ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ-TÜRKOLOJİ ARAŞTIRMALARI MERKEZİ
Anasayfa | Makale Bilgi Sistemi | Konu Dizini Yazarlar DiziniKaynaklar Dizini | Makale-Yazar Listesi |  Makale Sayısı-Tarih Listesi | Güncel Türkoloji Kaynakçası

Atatürk Araştırmaları || Çukurova Araştırmaları || Halkbilim || Dilbilim || Halk Edebiyatı || Yeni Türk Dili || Eski Türk Dili
Yeni Türk Edebiyatı || Eski Türk Edebiyatı || Dil Sorunları || Genel || Tiyatro || Çağdaş Türk Lehçeleri

 

KIRGIZCANIN İÇKİLİK AĞIZLAR GRUBU ÜZERİNE

Yrd. Doç. Dr. Rysbek ALİMOV*

TÜBAR-XXX-/2011-Güz/

ÖZ: Kırgızcanın yerel şekillerinin tarihî, sosyal, göç ve
etnogenetik gibi etkenler sebebiyle büyük ölçüde iç içe geçmiş ara ağız
özelliği taşıdığı bilinir. Ancak diyalektolojik çalışmalarda İçkilik (Güney¬
batı) olarak tasnif edilen ağızlar grubu hakkında aynı şeyi söylemek
mümkün değildir. Derlenen ağız malzemeleri İçkilik ağızlar grubunun sa¬
dece ölçünlü Kırgızcadan değil, aynı zamanda kendisiyle komşu bölge
ağızlarından da pek çok yönden ayrıldığını göstermektedir.

Makalede İçkilik Kırgızlarının dil özellikleri konu edilmektedir.
Ağız farklılıkları fonetik, morfolojik, sentaks ve sözvarlığında görülen
özellikler olarak tasnif edilmiştir.

İçkilik ağızlar grubunda Uygurca ve Özbekçe gibi Karluk grubu
Türk dillerinin etkisi hemen dikkat çekmektedir. Bununla birlikte İçkilik
Kırgızlarının mensup olduğu boylar arasında bir taraftan Oğuz kökenli,
diğer taraftan ise Güney Sibirya’da görülen etnik isimlerin bulunması on¬
ların dilinde ilgili alt katmanların da var olduğuna işaret etmektedir.

Makaledeki veriler bu alanda yapılmış önceki çalışmalarla yazarın
söz konusu ağızlar grubuyla ilgili alan çalışmalarından derlediği malze¬
melere dayanmaktadır.

Anahtar Kelimeler: Kırgızca, İçkilik, ağız, diyalektoloji

On The Ichkilik Variety of Dialects of Kyrgyz

ABSTRACT: Most local varieties of Kyrgyz show a composite or
in-between character. However, the Ichkilik group of dialects stands apart
from other Kyrgyz dialects. The Ichkilik is actually a collective name of
the group of tribes mainly settled in the Batken province of Kyrgyzstan
and adjoining regions such as Fergana, Jergetal and Pamir of Uzbekistan
and Tajikistan.

The linguistic data gathered so far shows that the Ichkilik idiom is
quite distinctive not only from standard Kyrgyz, but from neighboring di¬
alects as well. On the one hand, the language of Ichkiliks has a strong in-

Mardin Artuklu Üni. Ed. Fak. TDE Böl.

fluence of Turkic languages such as Uighur and Uzbek. On the other
hand, the linguistic data provides evidence that there are certain Oguz and
some mixed layers in the dialect.

This paper is devoted to a study of the dialect of Ichkiliks. The au¬
thor focuses on typical characteristics in the phonological system, mor¬
phology, sentence structure and lexicon of the dialect.

The paper is based on the results of the previous studies on Kyrgyz
dialects as well as the author’s materials gathered from field researches on
the Ichkiliks and their idiom.

Key Words: Kyrgyz, Ichkilik, dialect, dialectology

1. GİRİŞ

Diyalektoloji çalışmalarında çağdaş Kırgızcada Kuzey ve Güney
şeklinde iki (Batmanov 1938; Abduldayev 1966) veya Kuzey, Güneydo¬
ğu ve Güneybatı şeklinde üç (Yunusaliyev 1971) ağızlar grubu olduğu
görüşü yaygındır. Bu sınırlar esasında bugünkü Kırgızistan’daki doğal
coğrafî sınırlarla da örtüşmektedir. Kuzey ağızlar grubu Tanrı Dağları
silsilesindeki Fergana sıradağlarının kuzeyinde, Güney ağızları ise aynı
sıradağların güneyinde konuşulur. Yunusaliyev’in önerdiği Güneybatı
ağızlar grubu güneydeki Oş şehrinden geçen Akbuura ırmağının batısın¬
da, Güneydoğu (Merkezî Güney) ağızlar grubu ise doğusunda konuşulur
(Yunusaliyev 1971: 81-83). Ne var ki, eş dil çizgilerinin (isogloss) bu
doğal sınırlar ile çoğu zaman uyuşmadığı da görülür. Çoğu kez kuzeyde
Çüy vilayetinin batısı ve Talas ile güneydeki Aksı bölgesi, yine kuzeyde¬
ki Narın bölgesi ile güneydeki Suzak ve Özgön rayonlarının bazı kısımla¬
rının idiomlarında benzer özelliklere rastlanır (Abduldayev, 1966;
Bakinova 1956). Bununla birlikte son ses durumundaki
z ve s fonemle¬
rinde karşıtlığın silinmesi (örn.:
kız ~ kıs, biz ~ bis), uzun ünlülerde dif¬
tonglaşma (örn.:
too ~ tow, suu ~ suw), ön seste k ve t ötümlüleşmesi
(örn.:
kel- > gel-, kaz > gaz; tart- > dart- “çekmek”, tur- > dur- “ayağa
kalkmak”) vs. gibi ses olaylarının Kuzey ve Güney ağızlarında karışık bir
şekilde görülür (Abduldayev, 1956; Abduldayev 1966; Bakinova 1955;
Bakinova 1956; Bakinova vd. 1959).

Mukambayev (1957) bu yüzden Kırgızca ile ilgili önerdiği ağız
tasnifinde diğerlerinden farklı davranır. Kırgız ağızlarını tasnif eden diğer
araştırmacılarda görülen karışıklık ve tutarsızlıkları gidermek adına önce¬
likle biri dışında bütün Kırgız ağızlarını
Tışkılık Kırgızcası (Dış Kırgızca)
şeklinde birleştirir, ardından dışarıda kalan ve bugünkü Kırgızistan’ın
güneybatısındaki Batken ve civarında konuşulan ağız grubunu ise
İçkilik
Kırgızcası
(İç Kırgızca) olarak gösterir.

Kırgızca ile ilgili diyalektolojik tasniflerde ağız sınırlarının coğrafî
ve sosyal ölçütler yanı sıra Kırgız boylarının yerleşim coğrafyası, diğer
bir ifadeyle etnogenetik özelliklerine göre de belirlendiği bili
nir
(Yunusaliyev 1971). Kırgız boylarının XX. yy.a kadar konar-göçer hayat
tarzı dolayısıyla aktif göç halinde oldukları dikkate alındığında, Kırgızca-
nın çoğu yerel şeklinin iç içe geçmiş veya ara ağız özelliği taşımasının
doğal olduğu kendiliğinden ortaya çıkmaktadır. Ancak aynı şeyi
Mukambayev’in
İçkilik, Yunusaliyev’in ise Güneybatı (veya yine İçkilik)
olarak gösterdiği, esasen bugünkü Batken ve civarında konuşulan Kırgız-
canın yerel şekli için söylemek pek mümkün değildir. İçkilik ağzının
sadece ölçünlü Kırgızcadan değil, aynı zamanda kendisiyle komşu bölge
ağızlarından da pek çok yönden ayrıldığı derlenen dil malzemelerinden
anlaşılmaktadır.

Bu çalışmada konuyla ilgili önceki yayınlardaki verilerle yazarın
çoğunlukla 2005 ve 2006 yaz aylarında İçkilikliler ve onların diliyle ilgili
yaptığı alan çalışmalarından derlediği malzemelere dayanılarak genel
hatlarıyla İçkilik ağızlar grubunun ayırıcı dil özelliklerinin ortaya konul¬
ması amaçlanmıştır1.

Makalede İçkilik ağızlar grubu içerisinde ağız adacığı oluşturan
Çayırçıların
(Çsarçi) dil özelliklerine değinilmemiştir. Pek çok yönüyle
diğer İçkilik ağızlarıyla ortak özelliklere sahip olmasına rağmen, yoğun¬
lukla Kırgızistan’ın Batken şehri ve civarındaki birkaç köyde konuşulan
bu ağız fevkalade dikkat çekici farklılıklara sahiptir. Birincil uzun ünlü
bulunduran çok sayıda kelimenin varlığı, ön seste
çs ses değişimi (Say

< çay “çay”, Sakır-çakır “çağırmak” vs.), apa “anne” yerine ene (<
ana) kelimesinin kullanılması dikkat çeken örneklerden birkaçıdır. Söz
konusu ağız adacığı ayrı bir çalışma konusudur.

2. İÇKİLİK KIRGIZLARI

İçkilik Kırgızları diye tanımlanan grup hâlen Kırgızistan’ın güney¬
batısında bulunan Batken vilayetindeki Batken, Kadamcay, Leylek
rayonları^, Oş vilayetine bağlı Nookat rayonu ile bugünkü Özbekistan ve
Tacikistan’a bağlı komşu bölgelerde (Özbekistan’ın Fergana, Hokand,
Cizzak, Semerkand, Taşkent vs. vilayetleri; Tacikistan’ın ise Hocent,
Cergetal ve Murgab bölgeleri) toplu olarak yaşarlar (ayrıca bk. Kılıç
2003: 79-135). Yine Kırgızistan’ın Calalabat vilayetine bağlı Suzak
rayonunda da ahalisinin kendisini İçkiliklilerden sayan birkaç köy bu¬
lunmaktadır. Doğu Türkistan’daki Kâşgar civarında da kendilerini İçkilik

Kırgızlarına dâhil eden kabilelerin var olduğu bilinmektedir (Abramzon
1990: 27). Pamir Kırgızları ve onların Türkiye’ye göç eden bir kolu olan
Van’ın Erçiş ilçesinde yerleşik Kırgızlar da İçkilik Kırgızlarındandır
(Kayıpov 2010: 181-199).

Kırgız şecere geleneğine göre bugün İçkilik grubunu teşkil eden
boylar şunlardır:
Avat, Boston, Böksö, Börü, Cookesek, Çapkıldık, Kaydı,
Katagan, Kesek, Kıdırşa, Kıpçak, Koyurat, Nayman, Savay, Teyit,
Töölös, Noygut, Orgu
(Karatayev 2003: 81). Ancak bu birliğe giren boy
isimleri ve sayıları kaynaklarda değişiklik göstermektedir. Abramzon bu
grubun mensupları olarak
Kıpçak, Nayman, Teyit, Kesek, Cookesek,
Kaydı, Boston, Noygut, Töölös, Avagat (>Avaat)
ve çekince koyarak,
Kıdırşaa ve Orgu boylarını sayar (Abramzon 1990: 25). Aristov ise İçki¬
lik Kırgızlarının toplam 20 boydan oluştuğunu belirtir ve büyük boylar
arasında mezkûr boyların birçoğunu sıralamakta birlikte
Kazık Ayak,
Kara Saadak
, Kara Teyit ve Çal Teyit gibi boy isimlerini de zikreder
(Aristov 1894: 391-486).

Bazı kaynaklarda İçkilik boylarından olanların kendilerini ayrıca
Oy (sağ) ve Sol (sol) olmak üzere iki alt gruba ayırdığı kaydedilir. Buna
göre
Teyit, Kesek, Cookesek, Töölös, Kıpçak, Avat, Kaydı, Nayman,
Katagan
ve Orgu boyları İçkiliklilerin Oy koluna, Savay, Saray, Pakal ve
Boston boyları ise Sol koluna dâhil edilir (Bakinova 1956: 9).

İçkilik birliğine mensup boy isimlerinin kaynaklara göre farklı ve
çelişkili bilgiler içermesine rağmen, zikrolunan boylardan birkaçının bu
grubun çekirdeğini oluşturduğu söylenebilir. Bunlar
Avat, Boston,
Döölös, Kaydı, Kıpçak, Kesek, Nayman, Noygut ve Teyit
boylarıdır. Nite¬
kim Kırgız şecerecilerinin bir kısmı İçkilik birliğini bu boylarla sınırlı
tutmaktadır (Umar Uulu 1991: 22).

Kırgızlarla ilgili tarihî ve etnografik çalışmalarda XIX. yy.ın ikinci
yarısından itibaren İçkiliklilerle ilgili bilgiler de yer almaya başlar. Kimi
araştırmacılar İçkilik grubuna girenleri Kırgızlara sonradan dâhil olan
boylar diye tasnif ederek onların büyük bir kısmını ya XVI. yy.da Deşt-i
Kıpçak’tan, ya da Doğu Türkistan’dan geldikleri görüşünü ileri sürer.
Kimileri de İçkiliklileri eski Kırgız boylarından saymakta ve etnografyası
ile idiomlarındaki bir takım farklılıkların daha yeni dönemlerde komşu
Özbek, Uygur ve bilhassa Tacik etkisiyle oluştuğu kanaatindedirler.

İçkilik Kırgızlarından ilk bahsedenlerden biri Valihanov’dur ve
kendisi bir taraftan İçkiliklileri, diğer taraftan ise yine Kırgız boylarından
olan Kıpçak, Kıtay ve Naymanları haricî Kırgızlar diye sınıflandırır, da¬
yanak olarak da mezkûr boyların kendilerini Kırgız addetmeleri ve atala¬
rının, şecerelerine göre, Kırgızbay adlı biri olduğunu söylemelerine rağ¬
men, diğer Kırgız boylarının bunu kabul etmemelerini gösterir.

(Valihanov 1958: 110).

Aristov İçkiliklilerin Kırgızlar arasına sonradan dâhil olan haricî
boylardan olduğu hususunda Valihanov’la hemfikirdir. İddiasını ise diğer
Kırgız boylarında geçen klan isimlerinin İçkilik boylarında hiç görülme¬
mesine bağlamaktadır. Bununla birlikte İçkilik arasında zikredilen
Nayman, Kesek ve Kıpçak boylarının Kazaklarda da olduğu gerçeğinden
yola çıkarak onların Fergana bölgesine Şeybanî Özbekleriyle birlikte
geldiğini ve bilahare İçkilik Kırgızlarına dâhil olduğunu ileri sürmektedir.
Aristov’a göre İçkilik Kırgızları arasında tarihî Türk boy ve klan adları¬
nın hiç geçmemesi sebebiyle onları, zamanla bir boy birliği oluşturmuş
“bigâneler camiası” olarak değerlendirmek daha doğrudur (Aristov 1894:
391-486).

Petrov Reşidüddin’in Câmiü’t-Tevârih’i ile Seyfüddin
Ahsikentî’nin Mecmuatü’t-Tevârih’i gibi tarihî kaynaklarda yer alan ve
kendisinin İçkiliklilerle ilişkilendirdiği bir takım bilgilere dayanarak İçki¬
lik grubuna giren kabilelerin esas kısmının XII.-XIII. yy.da Yenisey civa¬
rından Tanrı Dağlarına doğru göç etmiş topluluklar, bir kısmının da XVI.
yy. başında Deşt-i Kıpçak taraflarından Fergana vadisine gelenler oldu¬
ğunu iddia eder (Petrov 1960: 70-80; bu görüşün eleştirisi için bk.
Abramzon 1971: 18).

Abramzon ise Tanrı Dağı Kırgızlarının etnik yapısının çok karma¬
şık olduğunu baştan belirterek İçkilik Kırgızlarına mensup boyların Tanrı
Dağlarının doğu yamaçlarından (Doğu Türkistan) bugünkü yaşadıkları
bölgeye henüz XVI-XVII. yy.da göç ettiğini ve burada bölgenin yerlisi
olan ve daha sonra İçkiliklilere katılan Çogorok (Babürnâme’deki
Çograk) gibi Türk boylarıyla karıştığını belirtir (Abramzon 1971: 30-31).

Yunusaliyev çağdaş Kırgızcanın daha XIV. yy.da bugünkü özellik¬
lerine sahip olduğunu, İçkiliklilerin dil özelliklerinin diğer Kırgız boyla¬
rının ağızlarıyla birlikte çok uzun zamandır tek dil içerisinde geliştiğini
belirterek dolaylı olsa da İçkiliklilerin bugünkü Kırgız kavmini oluşturan
diğer boylardan hiçbir yönüyle farklı olmadığı görüşünü savunur
(Yunusaliyev 1956: 41-45).

İçkilik Kırgızlarının teşekkülü ve tarihiyle ilgili görüşlerin birbi¬
rinden farklı olmasına rağmen, araştırmacıların ekseriyeti İçkilik terimini
yukarıda saydığımız çeşitli boylardan oluşan bir birlik anlamında kullan¬
maktadır. Daha açık bir ifadeyle ilgili kaynaklara göre İçkilik, Kırgızlara
sonradan dâhil olmuş ve çekirdeğini
Kıpçak, Teyit, Kesek, Töölös, Kaydı
gibi boyların meydana getirdiği belirli ve sınırlı sayıdaki kabileden müte¬
şekkil oldukça eski bir geçmişe sahip bir konfederasyonun adıdır.

İçkilik kelimesi bugünkü Kırgızcada “içeride olan” anlamındadır,
ancak kelimeye farklı kaynaklarda “merkezde olan”, “(sonradan) içeriye
alınan”, “(sonradan) dâhil olan” gibi anlamlar da yüklenmektedir
(Karatayev 2004:81; Çorotegin - Ömürbektegin 1996: 219).

Kırgız şeceresine göre Türk-Moğol geleneksel askerî-siyasî yapı¬
lanmasına uygun olarak
Oy “sağ” ve Sol “sol” şeklinde teşkilatlanan Kır-
gızlarda, bu iki grubun dışında İçkilik şeklinde bir grubun olması ister
istemez bu grubu teşkil eden boyların geleneksel Kırgız kabile birliğine
sonradan katıldığı görüşü ile bu kelimeye atfedilen son iki anlamın geçer¬
li olabileceğini pekiştirmektedir.

Ancak kendilerini İçkilik grubuna mensup kabul edenlerin toplu
yaşadığı Kırgızistan’ın güneybatı bölgesi dışında (örneğin, Isık-Köl, Ta¬
las, Çüy, Çatkal.) yaşayan
Kıpçak, Katagan, Töölös, Kaydı gibi boylara
mensup kimselerin kendilerini İçkilik grubuna dâhil etmemeleri, İçkilik
isminin, şecere geleneğine göre bu isimle anılan birliğe dâhil olan kabile¬
lerle değil, daha çok mezkûr bölge ile ilgili bir etnonim olduğunu düşün¬
dürmektedir.

Bununla birlikte, İçkilik Kırgızlarının kendi grupları dışındaki Kır-
gızlara hitaben kullandıkları
Arkalıksırt’ta, yani dışarıda olan” tanımı,
bununla birlikte
İçkilik’e eşanlamlı olarak On Uul “On Oğul”, Bulgaçı ve
Toguz Uul “Dokuz Oğul”, onların karşıtı olarak da sırasıyla Otuz Uul
“Otuz Oğul” ve Kırgız isimlendirmelerinin kullanılması, İçkilik adının
günümüzde artık bu boy birliğinin alt katmanı olmuş yerli Türk kavimle-
rine ait askerî-siyasî yapılanmanın bir kolu olduğu görüşüne sevk etmek¬
tedir. Karmışeva’nın kayıtlarındaki Tacikistanlı Kırgızlardan bir kaynak
kişinin “Kırgızlar, Otuz Uul kabile birliğini teşkil eden Dış Kırgızlar ve
kendimin de mensup olduğu İç Kırgızlar şeklinde ikiye ayrılır.” şeklinde
açıklaması bu bakımdan ipucu niteliğindedir (Abduldayev 1966).

Geleneksel Türk historyagrafyasında askerî-siyasî yapılanmadaki
İç-Dış karşıtlığının Oğuzlarda görüldüğünün burada zikredilmesi yerinde
olacaktır. Yukarıdaki ikili karşıtlıklarda görülen bu durum
(On
Uul^Otuz Uul, Bulgaçı^Otuz Uul, Toguz Uul^Kırgız
vs.) günümüzde
bu coğrafyada ikili (dual) askerî-siyasî yapılanmaya sahip çok sayıda
tarihî Türk kavminin iç içe olduğuna ve tarih içerisinde katmanlaştığına
işaret etmektedir.

İçkilik birliğine giren daha küçük boylar arasında bir taraftan Kı¬
zılbaş, Gökley, Ersarı, Teklen, Türkmön
gibi Oğuz soylu, diğer taraftan
Urgu, Sokolok, Murkut gibi Tuva ve Altaylılara ait, ayrıca Çogorok,
Çüyüt, Türktow, Sart-Kıpçak, Tarançı, Uygur, Galça, Lakay
gibi karışık
etnik isimlerin bulunması bu görüşü açıkça desteklemektedir (Karatayev
2004).

Konuyla ilgili birinci elden tarihî kaynakların bulunmaması, eldeki
verilerde görülen zıtlık ve tutarsızlıklar, İçkilikliler ve bu birliğe dâhil
olan kabilelerin geçmişiyle ilgili ikna edici bir şey söylemeyi engellemek¬
tedir. Ancak şurası açıktır ki İçkiliklilerin dilinde önemli ölçüde Karluk
grubu Türk dillerinin, yani Özbekçe ve Uygurcanın etkisi görülmektedir.
Yalnızca dil değil, etnografya yönünden de bu grup mensuplarının diğer
Kırgızlardan farklı özelliklere sahip olduğu dikkat çekicidir. İçkiliklilerin
maddî ve manevî kültüründeki pek çok özellik aynı zamanda Özbek ve
Uygurlarda da rastlanır (geniş bilgi için bk. Bakinova 1955).

Bununla birlikte örnekleri çok yaygın olmasa da Kırgız ağızlarında
görülen ön seste
b~m ikililiği hususunda İçkilik ağzının genellikle b’den
yana olması gerçeği, yine ön seste
k>g, k>g ve t>d ötümlüleşmesi gibi
ses olayları söz konusu ağızda Oğuz alt katmanının varlığının bir göster¬
gesidir.

Kırgızlar arasında geleneksel askerî-siyasî yapılanma ile ilgili Oy
ve Sol kavramları bizzat bu birlik mensupları için günümüzde artık her¬
hangi bir şey ifade etmemektedir; buna mukabil
İçkilik grubu kabilelerin¬
den birine mensup kimseler bu birliğe dâhil olmayan diğer Kırgızları
kendilerinden ayırmak için
Arkalık sıfatını kullanırlar. Bu da İçkilik gru¬
bu mensuplarında bir birlik şuuru olduğunu göstermektedir. Dil ile bera¬
ber maddî ve manevî kültür yönünden diğer Kırgızlardan önemli farklı¬
lıkları ve son olarak, diğer Kırgızlara karşı kendilerini “ötekileştirmeleri”
aslında onların alt-etnik bir yapılanmaya sahip olduğuna da işaret etmek¬
tedir.

3. İÇKİLİK KIRGIZLARININ DÍL ÖZELLİKLERİ

İçkilik ağızlar grubu, bir taraftan hiçbir Kırgız ağzında görülmeyen
özgün, diğer taraftan ise başka bölge ağızlarının biri veya ikisi ile ortak
özellikler taşır. Ancak ortak özellikleri paylaştığı bölge her zaman komşu
bir bölge değildir. Meselâ, dudak ünlülerinde görülen diftonglaşma, İçki¬
lik ağızlarıyla bazı ortaklıklara sahip komşu Oş, Aravan ve Karasuu böl¬
gelerinde yaşayanların dilinde değil, onlardan oldukça uzak olan Aksı ve
Talas ağızlarında görülür. Keza,
kışta “kışın” yerine kışındası ve sırasıyla
cazındası “ilkbaharda”, cayındası “yazın” vs. kullanımı İçkilikliler ya¬
nında Narın bölgesinde de görülür.

Bununla birlikte İçkilik ağızlarının dil özelliklerini bütün İçkilikli-
lere teşmil etmek de doğru değildir. Araştırmamız sırasında zikrolunan
ağızlar grubu içerisinde farklı ağız merkezlerinin olduğu görülmüştür.
Bunlar itibarî olarak sırasıyla Leylek, Batken, Cergetal ve Pamir şeklinde
gösterilebilir. Leylek’e bağlı İçkilik idiomları arasında Tacikistan’ın
Hocent vilayeti ile Özbekistan’ın Taşkent (Buka bölgesi), Semerkand,
Cizzak (özellikle Bahmal ve Zaamin bölgeleri) vilayetlerinde yerleşik

Kırgızların dili gösterilebilir. İkinci merkeze bağlı olarak Kırgızistan’ın
Batken, Kadamcay, Nookat rayonları ile Özbekistan’ın Fergana vilaye¬
tindeki, Cergetal merkezine ise Kırgızistan’ın Çoq Alay ile Tacikistan’ın
Cergetal bölgelerindeki Kırgızların ağzı dâhil edilebilir. Pamir Kırgızca-
sırn ise Tacikistan’ın Murgab bölgesinin yerlisi olan Kırgızlarla Afganis¬
tan’ın kuzeyindeki Vahan “koridoru” ile Türkiye’de Van’ın Erçiş ilçesin¬
de toplu olarak yaşayan Kırgızların idiomları oluşturur.

Leylek aynı zamanda bütün olarak İçkilik ağız merkezi de kabul
edilebilir. Bir taraftan İçkiliklilere atfedilen dil özellikleri bakımından
Leylek ağzında görülen nispî istikrar ve tutarlılık, diğer taraftan ise İçki-
lik grubuna mensup kimselerin atalarının hâlihazırda oturdukları bölgele¬
re Leylek’ten gelmelerini göstermeleri (Bakinova 1956: 9) buna işaret
etmektedir.

3.1. İçkilik Kırgızları Ağzı Fonetik Özellikleri

1.    Diğer Kırgız ağızlarından farklı olarak çok sayıda birincil uzun
ünlü bulundurur:
“aç”, ağıl “ağıl”, arık “zayıf”, bir “bir, beş “beş”,
bol- “ol-”, vs. Yapılan derlemelerde birincil ünlü bulunduran kelimelerin
sayısının 100’ü geçtiği saptanmıştır (bk. Alimov 2010). Birincil uzun
ünlü bulunduran örneklerin büyük oranda Türkmencedeki verilerle örtüş-
tüğü görülmüştür. Ancak örneklerden önemli bir kısmının benzerine çağ¬
daş Türk dillerinde değil, yalnızca tarihî Türk dillerinde rastlanılmıştır.

2.    Bazı kelimelerde c->0: örmölö- (ÖK. cörmölö-) “emeklemek”,
üz (ÖK. cüz) “yüz, çehre”, üstömön (ÖK. cüstömön < cüzü tömön) “yüz
aşağı”,
ırğa- “eğlenmek, neşelenmek “ (ÖK. cırğa- < Mo. cirğa-), ırğal
“rahatlık, zevk” (ÖK. cırğal < Mo. cirğal),

3.    Ön seste y-~c- ikililiği: yol ~ col “yol”, yakşı ~ cakşı “iyi”, yâk
~ cok
“yok”, yıl ~ cıl “yıl”, yardam ~ cardam “yardım”, tör yüz ~ tör cüz
“dört yüz” vs. Zikrolunan örnekler ve benzerleri tek başına veya cümle
başında kullandıklarında öteki Kırgız ağızlarında olduğu gibi genellikle
ön seste
c iledir, ancak cümle içinde kullanıldığında ön sesteki c’nin y’ye
kaydığı görülür. Örneğin:
Cakşı ken dep aytışattar “İyi olduğunu söyler¬
ler”;
Cüda yam yahşı boğon ken özü “Çok da iyi olmuşmuş aslında.”.

4.    Bazı kelimelerde ön ve içseste m- ünsüzü yerine b- veya onun
ötümsüz karşıtı
-p- ünsüzünün (yalnızca içseste) kullanılması: ben (ÖK.
men) “ben”, benin (ÖK. menin) “benim”, bunday (ÖK. mınday) “böyle”,
bunoğu (ÖK. mınagı) “bu, işte bu”, boyun (ÖK. moyun) “boyun”,
boyunça (ÖK. moyunça) “boyunca”, böön (ÖK. möön) “oniki parmak
bağırsağı”,
bözök, buzow (ÖK. muzoo) “buzağı”, buun (ÖK. muun) “bo¬
ğum”,
tapan (ÖK. taman) “taban”, kıpın (ÖK. kımın) “zerre”, çabındı
(ÖK. çamındı) “kırpıntı” vs. Kimi bölgelerde bu örneklerin iki şekli, ki¬
milerinde ise tek şeklinin kullanıldığı görülmektedir. Söz konusu ses
olayı Isıkgöl, Talas gibi diğer Kırgız ağızlarında da görülür, ancak İçkilik
ağızlarına kıyasla ötekilerde tespit edilen örneklerin sayısı çok daha azdır.

5.    Ön seste ötümlüleşme. a) k>ğ, k>g: Örneğin, gaz (ÖK. gaz) <
ET. kâz “kaz”, gilem (ÖK. kilem) < Fa. gilım “halı, kilim” göcö (< ÖK.
köcö, Kaz. köce) “çorba tarzı bir yemek çeşidi”, gülçs (ÖK. külçö) < Fa.
kulça “yuvarlak ve yassı çörek”, gış (ÖK. kış) < Fa. hişt “kerpiç”, gılıç
(ÖK. kılıç) < ET. kılıç “kılıç”, ğoon- (ÖK. kuban-) < ET. kıvan- “sevin¬
mek, kıvanmak”,
ğonuç (ÖK. konç) < ET. konç “konç”, ğorun- (ÖK.
korun-) < ET. korun- “korunmak”, ğovda (ÖK. köödön) < ET. kövtüy
“gövde”, ğıyvıra- (ÖK. kıbıra-) < ET. kıpır+a- “kıpırdanmak” ğıyıldaş- <
ÖK.
kıcıldaş- “patırtı çıkarmak” vs.

Örneklerden anlaşıldığı gibi İçkilik ağızlarında ön seste k>ğ, k>g
ötümlüleşmesi hem ön, hem art ünlülerden önce görülmektedir. Bu ses
değişimi, bilindiği üzere, sınırlı sayıda kelimeyle ilgili olarak karışık bir
biçimde Kırgızcanın diğer ağızlarında da karşımıza çıkar, ancak İçkilik
ağızlarından farklı olarak öteki ağızlarda ön seste
k>ğ, k>g olayı sadece
ön ünlü bulunduran kelimelerde görülür. Örneğin;
göl (ÖK. köl) “göl”,
gel- (ÖK. kel-) “gelmek”, gir- (ÖK. kir-) “girmek”, gör- (ÖK. gör-)
“görmek”, gül- (ÖK. kül-) “gülmek” vs. İlginçtir ki son örneklerin hepsi
İçkilik ağızlarında yaygın
k>g değişimine rağmen ön seste k’lidir, yani
köl, kel-, kir-, kör-, kül- vs. şeklindedir.

Diğer Kırgız ağızlarında ön seste g/ğ bulunduran Arapça Farsça
alıntı kelimelerde bu pozisyondaki ses ötümsüzleşirken İçkilik ağızların¬
da istisnasız ötümlü şekilleriyle kullanılır. Örneğin,
gügürt (ÖK. kükürt)

< Fa. gügird “kükürt”, gümsn (ÖK. kümön) < Fa. gümân “zan, şüphe”,
gsdsy (ÖK. kedey) < Fa. gedâ “fakir, fukara”, ğovğa (ÖK. kooğa) < Fa.
ğavğa “kavga” vs.

b) Bazı kelimelerde görülen t>d değişimi. Örneğin, daştuw (ÖK.
taştuu) “taşlı”, ddndır (ÖK. tandır) < Ar. tannür “tandır”, deysel- < ÖK.
teysel- “sallanmak”, demsele- < ÖK. temsele- “başı boş gezmek”, döş <
ÖK.
töş “döş”, doy < ÖK. toy “düğün. merasim”, duwra- < ÖK. tuura-
‘‘taklit etmek, öykünmek”, dumalak < ÖK. tomolok “yuvarlak”, dorvo ~
torvo (ÖK. torbo) “torba” vs. Bununla birlikte ÖK.da önseste d ünsüzü
ile başlayan kelimelerin bir kısmının İçkilik ağızlarında t’li olduğu gö¬
rülmektedir. Örneğin,
tarvız (ÖK. darbız) “karpuz”, tayyar (ÖK. dayar)
“hazır”, taam (ÖK. daam) “lezzet; yemek” vs.

6.    İç seste -l->0: al-, sal-, kal-, kel-, bol- fiillerinin kimi fiilimsiler
veya fiil çekim ekleriyle kullanıldıklarında hece sonundaki
l sesinin düş¬
mesidir. Örneğin,
bolboyt > bovoyt “olmaz, olmayacak” kelbeyt > keveyt
“gelmez, gelmeyecek” albayt > avayt “almaz, almayacak”, boluptur >
boptur
“olmuş”, keliptir > keptir “gelmiş”, kelgen > kegen “geldi, gel¬
miş”,
kelgençekegiçe “gelinceye kadar”, kelgilekegile “geliniz”,
alğan > ağan “aldı, almış”, alsaasa “alsa, aldıysa”, bolğon > boğon
“oldu, olmuş”, bolsoboso “olsa”, salğan > sağan “koydu, bıraktı;
koymuş, bırakmış” vs.

7.    İç seste b > v: barvay (ÖK. barbay) “varmadan, gitmeden”,
ölvöyt (ÖK. ölböyt) “ölmez”, köv eken (ÖK. köp eken) “çok çalışarak),
devegile (ÖK. debegile) “demeyin” vs. Bu ses olayı iç ses durumunda iki
ünlü arasında kalan
b ünsüzü ile ilgili olarak öteki Kırgız ağızlarının çoğu
için geçerlidir (örn.: Aksı ağzında
atalarıvıs “(ÖK. atalarıbız) “ataları¬
mız”), ancak İçkilik ağızlarında bu ses olayı ayrıca önceki hecenin son
sesine komşu hece başı
b ünsüzüyle de ilgilidir. Bazen cümle içerisinde
bar, bir ve ber-, bol-, bar- kelimelerinde ön sesteki ünsüzün sızıcılaştığı
görülür. Örneğin:
İlgeri vir padışa var eken. (ÖK. İlgeri bir padışa bar
eken)
“Bir zamanlar bir padişah varmış.”; Atası bir at minip uygö varat.
(ÖK. Atası bir at minip üygö barat) “Babası bir ata binerek eve varır.”;
Men üç ownap bir koçkor volom. (ÖK. Men üç oonap bir koçkor bolom.)
“Ben üç kez yuvarlanırım ve bir koç olurum (koça dönüşürüm)” (örnekler
için bk. Abduldayev 1966: 119).

8.    ÖK. ve öteki ağızlarında hece sınırındaki r, l, m, y, k, t, ş sesle¬
riyle
l sesi arasında görülen düzenli ilerleyici benzeşme olayı görülmez,
bunun aksine bazı örneklerde gerileyici benzeşme görülür:
barlık (ÖK.
bardık) “bütün, hepsi”, birlik (ÖK. birdik) “birlik”, kimler (ÖK. kimder)
“kimler”,
türlüwtüllüw (ÖK. türdüü) “türlü, çeşitli”, tilte (ÖK. dilde)
“altın”, uşla- (ÖK. -, Aksı ağzında uşta-) “tutmak, yakalamak”, tişle-
(ÖK. tişte-) “dişlemek”, mollo (ÖK. moldo) “molla, din hocası” vs.

9.    Önseste l ünsüzünün durumunu koruması. İçkilik ağızlarında
ön seste
l bulunduran örneklerin tümü diğer Kırgız ağızlarında bir dar
ünlü ile başlar. Örneğin,
lay (ÖK. ılay) “çamur”, layka (ÖK. ılayka) “bu¬
lanık”,
lakap (ÖK. ılakap) “atasözü, deyim” < Ar. lakab “künye, lakab”,
lsgsn (ÖK. ilegen) < Fa. lagan “leğen, yayvan tas”, “leğen”, lap (ÖK.
ilep) < Fa. leb “dudak”.

10.    Ses erimesinin önlenmesi için zayıf ünsüzlerin güçlü ünsüze
dönüşmesi: a) y>g: ET.
eder (EDPT 63b) > eyer > eger (ÖK: eer)
“eyer”, ET. ediz (EDPT 73b) > eyizegiz “yüksek”, ET. idi: (EDPT
41a) > 
iye > egee “sahip”; b) w>g: tebe >töwö > tögö (ÖK. töö) “deve”
(krş. Uyg.
töge “deve”), Fa. samur > suwur > suğur (ÖK. suur) “marmot,
dağ sıçanı”, ET.
sub >suw > suğ (ÖK. suu) “su”, ÖK. ciber- > cüwör >
cügör-
“göndermek”.

11.    Kısa ve uzun a seslerinin bulunması: asal “bal”, mayda “ufak”,
ayt- “söyle-”, caylöö “yayla”, baari “hepsi”, saal “biraz”. Kısa a sesinin
ayrıca anlam ayırıcı özelliği de bulunmaktadır:
pas “alçak” - pes “bir
hastalık adı”,
bark “yaprak” - bark “değer”, kal “kel” - kel- “gel-”, kar
“sağır” - ker- “germek” vs.

12.    Dudak diftonglarının bulunması: suw apke (ÖK. suu alıp kel)
“su getir”, towdon kegen (ÖK. toodon kelgen) “dağdan gelmiş”, üylüw
ede
(ÖK. üylüü ele) “ev sahibiydi”, biröw ağan (ÖK. biröö alğan) “biri
almış” vs. Ancak dudak diftongları bakımından İçkilik ağzı Kırgızcarnn
Aksı ve Talas ağızlarına kıyasla daha tutarsızdır. Bazen diftonglar yerine
uzun ünlülerin kullanıldığı da görülür:
kuwup cügöröt ~ kuup cügöröt
(ÖK. kuup ciberet) “kovar”, buuday eget (ÖK. buuday eget) “buğday
eker”,
uulu yam bar “oğlu da var” vs.

13.    İç ve son ses durumundaki z ve s ünsüzleri arasında anlam ayı¬
rıcı özelliğin korunması:
kız- “ısınmak” - kıs- “kısmak”, az- “azmak” -
as- “asmak”, kızık “ilginç” - kısık “coğr. boğaz” vs.

3.2. İçkilik Kırgızları Ağzı Morfolojik Özellikleri

1.    Karluk grubu Türk lehçelerinde olduğu gibi zamir n’sinin bu¬
lunmaması:
ata+sı+ğa (ÖK. ata+sı+n+a) “babasına”, ata+sı+da (ÖK.
ata+sı+n+da) “babasında”, ata+sı+dan (ÖK. ata+sı+n+dan) “babasın¬
dan” vs.

2.    Karluk grubu Türk lehçelerinde olduğu 3. teklik şahıs iyelik
ekinden sonra yükleme hal ekinin
-nl, yönelme hal ekinin -GA olması:
til+i+ni (ÖK. til+i+n); bala+sı+ğa (ÖK. bala+sı+n+a).

3.    Özbek Türkçesinde olduğu gibi topluluk sayı ekinin +oo/+öö
(örn. eköö “ikisi (birlikte)” yerine +ala olması: ekalasi “her ikisi”,
üçalayiz “üçünüz birlikte” vs. Ancak bu kullanım Özbekçe ile iç içe veya
onlara yakın bölge idiomları için söz konusudur. Aynı durum Farsça
dâna
“tane” kelimesinden türeme enklitik -tA formu için de geçerlidir. Örne¬
ğin,
bitta “bir adet”, altıta “altı adet”, om beşta “on beş adet” vs. ÖK.da
olmayan bu şekil İçkilik ağızlar grubunda sık kullanılır, ancak Özbek ve
Taciklerle komşu yerleşim birimlerinde bu kullanım yaygın iken, komşu
olmayan uzak köylerde nispeten daha az kullanılır.

4.    Diğer Kırgız ağızlarında fiil çekiminde 3. çokluk şahıs eki için
işteşlik çatı ekinden yararlanılır; ancak bu ağızda bu görevi pek çok Türk
lehçesinde olduğu gibi +lAr çokluk eki üstlenir:
aytattar “söylerler”,
keletter “gelirler”, aytkandar “söylemişler”, aytsalar “söyleseler”. Bazen
bu iki ek birlikte kullanılır:
aytışattar “söylerler”, kelişetter “gelirler”,
aytışkandar “söylemişler, söylediler”, aytışsalar “söyleseler” vs.

5.    kanday “nasıl”, kayda “nerede” gibi soru kelimelerine +lAr
ekinin gelmesi:
kanday+lar, kayda+lar.

6.    Ek-fiilin belirli geçmiş zaman şekli olarak ele yerine ede ~ edi
şekillerinin kullanılması: bar ede “var idi”, kegen ede “gelmişti”, kördü
ede
“gördüydü” vs.

7.    ciber- “göndermek” fiili yerine cügör- (< cüwör-< ciber-) şek¬
linin kullanılması:
onu cügördüm ede (ÖK. anı ciberdim ele) “onu gön¬
dermiştim”,
küttürvöy alıp cügör endi (ÖK. küttürböy emi alıp ciber/iy)
“fazla bekletmeden artık (kadehi) kaldırıver”. Örnekteki w > g ses olayı
için bk. 3.1.1/8.

8.    İvedilik bildiren iy- (< ıd-), ir- (< ber-), ciber- (< ıda ber-),
yardımcı fiilleri yerine ver- (< ber-) yardımcı fiilinin kullanılması: içiver-
(ÖK. içip iy-/ir-/ciber-) “içivermek”; cügörüver- (ÖK. ciberip iy-/ir-)
“gönderivermek” vs.

9.    -ğAnI/-ğOnU zarf-fiil eki için ekin eski -ğAlI/-ğOlU şekilleri¬
nin kullanılması:
körgölü bardım ede (ÖK. körgönü bardım ele) “görme¬
ye (görmek için) gitmiştim” ,
alğalı kegen (ÖK. alğanı kelgen) “almaya
(almak için) geldi” vs.

10.    Bazı zaman zarflarında sonda 3. teklik şahıs iyelik ekinin geç¬
mesi:
kışındası ~ kıştası (ÖK. kışta ~ kışında) “kışın”, cazındası (ÖK.
cazda ~ cazında) “ilkbaharda”, cayındası (ÖK. cayda ~ cayında) “yazın”,
küzündösü (ÖK. küzdö ~ küzündö) “sonbaharda, güzün”, kündüzü (ÖK.
küngüz) “gündüzleyin, gündüz vakti”, keçindesi, keçkesi (ÖK. keçinde,
keçke)
“akşamleyin”, tündösü (ÖK. tündö) “geceleyin” vs.

11.    1. çokluk şahıs istek-emir eki -AlI(k) yerine -AylI(k) ve -AyIk
şekillerinin kullanılması: oğo baraylık / oğo barayık (ÖK. ağa baralı)
“ona gidelim” vs.

12.    uşul, oşol işaret zamirleri yerini şu(l), şo(l) şekillerinin kulla¬
nılması:
şo bala cüda şok bede (ÖK. oşol bala ötö şok (emes) bele) “O
çocuk çok haşarı değil miydi?” vs.

13.    Nereli olduğunu bildirmek için kalıplaşmış kelimelerde +lIK (<
ET+lığ) yerine +çI ekinin kullanılması:
Alayçı (ÖK. Alaylık) “Alaylı”,
Batkençi (ÖK. Batkendik) “Batkenli”, Ferğanaçı (ÖK. Ferğanalık)
“Ferganalı”, şssrçi (ÖK. şaardık) “şehirli” vs. Ancak bu tür kullanım
İçkiliklilerin yoğun yaşadığı bölgelerdeki yer isimleriyle sınırlıdır. Diğer
bir tabirle, uzak bölgelerde yaşayanlar için genel Kırgızcadaki -+lIK kul¬
lanılır. Örn.:
Oştuk “Oşlu”, Bişkektik “Bişkekli” vs.

14.    ÖK. ve öteki ağızlarda kullanılan limitatif ve terminatif (varış)
hali için datifli
çeyin “kadar” çekim edatı yerine +GAçA ekinin daha yay¬
gın kullanılması:
tör küngeçe (ÖK. tört küngö çeyin”, “dört güne kadar”,
Oşgaça (ÖK. Oşko çeyin) “Oş’a kadar”, üygeçe (ÖK. üygö çeyin), “eve

kadar”, ertegeçe (ÖK. ertenge çeyin) “yarına kadar” vs.

15.    Bazı bölgelerde sayılarda farklı şekillerin kullanılması: üçta
kam cüz
“(yüzden üç eksik) doksan yedi”, on eki cüz “(on iki yüz) bin iki
yüz”,
ottuz yüz “(otuz yüz) üç bin” vs.

16.    Aydınlatmak, ışıtmak anlamında carık kıl- fiili yerine arkaik
carı-, caşı- fiillerinin kullanılması: üydün içini carıttım/caşıttım “evin
içini aydınlattım” vs.

17.    Bugünkü Kırgızcada pekiştirme-sınırlama edatı olarak kullanı¬
lan
ele yerine onun ek şeklindeki arkaik -lA varyantının kullanılması:

menle kegem (ÖK. men ele kelgenmin) “sadece ben gelmiştim” vs.

18.    Kelimeye sürekli yapılan hareket anlamı katan sıfat-fiil ekleri -
AnAk
ve -AğAn yerine -kÂk/-Âk ekleri kullanılır. Örneğin, kavaak it (ÖK.
kabanak/kabağan it) “çok havlayan köpek”, süsköök/süsöök sıyır (ÖK.
süzögön uy) “çok fazla süsen, tos vuran sığır”, kaçkaak/kaçaak mal “ağıl¬
dan sıkça kaçan inek” vs.

19.    3. teklik şahıs zamiri al ile bunun çekimli şekilleri olan anı,
ağa, anda, andan
yerine sırasıyla ol, onu, oğo, odo, odon şekillerinin
kullanılması:
odon avadıy bede (ÖK. andan albadıy bele) “Ondan alma¬
mış mıydın?” vs.

20.    3. teklik şahıs iyelik ekinden sonra ilgi halinin tamamen veya
yalnızca son ünsüzünün düşürülmesi:
atası koluğa ber (ÖK. atasının
koluna ber)
“babasının eline ver”, koylorunu cününü satat (ÖK.
koylorunun cünün satat) “koyunlarının yününü satacak” vs.

21.    (y)am<hem, lakin, ki, (y)u edatlarının kullanılması. Örneğin,
Ben-am baram. (ÖK. Men da baramın.) “Ben de gideceğim”; Cahşı-yam
kepsin.
(ÖK. Cakşı ele keliptirsin.) “İyi ki gelmişsin.”; Onu kördüm u iç
narse-yam deyalvadım
. (ÖK. Anı kördüm, birok eç nerse dey albadım.)
“Onu görmesine gördüm, fakat hiçbir şey diyemedim.” vs.

22.    Tacikçe ve Özbekçenin etkisiyle Farsça kam-, na-, ser-, be(y)-
ön eklerinin kullanılması: kamkuwat “güçsüz, halsiz”, kamakıl “aklı ek¬
sik”,
kamsüt “sütü az”, sergap “lafı çok, gezeve”, sergöş “etli, semiz”,
nataanış “tanıdık olmayan, yabancı”, namakul “doğru olmayan, yanlış”,
begam “gamsız; yavaş davranan”, beymaza “rahat bırakmayan, huzursuz
eden”,
beparzant “çocuksuz, çocuğu olmayan”, beypul “parasız” vs

3.3. İçkilik Kırgızları Ağzı Sentaks Özellikleri

1. Ki’li cümlelerin kullanılması: Ayttı ki senin arızın mende tur¬
sun
“Dedi ki senin dilekçen bende kalsın”, Men barsam bolot ki, birok ta
ettege işim bar ede
“(Aslında) gidebilirim, ancak yarın bir işim vardı” vs.

2. Ne... ne... bağlacıyla oluşturulmuş cümlelerin varlığı: Ne köröt
ne körvöyt.
“Görür mü, görmez mi, bilinmez.”, Ekita üşta büdür ne çığat
ne çıkpayt.
“ Çıkarsa bile iki üç sivilce ancak çıkar.”

3.4. İçkilik Kırgızları Ağzı Sözvarlığı Özellikleri

Bakinova (1956: 84-99)’da Oş (Güney) ağızlarının sözvarlığına ait
zengin örnekler vermekle birlikte Güneybatı (İçkilik) ağızlar grubunun
Güneybatı (Oş ve civarı) ağızlarından sözvarlığı açısından çok farklı ol¬
madığını belirtir. Bakinova tek fark olarak komşu ağızlara kıyasla Gü¬
neybatı ağızlar grubunda Arapça ve Farsça kökenli kelimelerin daha fazla
kullanıldığını gösterir. Yaptığımız gözlemler İçkilik ağızlar grubunun
hem komşu (Oş ve civarı), hem de öteki Kırgız ağızlarından farklı yönle¬
rinin zikrolunan dillerden alıntı kelimelerle ilgili kullanım sıklığıyla sınır¬
lı olmadığını göstermiştir. İçkilik ağızlar grubunda sözvarlığı açısından
dikkat çeken yerel özellikler şunlardır:

1.    Geç dönem Moğolca kökenli kelimelerin bulunmaması: İçkilik
ağızlar grubunda sadece diğer Kırgız ağızlarında değil, Türk dillerinin
pek çoğunda yaygın olarak kullanılan Moğolca kökenli kelimeler mev¬
cuttur. Örneğin,
ayıl < Mo. ayl “ev halkı, konu komşu, yerleşke, köy”,
kunacın ~ ğunacın < Mo. ğunacin “3 yaşındaki inek”, ğunan < Mo.
ğunan “3. yaşındaki tay”, dülöy < Mo. düley “sağır; anlayışsız, danga¬
lak”,
çıda- < Mo. çida- “dayanmak, yetmek”, uçura-< Mo. uçira- “karşı¬
laşmak, yüz yüze gelmek” vs. Ancak söz konusu kelimeler çoğunlukla
XIII-XV. yy.a ait Moğolca katmana ait kelimelerdir. Bununla birlikte
Moğolca kelimeler Kazakça, Güney Sibirya’daki Tuvaca gibi Türk dille¬
rinde olduğu gibi Kırgızcaya çeşitli zaman dilimlerinde girmeye devam
etmiştir. İçkilik ağızlarında işte bu, yani Orta Moğolcaya ait alıntılar dı¬
şında geç dönem Moğolca kelimelere rastlanılmamaktadır. Örneğin, Kır-
gızcanın kuzey ağızlarında sıkça kullanılan aşağıdaki Moğolca kökenli
kelimeler söz konusu ağızlar grubunda hiç görülmez:
kaalğa < YMo.
haalğa < OMo. hağalğan “dış kapı”, meeley < YMo. beeliy < OMo.
begeley “eldiven”, baçım < YMo. baçim “tez, çabuk”, kereez < YMo.
gerees < OMo. geriyesü “vasiyet, son arzu”, baraan “silüet, karaltı; göl¬
ge” < YMo.
baraanbarağan “koyu esmer, karanlık, koyu” vs.

2.    Arapça ve Farsça kelimelerin sözvarlığında önemli bir katman
oluşturması: Kırgızcada Orta Asya’daki diğer Türk dillerinde olduğu gibi
eskiden beri Arapça ve Farsça dil katmanı mevcuttur. Ancak Özbek ve
özellikle Taciklerle komşuluğu sebebiyle İçkilik Kırgızlarımn diline Kır-
gızcanın diğer bölgesel varyantlarına kıyasla çok daha fazla Arapça ve
Farsça kökenli kelime girmiştir Bu alıntı sözvarlığı katmanına ait bir
takım kelimeler yalnızca İçkilik ağızlarında rastlanır ve diğer ağızlarda
hemen hemen hiç kullanılmaz. Örneğin,
baana (ÖK. şıltoo) < Fa. bahana
“bahane, gerekçe”, baar (ÖK. caz) < Fa. bahar “bahar, ilkbahar”, ilevzi
(ÖK. ubada) “verilen söz” < Ar. levazım, matal (ÖK. makal) “atasözü” <
Ar.
maOal “mesel, öğretici hikaye”, mesel (ÖK. comok) “masal” < Ar.
maOal “mesel, öğretici hikaye”, hunik (ÖK. - ) “çirkin, güzel olmayan” <
Fa.
hunek “iyi, güzel, hoş”.

3. Ağız özellikli kelimeler: İçkilik ağızlarında bununla birlikte
çok sayıda ağız özellikli kelimeler mevcuttur. Söz konusu kelimeler Kır-
gızcanın diğer ağızlarında hemen hemen hiç kullanılmaz. Örneğin;
sıyır,
pada
(ÖK. uy) “inek, sığır”: Padanı aydap kegen bede? “Sığırları (otlak¬
tan) getirmiş miydi?”;
cak ~ yak (ÖK. may) < ET. yağ “yağ”: Bazardan
göş cak am ala kel
“Pazardan et ve yağ da al.”; katta: (ÖK. çoıj) “büyük”:
çon ata ~ katta ata “(baba tarafından) büyükbaba”; egiz (ÖK. biyik ) <
ET.
ediz “yüksek, yüksek yer” (EDPT 73b ediz/edi:z): Şo tow cüda egiz
eken
“O dağ çok yüksekmiş.”; kalla (ÖK. baş) “kafa”: Onu kallasi
işteveyt
“Onun kafası çalışmıyor”. Ancak, Başım ooruvatat. “Başım ağrı¬
yor.”;
ağıl (ÖK. -) “ağıl, hayvan barınağı”: Maldı ağılga sydappar “Hay¬
vanları ağıla doğru sür.”.

Sonuç

İçkilik ağızlar grubunun Kırgız diyalektoloji alanında farklı bir ko¬
numa sahip olduğu konusunda araştırmacıların çoğu hemfikirdir. Ayırıcı
dil özelliklerine bakıldığında ilk olarak Uygurca ve Özbekçe gibi Karluk
grubu Türk dillerinin büyük etkisi hissedilmektedir. Fonetiğinde
l > 0, iç
seste
l sesiyle ilgili bir ilerleyici benzeşmenin olmayışı gibi ses olayları,
başta pronomimal n’nin bulunmayışı örneği olmak üzere morfolojisinde
görülen pek çok benzerlik üzerinde durduğumuz ağızlar grubunu Özbek-
çeye yaklaştırır. Bununla birlikte Türk dillerinde ender görülen ses erime¬
sinin önlenmesi için zayıf ünsüzlerin güçlü ünsüze dönüşmesi (y > g,
w >
g)
olayının İçkilik ağızları yanı sıra Uygurcada da görülmesi ve diğer
benzerlikler bu iki idiom arasında karşılıklı etkileşimin varlığına işaret
etmektedir. Ancak bu durumu dil etkileşiminden daha çok İçkilik Kırgız-
larının şekillenmesinde hem bugünkü Uygurları, hem de Özbekleri oluş¬
turan Türk boylarının üslendiği aktif role bağlamak daha doğru olacaktır.
Uygur ve Özbeklerde rastlanan etnik boy isimlerinin İçkilik Kırgızları
arasında da bulunması bu görüşü ayrıca desteklemektedir.

Aynı şekilde Türkmenlerle ortak boy isimlerinin bulunması ve ön
seste istikrarsız da olsa
k > ğ, k > g, t >d ötümlüleşmesi gibi bazı ağız
özellikleri İçkilik ağızlar grubunda bir Oğuzca alt katman olabileceğini
düşündürmektedir. Birincil uzun ünlülerin diğer Kırgız ağızlarına kıyasla
çok daha fazla örnekte korunmuş ve bunlardan büyük bir kısmının bu¬
günkü Türkmencedeki örneklerle örtüşüyor olması da son görüşü destek-

ler nitelikte bir özelliktir.

İçkiliklilerin dilindeki dikkat çeken başka bir husus da bu ağızlar
grubunun sözvarlığında geç dönem Moğolca kelimelerin bulunmayışıdır.
Bu durum açıkça Güneybatı (İçkilik) Kırgızlarırnn diğer Kırgız boyların¬
dan farklı olarak XVI. -XVIII. yy.da Moğol dilli Cungarlarla herhangi bir
teması bulunmadığının bir göstergesidir.

İçkilik boy isimlerinde görülen zenginlik İçkilik Kırgızlarının
etnogenetiğinde çok sayıda Türk veya haricî etnik grubun aktif rol aldığı¬
nı, bugünkü İçkiliklilerin yaşadığı bölgede geçmişten bugüne bu etnik
grupların birbiri içerisinde erimiş olduğunu ve bugünkü İçkiliklilerin alt
kat
manını oluşturduğuna işaret etmektedir. İçkiliklilerin ağız özelliklerin¬
deki kimi tutarsızlık ve istikrarsızlıklar bu farklı alt katmanların etkisiyle
ilgili olmalıdır. İçkilik Kırgızlarının dilinin öteki Kırgız idiomlarından
genel olarak çok farklı olmayışı İçkiliklilerin yaygın bir Kırgız üst kat¬
manına sahip olmasıyla açıklanabilir.

KAYNAKÇA

ABDULDAYEV E. (1966), Kırgız Tilinin Govorloru, Til Cana Edebiyat
İnstitutu Basması, Frunze.

ABDULDAYEV E. (1956), Kırgız Tilinin Çatkal Govoru, Til Cana Edebiyat
İnstitutu Basması, Frunze.

ABDULDAYEV E., MUKAMBAYEV C. (1959), Kırgız dialektologiyasının
oçerkteri
, İlim, Frunze.

AHMATOV T. (1959), Kırgız Tilinin Talas Govoru, Til Cana Edebiyat İnstitutu
Basması, Frunze.

ABDULDAYEV E., BAKİNOVA G. vd. (1960), Tyan-Şandık Kırgızdardın
tilindegi özgöçölüktör
, Til cana Edebiyat İnstitutu Basması, Frunze.
ABDULDAYEV E., BAKİNOVA G., BEYŞEKEYEV N. (1955),
Özbekstandagı Kırgızdardın Tilindegi Cergiliktüü Özgöçölüktör, Til cana
Edebiyat İnstitutu Basması, Frunze.

ABRAMZON S. M. (1971), Kirgizı i ih etnogenetiçeskiye i kulturnıye svyazi,
Nauka, Leningrad.

ALİMOV R. (2010), “Kırgızcanın İçkilik Ağızlar Grubunda Birincil Uzun Ünlü¬
ler ve İzleri“, Modern Türklük Araştırmaları Dergisi, C. 7, S. 1 (Mart
2010) s. 251-268.

ARİSTOV N. A. (1894), “Opıt vıyasneniya etniçeskogo sostava kirgiz-kazakov
Bolşoy ordı i Kara-Kirgizov, Na Osnovanii Rodoslovnıh Skazaniy İ
Svedeniy O Suşçestvuyuşçih Rodovıh Deleniyahi İ O Rodovıh Tamgah,
A Takje İstoriçeskih Dannıh İ Naçinayuşçihsya Antropologiçeskih
İssledovaniy,
Jivaya Starina, Sankt-Peterburg, Sayı 3-4 (1894), s. 391¬
486.

BAKİNOVA G. (1955), Isık-Köl Govorunun Materialdarınan, Til Cana Edebi¬
yat İnstitutu Basması, Frunze.

BAKİNOVA G. (1956), Kırgız tilinin Oş govorloru, Til cana Edebiyat İnstitutu
Basması, Frunze.

BAKİNOVA G., KONDUÇALQVA S., SIDIKQV S. (1959), Kırgız Tilinin Çüy
govoru
, Til Cana Edebiyat İnstitutu Basması, Frunze.

BATMANQV İ. A. (1938), Severnıye Dialektı Kirgizskogo Yazıka, Kırgızstan,
Frunze.

CLAUSQN G. (1972), An Etymological Dictionary of Pre-Thirtheenth-Century
Turkish,
Clarendon Press, Oxford.

ÇOROTEGİN T., ÖMÜRBEKTEGİN T. (1996), “Hunnu doorundagı
babalarıbız”,
Kırgızdar (ed. Cusupov K.), Bişkek,
Kırgızpoligrafkombinat.

KARATAYEV O. (2003), Kırgız Etnonimder Sözdügü, Manas Universitesi
Basması, Bişkek.

KAYIPQV S. (2010), “Ethnological Review of the Van Kyrgyz”, International
Journal of Central Asian Studies,
2010/14 Seoul, Korea, s. 181-199.

KILIÇ F. (2003), Kırgız Türkçesinin İçkilik Ağzı. KÖK Araştırmalar V/l Bahar,
s. 79-135

LESSING F. D. (2003), Moğolca-Türkçe Sözlük (çev. G. KARAAĞAÇ), I (A¬
N), II (O-C(Z)), TDK Yayınları, Ankara.

MUKAMBAYEV C. “Kırgız Tilinin Dialektilerinin Klassifikatsiyası”,
Mugalimder Gazetası, 24 Ocak 1957 sayısı.

MUKAMBAYEV C. (2009), Kırgız tilinin dialektologiyalık sözdügü, Manas
Universitesi Basması, Bishkek.

PETROV K. İ. (1960), “Etnogenez kirgizov i ih dvijeniye a Tyan-Şan v XIII-XV
vv.”,
Izvestiya Akademii Nauk Kirgizskoy SSR, Seriya Obşçestvennıh
Nauk, II/3 (Istoriya),
Frunze, İzdatelstvo AN Kirgizskoy SSR.

UMAR UULU T. (1991), Kırgız Sancırası, Bişkek, Arım.

VALİHANOV, Ç. (1958), “Oçerki Djungarii”, Izbrannıye Proizvedeniya, Pod
red. Margulana,
Alma-Ata, Gılım.

YUNUSALİYEV B. (1956), “K voprosu o formirovanii obşçenarodnogo
kirgizskogo yazıka”,
Trudı Instituta Yazıka i Literaturı Akademii Nauk
Kirgizskoy SSR,
Sayı 4 (1956), s. 41-45.

YUNUSALİYEV B. (1971), Kırgız Dialektologiyası, Frunze, Mektep.

KISALTMALAR

Ar. : Arapça

EDPT : An Etymological Dictionary of Pre-Thirtheenth-Century Turkish

ET. : Eski Türkçe

Fa. : Farsça

Kaz. : Kazakça

Mo.    : Moğolca

OMo.    : Orta Moğolca

ÖK.    : Ölçünlü Kırgızca

YMo.    : Yeni Mogolca

1

Makalede îçkiliklilere ait ağız metinlerinin verilmesi amaçlanmadığı için örneklerin
yazımında uluslararası fonetik alfabe (IPA) yerine Türk transkripsiyon alfabesi kulla¬
nılmıştır.

• rayon: Kırgızistan’ın idarî bölümlenmesinde oblast’tan (vilayet) sonra gelen birimdir.