemiyeti"ve Kazakistan'daki "Otan Cemiyeti" Hür Dünyada yaşamakta olan Türkistanlılar ile yakın ilişkiler kurmaya çalıştı. Bu maksatla Özbekistan'daki "Vatan Cemiyeti" "Aydın", Kazakistan'daki "Otan Cemiyeti" "Otan"adlı gazete yayınlayarak Hür Dünyadaki bilhassa Türkiye'deki Türkistanlılar arasında nifak sokmaya ve bağımsızlık için yapılan milli faaliyetlere türlü şekilde karşı çıkmaya çalıştılar. Sovyetler Birliği'ndeki mezkur cemiyetler Hür Dünyadaki Türkistanlıları kendi saflarına çekebilmek için türlü vaatlerde bulundular. Ayrıca komünizm propagandası yaparak huzursuzluklar çıkarmayı gaye edindiler. Buna Almanya'nın München kentindeki "Türkistanlılar Cemiyeti"ni örnek olarak göstermek mümkündür. Bu cemiyet Özbekistan'daki "Vatan Cenıiyeti"nin kontroluna girdi. Çukurova'da yaşayan Türkistanlılar Sovyet dönemindeki mezkur cemiyetlerin bütün faaliyetlerine var gücü ile karşılık göstermesine rağmen merkezi Taşkent'te bulunan "Vatan Cemiyeti" az da olsa taraftar toplamaya muvaffak oldu. Bu cemiyet Çukurova'da yaşayan Türkistanlılara türlü vaatlerde bulundu, bilhassa Atayurtlarını ziyaret etme imkânını tanıdı. Çukurova'daki Türkistanlılardan az sayıda kişi "Vatan Cemiyeti"nin daveti ile Atayurtlarını ziyaret ederek yıllar önce bırakmak zorunda kaldıkları ana,baba,hanım,çocuklarını,kardeşleri ve akrabalarını ziyaret etme imkânına eriştiler. Fakat onlar Çukurova'ya geri döndüklerinde Atayurtlarındaki Rus-Komünizm mezâlimini ve esaret hayatının gerçek yüzünü ifade etmeye cesaret edemediler. Atayurtlarıdaki siyasi, sosyal ve ekonomik baskıları gayet normal güllük gülistanlık gibi göstermeye mecbur edildiler. Buîia Özbekistan'daki "Vatan Cemiyeti"nin vasıtası ve daveti ile Atayurdunu ziyaret eden Çukurova'daki bir Türkistanlı şahsın anlattıklarım misâl olarak gösterebiliriz. Mezkur kişi Özbekistan ziyareti konusunda şunları anlatır:

"Taşkent'teki "Vatan Cemiyeti"nin daveti ile Özbekistan'daki akrabalarımı buldum ve onları üzün yıllardan sonra görmeye müyesser oldum. Kokand (Hokand) şehrindeki bütün yakın ve uzak akrabalarımla uzun geceler devam eden sohbetler ile hasret giderdim. Dönüşüme yakın günlerde akrabalarımdan biri, "Dayı Türkiye'ye gidiyorsunuz buradaki gerçek durumları gözlerinizle gördünüz. Lütfen oralardakilere buradaki durumları sakın anlatmayın. Çünkü yerin kulağı var, bizleri düşünün."

Bu ifadeler bağımsızlıktan önceki durumu gözler önüne açıkça sermekte ve Atayurdunu ziyaret edenlerin ne kadar huzursuz ve mutsuz ayrıldıklarını göstermektedir. Şu arada bağımsızlıktan önce Çukurova'ya yerleşen Türkistanlılardan Atayurdunu ziyaret eden Abdulhay Türkistanlı ve Hakim Kârı'nm esrarengiz şekilde öldürülmeleri korku ve kuşkunun artmasına sebep oldu. Bu ise "Vatan Cemiyeti"nin daveti ile Atayurda gidilse de hiçbir garantinin olmadığını gösterir.

Sovyetler Birliği'nde komünizm rejiminin yıkılmaya başlaması ile Hür Dünyada yaşayan Türkistanlılar Atayurtları ile ilişkilerini geliştirmeye çalıştılar. Yani Sovyetler Birliği 1991 yılının sonlarına doğru yıkılmaya başladı ve Türkistan'daki Türk Cumhuriyetleri sırasıyla bağımsızlıklarına kavuştular. Sırasıyla Özbekistan, Kırgızistan, Türkmenistan, Kazakistan ve Tacikistan'ın bağımsızlığa erişmeleri Atayurttakileri nasıl sonsuz sevince boğduysa, Hür Dünyada yaşamakta olan Türkistanlıları da aynı şekilde sevince boğdu. Artık Atayurtlannda bırakmak zorunda kaldıkları yakınlarını erkin şekilde ziyaret etme imkânına sahip idiler.

Çeşitli tarihlerde Çukurova'ya yerleşen Türkistanlılarda Türk Cumhuriyetlerinin bağımsızlığa kavuşmasını coşku ile kutladılar. Artık imkânları dahilinde Atayurtları ile ilişkilerini var güçleriyle geliştirmeye çalıştılar. Bağımsızlıktan birkaç ay sonra Çukurova'daki Türkistanlılar 50-60 yıldır görmedikleri Atayurtlarına giderek akrabalarını bulmaya çalıştılar. Hiç görmedikleri, hatta adını duymadıkları akrabalarını bularak tanışmaya müyesser oldular. Uzun yılların verdiği hasreti bazen ağlayarak bazen gülerek giderdiler. Fakat ne yazık ki, Atayurtta doğanların büyük çoğunluğu dünyadan göçmüştü. Onların çocukları atalarının arzu isteklerini ve vasiyetlerini yerine getirmek için akın akın Özbekistan, Kazakistan, Kırgızistan, Türkmenistan ve Tacikistan Cumhuriyetlerindeki akrabalannı bulmayı bir borç olarak kabul ettiler. Adana'daki Türkistanlılardan Abdulhamit Koçar 61 yıl sonra Atayurduna giderek orada bıraktığı yakın akrabalannı bularak mutluluğunu göz yaşları ile dile getirdi. Fakat bıraktıklarının çoğu dünyadan göçmüştü mutluluğu bazen hicrana dönüştü. Böylece Çukurova'ya yerleşen Türkistanlılar Atayurtlarının bağımsızlığa kavuşmasından sonra ilişkilerini hayli geliştirdiler.

Edindiğimiz bilgilere göre, Çukurova'daki Türkistanlı altı aile oğullarını Atayurtdan evlendirdi. Fakat Atayurduna bugüne kadar hiç kız verilmedi. Bağımsızlığının ilk yıllarında Kırgızistan ile Adana arasında uçak seferleri düzenlendi, fakat rağbet görmediği için uçak seferleri kaldırıldı. Çukurova'daki Türkistanlılardan Atayurtları ile ekonomik bağlantısı olan bazı kişiler oralarda kendi imkânları dahilinde yatırımlar yaptılar. Fakat bu yatırımlar çok cılız sayılır. Adana'daki Türkistanlılar bağımsızlıktan sonra yöre halkının Atayurda olan sevgisini görerek Türkistan mutfağım tanıtmak maksadıyla iki lokanta açtılar.

Şu arada Atayurttaki Türkistanlıların Çukurova'ya yerleşen akrabalarını ziyaret ederek hasret giderdiklerine de şahit olmaktayız.

Böylece Türkistan'daki Türk Cumhuriyetlerinin bağımsızlığa kavuşmasından sonra Hür Dünyadaki Türkistanlılar Atayurtlarını ve oradaki yakınlarım tanımaya eriştiler.

 

* Araştırmacı- Yazar