MİLLİ GAYE İLE ORTAYA ATILMA KARARI |
Bu iki vali beyler ile 15' inci Kolordu Komutanı Kâzım
Karabekir Paşa ve yanımda bulunan Rauf Bey, eski İzmit mutasarrıfı
Süreyya Bey, karargâhına bağlı Kurmay Başkanı Kâzım Bey, Kurmay Husrev
Bey ve Doktor Refik Bey arkadaşlarımla ciddî bir görüşme yapmayı uygun
buldum. Kendilerine genel ve özel durumu açıklayarak tutulması gerekli
olan yolu anlattım. Bu münasebetle en elverişsiz durumları, genel
ve şahsî tehlikeleri; her ihtimale karşı göze alınması kaçınılmaz
olan fedakârlığı dile getirdim. Bir de millî gaye ile ortaya atılacakların
bugün yok edilmesini düşünen, yalnız saray, hükûmet ve yabancılardır.
Ancak, bütün memleketin aldatılmasını ve aleyhimize çevrilmesini de
ihtimalden uzak tutmamak gerekir. Millete önder olacakların, her ne
pahasına olursa olsun amaçtan dönmemeleri, memlekette barınabilecekleri
son noktada, son nefeslerini verinceye kadar, bu amaç uğrunda fedakârlığa
devam edeceklerine daha işin başında karar vermeleri gerekir. Kalplerinde
bu gücü duymayanların teşebbüse geçmemeleri elbette daha isabetli
olur. Çünkü, aksi halde hem kendilerini hem de milleti aldatmış olurlar.
Bir de söz konusu görev, resmî makam ve üniformaya sığınarak, el altından yürütülebilecek türden değildir. Bu tarz bir dereceye kadar sürdürülebilir. Fakat, artık, o devir geçmiştir. Açıkça ortaya çıkmak ve milletin hakları adına gür sesle bağırmak ve bütün milleti bu sese ortak etmek lâzımdır. Benim, görevden alındığıma ve her türlü sonuçla karşı karşıya bulunduğuma şüphe yoktur. Benimle açıktan açığa işbirliği etmek, aynı sonucu şimdiden kabullenmek demektir. Bundan başka, bu şartların istediği adamın, başka birçok bakımlardan da, mutlaka benim şahsım olabileceği gibi bir iddia söz konusu değildir. Yalnız, herhalde, bu memleket evlâdından birinin ortaya atılması kaçınılmaz olmuştur. Benden başka bir arkadaş da düşünülebilir. Yeter ki, o arkadaş, bugünkü durumun kendisinden beklediği şekilde harekete evet diyebilsin dedim. Bu konuşma ve açıklamalardan sonra, gelişigüzel karar almak doğru olamayacağından bir süre düşünmek ve özel görüşmeler yapabilmek için, görüşmelere son verdiğimi bildirdim. Tekrar toplandığımızda, işin başında benim devam etmemi, kendilerinin bana yardımcı ve destek olacaklarını bildirdiler. Yalnız bir arkadaş, Münir Bey, önemli mazereti dolayısıyla, bir süre için kendisinin fiilî görevden affını rica etti. Ben, şeklen, resmî görev ve askerlikten ayrıldıktan sonra da, tıpkı şimdiye kadar olduğu tarzda üst komutan imişim gibi emirlerimin yerine getirilmesinin başarı için temel şart olduğunu belirttim. Bu nokta tamamen benimsenip kabul gördükten sonra toplantıya son verildi. Efendiler, İstanbul'da Genel Kurmay Başkanlığı makamında, birbirinin yerini alan Cevat ve Fevzi paşalardan, Barış Hazırlığı Komisyonu'nda çalışan İsmet Bey'den başlayarak Erzurum'a gelinceye kadar, her yerde temas ve ilişkide bulunduğum komutan, subay, her türlü devlet adamı ve ileri gelen kimselerle, burada, Erzurum'da yaptığım gibi görüşmeler ve anlaşmalar yapmıştım. Bundaki yarar takdir buyurulur. |